Erkenci Kuş – Tanıtım
20 yorum pirate 23 Temmuz 2018 08:35
Türk dizi sektöründe yaz gelince kasvetli dramalar yerlerini eğlenceli romantik komedilere bırakır. Bu yazın şu ana kadar en çok dikkat çeken romantik komedisi ise Erkenci Kuş oldu. Star TV ekranlarında salı akşamları yayınlanan dizinin şu ana kadar 4 bölümü geride kaldı. Dizinin ilk 4 bölümünün AB grubu reytingleri ve izlenme oranları şu şekilde:
Bölüm 1: 6.41 reyting ve 20.75 izlenme oranı (Sıralamada 2.)
Bölüm 2: 7.45 reyting ve 22.93 izlenme oranı (Sıralamada 2.)
Bölüm 3: 7.16 reyting ve 23.12 izlenme oranı (Sıralamada 2.)
Bölüm 4: 7.38 reyting ve 24.51 izlenme oranı (Sıralamada 1.)
İzlenme oranlarını sürekli olarak artıran ve Dünya Kupası’nın sona ermesi ile bu hafta hem AB grubunda hem de sıralamada 1. sırayı devralan Erkenci Kuş’un yönetmenliğini Çağrı Bayrak üstleniyor. Senaristliğini Ayşe Kutlu Üner yapıyor. Dizinin yapımcısı ise Farut Turgut. Bölüm süreleri ise 135’er dakika uzunluğunda.
KONU
Sanem, birçok işe girip çıkmış ve hiçbir işte 2 haftadan fazla dayanamamıştır. Şu sıralar babasına ait dükkanda bakkallık yapmaktadır ve bu durumdan son derece memnundur. Ta ki ebeveynleri kendisine doğru düzgün bir iş bulmazsa evlenmek zorunda olduğunu söyleyene kadar! Taliplisi de çocukluktan beri peşinde olan ve hiç haz etmediği Zebercet’tir. Sanem bunun üzerine mecburen ablasının çalıştığı reklamcılık şirketinde işe girer. İstemeye istemeye girdiği bu işte hayallerini süsleyen büyük aşkın kendisini beklediğinden habersizdir. Saf kızımız komplo ve tuzaklarla dolu bir oyunun içinde bulur kendini şirkette işe başlar başlamaz.
KARAKTERLER VE OYUNCULAR
Konu bölümünde kendisinden epeyce bahsettiğimiz Sanem karakterine Çilek Kokusu ve No: 309 dizilerinden tanıdığımız Demet Özdemir hayat veriyor.
Saf, hayalperest, heyecanlı, hafiften alıngan ve doğal bir kız olan Sanem’in en büyük hayali Güney Amerika kıtasında bulunan Galapagos Adaları’na yerleşmek ve orada bir yazar olarak hayatını sürdürmektir. Albatros kuşuna ayrı bir sempati duyar. Romantik bir hayalperesttir.
Sanem’in işe başladığı reklamcılık şirketinin patronunun büyük oğlu Can karakterinde İnadına Aşk ve Dolunay dizilerinden tanıdığımız Can Yaman‘ı izleme fırsatı yakalıyoruz.
Kurallara bağlı olarak yaşamayı sevmeyen, doğallıktan yana olan, her türlü sporla ilgilenen, dünyayı dolaşmayı ve yeni insanlarla tanışmayı seven, maceraperest biri. Yurt dışında isim yapmış bir fotoğrafçı ve Türkiye’ye nadiren geliyor. Bu gelişlerinden birinde babasının ricasıyla bir süreliğine şirketin başına geçmek durumunda kalıyor.
Can’ın kardeşi Emre rolünde Mehmetçik Kut’ül Amare isimli diziden hatırlanabilecek Birand Tunca‘yı izliyoruz. Şirkette mali işlerden sorumlu kişi. İlerde babasının emekli olmasının ardından şirketin başına geçmenin hayallerini kurarken babasının şirketin başına Can’ı geçirmesinden büyük rahatsızlık duyuyor. Kendi hakkı olduğunu düşündüğü şirketin Can’ın yönetiminde başarısız olması için elinden geleni yapıyor. Bu kapsamda saf ve kolay yönlendirilebilir bulduğu Sanem’i kendi amaçları doğrultusunda kullanmaya başlıyor.
Sanem’in ablası Leyla rolünde Dolunay dizisinden hatırlanabilecek Öznur Serçeler karşımıza çıkıyor.
Şirkette Emre’nin asistanlığını yapan Leyla, Sanem’in ve ebeveynlerinin yoğun ısrarlarına dayanamayarak istemeyerek de olsa Sanem’i şirkette getir götür elemanı pozisyonunda işe aldırıyor. Sanem ile yüksek çoğunlukla itişme halindeler. İşini çok seviyor ve çalışmadığı bir hayatı hayal bile etmek istemiyor.
Sanem ve Leyla’nın annesi Mevkibe rolünde Güzel Köylü, No: 309 ve Ufak Tefek Cinayetler gibi dizilerden tanıdığımız Özlem Tokaslan‘ı izleme fırsatı yakalıyoruz.
Eşini ve kızlarını çok seven bir anne. Temizlik hastası bir kadın. Zebercet’in annesi ile aralarında bitmek tükenmek bilmeyen bir kavga var.
Sanem ve Leyla’nın babası Nihat rolünde Seksenler dizisinden tanıdığımız Berat Yenilmez‘i izliyoruz.
Kolay kolay sinirlenmeyen, sinirlendiğinde ise anında sakinleşebilen bir yapısı var. Kızlarından Sanem ile arası daha bir iyi. Sanem’in nazı ona iyi geçiyor. Dürüst, iyi niyetli, güleç bir adam Nihat.
Sanem’in biricik kankası Ayhan rolünde No: 309 dizisinden tanıdığımız Ceren Taşçı‘yı izliyoruz.
Bütün gün oradan oraya dolaşan, meraklı mı meraklı, hayalperest, işsiz güçsüz bir tip Ayhan. Sanem bu yeni hayatında olup bitenleri tüm ayrıntıları ona yetiştirmezse orta yerinden çatlıyor.
Ebeveynleri vefat etmiş. Tek yakını kasaplık yapan, mahalledeki bütün kızların kapısında kuyruk olduğu ve gönlü Leyla’da olan ağabeyi Osman (Ali Yağcı).
Sanem ile evlenmeyi uzun yıllardır takıntı haline getirmiş Muzaffer (Sanem’in ona taktığı isimle: Zebercet) rolünde Leyla ile Mecnun ve No:309 dizilerinden hatırlanabilecek Cihan Ercan‘ı izliyoruz.
Zebercet, tam bir ana kuzusu. Dediğim dedik bir kadın olan annesi Aysun‘un (Asuman Çakır) sözüne kulak asmadığı tek konu ise Sanem.
Saf ve pişkin bir karaktere sahip Zebercet, Sanem onu ne kadar terslerse terslesin onu sevmekten vazgeçmiyor.
Emre’nin herkesin bildiği şekliyle eski sevgilisi, bilmediği şekliyle ayrılmadığı sevgilisi olan Aylin karakterinde Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz isimli diziden hatırlanabilecek Sevcan Yaşar‘ı izleme fırsatı yakalıyoruz.
Aylin, söz konusu iş olduğunda gözü başka hiçbir şeyi görmeyen, aşırı derecede hırslı, galibiyete giden yolda her şey mubahtır anlayışına sahip bir kadın. Şirketten bir süre önce kovulmuş ve kendi şirketini açmış. Her türlü yeni reklam işinde Emre ve Can’ın şirketine rakip oluyor. Emre’nin babası başta olmak üzere şirketteki hiç kimsenin haz etmediği biri.
Asla Vazgeçmem isimli diziden anımsanabilecek Tuğçe Kumral‘ın canlandırdığı Deren karakteri şirketin yaratıcı ekibinin başında olan kişi. Aylin şirketten ayrıldıktan sonra göreve gelmiş. Can’a karşı özel bir ilgisi var. Sanem’den (Kendi taktığı isimle Öbürü’nden) hiç haz etmiyor.
Çilek Kokusu dizisinden hatırlanabilecek Anıl Çelik tarafından canlandırılan Ceycey karakteri tıpkı Sanem gibi bir getir götür elemanı. Ama havalarına bakınca sanırsın patron o. Şirkette her şeyden ve herkesten haberi vardır, dedikoduyu çok sever, yalakalıkta bir numaradır, abartmakta üzerine yoktur. Sanem ile arası oldukça iyidir.
Şirketin büyük patronunun sekreterliğini yapan Güliz karakterinde Yılanların Öcü dizisinden anımsanabilecek Sibel Şişman karşımıza çıkıyor.
Güliz, şirketin en eski personellerinden biri. Tıpkı Ceycey gibi herkesten ve her şeyden haberi vardır, meraklı mı meraklıdır, dedikoduyu sever. Ablası Leyla ile araları pek iyi olmasa da Sanem’i sever.
YAZARIN NOTU
Erkenci Kuş romantik komedi, iş yeri komedisi ve aile komedisi ögelerini harmanlamış bir komedi dizisi olma özelliği taşıyor. Çok da orijinal bir çıkış noktası yok hikaye olarak. Alışılageldik yaz dizisi konusu işte. Ama karakterlerini izlemesi keyifli. Oyuncu kadrosu da genel olarak sempatik isimlerden oluşuyor. İlk 4 bölüm itibarıyla memnun kaldım ben diziden. Yaz aylarında eğlenceli bir yerli dizi izlemek isteyenlere önerilir.
yorumlar
Niyesini pek de bilmiyor olmakla birlikte izliyorum ben bunu. Kötü değil ama çok klasik olmuş.
Saf, güzel, fakir kız vs. Yakışıklı, kaslı, zengin erkek dizisi resmen. Hikayesi de Kiralık Aşk’ı andırıyor zaten. Gittikçe daha iyi oluyor gibi ya da alışıp izliyorsun, onu inkar edemem sanırım. Emre, Leyla ve Mevkibe’yi tercih ederim ayrıca.
Genel olarak tüm karakterlerinden memnunum ben bu dizinin. Yine de en uzak olduğum karakter Ayhan, en yakın olduğum karakter ise oyuncuyu da çok sevmem dolayısıyla Leyla. Leyla’yı da Can ve Ceycey takip ediyor.
Karakter konumlandırmasının ana şablonu Kiralık Aşk, Ateşböceği falan tarzı klasik Star TV yaz dizisi. Tıkanıp sıkmaya başlayana kadar 12-15 bölüm izlenir işte.
Her yıl olduğu gibi birbirinin kopyası klişe yaz dizileri … ( yaz dizilerinin oyuncuları zaten her yıl aynı sadece yer değişikliği oluyor yani çiftler değişiyor )
Bu dizilerin tutması için en önemli unsur başrol erkek – kadın oyuncuların uyumu ki bu dizi bunu başarmış .. Televizyonda denk geldiğim de 10-15 dk izlediğime göre durum bu . Zaten daha fazla izleyeceğimi düşünmüyorum…
çoğu yaz dizisi gibi 2.sezonu göremeden gider diye düşünüyorum düşükte olsa 2.sezonu görme ihtimalli var tabi , ama daha ilerisi çok zor
@aytackara Andırmaktan çok daha fazlası diye duydum zaten yazarlarından biri 65 bölüm Kiralık Aşk yazmış olan Meriç Acemi . (imdb de işlerinin arasında gözüküyor) Diziyi pek izlemediğim halde internette ,daha 4 bölümü çıktığı halde ” 20 Benzer Sahne Daha! Erkenci Kuş, Kiralık Aşk ” adında videolar gördüm . Yazar oradaki hikayeyi kopyalıyor diyenler de çok fazla .
@ilterisMayadagli Senaryosu değil de hikayesi aslında, tam olarak aynı olmuyorlar ama dediğin noktayı anladım. Bir açıdan yaz dizilerinin genel formülü ama o yine de girişi yaparken alışık olduğu yoldan gitmiş tabii.
(Senaristliğini Ayşe Kutlu Üner yapıyor. Meriç Acemi UTC’yi yazıyor malum.)
@aytackara Hikaye Meriç Acemi’ye ait sanırım . İmdb’nin yalancısıyım onun işleri arasında gözüküyor . Diziyi izlemiyorum ( tv de karşılaşınca 10-15 dk takılıyorum arada , youtube de gördüğüm videolara ve internette yazılanlara göre konuştum . (benzerlik konusunda)
Ama her yaz sezonu benzer hikayelerle sadece başroldeki çiftler değişmiş dizileri hiç sevmiyorum , bari tutan dizileri sonbahara sarkmasa abd de olduğu gibi yazın devam etse .
Bu arada Meriç acemi Hem Ufak tefek cinayetleri hem Kiralık Aşkı hem İntikamı hemde Çocuklar duymasını nasıl yazmış çok ayrı diziler bunlar .
@ilterisMayadagli Ben de hikayesini diyorum işte. Hikayesini yazmak iskeletini oluşturmak gibi bir şey, senaryosunu yazmakla aynı değil. Hikaye oluştuktan sonra senariste devrediliyor eğer ikisini yapan farklı kişiyse bunda olduğu gibi.
Benim bildiğim Çocuklar Duymasın senaristliği yok, onda oyuncuydu. Zaten Kiralık Aşk’a kadar senaristliğini bilen pek çıkmaz herhalde, kime göstersen ÇD’deki Yasemin derdi. 1 Erkek 1 Kadın’ın asıl senaristi olduğunu ben Kiralık Aşk zamanı öğrenmiştim.
Ayrıca nihayetinde o dizileri yazması imkansız olmasa gerek. Çünkü tam olarak tek başına yazmıyorlar, esasen ekip olayı. Çünkü çoğu işi tek başına yapsa da detaylarda yardım alıyorlar.
Tıp dizilerini düşün. Vaka bul, detaylandır, bir de kalan kısımları planla. Bir senarist başka türlü 135 dakika diziye yetişemez zaten. (Gerç tıp dizilerinde malum örneklerin üstünden gidiyorlar ya neyse, o başka zamanın konusu) Ayrıca bizde hem tıp draması yazan hem de romantik komedi yazan senarist var yani. Ne kadar oldurduğu tartışılsa da yazıyor yani…
Yalnız konu nereden nereye geldi.
@aytackara Meriç Acemi Utc’yi yazdığını bilmiyordum senin yorumundan sonra öğrendim . ( tabi utc , çd , ka çok ayrı diziler olduğunu kast ederken ben kaliteden söz ediyordum , konu veya tür değil )Tabi dediğin gibi yardımcı olan ekip farklı , hedef kitle de farklı ondandır belkide bu kalite farkı .
kaliteden kastım ( utc’nin çd ve ka gibi klişe olmaması türk işlerine göre veya kendini sürekli tekrar etmemesi. )
İmdb : Çocuklar Duymasın ( 2017 – ) Series Writing Credits
Meriç Acemi … (44 episodes, 2017-2018)
Birol Güven … (44 episodes, 2017-2018)
Gerçi dönüp dolaşıp kendisini de ısırırdı o mevzu ama Sanem’le olan yüzleşmeleri de fenaydı. Hazır Leyla modundayken yavaştan kaydırın işte şu adamı.
* JJ ve Ayhan detayını sevdim. Nişanlılık karmaşası da eğlenceliydi.
Aylin’den ziyade Emre’den çok sıkıldım ben artık.
olayına girilmesinden hiç memnun değilim. Zebercet o son olaya kadar iyi eğlendirdi bu bölüm beni. Mahalledeki nişan heyecanından iyi eğlence çıktı. Ve Deren, Allah rızası için o kahkülleri salmadan devam et bu bölüm olduğu gibi ilerleyen süreçte. Negatif anlamda çok dikkat dağıtıyor o kahküller bende.
Hikaye aynı insana ait olunca insan şaşırmıyor tabii.
Bölüm 9
Ya yoktu bunun sakalı!
Son 2 bölümde epey sıkılmıştım ben. Bu bölüm dramın altını kısıp yeniden komediye yüklenilince keyifli bir bölüm çıkmış yeniden ortaya. Sanem’in eseriklik dozajının artırılıp biraz Mevkibe’ye bağlamasını izlemesi keyifliydi. Etki-tepki olarak Can’ı izlemek de eğlenceliydi. Polen de çok tatlıydı tabi. Kalsın bu kız dizide ya! Emre’ye yapalım biz bunu. Olmadı biraz uçalım ve Osman’a yapalım. Dönmesin geri.
Aylin’in tek küpe tercihi bir akıma ya da alışkanlığa dönüşmese bari.
Bölüm 10
Ya Sanem de Sanem, Sanem de Sanem … Ortalıkta kuğu gibi dolaşan bir Polen var, onu görmemek için kör olmak lazım. Aynı durum Emre ve Osman denklemi için de geçerli. Acilen birinin/birilerinin Osman’a yazması ve Osman’ın kıymete binmesi lazım.
Ufak Tefek Cinayetler haftaya salı dönüyormuş. Bu da haliyle cumartesi gününe geçiyormuş.
Birisi benim bu kadar dibime gire gire konuşsa fenalık gelir herhalde. Bu adam bir de sürekli böyle. Az ötede daha az mimikle söyle ne diyeceksen diyesim geldi yine.
Bölüm 12
Keyifli geçti genel olarak bu bölüm. Oynatma hızını 1.5 yapıp izleyince daha iyi oldu böyle.
Emre’nin Can coşkulu bir şekilde bir şeyler anlatmaya çalışırken 2-3 defa araya girip ‘İyi de Polen’i niye terk ettin?’ demeleri süperdi. E akıllı insanın hali başka tabii.
E hadi ama artık Osman’ın başına üşüşme bekliyorum. 1 kişi falan da yetmez öyle.
Bölüm 13
Keyifli geçti genel olarak bu bölüm de. Gülümseyememe ve tebrik edememe sahneleriyle bu bölümün yıldızı Deren oldu benim açımdan.
Cumartesi pek yaramadı bu arada diziye. 11 Eylül’de yayınlanan son salı bölümü 9.88 reyting oranı ve 26.64 izlenme payı ile zirve durumdaydı. Cumartesiye geçtikten sonra geçen hafta 6.69 reyting oranı ve 18.48 izlenme oranı elde etti. Bu hafta ise 5.46 reyting ve 15.37 izlenme oranı elde etmiş. (Rakamlar, AB Grubu rakamlarıdır.)
Star TV, büyük hata yaptı bence bunu cumartesi gününe atarak. Bu salı gününde kalmalı, Ufak Tefek Cinayetler çarşambaya kaymalı, Nefes Nefese ise cumartesiye sürülen dizi olmalıydı.
Bölüm 25
Doydum ben tamamen artık bu diziye. Sevgili muhabbetleri yordu artık. Son 3-4 bölümü yarım hevesle ve hızlı tempoyla izledikten sonra bırakmaya karar verdim.
Deren’i, Can’ı, Muzaffer’i falan özleyeceğim ama muhtemelen.
51. bölümde final yapacakmış. Son 3.
Erkenci Kuş, Haziran’da İtalya’daki yayınına başlıyormuş. O değil, tanıtım videosunda C. Yaman’ın İtalyanca mesajı var. Yakında göüşürüz benzeri bir şeyler diyor herhal.