The Mosquito Coast – Tanıtım
14 yorum Vesper 08 Mayıs 2021 08:08
amerikan dizisi apple drama Gabriel Bateman Justin Theroux Logan Polish melissa george neil cross Paul Theroux tanıtım the mosquito coast Tom Bissell yeni dizi
Yeni Apple+ draması The Mosquito Coast 30 Nisan 2021’de yayın hayatına başladı. Dizinin ilk sezonu 7 bölümden oluşuyor. 
Dizi, Paul Theroux‘un 1981 tarihinde yayımlanan aynı isimli romanından uyarlanıyor. Romanı, ülkemizde “Sivrisinek Sahili” adıyla bulabilirsiniz. 1986 yılında Harrison Ford’un başrolünde olduğu bir film versiyonu da mevcut. Luther dizisinin yürütücü yapımcısı Neil Cross ve Tom Bissell dizinin arkasındaki isimler. Başrol Justin Theroux da amcası gibi dizinin yapımcıları arasında yer alıyor.
Konusu:
Fox ailesi, kırsal alanda sakin bir hayat sürmektedir. Ailenin babası Allie Fox, farklı alanlarda birçok yeteneği bulunan bir mucittir. Fakat teknoloji karşıtı bir tutumu savunmaktadır. Evde telefon, televizyon, bilgisayar gibi hiçbir alete izin vermemektedir. Çocuklarının okula gitmesi yerine, onlara eşi Margot ile ile evde eğitim vermekte, onlara Amerika’nın toplumsal olarak ne kadar yozlaşmış bir ülke olduğunu anlatmaktadır. Devlete hiçbir şekilde güvenmemek ve onların hiçbir icadını kullanmamak derslerin temel taşlarından biridir. Çocuklarının bilmediği şey ise Allie’nin sahte kimlik ile hayatını sürdürüyor olmasıdır. Allie’nin tüm Amerika’da aranan bir isim olduğu ortaya çıkınca ailecek Meksika’ya kaçış macerası başlayacaktır. 
Allie Fox (Justin Theroux): Allie Fox, sokaklara atılan, kullanılmayan birçok alet ile mucizeler yaratabilecek bir mucittir. Fakat insanların teknolojiye olan bağlılığı yüzünden yaptığı küçük buluşlar istediği değeri görmemektedir. Bu durum yıllardır karşı çıktığı Amerikan toplum yapısına olan nefretini daha da artırmakta, radikal görüşlerine daha fazla bağlanmasına sebep olmaktadır. Gerçek kimliği ortaya çıkınca ABD hükümeti tarafından aranan bir suçlu olduğunu çocuklarına itiraf etmek zorunda kalacaktır. Aktörü The Leftovers dizisinde izleyebilirsiniz. 
Margot Fox (Melissa George): Allie’ye lise yıllarında aşık olan Margot o günden beri onun yanında yer almıştır. Allie’nin teknolojiye karşı açtığı savaşta onu desteklemiş ve çocuklarını buna göre yetiştirmiştir. Fakat çocukların büyümesi ile şüpheye düşmüş ve bu kararını yeniden düşünmeye başlamıştır. Bu düşüncelerle boğuşurken yapılan bir hata sonrası otoritelerin Allie’nin sahte kimliğini öğrenmesi ile ailesi büyük bir tehlikenin içine girecektir. Kendisini Hunted ve Alias dizilerinde bulabilirsiniz.
Babasının sert kurallarına karşı isyan eden 15 yaşındaki kızı Dina Fox‘u Logan Polish canlandırırken, babasına daha fazla güvenen küçük erkek kardeş Charlie Fox‘u Gabriel Bateman canlandırıyor. Kadrodaki diğer isimleri burada bulabilirsiniz. 
The Mosquito Coast, ilk bölümleri ile fazla beklenti içine girilmeden izlenmesi gereken bir dizi olduğunu belli etti. Güzel bir konusu var fakat fazla kurcaladığınızda çok fazla tesadüf öğesi ile karşılaşıyorsunuz. Bence fazla beklenti olmadan başrolleri için izlenecek dizilerden biri. Çok fazla izleme fırsatını bulamadığım Melissa George’un varlığı dizinin artılarından. En büyük artı ise Justin Theroux’un varlığı, daha ilk bölümden karakterin hakkını vermiş durumda. İzleyecek olanlara iyi seyirler dilerim.
Not: Dizi daha önce bu yazının altında konuşuluyordu.
yorumlar
—
Abartıyor olabilirim ama Kevin Garvey’i alıp buraya koymuş havası var sanki. Eş derece çatlak bu da. O polisti, bu da mucit misali bir adam işte. Benim Justin Theroux’a bakış açımdan da kaynaklanıyor olabilir tabii.
İlk iki bölüm kaç-kovala havasında geçtiği için pek de cevap vermediler. Ana konusunu verip giriş yaptılar denebilir. Dizideki şans faktörünün ayarından emin değilim sadece, gerisiyle derdim yok. Justin Theroux’la birlikte Melissa George’a da sevgiler.
* 7 bölüm boyunca kaç-kovala mı izletecekler acaba, derken ikinci polis baskını geldi. Sürekli ucu ucuna yırtmayla hayat geçmez tabii.
* Ne devletin haklı olduğunu düşünüyorum ne de adamın göründüğü ölçüde masum olduğuna. Haklıyken yaptıklarıyla haksız bir konuma düşmüş de olabilir tabii. Anlarız.
Not: Filmi izlemedim.
S01E03
İlk 2 bölüme göre bu bölüm çok daha sıkıntılıydı, hiç gelişme kaydetmediler neredeyse. Soruların cevabı için 1 2 bölüm daha bekleyeceğiz gibi.
1×07 (Sezon finali) üzerine:
Tahmin ettiğim gibi ucundan bir şeyler toparlayıp, çok da bir cevap vermeden sezon arasına çıkmış. İkinci sezonda tahminen daha fazla soruyla görüşmek dileğiyle.
Not: Ergen oldukları yetmiyor bir de geri zekalılar. Aman ya.
++Natalia Cordova-Buckley, Ariyon Bakare & Ian Hart
Season 2 Official Trailer
S2 Poster
2×01 üzerine:
– Previously koymamışlar. Bir sor bakalım, ben ne kadarını hatırlıyorum? İzlerken biraz biraz geldi yine de.
– Temposu aynı ayarında devam ediyorlar. İlk bölümün ergen dozu da azdı hem, asıl ikiliye odaklandılar neyse ki. Kaçan kovalanır, ne diyeyim.
2×04 üzerine:
Hiç nankörlük moduna falan giremeyeceğim. Keşke birbirinizi yeseniz
– 207’yi de izledim, evet.
– Bu dizi de sezon sonu geldiğinde iptal edilecek mi merak ediyorum. Gerçekten yeterince izleniyor mu yahu?
Penny Dreadful sendromuna yakalanmış bunlar. Bitti ayol dizi. E haber verseydiniz? Sezon boyu daha az çemkirirdim.
Kendiliğinden bitesi gelmeseydi iptal olurdu düşüncem baki. İlk sezonu Mersin’se bu da tersi hesabı birbirinden farklı ayardaydı. Temposunun yavaşlığını yadırgamış değilim, ilk sezon da böyleydi ama 2. sezonda senaryo ya bir yere gitmedi ya da evlere şenlikti sanki.
Justin Theroux’la White House Plumbers’ta görüşürüz artık. Hadi geçmiş olsun, bye.
S01E01
*Kapanış anındaki bakış = Şaşkın ve gururlu baba bakışı mı? Yoksa şaşkın ve endişeli baba bakışı mı?
Hangisiyse artık; iyi bir bakıştı. Bölümün en iyi anıydı denebilir.
*Üstün zeka da pek matah bir şey olmayabiliyor Şekil A’da görüldüğü üzere. Adam kırmış kafayı.
Bag of Bones’u izleyip bitirdikten sonra Melissa George’a veda edesim gelmedi ve soluğu burada aldım. Justin Theroux’nun kendine The Leftovers’tan ton/kafa olarak çok da uzak olmayan bir dizi bulduğu söylenebilir şu ilk bölüm ve sunum itibariyle. Gayet iyi iş çıkarmış bu arada aktör. Karakter için de kendisine uyuz etme potansiyeli yüksek ama kendisini sevdirebilme ihtimali de bulunan garip bir tip denebilir. Melissa George’a çok iş düşmedi ilk bölümde. 45 yaşın yorgunluğu düşmüş 30’larını epey iyi geçirmiş olan (Son demindeki Heartbeat dahil) aktrisin üzerine ama onu görmek her zaman olduğu gibi güzel tabii. Logan Polish, Justin Theroux’nun ardından en fazla öne çıkan 2. isim oldu bu arada bölümde. Gabriel Bateman’ı ise pek yeterli bulmadım açıkçası. The Vampire Diaries’tan anımsanabilecek Emily Chang çıktı bu arada bölümün içinden. Konukluğu tek bölümle sınırlı kalmış ne yazık ki.
S01E02
İlk bölümden daha keyifli, daha hareketli geçti bu bölüm. Isındım ben diziye.
*‘You’re America asshole.’
O kadar doğru ki! Kusura bakma ama en nefret ettiğin şeysin Allie. Bu arada karizma falan kalmadı sende o bölüm sonunun üstüne. Ne yapsan toparlayamazsın bundan sonra.
*Bu bölümün cool şahsiyeti Margot oldu.
*O mektubu biz de okusaydık keşke. Ne yazdı, daha doğrusu nasıl yazdı da ikna etti merak ettim doğrusu.
S01E05
*Clara Howard & Alec Finn ha?
*Şaşırdım sokakta dönerci görünce. Türk değildi ama muhtemelen. Türk olsa döner bıçağıyla keserdi. Normal bıçakla değil.
13 sene öncesine gittik bu bölüm. Kaçaklık hikayesinin başlangıcını izledik. ‘Bu muydu cidden?’ tepkisi verdim açıkçası. Basit, hatta saçma geldi bana olan biten şeyler. İlk sezondan sonra oluşan bir tahminim/beklentim vardı ve o tuttu/gerçekleşti en azından.
Şu ana kadarki bölümler arasında açık ara en sıkıcısı buydu benim açımdan. Atlaya atlaya geçmek zorunda kaldım birçok yerde.
S02E02
Bir sıkıcı bölüm daha.
Yine atlaya atlaya geçtim çoğu yeri. Bütün bölümü yalnızca bizim dörtlüyle bir nehirde/nehir kenarında geçirdik. Vermeye çalıştıkları gerilimin G’si geçmedi bana. 
2 berbat bölümün ardından ilk sezon ayarına yakın bir bölüm izleyebildik nihayet.
*Dina saçlarını sarıya boyatmış. Daha iyi ya da daha kötü olmuş gibisinden bir yorum yapamam ama hiç yabancılık çekmediğimi söyleyebilirim bu haline.
*Bölümün yönetmeni Metin Hüseyin isimli, Londra doğumlu bir Kıbrıs Türkü imiş. 4, 9 ve 10 olmak üzere 3 bölüm daha yönetmiş sezonun kalan kısmında.
*Aile içinde soğuk savaş çıktı resmen. Elbette Allie’den değil diğer ikiliden tarafım.
S02E04
Neden reddetti? Neden direkt kestirip attı? Şaşırttı açıkçası beni.
Memnun kaldım ben bu bölümden de. Dizi kıvama geliyor gibi yeniden.
S02E06
Zayıftı bu bölüm. Kayda değer hiçbir şey olmadı denebilir.
S02E10 (FİNAL)
İptal olacaklarının fakındalarmış da son 5-6 dakikada aceleyle final yapmışlar gibiydi.
İlk sezonla uzaktan yakından lakası yoktu bence bu sezonun. Hem seviye olarak hem de ton olarak. 2 berbat bölümle açtılar sezonu. Sonra 3 bölümlük kısa bir toparlanma süreci yaşandı. Sezonun 2. yarısı için ise komple çöptü denebilir. Senaryo yetersiz kaldı bu sezon. İptali sonuna kadar hak etmiş diyebilirim.
Logan Polish ile tanışmak güzeldi. Bu rolde çok sevdim aktrisi ama ilerde başka bir rolde izlediğimde bunun yarısı kadar sever miyim emin değilim.