Haziranda İzleyebileceğimiz Bazı Yaz Dizileri
29 yorum hemreeroglu 27 Mayıs 2014 08:31
Halt and Catch Fire
(1 Haziran Pazartesi, AMC)
1980’ler. Bilgisayar programcıları. Lee Pace. (Daha fazla şey söylemeye gerek var mı?) İsmini bir bilgisayar kodundan alan Halt and Catch Fire, IBM’nin kişisel bilgisayar işindeki hızlı yükselişinin perde arkasında kurulu gösterişli bir dönem draması. Pace, talihsiz mühendis Godron Clark’ın (Scoot McNairy) yardımıyla, bir IBM bilgisayarında tersine mühendislik işine girip yeni çalışanlarını – Cardiff Electric – Big Blue’ya karşı bir yarışa sokan ve bir sır saklayan eski bir IBM yöneticisini canlandırıyor. Ayrıcı göründüğü neredeyse her sahneyi çalmayı başaran ve Mackenzie Davis tarafından canlandırılan dağınık saçlı programcı Cameron Howe’a ve yılın en iyi açılış jeneriklerinden birine dikkat edin.
Sonuç: Geleceği şekillendirilebilir bir şey olarak düşünen ve bilgisayarları “bizi bir şeye ulaştıran şey” olarak gören umutsuz hayalperestleri ve entrikacıları betimlerken, elektriği cazırdatan heyecan verici bir drama. Tatlı rüyalar kesinlikle bundan yapılmış.
Ayrıca: AMC’nin Halt and Catch Fire Dizisinin Yapımcı ve Oyuncularından Açıklamalar
Orange Is The New Black
(Sezonun tamamı 6 Temmuz’da Netflix’ten izlenebilir)
Jenji Kohan’ın harikulade hapishane draması Orange Is the New Black ikinci sezonuyla geri döndüğünde nihayet, Piper Chapman’ın (Taylor Schilling) sezon sonunda Tiffany “Pennsatucky” Doggett (Taryn Manning) ile arasında yaşananların nasıl sonuçlandığını öğreneceğiz. Ayrıca OITNB’nin ikinci sezonunun tamamının aynı zamanda yayınlanacağı (yayın gününde birçok insan işi arayıp hasta olduğunu söyleyeceğine eminiz) düşünülürse, çok geçmeden Piper ve Litchfield’deki ekibimiz için endişelenecek birçok yeni nedenimiz olacak.
Rectify
(19 Haziran Perşembe, SundanceTV, Saat: 21:00)
Sundance’ın fevkalade draması Rectify’ın 2. sezonunda, anlayamadığı bir ortamda başlangıçta yaşadığı tedirginliği aşan yeni salıverilmiş ölüm hücresi mahkumu Daniel Holden’ı (Aden Young) görüyoruz. Daniel, bu küçük kasabadaki yasalara uyan vatandaşlar arasında gezinmesinden pek mutlu olmayan ‘tehlikeli ve tahmin edilemez dünya’da kaderinin kontrolünü eline almaya çalışıyor. Varlığı sadece eski yaraları açmakla kalmıyor, çevresindeki aile üyeleri (Abigail Spencer’ın canlandırdığı karizmatik hırçın Amantha dahil olmak üzere) ve en başta onu ölüm hücresine koyan suçun failleri için de bir kelebek etkisi yaratıyor. Ray McKinnon’ın ikinci sezonunda 10 bölüm izleyeceğimiz muhteşem draması, Amerikan rüyasının karanlık korunaksız noktasını kurcalıyor ve suç ve cezanın, lanetlenme ve kurtuluşun, güzellik ve korkunun ayıltan bir resmini sunuyor.
Last Tango in Halifax
(29 Haziran Pazartesi, PBS, Saat: 20:00)
Sally Wainwright’ın ödüllü komedisi Last Tango in Halifax, tekrar bir araya gelmiş çocukluk aşkları Alan (Derek Jacobi) ve Celia’nın (Anne Reid) beklenmedik ikinci aşk baharlarının ortasında hayatlarını planlamaya başlamasını anlatan ikinci sezonuyla geri dönüyor. Ancak geçmişin sırları günümüzdeki mutluluklarını tehdit ediyor. Alan 1. sezonun sonundaki kalp krizinden iyileşirken ve Gillian (Nicola Walker) ile John (Tony Gardner) tek gecelik ilişkileriyle uğraşırken, geçmişten gelen uzun süredir gömülü kalmış sırlar, Alan ve Celia’nın mutluluğunu yeni şekillerde tehdit ediyor. Yapım dantellik bir televizyon dizisi olabilirdi ancak Halifax’taki sosyal uygunluğun (yaş ayrımcılığı, dulluk, aynı cinsiyete çekim, ergen gebeliği) güçlü anaforu kendisine ağırlık kazandırıyor. Tamamen büyüleyici.
Masterpiece Mystery: Endeavour and Poirot
(29 Haziran Pazar, PBS, Saat: 21:00)
Masterpiece Mystery beraberinde iki ünlü dedektifiyle birlikte geri dönüyor. Endeavour – 1960’ların Oxford’unda suçları çözen genç Dedektif Morse (burada Shaun Evans tarafından canlandırılan hırslı Polis Memuru Morse) hakkında- ve Poirot – Belçikalı dedektifi David Suchet oynuyor – size lezzetli ve şaşırtıcı gizemler sunmak için geri dönüyor. “Küçük gri hücreleriniz” size teşekkür ediyor.
The Leftovers
(29 Haziran Pazar, HBO, Saat: 22:00)
Tom Perrotta’nın romanına dayanan ve Lost’un Damon Lindelof’u tarafından yazarlığı ve yapımcılığı yapılan, HBO’nun beklentisi yüksek yeni draması The Leftovers, dünya nüfusunun yarısı göz açıp kapayıncaya kadar ortadan kaybolduğunda bu küresel yok oluşun ardından küçük bir banliyö toplumuna ne olduğunu anlatıyor. Justin Theroux, yeni bir kaotik dünyada düzeni sağlamaya çalışan yerel bir polis şefini canlandırırken, geniş kadronun diğer üyeleri arasında Amy Brenneman, Christopher Eccleston, Liv Tyler, Charlie Carver, Max Carver, Carrie Coon, Ann Dowd, Michael Gaston, Emily Meade, Annie Q, Margaret Qualley, Amanda Warren ve Chris Zylka var.
Under the Dome
(30 Haziran Pazartesi, CBS, Saat: 22:00)
Neal Baer ve Brian K. Vaughan’ın yapımcılığını yaptığı ve Stephen King’in aynı adlı romanının devam eden uyarlamasının, kaynağı bilinmeyen dev bir kubbenin kasabanın üzerine pat diye düşmesinin ardından yaşam mücadelesi veren Chester’s Mill sakinlerini anlatan kararsız ilk sezonunun birkaç çılgın cazibesi vardı. Cinayet, kelebekler, hayaletlerden (?) şifreli mesajlar, kral, mini-kubbeler ve kanlı görüntüler sezonla beraber gelmişti. Under the Dome’un ikinci sezonda geçen seneki üzücü yanlış adımlarının bazılarını düzeltip bir şekilde duygusal bir gerçekliğe bağlanan bir anlatım sunup sunamayacağını merak ediyoruz.
Ayrıca: Under The Dome: 2. Sezon Hakkında Bildiğimiz Altı Yeni Şey
Not: Önümüzdeki dönemlerde başlayacak yeni veya dönen yaz dizilerinin tam halini öğrenmek için Bahar-Yaz takvimimize göz atabilirsiniz.
yorumlar
hbo nun her dizisini izledigim için the letfoversı zaten izleyecegim. . Her dizisi zaten iddalı,. bu dizisinin de ses getircege benziyor.netfilix dizisi orenge ıs the new black genelde erkek dünyasını analatan hapishane dizlerden farklı olarak kadın dünyasına egilen bir drama Biz erkekler aslında bu tür dizleri pek sevmesek te ben ilk sezonunu gayet ilgiyle izledim. 2.seznunu da izlerim.
amc nin de tıpkı hbo gibi her dizisi izlenmeye deger oldugu için yeni başlayan dizisini de izlyecegim . Seviyorum bu kanalı.
Under the dome zaten tam bir yaz eglenciligi .Agırbaşlı dizlerden sonra iyi gelir diye düşünüyorum .
zaten yeterince birikmiş dizim var ama özellikle yeni başlayan 2 diziyi pas geçmek olmaz . Tek sorun zaman. Bazen şu dizi dünyasına nerden bulaştım diye düşünmüyorum degil, filmlerden bile nerdeyse koptum
.
Rectify’ı bitirdim… bu kadar güzel konu, bu kadar yanlış ve ağır işlenebilir….
yine de bir umut… izledim.
tempo beklemeyin, yanınızda hap ve kesici alet bulundurmayın…
2. sezon farklı olabilir, tempo ve gerilime çok müsait bir konusu var…
@ zekikum sundance kanalı amc nin kurdugu başka bir kanal. Amacı farklı ,yenilikçi bir takım çalışmaların önünü açmak. Senin istediğin tarzda yapsalardı bu diziyi zaten amc de yayınlardılar. Aslında her kanalın (kablolu kanallar)bir anlıyışı tarzı var..Dizilere bu gözle bakıldıginda az çok neyle karşılsabileceginizi bilebiliyorsunuz.
@gömen aslı belki öyle, ben yine de zaman zaman bunun değişebileceğine inanıyorum ya da en azından istisnalar olabileceğine…
history’den vikings çıktı mesela… olacak iş miydi?
lee pace ı cok begenırım, bıldıgın sempatık adam.. ama dızısının donemınden olsa gerek hıc ılgımı cekmedı.. hala o benım ıcın pushıng daısıes dekı tstlı adam
masterpıece kesınlıkle kesınlıkle benden uzak olsun… resım bıle yettı
last tango.. bır masterpiece kadar ıgreltı getırtmese de bana ğas gecıyorum
orange ıs the new black, sızılerınde olumlu yorumları ıstahımı kabartıyor, kayıtsız kalamayacagım seyredecegım ve emınım sevecegım gıbı geldı
leftover uzun zamandır bekledıgım dızı, bence ıyı ıs olacak
rectıfy ı bılemedım… acaba ızlesem mı arada derede kaldım..
Killing niye yok yav Killing ve Suits yaz icin heyecanla bekleme sebeplerimden. Zaten 24 ve orphan black disinda baska da yaza sarkan dizim yok. Bu ikisi ilac gibi gelecek.
Eline saglik
@Kutaythejai : Rectify’ı “sana” kesinlikle tavsiye etmem. Entel dizisi o.
@ozgun14: Killing Ağustos’ta yav.
Rectify demişken bir türlü sıra getiremedim ona ben de. Yeni sezondan önce mutlaka bir bakayım diyordum da ağırlığı korkutmuyor değil, bilemedim ne yapacağımı bunca zamandır, bir yıldır da elimin altında
Ama ben yaz dizileri kafasindayim tamam tamam.
@real tortoise: Sen ki True Detective’i severek izlemiş bi insansın. Rectify onun yanında Speedy Gonzales kalır.
@dkamoy Haha:) Ya aslında ben True Detective’in çok hastası olmadım, ağırlığından şikayetçiydim, o yüzden çok dikkatim dağıldı izlerken onu Neyse bakayım Rectify’a o zaman bölüm sayısı da az zaten
@dkamoy entel dızısı o senın kafan almaz dedın yaaa heheh hyok tabı kı bozulmadım .. agır dızı ınan cekesım yok.. true dedective i malesef sevemedım o da cok agırdı o zaman sılıyorum lısteden.. ama orange ıs the new black sanırım bana ılac olacak
kıllıng agustoıs dedınız sevındım.. cok severek ızlıyorum hatta kendımı astım danımarka versıyonunu da seyrettım cok begendım… suan tek cesaret edıp baslayamadıgım fransız yapımı returned… amerıkan versıyonunu yapsalar keske
@Kutaythejai: Estağ… Kafan almaz anlamında demedim kesinlikle. Alınmadığın için teşekkürler. Bu türü/tarzı sevmediğini kaç kere yazdın, acı çekme boşuna diye atladım.
Bu arada keşke tahammül edebilsen, çünkü Rectify hakkaten çok güzel.
@kutaythejai Returned (Les Revenants) bana çok ağır gelmemişti izlerken ama sen daha ağır bulabilirsin belki. Bence bir ilk bölümüne bak sevmezsen bırakırsın
@real tortoise: Les Revenants beni ilk bölümde sarmamıştı. Sonradan ilerledikçe beklemediğim yerlere gitti de sevdim.
Konu dışı: aytackara gelince bize yine kızacak “çeneniz bensiz düşmüş” diye.
Rectify, fargo ve true detective benim de soguk durdugum diziler. Baslamam gerektigini bilip de baslayamadiklarimdan. agir dizilerle de aslinda sikintim yok konu devamliligi olan diziler oldugu surece. Yine de bunlara gitmiyor elim. True detective icin ikinci sezonunun basrollerini bekliyorum, eger sevdigim birileri gelirse bahanem olacak.
Kutaythejai: 8 bolumluk unfortr un tanittigi diziyi diyorsan o benim de listemde yav. Ben de bi turlu baslayamadim. Bayaa da izleyesim var. Uyarlamasini izlemem ama ciksa da, orjinalin yeni sezonu baslamadan yetisebilsem iyi.
Halt and Catch Fire izlemeyi düşünebilirim.Lee Pace sevdiğim bir oyuncu.Orange is new Black ise hiç izlemediğim ama belki bu yaz boyunca bakabileceğim bir dizi zaten Under the Dom ‘u takip ediyorum ikinci sezonuda izleyeceğim.Leftovers Damon Lindeloft tarafından yapılmış izleyebilirim.Sundance Channel’a bakmak istiyorum .Sinemada bağımsız sinemayı severim acaba dizi dünyasında bu nasıl oluyor gerçi kablolu bazı kanallar bunların örneklerini verdiler sanırım.Yazı için teşekkürler.
ozgun digerlerini bilmem ama fargo ağır bi dizi değil bence bölümlerinin uzun olduğunu baştan farketmedim ben. bi başlıyor bölüm bi bitiyor ne zaman bittiyor anlamadım haftasonu çokkeyif alarak seyrettim çıkan 6 bölümü de. ağır dizi killi g di bnm için 26 bölüm bi katil peşinde enazından bunda on bölümde bitrceklerini biliyoruz
buhaftasonu da true detective i izleyeceğim bakalım. ben ancak haftasonları dizi izleyebiliyorum artık:(
@towanda: Ben yazmıştım ozgun14’e Fargo ağır değil diye ama dinlemiyor.
Dogrudur ya dkamoy kusura bakma, su onyargi ne kadar pis bir sey goruyoruz. Isime geldigi icin kafamda fislemisim diziyi. Tipi, gorselleri falan da biraz soguk duruyor belki ondandir. Ama yaz icin dizim az zaten, su ucunu de guzelce alici gozuyle okuyayim ben en iyisi.
Fargoyu seveceğimi zaten düşünüyordum; ki sevdim zaten…
#dkamoy# Her şey de Fargo ağır değil deme gözün sevem. Gerçekten ağır ilerliyor… Ha bu ağır ilerleyişi gözardı etmeye sebep olacak çok şey var ama gerçekten yavaş ilerliyor yahu…
@merbabu: Ağır ilerlediğini düşündüğüm ve sevdiğim diziler var/oldu. Ama Fargo bunların yakınından geçmiyor. Bence kesinlikle ağır ilerlemiyor. Dizide sürekli bişiler oluyor yahu!
Neyse ya… Ben daha fazla bişi demiym;senin gibi, towanda gibi isteyen izlesin, kendi karar versin. Fargocubaşına çıkacak adım ki ne gerek var?
(7. bölümü izleyip zevkten yine 35 köşe olunca 2. paragrafta yazdıklarım kendi kendini imha edecektir muhtemelen.)
#dkamoy# Artık çok geç zaten Dizide bir şeyler oluyor sürekli itirazım yok, olmuyor demedim ki zaten… Heyecan var, sonrasını merak ediyorsunuz ne olacak diye, vs… Benim ağırlık kavramın havanın ağır olması, olayların işlenişi ağır, “oha neden ki oldu ki şimdi bu” diye iç geçirten ayrıntılar var ve olaylar olup geçmiyor hemen sindirebiliyorsunuz diğer bir olaya geçerken… Benim fikirlerim tabii bunlar…
fargo sinema tarihinde yerini almış önemli bir film. Soguk sıkıcı küçük bir kasaba ve bu sıkıntılı atmosferin yüzlerine yansıdıgı sıradan insanlar. Filmin en. büyük başarısı bunu mizah katarak verebilmesiydi ,.zaten filmi de kara mizah türünün baş yaptı olarak adlandıranlar var .Filmin kendisi de zaten atmosferi geregi öyle hareketli bir film degildi,
kaldı ki bu filmden bir de dizi çıkartıyorsunuz.Kasabanın o agır atmosferini yansıtılabilmesi için dizinin de biraz agır olması gayet dogal..
Sonuçta kablolu kanal dizisi. Ulusal kanal dizleri kadar reyting kaygıları olmadıgı için tempo konusuna o kadar takık degiller.
true dedective dizisini izlemeyenler bence çok şey kaybediyorlar.Son yıllarda yapılmış türünün en iyi örneklerinden .Bence tempo konusuna fazla takılmayın sinemasal tatlar barındıran bu diziyi izleyin derim Zaten topu topu 8 bölüm
özellikle @Özgün 14 e tavsiye ediyorum . kendisi uzun soluklu dizilerden hoşlanmadıgı için .Mini dizi türüne giriyor sonuçta konu başlayıp bitiyor.
Fargo: Başlamam gerektiğini bildiğim ama niyeyse hala içimden gelmeyen dizi.
Rectify: İçimde bildiğin geçmeyen yara. Sezona baksan uzun da değil, 6 bölüm ama sıra gelmiyor!! Ama gelecek… Önceliği Fargo’dan daha fazla.
Orange is New Black: Başta ağır gelip izledikçe de sevip dahasını bu derece bekleyeceğimi sanmazdım.
Ben kalp her zaman Poirot. Diziyi Agatha Christie kitap emekliliğime saklıyorum ama Amerikalıların hfinali daha yayınlamamış olması niyeyse hoşuma gitti.
——
@ozgun14 The Killing aslında var Emre’nin yazdığı haber kaynağında. Ama Emre başlayanları ve ileridekileri pas geçip yazıyı Haziran üzerinden yazdığı için görünmüyor Suits o kaynakta niye yok ben de merak etmedim değil.
@dkamoy Bensiz çene çalmanıza zerre itirazım yok da sınav zamanları ilişiğimi erken kesip geç kazandığım için arası biraz fena olabiliyor 64 yorum ile başladım eve gelince, bunda 22 tane vardı zaten
true detective aklımda. ikinci sezonun oyuncularının açıklanmasını bekliyorum, beğenirsem girecem.
uzun soluklu dizileri sevmiyor değilim de şöyle mini sıfatıyla 13 bölüm üzerinden ya tutarsa mantığıyla başlatılan dizilere gıcığım. bu daha uygun bir tabir olabilir.
haa mini demezler ama limited derler şu derler bu derler. baştan bir yokluyorlarmış da mide bulurlarsa devamını getireceklermiş hissi uyandırıyor ben de hoşuma gitmiyor.
yoksa supernatural izleyen bir insanım, 10u gördük resmen.
ben de yazıları karıştırdım sandım aytackara. tamam şimdi oldu.
@ozgun14, Ya şimdi durum şu. Ben bu dizilerin önemli bir kısmını izlemiyorum. Bu yüzden çevirdiğim kaynağın anlaşılır ama aynı zamanda ilgi çekici olması lazım. Bu nedenle ben bu kaynağı seçtim, @aytackara’nın dediği gibi sadece Haziran ayındakileri ele aldım -biraz kolaya kaçtım. Bu yazının ikincisini de yetiştirmeye çalışıyorum, birkaç dizi daha koyup ancak işte bu kaynak gibi bir kaynak bulamıyorum.