Alev Alev || 3 Kadın 3 Kader – Tanıtım
15 yorum aserat 26 Aralık 2020 08:42
Özellikle son dönemde dünyanın dört bir yanındaki (özellikle Asya’dan) dizilerin Türkiye uyarlamalarını izliyoruz. Ay Yapım ise bu kervana Avrupa’dan katıldı ve Netflix’te izleyiciyle buluşan iki Fransız projesini ekranlarımıza uyarladı. Call My Agent uyarlaması Menajerimi Ara Star TV’deki yayınına devam ederken Le Bazar de la Charité dizisinden devşirilen Alev Alev yakın zaman öncesinde Show TV’de başladı.
İsterseniz kendisini daha yakından tanıyalım:
KİMLİK BİLGİLERİ
Tür: Dram |
Sezon/Bölüm Sayısı: Şimdilik ilk 8 bölümü yayınlandı. |
Yayın Durumu: 5 Kasım 2020 – devam ediyor |
Süre: Ortalama 140 dakika |
Yapımcı: Ay Yapım | Kanal: Show TV |
Yönetmen: Ahmet Katıksız | Uyarlama Senaryo: Burcu Görgün |
Önemli Bağlantılar: Resmi Site – Vikipedi – Facebook – Twitter – Instagram – Youtube |
KONU
Uzun süredir kocasından şiddet gören Cemre, hayatın gerçek yüzüyle henüz tanışmamış olan genç avukat Rüya ve kendi yuvasını kurmak için gün sayan Çiçek… Birbirlerinden çok farklı hayatlar yaşayan bu üç kadının kaderi, tek bir kıvılcımın ardından tamamen değişir. Tarihi bir sarnıçta çıkan bu yangın, onları ayakta kalma savaşının tam ortasına sürükleyecektir.
KARAKTERLER
- Cemre Kayabeyli (Demet Evgar): Çocukluğunda yaşadığı travmatik olayın yarasını hala yüreğinde taşırken evliliğinde de karanlık günler peşini bırakmaz. Eşi Çelebi’den fiziksel ve psikolojik şiddet görmesine rağmen kimseye kendini inandıramayan Cemre, sonunda kızı Güneş’le birlikte bu cehennemden kurtulabilmek için canını ortaya koyacağı bir mücadeleye girmeye karar verir.
- Çiçek Görgülü (Hazar Ergüçlü): Güzel ve sevgi dolu bir kadın. 12 yaşında kimsesiz kaldıktan sonra Yıldırımlar ailesinin evinde hizmetçilik yapmaya başlamış ve Rüya’yla adeta kardeşlik bağı kurmuş. Uzun süredir birlikte olduğu şoför Ali’yle dünya evine girmek için gün sayarken hayatı tek gecede yerle bir oluyor.
- Rüya Yıldırımlar (Dilan Çiçek Deniz): Cemre’nin kuzeni. Zengin ve ayrıcalıklı bir aileden gelen, yani hayata doğuştan önde başlayanlardan biri. Yangının ardından bugüne kadar içinde bulunduğu sırça fanustan çıkıp kendi kaderini kendisi yönlendirmeye başlıyor. Bu yolda yeni aşklar ve yeni mücadeleler onu bekliyor.
- Tomris Üstünoğlu (Zuhal Olcay): Başarılı ve saygıdeğer bir başhekim. Zamanında o kadar çalışıp didinmiş ki kendi hastanelerini kuracak konuma gelmiş. Ancak kızı Şimal ve torunu Atlas’a olan büyük sevgisi, onu tırnaklarıyla kazıdığı bu hayatı tehlikeye atacak bir karara sürüklüyor.
- Ozan Akınsel (Berkay Ateş): Yedikule’de annesiyle birlikte yaşayan, dürüst ve idealist bir gazeteci. Her şeye rağmen gerçeği savunmayı kendine ilke edinen biri olarak tesadüfen tanıştığı Cemre’nin sesi olmaya karar vermesi de uzun sürmüyor.
- Ömer Ataycı (Cihangir Ceyhan): Kimsesi olmayan, karizmatik ve gözü kara bir adam. Antika eşya dükkanı var. Ozan’ın yakın arkadaşı. Mahallesinde çıkan yangından sonra değişen hayatına Rüya’nın da dahil olması tüm dengesini bozuyor.
- Çelebi Kayabeyli (Cem Bender): Eski belediye başkanı ve ülkenin önde gelen avukatlarından biri. Ancak herkesin bildiği o itibarlı kimliğin altında çok tehlikeli bir adam yatıyor. Sevgisizliğinin bedelini adeta Cemre’den çıkarırken onu kaybetmemek için her şeyi yapacak kudrette.
- İskender Kayabeyli (Berker Güven): Çelebi’nin kardeşi, Rüya’nın nişanlısı. Tıpkı ağabeyi gibi karanlık biri, dünyayı kendine ait bir oyun alanı gibi görüyor. Yangın gecesinden sonra yaşananlar da içindeki bu karanlığı büyütüyor.
- Ali Başsaygın (Toprak Can Adıgüzel): Yıldırımlar ailesinin şoförlüğünü yapan, saf ve temiz kalpli biri. Sevgilisi Çiçek’le birlikte kurduğu büyük hayallerin bir anda mahvolmasıyla neye uğradığını şaşırıyor.
SON SÖZ
Le Bazar de la Charité’nin Türkiye’ye uyarlanacağı haberi geldiğinde, fanı olduğum Demet Evgar’ın başrolde olmasının da etkisiyle orijinalini aradan çıkarmıştım. Dönem dizisi oluşu, temelinin gerçek bir olaya dayanması ve sürprizlerle dolu senaryosuyla keyifli geçen bir 8 bölümdü. Alev Alev’in de hem aslına sadık hem de aslının üzerine çok şey koyabilen bir dizi olduğunu belirtmem gerek. Örneğin orijinal dizinin aksine kadına şiddet temasını daha üstüne basa basa vurgulayıp bu konuda farkındalık yaratmaya çalışması, bunu yaparken de şiddeti asla göze sokmaması takdiri hak ediyor. 1890’ların Paris’i yerine tarihi ve eşsiz yapısıyla Yedikule’yi görmemizin de hoş bir rötuş olduğunu inkar edemem.
Oyunculukların ardından dizinin en güçlü silahlarından biri ise kuşkusuz senaryosu. Zira tıpkı orijinalinde olduğu gibi, kolayca uzatılabilecek konuların kısa sürede çözülmesi ve her daim hikayede yeni açılımların yapılması, uzun süresine rağmen dizinin sıkılmadan izlenmesini sağlıyor. Bu hikayeyi iyi bir kadro ve rejiyle izleyince de ufak tefek mantık hatalarına rağmen ortaya dikkate değer bir iş çıkıyor. Eğer bu sezon izleyecek yeni bir yerli dizi arıyorsanız ve psikolojik diziler (sezonun yükselen trendi) size göre değilse bu karantina günlerinde Alev Alev hoş bir alternatif olacaktır. İyi seyirler.
yorumlar
Başladığından beri takip ediyorum. Hikayeyi modern zamana taşımalarına rağmen iyi bir uyarlama oldukları söylenebilir.
Ama en iyi tarafının senaryosu olduğu görüşünde değilim. Aksine senaryosu bana kalırsa diziyi aşağı çeken kısımlarından. Evet, kadınlara yönelik şiddete dikkat çeken sahneleriyle takdire şayan. Yine de 130 dakikaya varan sürelerde dizi çektiğimiz için hikayenin uzadıkça uzaması nedeniyle izlerken düştüğüm zamanlar da oluyor haliyle.
Dahası biraz yavaş aktığını da düşünüyorum. Orijinali 8 bölüm süren bir diziyi kendilerince uzattıkları malum. Bunu da izlediğimizden daha hızlı bir tempoda tercih ederdim sanki. Çelebi karakterinin artık eşeğin kulağına su kaçıran seviyedeki gücüyle her şeyi istediği gibi halletmesi sinir bozucu olmaya başladı mesela. Bu da sürekli bir acıtasyona varıyor artık. Geçen bölüme kadar Çiçek tarafının da açmazda ilerlediği düşüncesindeyim. Sonki bölümde hiç de fena olmayan bir hamleyle o açmazdan çıkmaya niyetlendiler gibi.
Bana kalırsa en iyi tarafı oyunculukları. Demet Evgar’a bayılırım zaten. Dilan Çiçek Deniz burada hiç de soğuk oynamıyor. Hazar Ergüçlü de gayet iyi. Hatta Atlas’ı canlandıran çocuk oyuncu da hoşuma gidiyor. Ozan+Ömer arkadaşlığında da genel olarak iyi iş çıkarıyorlar. İskender’i kullanma biçimlerinden pek de memnun sayılmam. Berker Güven kendi rolünde başarılı yine de.
Derken öyle ya da böyle geçiyor işte bir şekilde.
@aytackara Aslında o cümlede biraz eksik ifade etmişim kendimi. Bence de oyunculuklar > senaryo ama çoğu yerli dizinin aksine olayların hızlıca toparlanması, derli toplu oluşu ve uyarlamayı iyi yapmış olmaları bakımından ortalamanın üzerinde diyebilirim. Daha derleyip toplayarak yazıda düzelttim gerekli kısmı.
10. bölümde de aynı şeyi yaptılar. Her bölüm aynı şeyi yapıyorlar. Midem bulanıyor artık. Ve hayır, bölüm sonuyla hiçbir şeyi kurtarmadılar.
Not: Gelecek bölüm fragmanının iddialı durduğunu inkar edemem.
* Bu bölümdeki modum Rüya. Burç yorumlarına kadar katılıyorum. Pek anlamam ama ben de Balık+Aslan dedim. Bir de İskender’i gayet beğendim.
* En çok da Çiçek’e sinir oldum. Hatta öf ve hatta Ali kadar başına taş düşsün artık.
* Bizim Türk dizilerindeki ana kadın karakterler ne kadar evlat düşkünüyse evlatlar da bir derece nankör çıkıyor. Niye öyle peki? Kültür şoku yaşadığı için aman aman da batırmayayım hadi kızı. Sakadatsiz-Ali değil başımıza şimdilik.
*
* Rüya ve Ali’nin görünce tanımadığı Çiçek’i İskender tek görüşte tanıdı. Hakkını yemeyeyim, güzel de konuştu doğruya doğru.
* Önce yaşayacaksın, sonra yargılayacaksın. Beğendim bu cümleyi.
12 yüzünden yine nefretler içerisindeyim bu geri zekalı diziye karşı. Her Perşembe günü bir doz sinirimi bozuyor. Ama devam da ediyorum.
Not: Nefretten aşk doğabilir mi? Sadece soruyorum.
14’te orijinal dizinin çözüm yolunu terk ettiler. Aynı sonuca çok daha sonra ve farklı bir yolla gelecekler bu durumda.
O zaman yazıklar falan olsun. Hepiniz beter de olun, çünkü size müstahak.
17’yi izledim.
Vazgeçmez bir şekilde bir ona bir buna kazandırmaya devam ediyorlar. Böyle de devam eder bunlar ömür yettikçe. Mayıs ortasında sezon kapanacak zaten. Kaldı 9-10 bölüm zannedersem.
#beterolun
Bunlar İskender-Çiçek yapcekler ciddi ciddi. Orijinali de bir güzel yediler, orası da ayrı.
Not: Somera bunu beğendi.
Bu diziyi izlediğim zamanlar için pişman olacağım aklımın ucuna gelmezdi. Tez zamanda final yapsın da Demet Evgar ve diğer kadro kendini kurtarsın artık.
19. Bölüm:
* Bir Ali diziden çıkar da bu şekilde mi çıkar ayol? Bir noktada OMG sınırını da geçtim artık. Üstüne de afiyetle karakter ihaneti oldu zannedersem.
Bknz: Çüş.
* Halkımızın bir bölümünün tasvip etmemesini anlıyor olmakla birlikte bu dizinin insanı çeken sahnelerinin Çiçek-İskender sahneleri olduğu düşüncesindeyim.
Misal bu bölümdeki Rüya+Ömer sahneleri klişe fesatı geçirilecek türdendi. Zeyno kendi başına bunlardan daha ilgi çekici resmen. Cemre+Ozan’da göreceli daha iyi iş çıkardılar denebilir.
Bunun da 26’da final yapabileceğine dair bir şeylere denk geldim (5 bölüm sonra). Çukur da sezon sezonu final yapacak zaten. Doğruysa Show TV dizileri sıfırlayarak sezonu kapatmış olacak.
Çok korona ve paydos.
Uyanış: Büyük Selçuklu’da da çıkınca durdu diye gördüm. Galiba Ekin Koç hatta.
22 kişi (+) diyollağ.
30. bölümde final yapacağı konuşulan dizinin finalinin reytinglere göre 26’ya da çekilebileceği konuşuluyormuşmuş.
28’de final yapacak.