Four Weddings and a Funeral — Tanıtım
28 yorum aytackara 09 Ağustos 2019 08:45
brandon mychal smith dört nikah bir cenaze Four Weddings And a Funeral hulu john reynolds mindy kaling mini dizi Nathalie Emmanuel Nikesh Patel rebecca rittenhouse tanıtım Tom Mison uyarlama dizi zoe boyle
Ekrana getirdiği dizilerle online yayın platformları arasına kendine has yeri olan Hulu’nun son dönemde yayınladığı dizilerden birisi Four Weddings and a Funeral oldu.
Dizi, 1994 yapımı aynı isimli filmin (“Dört Nikah Bir Cenaze”) dizi versiyonu olarak ekrana geldi. İki Oscar adaylığı bulunan filmin BAFTA ve Golden Globe başta olmak üzere pek çok ödül kazanmışlığı bulunuyor. Dizi versiyonu ise sezonu 10 bölüm sürecek bir mini dizi esasında ve yine romantik komedi türünde. 31 Temmuz’daki açılışında dört bölümü birden yayınlandı ve şimdiye kadar beş bölümü çıktı. Uyarlamayı Mindy Kaling (The Mindy Project, The Office (ABD)) ve Matt Warburton hazırladı. Showrunner olarak Tracey Wigfield görev aldı.
Kısa Konusu
Four Weddings and a Funeral’ın genel hikayesinin isminde saklandığını söylesek yanlış olmaz. Dizi, sezona yayılan dört düğün ve bir cenaze vaadiyle yola çıkıyor. Detayların çoğu tabii ki şimdiden belli değil. Hikayenin önemli bir kısmı Londra’da geçmesine rağmen elimizde üniversiteden tanışan dört Amerikan yakın arkadaş var: Maya, Craig, Ainsley ve Duffy.
Açılış bölümünde Ainsley’in düğün hazırlıkları devam etmekte, karakterler de bu sayede yeniden bir araya geliyorlar. Ama düğün günü başlayan olaylar silsilesi büyüyerek devamında tüm karakterlerin hayatını değiştiriyor. Kalp kırıkları, yeni ilişkiler, romantizm, politik skandallar, Londra’nın sosyal hayatı ve daha fazlası…
Kadro ve Ana Karakterler
- Maya (Nathalie Emmanuel): Dörtlü içinde A.B.D.’de yaşayan tek kişi, politikacılar için konuşma yazarlığı yapıyor. Düğün için Londra’ya geldikten sonra yaşananlar nedeniyle hayatı daha Londra merkezli devam ediyor.
- Ainsley Howard (Rebecca Rittenhouse): İç tasarım uzmanı. Ailesinin desteğiyle işini ve alıştığı hayatını devam ettiriyor. Nişanlısıyla evlenmek üzere olması grubu yeniden bir araya getiriyor ama güzel geçmesini istediği düğünü beklemediği şekilde hayallerinin ötesine geçiyor.
- Duffy (John Reynolds): İngilizce öğretmeni olarak bir okulda çalışıyor olsa da asıl gayesi roman yazarı olmak. Maya’dan uzun süredir hoşlansa da şimdiye kadar açılmayı başaramamış.
- Craig (Brandon Mychal Smith): Yatırım uzmanı olarak çalışıyor, hatta Ainsley’in nişanlısı Kash ile aynı ofisteler. Kız arkadaşı Zara (Sophia La Porta) ile düzenli bir ilişkisi var. Düğün gününün onun için de beklenmedik bir planı olduğu ortaya çıkıyor.
- Kash (Nikesh Patel): Yatırım uzmanlığından pek memnun olmayan, oyunculuk yapmak isteyen birisi. Düğün konusunda bazı şüpheleri de var. Maya ile ilk tanışması babasının (Harish Patel) çalıştığı Londra’daki Heathrow Havalimanı’nda oluyor. Müslüman.
- Gemma (Zoe Boyle): Ainsley’in komşusu ve arkadaşı. Maya’nın gelişiyle Ainsley’in hayatında bir adım geriliyor ama grubun beşinci üyesi olduğu söylenebilir. Eşi Quentin’le (Tom Mison) zengin bir hayat sürüyor, ev hanımı.
Not: Orijinal filmin kadrosundan Andie MacDowell Ainsley’in annesi Mrs. Howard karakteriyle, Tommy Dewey (Casual) ise Maya’nın New York’taki patronu olarak konuk oluyor. Kadrodaki isimlerden Ashley Madekwe ise Julia adında Craig’in mazisinden birisi olarak birden fazla bölümde gözüküyor.
Four Weddings and a Funeral özellikle bu zamanlarda gideri olan bir romantik komedi dizisi. Senaryosunun benzer türdeki yapımlardan pek de farklı olduğunu iddia edemem. Bana kalırsa kadronun en azından yarısı göze batmıyor olmakla birlikte vasat oynuyor. Ama tarzı ve genel konusu ilgimi çektiği için şimdiye kadar benim için izlemesi rahat bir dizi oldu. Hatta sezonun kalanı elimin altında olsaydı rutin bir şekilde devam ederdim.
Kafa dağıtmayı başarıyor, bu da benim için böylesi bir dizi bakımından amacına ulaştığı anlamına geliyor. Kadrosu ve karakterleri çeşit çeşit, son dönemin gözdesi olan “diverse” dediğimiz bir karakter ve oyuncu skalası var. Duffy, Ainsley ve Gemma üçlüsü bana göre daha öne çıkan karakterler oldu, yardımcı kadrosu/karakterleri ve konukları ise pozitif katkı sağlayan taraflarından. Filmi izlemediğimden karşılaştırma yapamıyorum haliyle.
Four Weddings and a Funeral, genel olarak böyle bir yapım. İyi seyirler.
yorumlar
Eğlenceli bir şeye benziyor, filmini mi izlesek önce acaba?
Kadro çok amatörish. Artık politik doğruculuk adına ne yapacağımızı şaşırdık durumları kabak ötesi tad vermeye başladı. @kemal32 bence filmi sonra izleyin çölden okyanus kıyısına ulaşmış gibi hissedersiniz illa izleyecekseniz.
Anaaam Quentin Tom Mison mıymış? Ben de niye sevdim bu adamı diyordum.
Bir bölüm daha olsaydı keşke.
* Düğünlerin birisi daha gitti, kaldı iki. Sıradaki kime denk gelir acaba?
* Duffy’nin anlamasına itirazım yok, hatta iyi oldu da Ainsley fark ederse neler olur onu merak ediyorum. Craig’e iki ay küsen Maya’ya neler yapar acaba? Yalnız olur da anlarsa “Nasılsa hayatıma başkası girdi, düzenim de oturdu. Umurumda değil,” gibi basit bir yoldan gitmezler.
Biraz kaos çıksın hiç değilse. Bir de o zaman Gemma-Duffy’ye başlayalım. Ainsley+Müşteri zaten olacak bir iş.
Yaz kızım.
* Gelecek bölüm bir düğünü daha aradan çıkaralım diyeceğim, hiç kimse düğün modunda değil. Çifte düğün yapıcekler herhal bu gidişle.
* Ben niye düğünleri ana karakterler üzerinden kuruyorduysam zaten. Bash-Fatima da üçüncü düğün oldu. Dördüncüyü siz bilirsiniz ne diyeyim.
Kaldı bir bölüm. Hadi bakalım.
2) Yes.
3) Yalan.
4) Doğru.
5) Neyse bu da çıktı aradan.
* O kadar şeyin üstüne hiçbir şey olmamış gibi devam ederek New York’a gitmenizi beklemiyordum ama ayrılmanız da neydi yani şimdi? Sizi sevmemi zorlaştırıyorsunuz.
filmini izlemiştim….
dizi tavsiye midir?
@zekikum Filmi izlemedim ama bana onun kadar iyi değilmiş gibi geliyor. Bu daha basit ve klişe sanki. Ama kötü olduğunu da düşünmüyorum.
Romantik komedi dizisi işte. Devam ediyorsa belki @dkamoy daha sağlam bir cevap verir.
@zekikum 5 bölüm izledim şu ana dek. aytackara’nın dediğine katılıyorum. Yazın romantik komedi olarak izletiyor işte kendisini. Filmi izleyeli yıllar oluyor ama film de üstümde öyle ahım şahım bi etki bırakmamıştı açıkçası.
Ay bu arada hangi bölümdeydi hatırlamıyorum ama
repliğine bayıldım.
Kaldı ki sadece en yakın arkadaşının eski sevgilisiyle sevgili olmasına komple karşı olması da alışılmadık değil. Kendi hayatına bir şekilde devam etmesi de bunu sağlamaz. Ben Craig’e aşırı tepki verdiğini düşünüyorum, arkadaşlığa da bu kadar karışmamalı ama Maya biraz farklı kaçar. Herkeşlerin içi almıyor malum, onçün ikisine de pek şaşırmıyorum.
@aytackara Ben şaşırdığımdan değil, normal hayatta da kendini bu duruma düşüren herkeşlere bu tepkiyi gösterdiğimden kızdım.
Bu da bitti. Kalan kısmı düzgünce toplayıp gitmişler. Zaten aşağı yukarı böyle bir şey bekliyordum, itiraz etmiciğim. İkinci sezon olursa benzer tema ama farklı bir kadro/konuyla gelecekler zaten. Olur da gelirse görüşürüz, gelmezse o kadar da dert değil. Sevgiler, bye.
Eliniz değmişken Tony 2 ile milletvekilinin düğününü de aradan çıkartabilirdiniz aslında. Bir şey olmazdı.
* Ainsley’in Kash’e “Düğün Maya ile Duffy’nin” deyip bir de fotoğraf attığı kısımda güldüm.
* Caleb varken adama Duffy mi diyordunuz bunca zaman? Ayıp ayıp.
* Bizim bir Search Party 3. sezon vardı, bunu izlerken aklıma geldi. Onu yakın zaman içinde alalım please.
@aytackara ‘nın üstte ispiyon dışına yazdıklarına denden.
İzledikten sonra sadece kadro konusunda yanıldığımı farkettim. Oyuncuları beğendim ellerinden geleni yapmışlar ama karakterleri çok sığ yazıldığı gibi senaryo berbattı. Yılın en kötüsü izlediklerim içinde. Zaten çok kötü bir şey beklerken beklentilerimin altına bu kadar inebilmek Mariana çukuruna inerken patlamaya benziyor. Richard Curtis’in adını ex.p. olarak görmekse ayrı bir şok etti ve üzdü.
@aytackara ve @dkamoy muhabbete geç kaldışsam da orjinal filmi tekrardan bir izleyin derim. Zamanında büyük sükse yapmış, İngiliz sinemasını şöyle bir silkindirip kendine getirten yapım olmuştu. Oscar adaylığını da, aday olmanın hiç ama hiç kolay olmadığı yıllarda almıştı. Senaryo oscarını Pulp Fiction’a kaptırdı diyim de anlayın yani. Romantik komedi diyip geçmek biraz, bilemiyorum yani
@basket case Ben hayatımdan memnunum. Diziden de memnun sayılırım. Belki bir gün.
Bir de döndüm yukarıya baktım, filme romantik komedi dememişim zati. IMDb, Comedy, Drama, Romance demiş o ayrı. Diziye demişim ki ona da desek olur hani.
@basket case Şaşırmadım. Filmler konusunda genelde genelgeçer izleyici, Oscar vs. ile anlaşan bir yapım yok, olamadı bi türlü.
S01E01
Türkçe altyazısı çıkmadı nedense bu dizinin. Benim de İngilizce altyazıyla izleyesim gelmedi. 13-15 sene önceki TNT döneminden beri ilk defa Türkçe dublajlı izledim ben de bölümü. Çok kötü bir his cidden.
Romantik komedi olsun da taştan olsuncu biriyim ve bu dizi için beklentimi iyice aşağıya çektim aslında ama ona rağmen o düşük beklentimin de altında kaldı diyebilirim. Hallmark TV filmleri seviyesinde desem yeridir. Belki o kadar bile değildir; karar veremedim şu an.
*O kırmızı elbiseye bayıldım.
*Sophia La Porta, Brandon Mychal Smith ve Nathalie Emmanuel, bölümün daha fazla öne çıkan isimleri oldular benim radarımda. Nikesh Patel tercihi ise çok çok kötü olmuş. ‘Çok mu aramışlar bu adamı?’ demeden geçemedim. Kimsenin yanına yakışmıyor cidden.
*48 dakika çok uzun bu arada bu diziye. 35 dakika kesermiş pekala.
S01E03
İlk 2 bölüme oranla daha iyiydi bu bölüm. Daha eğlenceliydi de ayrıca. Rebecca Rittenhouse’un parladığı bir bölüm oldu diyebilirim. Maya ve Quentin de fena bir bölüm geçirmedi ayrıca. Boş beleş Duffy’nin sahnelerinde de 1-2 defa gülümsemiş olabilirim. Sırf ırksal çeşitlilik olsun diye diziye konulan Kash karakteri diziyi aşağıya çekmeye devam ediyor bu arada.
*Son sahne: Nasıl yani?
Ciddi misin güzelim sen? 
*Ulan Zara; bu da yapılmaz adama cidden ya!
*
mi yoksa şampiyonluk kutlaması mı belli değil.
*Kash’in imamla olan sahneleri fena olmamış. Bu bölümün öne çıkan karakteri de o oldu diyebilirim.
*300.000 pound dedi ya!
*Özlemişim valla. Nerlerdesin yıllardır güzelim sen?
*Maya konusunda en kötüyü gösterip kötüye razı etmeye çalıştıkları doğrudur. Ben bile o olacağına diğeri olsun demeye başladım valla.
*Craig: Helal be adamım!
*İlerde bir gün Love Island vb. işlere dalıp bir daha çıkamayacağım ama ne zaman olacak bilmiyorum.
Netleşen Maya-Kash ve Fatima-Basheer ikilileri dışında Bryce-Ainsley ve Duffy-Gemma ikililerinin nikah potansiyelleri var gibi. Muhtemelen tam tersini yapar bunlar ama ben kalan 2 nikahın Fatima-Basheer ve Duffy-Gemma olmasını tercih ederim şahsen.
S01E07
‘Dolabımda sizin ilişkinizden daha uzun süreli olan yumurtalar var.’
Güzel replikti.
S01E09
1 seneye yakındır diyordum ama ilk bölümden bu yana 2 sene mi geçmiş cidden?
Bitti bu da. İlk 2 bölüm ve son 3 bölüm vasat/vasat altı seviyedeydi. 3’ten 7’ye olan 5 bölümde ise beklemediğim seviyede eğlendim diyebilirim. Cidden çok iyiydi o süreç.
Nathalie Emmanuel’i GOT’tan baya severim ama karakteri Maya’nın ana karakter altılısı arasında açık ara en verimsizi olduğunu da belirtmeden geçemeyeceğim. Daha önce izlediğim 2 dizide şu an anımsamadığım 1-2 bölümlük minik konukluklarını saymazsam ilk defa bu diziyle tanıma fırsatı yakaladığım Sophia La Porta ise dizinin parlayan yıldızı oldu benim için. Tez vakitte yeni bir dizi çeker de onu tekrar izleyebilirim umarım. Frontier’den pozitif anımsadığım ama The Astronaut Wives Club’tan pek anımsamadığım Zoe Boyle’u da bu diziyle birlikte daha fazla sevdim diyebilirim. Brandon Mychal Smith’e de You’re the Worst ve Sweet/Vicious’a oranla daha fazla kanım kaynadı ayrıca. Şu ana kadar izlediğim her dizisinde sinirlerimi tavan yaptıran Dermot Mulroney bile bu dizide nötr kalmayı başardı bende.
1×03: nasıl ya?
1×09: höö? kel alaka bir ikili?
1×10: eh işte standart romantik filmlerin epey bir gerdirilmiş hali. kenarda başka şeyler yaparken izletti kendini. sonu beklendikti elbette başka nasıl bitebilirdi bilmem.
ilk bölümdeki havalimanı sahnesine yapılan gönderme tatlıydı.