Apple TV+ dizisi The Shrink Next Door, 12 Kasım’da başlıyor.
11 yorum abidin77 12 Ekim 2021 17:44
Gerçek olaylardan ve aynı adlı Wondery ve Bloomberg Media podcastinden esinlenen Apple TV+ kara komedisi The Shrink Next Door’un başrollerine Paul Rudd ve Will Ferrell‘ın geldiği ile ilgili haberi 2020’nin Şubat ayında almıştık.
Kathryn Hahn ve Casey Wilson’ın dizinin kadrosuna katıldığı ile ilgili haber–ler 2020’nin Kasım ayında, Sarayu Blue ile ilgili haber ise bu senenin Şubat ayında gelmişti.
Eğlence endüstrisindeki yıldız isimlerin psikiyatristi Dr. Isaac “Ike” Herschkopf (Rudd) ve uzun zamandır hastası olan Martin “Marty” Markowitz (Ferrell) arasındaki tuhaf ilişkiyi izleyiciye aktaracak bir kara komedi izleyeceğiz. İlişkileri boyunca fazlasıyla büyüleyici olan Ike, kendini yavaş yavaş Marty’nin hayatına sokar. Hatta Marty’nin Hamptons’daki evine taşınıp aile şirketinin başkanı olarak atanması için ikna eder. Dizi, görünüşte normal bir doktor-hasta dinamiğinin, manipülasyon, güç gaspı ve en iyi şekilde işlevsizlikle dolu sömürücü bir ilişkiye nasıl dönüştüğünü anlatacak.
Dr. Ike, Marty’nin hayatına hiçbir şeyden şüphelenmeyen karısı Bonnie (Wilson) tarafından sızar ve Marty, psikoloğun suistimallerine karşı kör olsa da, inatçı kız kardeşi Phyllis (Hahn) değildir.
Emmy, Altın Küre, BAFTA ve Amerikan Senaryo Yazarları Birliği Ödülü sahibi Georgia Pritchett (Succession), senaryoyu yazdı. Michael Showalter, (The Big Sick, The Eyes of Tammy Faye) ve Jesse Peretz (High Fidelity, GLOW) yönetmenliğini üstlendi.
Gloria Sanchez Productions’tan Will Ferrell, Jessica Elbaum ve Brittney Segal, Pritchett, Paul Rudd ve Showalter ile birlikte dizinin yönetici yapımcıları.
Podcast’in yazarı ve sunucusu deneyimli gazeteci Joe Nocera, dizide yönetici yapımcı olarak görev alacak isimlerden. Podcast, Mayıs 2019’da piyasaya çıktı ve hızla iTunes’ta bir numara oldu. Anlaşılacağı üzere kendisi gerçek hayatta, Hamptons’da Dr. Isaac “Ike” Herschkopf’un komşusuydu. Ünlüler, Manhattan elitleri Ike’ın hastalarıydı ve eksantrik tatil evinde yıldızlarla dolu partiler düzenlerdi. Ancak Ike kaybolduğunda işler değişti. Nocera, neler olduğunu anlamak için kendi başına bir araştırma yürüttü ve Dr. Ike hakkında düşündüğü her şeyin inanılmaz derecede yanlış olduğunu öğrendi.
Dizinin ilk 3 bölümü 12 Kasım’da, kalan 5 bölümü ise haftalık olarak her Cuma, 17 Aralık tarihine kadar yayınlanacak.
.
yorumlar
Poster, fragman ve isimler benim için yetti.
Yayınlanan ilk üç bölümünü seyrettim. Tek itirazım keşke yarım saatlik bir dizi olsaymış, daha uygun gibi geldi. İlk bölümü 35 dakika ama sonrakiler 40 ve 49 şeklinde gidiyor.
Paul Rudd u severim onun için izlerim diye düşünüyorum.
Kathryn Hahn da ne çok yapımda fırlamaya başladı bu aralar oyuncuyu seviyorum iyi oyuncu son dönemde de baya popüler oldu ama yüzü de eskiyor gibi geldi.
bir ara bana da öyle gelmişti ama hollywood un kullanıp kenara atacağı yeteneklerden olacak gibi geliyor. birkaç sene deli gibi kullanıp sonra yine eski haline geri bırakacaklar. o yüzden ne kadar çok yapım eklerse arşivine o kadar iyi. umarım böyle olmaz tabii.
Yine devam ettikçe sinir bozacak bir psikolojik drama gibi duruyor. Marty’nin öz güven eksikliği ve üstüne sinen yalnızlığının da etkisiyle ilerde daha da saçma şeyler olur kesin.
Üç başrol içinde şimdilik en çok Kathryn Hahn’ı izlemekten zevk aldım. Paul Rudd ve Will Ferrell da gerekeni yapmışlar. Bölüm süreleri birazcık daha kısa olsaymış daha tatlı olurmuş, evet.
İçimde kalmasın, Kırmızı Oda’daki psikologlara kızanlar oluyordu da asıl bu nasıl psikolog? OMG.
+ “Başta bedavacı gibi takılırken eline geçen fırsatı görünce kendini kaptırdı, zaten yaptığı işin doğru olduğuna da inandığı için daha da ileri gitti,” intibası oluştu bende.
Ike lafı çarpıttı ama Phyllis, sınırların yok derken haklıydı. Arkadaş bile olmaman gereken adama Bar Mitzva düzenlemek ne be?
+ Kız kardeşiyle ilk üç bölümde olanlardan sonra daha ne kadar görüşürler tartışılır. Kalan 5 bölüme de bir şekilde sokuşturabilirler gerçi. Kadını üç bölümlüğüne almamışlardır tahminen.
* Olan bitenlere dair Bustle‘da bir yazıya denk geldim (tabii ki spoiler).
04-05’i de izledim.
Paul Rudd’ın karakterini parlatmaya devam ediyorlar. Martin’e acırsam ne olayım, diye düşünüyorum, herhalde pişman olmam. Şirketin muhasebecisi olsam şunca şeyden sonra çıldırayazmıştım. İm-dat.
Paul Rudd, Will Ferrell, Casey Wilson, Kathryn Hahn’ın oluşturduğu grubun dördünü de çok seviyorum. Zaten de bu yüzden listeye almıştım ama ne hikayeyi biliyordum ne de fragmanı seyretmiştim. İzlemesi acayip zor bir hikayeymiş. Marty’nin acayip saflığı ve salaklığı yuh dedirtiyor. Bir bölümü izlerken en az dört beş kere durdurup başka işlerle meşgul oluyorum. Hatta bu yorumu da 5. bölümden 5 dakika izledikten sonra yazıyorum. Artık yarın akşama doğru biter herhalde.
6’yı da izledim. Neredeyse Ike’a hak vereceğim artık bu Marty yüzünden.
07 bitti.
En azından alkış tutmayacağımı biliyorum yani. 30 yıl lan, dile kolay Allahın cezası herif.
Paul Rudd dan soğudum yeminle Adamı yolda görsem topuklara vura vura kaçarım.
Dizi sinirimi bozacak diye başlamadım. Şu zamanlarda bu tür bir şeyi izlemeye tahammülüm yok.
Bir buhranın daha sonuna geldik, geçmiş olsun. Yayında ve yapımda emeği geçenlere teşekkürler, Marty’nin ve Ike’ın ayrı ayrı Allah (daha çok) belasını versin.
Ike’ın yaptıklarını doğru olarak görmesi de asıl/ayrı bir problem gibi duruyor. İşin eğitimini almamış birisinin bile etik olarak sorunlu bulacağı bir şeyi adam 27 sene devam ettirdi.