GLOW – Işıldamaya Hazır Mısınız?
50 yorum itsmypurgatory 12 Haziran 2017 10:18
Kadınlar terlemez… IŞILDAR!
Netflix’in 23 Haziran’da tüm dünyayla aynı anda izleyebileceğiniz yeni komedi dizisi GLOW‘u ön izleme yapma fırsatı buldum. Diziyi duyurulduğundan beri büyük bir ilgiyle bekliyordum. Başına büyük bir heyecanla oturdum ve ilk sezonun hepsini (10 bölüm) bitirdim. Diziden tam olarak ne bekleyeceğime emin değildim ama karşılaştığım şeyden memnun kaldım. Alison Brie’yi artık düzgün bir işte, başrol olarak görmek istediğimden, hayal kırıklığına uğramaktan korkmuştum. Neyse ki korkum boşunaymış. Yazının devamında konusundan, karakterlerden bahsedeceğim. Birkaç eleştirim de olacak. Spoiler (ispiyon) korkusu olmadan okuyabilirsiniz.
G.L.O.W. yani Gorgeous Ladies of Wrestling (Güreşin Güzel Kadınları), 80’li yıllarda yayınlanan kadın güreş şovundan ilham alınarak uyarlanan bir dizi. Baş karakterimiz Ruth Wilder (Alison Brie), Los Angeles’ta yaşayan ve oyunculuk yaparak bir yerlere gelmeye çalışan bir kadındır. İş bulmakta zorlanan ve dolayısıyla maddi sıkıntılar çeken Ruth, aldığı bir telefonla “alışılmadık kadınlar aranıyor” şeklindeki ne olduğu belli olmayan iş çağrısına cevap verir ve seçmelere gider. Burada yıldız olma hayallerini gerçekleştirebilmek için son kez şansını deneyecektir.
Dizide, GLOW şovunun ilk sezonunun çekilmesinde yaşanan zorluklara tanık oluyoruz. Kadrosunda 12 kadını barından güreş programında, kadınların neredeyse hepsi tıpkı Ruth gibi hayatlarının en dip noktalarında olduğu için seçmelere geliyor. Çoğunun geçmişini, neler yaşadığını az çok öğreniyoruz ama dizi bunlarla oyalanmıyor ya da dram yaratmaya çalışmıyor. Daha çok eğlenceli şeyler üzerine odaklanıyor. Bazı sahnelerde sağlam kahkaha attığımı itiraf etmem gerekiyor.
Ruth’u canlandıran Alison Brie’ye dizi boyunca oyunculuğunu sergileyebileceği sahneler verilmiş. Dizilerde bir oyuncunun, oyuncuyu canlandırmasını izlemek her zaman zevkli oluyor. Bu dizide de kılıktan kılığa, tipten tipe giriyor. Sanırım tüm sezon boyunca en sevdiğim yanlardan biri bu oldu. Tek kelimeyle döktürüyor.
Dizinin kadın güreşçileri ele alacağını ve Orange is the New Black yapımcılarından olacağını duyduğumda oldukça feminist ve kadınları yücelten bir dizi bekliyordum. Dizi zaman zaman kadının güçlü olduğunu, toplumdaki yerini, onları klişe kalıplara oturtulmaması gerektiğini söylese de kendi söylediklerine ters düştüğü oluyor ve bir anda en seksist, en ırkçı sahnelere tanık olabiliyoruz. Komedi için yapılsa da bazı izleyiciler bu sahneleri, alınan kararları ofansif bulabilir. Kısacası, güçlü kadın portrelerini güçsüz bulduğumu söyleyebilirim.
Diğer bir eleştirmem gereken noktası ise açık seçik sahnelerin gereksizliği. Dizilerde açık sahnelere karşı değilim ama dizide içinde geçtiği sahneye hiçbir şekilde servis etmeyen, çıplaklık olsun amacıyla koyulan sahneleri var ne yazık ki. Olmasa da olurlarmış diyeceğim ve bu kısmın yorumunu size bırakacağım. Uyuşturucu kullanımı da dizide sık sık gösterilen bir şey. Yine ne yazık ki uyuşturucuyla ilgili sahneler, bir karakterin “Kafan mı iyi senin?” diye sormasından ileri gitmiyor.
Dizide 80’ler atmosferini yeterli buldum. En çok saç tarzları ve kıyafetler ‘ben buradayım’ diyor. Bence daha iyi olabilirdi ama bütçeyi buna harcamak istememişler sanırım. Müzik seçimleri de gayet yerindeydi.
GLOW, sezon boyunca başından sonuna kadar ters köşelerle dolu. 10 bölümlük komedi dizisinde bu kadar ters köşe ve sürpriz beklemiyordum valla, ne yalan söyleyeyim. Bu ters köşelerin işlenişi de bir tuhaf. Bölüm sonunda yapıp, bir sonraki bölümü açtıracak şekilde gerçekleşmiyor genellikle. Bölüm içinde oluyor ve bölüm içinde bitiyor.
GLOW 30 dakikalık bir komedi olmasına rağmen zaman zaman ağır da gidebiliyor. Sanki dizi oyalanıyormuş gibi hissedebiliyorsunuz. Bazı olayların gerçekleşmesi şaşırtıcı şekilde hızlıyken, bazı olaylar bölümlerce uzayabiliyor. Bu kısımlarda da işi karakterler kurtarıyor. Dizideki çoğu karaktere ilk birkaç sahnede hemen ısınıyorsunuz. Kadro farklı etnik gruplarını içeren oyunculardan oluşturulmuş. Güreşçilerin hepsi dizi boyunca bir sahne kişiliği bulmaya çalışıyor. Uyduruk sahne isimleri bulmaya uğraşıyorlar, kıytırık kıyafetler falan deniyorlar. Ne kadar ucuz olursa o kadar eğlenceli hale geliyor.
Kısa kısa karakterlerden de bahsedelim. İlk tanıştığımız karakterlerden biri Betty Gilpin’in canlandırdığı Debbie Eagan. En iyi arkadaşı Ruth gibi oyuncu. Eski pembe dizi yıldızı olan Debbie, hamile kalıp çoluk çocuğa karışınca oyunculuğu geri plana atıyor. Kendisinin oldukça ilginç bir hikaye örgüsü var. Kendimi kimi zaman karakterini severken, kimi zaman da burun kıvırarak izlerken buldum.
Bir diğer önemli karakterse Marc Maron’un canlandırdığı Sam Slyvia karakteri. GLOW programını çekecek yönetmeni canlandırıyor. 12 kadınla, kendi sorunlarıyla ve şovun sıkıntılarıyla baş ediyor. Düşük bütçeli, B sınıfı filmler çeken yönetmen olan Sam de tıpkı bu kadınlar gibi hayatının kötü bir döneminde GLOW’u çekmek istiyor. Kendisi genel olarak hödük, somurtkan ve aşırı bencil bir karakter. Dizideki sayılı erkek karakterlerden bir diğeri de Chris Lowell‘ın canlandırdığı Sebastian Howard. GLOW’un yapımcısını canlandırıyor. Büyük hayalleri olan, zengin, şımarık, içmeyi, parti yapmayı seven, Amerikan güreşi hayranı biri. Genelde aklı havada bir tip. Dizinin başlarında karakteri zayıf olsa da sonlara doğru oturuyor.
Güreşen kızların aralarında birkaç favorim oldu. Britney Young‘ın canlandırdığı Carmen karakteri oldukça tatlı, neşeli, sevilesi bir tip. Kendisini sezon boyunca desteklerken buldum. En düzgün hikaye ona aitti sanırım. Sydelle Noel de Cherry karakteriyle döktürmüş. Sağlam, güçlü bir kadın portesi çizmiş. Ne istediğini bilen, saçmalıklara gelmeyen bir tip. Ellen Wong, Jenny karakteriyle oldukça ilgi çekiciydi ama ne yazık ki yeterince yer verilmediğini düşünüyorum. 2. sezon olursa daha fazla sahnesi olmasını diliyorum. Sunita Mani de Arthie karakteriyle komedi sahnelerinin altından çok iyi kalkmış. Kia Stevens ise gerçek hayatta profesyonel güreşçi olmanın avantajlarını kullanmış. Hem güreş sahnelerinde hem de oyunculuk gerektiren sahnelerde yeterince iyiydi.
Bunlar dışındakilerin çoğunun karakterini pek beğenmediğimi söyleyebilirim. Mesela Britt Baron‘un canlandırdığı Justine karakteri sezon sonuna kadar bana The CW dizisi izliyormuşuz gibi hissettirdi. Ergenlere sabrım dolmuş olabilir. Gayle Rankin‘in Sheila karakteri de başta komikti ama sonra sıkmaya başladı. Neden bu halde olduğuna dair de bir açıklama olmayınca iyice can sıktı. Bazı karakterlere sağlam geçmiş yazılmışken bazılarına yazma zahmetine girmemişler. Bu yüzden de gereksiz duruyorlar. 12 güreşçiyi tamamlamak için oradalarmış gibi. Jackie Tohn’un karakteri oldukça uyuz ama dobra olmuş. Sezon boyunca sevip sevmemek arasında gidip geldim. Son olarak da bana göre en gereksiz hikaye örgüsü Kate Nash’e aitti. Karakterini de pek sevdiğimi söyleyemeyeceğim. Mümkünse muhtemel 2. sezonda minimum gözüksün.
Uzun lafın kısası, kafanızı dağıtacak bir komedi arıyorsanız, Amerikan güreşi şovlarına ilginiz varsa ya da en azından farklı bir şeyler izlemek istiyorsanız GLOW’a kesinlikle şans vermelisiniz. İyi seyirler!
yorumlar
Bu incelemeyle beraber dikkatimi çekti ilk bölüme kesinlikle şans vereceğim .
Birinci sezonu benim de önden izleme fırsatım oldu. Genel olarak beğendim.
Başta kadın güreşçiler hakkında bir dizi olarak görüp biraz saçma bulmuştum ve benlik olmadığını düşünmüştüm. Başına geçince pek de öyle olmadığını fark ettim. Olan bitenler güreş odaklı değil de etrafından dolanınca ve kadınlara daha çok odaklanan bir dizi olunca izlenesi bir iş çıkmış.
Orange is the New Black’in arkasındaki ekibin elinden çıktığı ise belli oluyor. Bölümlerde bazı kadınları biraz daha öne çıkarmışlar ama OITNB’in aksine hepsini derinine inmeden işleyip yollarına devam ediyorlar resmen. Günllük hayatından içindenmişçesine bir tarzı var. Hem artısı hem de eksisi olan bir seçim olmuş.
Dizinin merkezindeki Ruth ile beraber Debbie, Carmen ve Cherry üçlüsü hikayeleriyle veya karakterlerinin gelişimiyle sevdiğim isimler oldular. Ruth karakterinin içinden en azından ilk sezonda bir Piper Chapman çıkmadı, o açıdan memnunum. İkinci sezon olursa kadınların hikayesini biraz daha açarlar umarım.
Sanırım bu kadar.
glow diye aratınca çıkmadı g.l. şeklinde aratmak lazımmış
Ben de ikinci bir isim mi eklesek yoksa noktasız olarak güncellesek mi diye düşünüyordum. GLOW hali daha çok kullanılıyor ve biliniyor. IMDb’deki ismi de öyle mesela.
1 x 01 üzerine:
Güzel başladı, baya sevdim ben bu diziyi ilk bölümden.
S01E01
Seveceğimi düşünmüyordum ama güzeldi cidden ilk bölüm, eğlendim izlerken. Alison Brie’nin karakterini sevdim, şapşik bir şey. Betty Gilpin’in varlığı ekstra bir artı. Bu ikisi dışında zenci dublör hatunu, kuvvetli hatunu, uzak doğulu hatunu ve jaluzici hatunu da sevdim. Maron’un karakteri de idare eder duruyor. İzlemeye devam.
Maron’un karakterinin Brie’nin karakteri hakkındaki beğenme/beğenmeme yorumu:
Bu yazıyı tanıtım değil de inceleme olduğu için dizi listesine eklemeyelim dediydik zamanında. Göremeyince şaşırmayınız.
G.L.O.W. değil de GLOW olarak eklenmesi gerektiğini düşünenlerdenim.
Bu arada bence bu da tanıtım sayılabilir.
yani sitedeki tanıtımlardan tek farkı karakterleri tek tek resimle göstermemem
1 x 01:
Güzeldi ilk bölüm. Sevdiğimi söyleyebilirim. Özellikle WWE yıldızı John Morrison’ı görmek çok güzel oldu. Keşke başka yıldızları da görebilsek.
NOT: Dizi listesinde noktaları kaldırıp GLOW şekline getirdim dizinin adını. Bu yazıyı istenirse tanıtım olarak ekleyebilirim
Her yazıda karakter fotoğrafı olmuyor zaten ya.
Tamam o zaman.
Bu tip karışıklıklar olmaması adına en azından etiketlere tanıtım, inceleme ya da her neyse ekleyiniz lütfen.
1×01:
Pek beklentili oturmadım başına ama beğendim. Karakterler eğlenceli olmuş. İzlemesi de sıkmadı en azından, devam ederim.
hoşuma gitti begendim tam tahmin ettidigim gibi bir dizi çıktı ilk sezonu izlerim ben bölümleri izledikçe tam kararımı veririm
85 yaşın daki ninem bile izliyor tek konuştudugu dil hintçe
En güzel bölümlerden biriydi kesinlikle.
1. Sezon Üzerine:
Ben diziyi beğendim. Öyle aman aman yardırmadı belki ama eğlendirdi, keyifli zaman geçirtti. Beklentim de bu yöndeydi zaten. Peşpeşe pıt pıt gidiyor bölümler. Alison Brie’yi izlemeyi seviyorum, burada da iyi bir iş çıkarmış. Diğer oyunculardan göze batan da olmadı. Kısacası memnun ayrıldım dizinin başından.
Dizi listesinde g.l.o.w. yerine glow olması konusunda büyütülecek bişi yok. İki haliyle de eklenir listeye olur biter. İlgili kişilere (editörler ve okaka) haber verilmesi yeterli.
sezon finali şahane olmuş bu dizi beni ayartmaya yetti valla benden tam notu aldı 2.sezonda görüşürüz WWE izleyesim geldi ya 2.sezon da daha fazla ring dövüşleri izleriz ya inş
yeni oyuncular yeni karakterler eklenirse çok daha da bir güzel olur bu dizi kapitalizmin çarkları dönmeye başladı
İlk 7 bölümün türü komedi idi ama son 2 bölümde drama dozunu yükseltip dramedi yapmışlar. Önceki bölümler kadar tat vermese de güzeldi yine de.
S01E10 (Sezon Finali)
Güzel bir kapanış olmuş. Keyifle izledim bütün sezonu. Kahkaha attıran tarzda da suratta gülümseme bırakan tarzda bir komedi oldu. Daha çok karakterler üzerinden komedi yapmaya çalıştılar ki tuttu bence. Netflix yine iyi bir iş çıkarmış. Onay almazsa üzülürüm.
Karakterlerden Ruth, Cherry, Melanie, Rhonda ve Bash’i cidden sevdim. Sam, Reggie, Jenny, Cherry’nin kocası, Sheila, Justine’e de pozitifim. Carmen ve Tamme’ye karşı nötr durumdayım. Debbie’yi ve kocasını sevemedim. 2. sezonda olmazlarsa sevinirim. Stacey, Dawn ve Arthie’yi de gereksiz buldum. 2. sezonda bunları atıp daha kayda değer karakterler bulmaları gerek bence.
Hem konu ilgimi çekmemişti, hem de o dönemin kadın imajlarını sevmem. Ama ben de ilk bölümüne bakayım derken kendini ilk sezonun hepsini hüpletmiş bulanlara katıldım. Çıtır çıtır izletiyor kendisini. Pek güzel gitti bu yaz günlerinde. Oysa ki olumsuz bir önyargım vardı.
1. sezon üzerine:
İlk sezonu bitirdim. Beğeneceğimi düşünüyordum zaten o yüzden çok şaşırmadım güzel çıkmasına. Özellikle Alison Brie çok güzel oynadı, bazen fazla dışlanmasına da üzüldüm hatta karakterinin. Çok emeği var bu işte. Onun dışındaki diğer kadın karakterler de fena değildi. 2. sezon olursa yeni karakterler falan ekleyip daha zevkli hale getirebilirler. Ruslara da iyi salladılar.
Gelecek sezon umarım olur, devamını çok izlemek isterim.
Ewww… Orange is New Black ekibinin işin içinde olduğunu bilseydim bu güzel tanıtımı bile okumazdım. Başroldeki kadıncağız da sanki sokaktan rasgele kolundan tutulup sete getirilmiş gibi cidden berbat bir oyuncu ama zaten amaç bu olmalı.
Eskiden vasat ve çirkin bir kadın lazım olduğunda örneğin Michelle Pfeiffer’a çirkin makyajı yapılıp garsonu oynatırlardı. Ne bileyim Julia Roberts’a iğrenç ve komik bir peruk takılıp hayat kadını yapılırdı vb… Paradoksal biçimde işin içine gerçekçilik kaygısı girdiğinde hiç inandırıcı olamıyor. Gerisini getirmezsem tek nedeni başrol olacak ne yazık ki.
@dkamoy: 80lerin kadın imajı.. O abartı kadınlara kul köle olayım ah ahh
Annabella Sciorra diziye katılmış. Birden fazla bölüm.
2. Sezon Fragmanı
S2 Featurette
2×01’i izledim. İlk sezon kadar olsa yeter aslında ki ilk bölüm o seviyedeydi en azından.
2×5’e geçiyorum şimdi, ilk sezon kadar keyif almıyorum. Bir şeyler eksik sanki bilemedim. Kötü değil de ruhsuz sanki.
Sözümü geri alıyorum 5-6-7 güzel gitti
2. sezon da bitti, son 2 bölüm normalden uzundu, gerek yoktu bence uzatmaya
3. sezon olacaksa son olsun, bu konu pek bir yere gitmiyor çünkü politik ve sosyal mesajlar vermekten başka. Gereksiz karakterlere de çok yer vermezlerse mis gibi olur.
Bant Magazine’in Alison Brie ve Betty Gilpin ile yaptığı röportaj.
S02E01
Güzel dönmüş. Sam ve Debbie uyuzları hariç özlemişim tipleri genel olarak.
S02E03
Ruth: Saçma salak kararlar alıyorsun yeminle ya!
Debbie: İtici olmayan herhangi bir şey yapsana?
Melanie, Rhonda, Jenny üçlüsüne daha fazla süre istiyorum. Bu kadarı yetmiyor açıkçası bana.
4 ve 5. bölümler ne sıkıcıydı öyle ya? 6 ve 7. bölümler güzeldi ama. Özellikle 6’nın sonunda olan şeyden sonra 7 epey keyifli geçti cidden.
Allah aşkına tek aldatılan, boşanan kadın sen misin yahu? Bıktırdın ulan! Atın şu kadını diziden ya!
Geçen sezon süre dağılımı nasıldı tam hatırlamıyorum ama bu kadar adaletsiz değildi herhalde. Bölümlerin üçte birini Betty Gilpin’e ayırıyorlar bu sezon maşallah. Hiçbir izlenirliği de yok karakterinin. Aşağıya çekiyor resmen diziyi.
S02E08
Fikir olarak kötü bir deneme olmamış. Lakin süresi uzun kaçmış biraz. Son 15 dakikanın % 90’ını çıkarıp tadında bıraksalar daha iyi olurmuş.
S02E10 (Sezon Finali)
Gayet güzel, tatlış bir kapanış olmuş. İyi doldurmuşlar 46 dakikalık rekor süreli bölümü. Epey eğlendim izlerken. Ucu da kapalı bitti ayrıca. Beynim bu şekilde kalsın ve hep pozitif bir şekilde hatırlayalım bu diziyi diyor; kalbim ise bu çatlakları yeni maceralarda izlemeye devam etmek istiyor. Hayırlısı olsun bakalım!
Bu bölümde olanları medyadan dolayı biraz biliyordum ama bölümün bu olduğunu bilmiyordum. Güzeldi.
* Şovu nasıl kurtaracaklar bakalım.
2. sezonu da bitirdim. İlk sezonun bi tık altında kalsa da güzel bir sezondu. Son iki bölümü fazla uzun geldi sadece. Betty e çok sinir oldum bu sezon, başka birini koysak da yerine olurdu. Alison Brie ise çok güzel iş çıkardı, keşke adaylık alsaydı.
Vegas işini de sevdim ama umarım tv ye yakın zamanda dönerler.
@aytackara nın 2×5 yorumundan sonra bash eşcinsel mi dedim de onu da bi kıza yazdılar, değilmiş.
3’te biterse bence de tadında bitmiş olur ama muhtemelen uzatacaklardır.
2×08 üzerine:
İlginç bir deneme olmuş ama hoşuma gitti. Devam ettikleri sürece her sezon bir kez böyle bir şey deneyebilirler aslında
2×10 üzerine:
Bir sezon daha bitti. Sezon finalinin bu kadar uzun sürmesine gerek yoktu ama hoş ve ucu kapalı bir şekilde bitirdiklerinden itiraz etmeyeceğim. İsteseler hikayeye devam edebilirler tabii.
Devamının gelmesini sanıyorum istiyorum. Muhtemelen de onay alır. Debbie karakterini sezonun ilk yarısında gıcıklaştırıp sonradan törpüledikleriiyi oldu. Ruth ve Sam her zamanki gibiydiler. Sam’in gıcık halleri bu sezon daha normalgeldi gözüme.
Bash ve güreş grubundaki diğer kızların hikayesi de izlenirdi. Hala çok fazla karakter var gibi ama şovun doğası gereği böyle olması lazım zaten. Neyse gelecek sezon görürüşürüz artık.
@necdetcem7 Değilmiş deme, ileride lazım olur
Breeda Wool (Mr. Mercedes, UnReal), tekrar eden bir rolle 3. sezon kadrosuna katılmış.
S3 Fragman
Poster
Kendi tarzına uygun bölümlerle geri dönmüş. İlk ikisinde gösteri kısmı daha geri plandaydı, karakterlere odaklanmayı tercih etmişler. Seviyorum bunları izlemeyi.
Yalnız bu bölümdeki çıplaklığı gereksiz yere kullandıklarını düşünüyorum.
* Bash, şekerim içindekileri dökül rahatla sen iyisi. Hayat öteki türlü sana zor muhtemelen. Durduk yere dickhead olma yolunda ilerliyorsun zati. Bu da dışarıdan önce kendisine bile itiraf edemeyen türden sanırım.
* Rolleri değiştirerek yaptıkları gösteri hoşuma gitti.
2 gibi bunu da hemen tükettim. Galiba en sevdiğim sezon oldu.
Not: Güzel sezondu ama gelecek muhtemel sezonda artık bir bölüm bile Vegas izlemek istemiyorum. Nasıl becerdilerse artık beni bile bıktırdılar otelden.
Güya dördüncü bölümden sonra durup rutine bağlayacaktım. 5 ve 6 derken devamı geldi ve rahat ilerledi. İyi bir sezondu. İstesek devam ederiz ama burada kalsak da sorun olmaz tarzı bir son yapmışlar ama umarım burada durmazlar.
* Sam ve Ruth’u çift görmek düşündüğümden de tuhaf durdu. Yaş farkı gibi şeylere de takılmam güya. Ama şu noktada ikisini başkasıyla göresim de yok.
* Altı aylık uzatmayı aldıklarında sezon sonunda dağılacaklarını düşünmeye başlamıştım. Zamanı da gelmişti. Geena Davis’in gösterideki şovu hoşuma gitti, ringde yaptıkları Noel şovu da güzeldi.
Yeni sezon olursa bir şekilde Los Angeles’taki kanalla devam ederler herhalde. Sam’i yönetmenliğe geri getirip ekibi de toplarlar falan. Yalnız gelecek sezon sonunda reytingler iyi değil diye bu sefer de kendi şovlarını iptal ederlerse gülerim
* Bash tam da kendisinden beklediğimi yaptı. Gelecek sezon olursa bu adama da bir sevgili yazalım. Hayat bunun kafasındaki versiyonla zor geçer.
@necdetcem7 09 da beni haklı çıkarmadıysa daha ne çıkaracak diye düşünürken 10’da kendisi itiraf etti zaten ^.^
S03E10 (Sezon Finali)
Güzel sezon oldu. İlk sezonla kıyaslama yapmayacağım ama 2. sezondan çok çok daha iyiydi. Doğaldı, enerjikti ve cesurdu. 4. sezon onayı gelir tez vakitte umarım.
Her zamanki gibi favori karakterim Rhonda oldu yine. Debbie de her zamanki gibi en itici karakterdi benim radarımda yine. Bu sezon tripleri epey azalmış olsa da o kendini beğenmişliği baki ve bu özelliği de ciddi seviyede rahatsız ediyor beni. Sheila, yine iyi bir sezon geçirdi. Bash de sezonun öne çıkan karakterlerinden biriydi. Ruth’u izlemesi yine keyifliydi ama çok büyük düşüş yaşadı bence bu sezon hikaye bazında. Melanie ve Jenny’yi ise iyice dış kapının mandalı yaptılar bu sezon ne yazık ki.
80’lerin sevmediğim frapan imajlarına rağmen şu diziyi bana sevdirebiliyorlar ya helal olsun ekibe.
Bu arada Geena Davis
Bi de Alison Brie tabii .
Bu dizi sayesinde bilumum dizilerde seçtiği roller yüzünden sevemediğim Betty Gilpin‘e bile ısındım, seviyorum artık keratayı.
Resmileşir herhalde bugün. Final sezonu onayını almış gibi duruyor.
3. sezon üzerine:
3. sezonu bitirdim. Bana göre ikinci sezondan daha iyi bir sezondu, severek izledim ama son kısımlarda artık beni de bıktırdılar vegastan
Gelecek sezonun son olması iyi oldu, tadında bitecek.