Me and Mrs Jones | tanıtım
17 yorum bachmann 28 Ekim 2012 08:18
Komedi Tipi: | Televizyon Sitkom |
İsim: | Me & Mrs Jones (Ben ve Bayan Jones) |
Yayın Zaman: | Her Cuma (12 Ekim 2012 – 16 Kasım 2012 arası) (BBC1) |
Bölüm ve Sezonlar: | 6 bölüm (1 sezon) |
Yapım Şirketi : | Hartswood Films Ltd. Serena Cullen Production |
Çekim Yerleri: | Teddington Studios (Teddington) |
Soundtrack: | Jenerik Şarkısı: Olly Murs – Busy |
Gülme Efekti: | YOK |
Karşınızda, terkibinde biraz amerikan motifleri de barındıran 1 adet tam teşekküllü ingiliz komedisi duruyor: Me and Mrs Jones. İlk bölüm itibarıyla, yerel izleyicilerden “Biraz çocuklara hitap ediyor” yorumu alsa da 2. bölüm ve sonrasında kırıklarını aldırıp tam nota layık görüldü. Dilerseniz, BBC one‘da yayın hayatına başlayan bu yeni komedi dizimiz ‘Ben ve Bayan Jones‘ nedir, ne değildir AR-Ge çalışmamıza ya da tanıtımımıza buyuralım:
Özetle Konusu: Çağdaş bir kadın olan Bayan Jones erkek arkadaşları, aşıkları, ebeveynliği ve eski kocası arasındaki dengeyi sağlamaya çabalıyor.
Yani, Bayan Jones, karmakarışık hayatında aşk, şefkat, cinsellik, annelik ve saire barındıran duygular karmasını eski kocası, yetişkin oğlu, 2 genç kızı ve oğlunun arkadaşı, 20’lerinde bir aşığı arasında bölüştürmeye çalışıyor.
Biraz da ispiyon katarsak, Gemma’nın oğlu Alfie, Asya’yı turlarken tanıştığı Billy isimli arkadaşıyla eve geri döndüğünde Gemma’nın hayatı her zamanki gibi zaten karışık ve dağınıktı.
Jason’dan boşandığından beri kendi hayatını kendisi idare eden Gemma, Tom’la (kızlarının okulundan bir veli) ilk buluşmasından sonra, evde seksi ve genç Billy’le karşılaşınca iyice dağılır. Kendiliğinden oluşan ve gelişen olayları müteakip duygular buhranına düşen Gemma, oğlunun en yakın arkadaşına durup dururken aşık olduğu için kendini ayıplar. Daha da ileri gitmemek için kendisini zorlamaya başlar ve olaylar böylece gelişerek içinden çıkılmaz bir hal alınca komik durumlar da peydah olur. Tom’la olması gereken mantıklı münasebeti ve Billy ile arasındaki gizliden gizliye kendini geliştiren ilişkisi arasındaki “gel-git”lerde bocalar.
Esas Kadro:
Gemma (Sarah Alexander): Hareketleri fevri ve çok konuşan, genelde saçmalayan, bunun farkında olmasına rağmen engel olamayan bir tip. İlk eşinden yetişkin 1 oğlu, ikinciden 2 kızı ile baş etmeye çalışıyor. Yaşına uygun bir erkek arkadaşı olmasına rağmen, oğlu yaşında aşığı ile kaçınılmaz flörtlerin kurbanı olmamaya çabalıyor. Dizinin en çok güldüren karakteridir. Oyuncuyu en çok Coupling‘den hatırlarsınız.
Billy (Robert Sheehan): Alfie ile yolculuk esnasında tanışıp kendini onların evinde bulduktan sonra birlikte yaşamaya başlar. En yakın arkadaşının annesine aşık olmaktan kendini alıkoyamamıştır. Oyuncuyu, Misfits‘ten tanıyoruz.
Alfie (Jonathan Bailey): Gemma’nın ilk kocasından haşarı oğludur. Annesi ile en yakın arkadaşı arasındaki aşk ilişkisinde oluşan komik durumların müsebbibidir. Oyuncuyu Off the Hook‘tan tanırsınız belki.
Tom (Nathaniel Parker): Gemma’nın biraz gerzek ve gereksiz karakterli, huyu huyuna akranı ve müstakbel erkek arkadaşı. Gemma ile bir ilişkisi olması için elinden geleni yapmaktadır. Oyuncuyu, Merlin‘den biliyorsunuzdur.
Jason (Neil Morrissey): Gemma’nın eski kocasıdır. İşi ve İsveçli sevgilisiyle iştigal etmektedir. Dizinin bir diğer esas komedi unsurlarından biri de Jason’un sevgilisi Inca‘dır. Biraz Amerikan komedisine kaçan kısımlarından biri de budur.
Kadronun devamı.
Dizinin ilk sezonu 6 bölümden (her bölüm ortalama yarım saat) ibaretttir. 2. sezonun olup olmayacağı henüz bilinmemektedir.
Tanıtım Videosu:
Tanıtım videosu olmayan diziden alttaki sahne (bence) pek iç açıcı ve umut vaadedici olmasa da şans verin diyorum, pişman olmayacaksınız.
yorumlar
Ellerine sağlık behman, tanıtım çok güzel olmuş. Zaten ilk haberler çıktığında kadro yetmişti komedi manyağı bünyemi etkilemeye. Sarah Alexander’ın hastasıyız zaten. Sonra 22dakikada izleyen çok süper sonuna kadar arkasındayım deyince merakım arttı, Altyazı sorunuda kalkarsa, ki ilk bölümü ingiliz komedilerinin kadrolu çevirmeni dejavu çevirdi ama devamından ses yok mutlaka izleyeceğim.
Not: Bu künye işi bence çok tutar bir yenilikle döndün resmen.
@bachmann: Elllerine sağlık; Ben posketten sonra hem Me and Mrs Jones’u hem de Cuckoo’yu edindim ve altyazısı çıkanları- Me and Mrs Jones’tan 1 bölüm; Cuckoo’dan 2 bölüm- seyrettim. İkisini de çok sevdiğimi söyleyebilirim; hatta hangisi daha güzel karar veremedim. Kıyaslarsam; Cuckoo’daki başkahramanımız; yani Cuckoo bana fazla sulandırılmış geldi, yani fazla karikatürize edilmiş. Oysa Mrs. Jones’umuz oldukça gerçekçi ve sevimli; kadını çok sevdim. Ayrıca Cuckoo’ya sinir oluyorum, gülmekten ziyade ağzının ortasına iki tane patlatasım geliyor. O yüzden sanırım, Me and Mrs Jones bir tık daha üstte benim için. Bir de Robert Sheehan var-Misfits’ten bayıldığım- e daha ne olsun.
Ben de özellikle Amerikan kablolu kanal komedilerini sevenlere; ikisini de öneriyorum; çünkü daha çok onlar tadında. Mesela Episodes sevenler kaçırmasın.
Son olarak öncelikle bu güzel tanıtım için Bachmann’a sonra da posket sayesinde bizi bunlarla haşir neşir eden iki arkadaşa-Shane ve Dkamoy- teşekkürü borç bilirim efenim…
Posketi izlerken pas geçmiştim bu diziyi. Halbuki çok da güzel güzel anlatılmıştı. Bu şimdi her şeyin üstüne mum dikti. “Altyazısı çıkarsa” kategorisine alacağım kendisini. Sezonda bölüm sayısı az ama bu gidişle devamı gelene kadar bayaa zaman geçer herhalde. Olur da zaman bulursam (Tanrı bilir ne zaman) orijinal haliyle de bakabilirim. Bilgim olsun diye soracağım, dili ağır mıdır bunun?
Bu arada, bu tanıtım stili çok hoşuma gitti ya, hem dili hem de tarzıyla. Dönüşün çok güzel olmuş @bachmann!
Go On ile bu, sezonun yeni komedileri arasındaki iki favorim oldular.
İlk 3 bölüm itibarıyla fikirlerim : Diziyi pek seviyor, mumla arıyorum yeni bölümlerini ve izlerken gerçekten kahkaha atarak güldüğüm sahneler oluyor. Özellikle kadın ile genç adamın ikili sahneleri (kadının panik, oğlanın sakin ve bıyık altından gülen hali) gerçekten güldürüyor. Ama ne yazık ki kalan karakterlerin birini bile sevemedim. Abartıları batıyor bana. Onlar da batmasa, ikinci bir Episodes’um olacaktı. Neyse bakalım, belki ileride oturur.
Sheehan’ı Misfits’te sevmediği için bu diziye burun kıvırabileceklerin de oğlanın buradaki haline bir bakmalarını öneririm. Bambaşka (olgun, sakin) bir genç adam rolü ve harika kıvırıyor!
@behman : Bu tanıtımın varlığı ve zamanlaması nasıl iyi oldu anlatamam. Her bölümü izledikten sonra “yahu bunun tanıtımını yapmak lazım” diyordum. Çok sevindim el atmana. Eline sağlık.
— Dikkat! İspiyon başlangıcı! —
Bu arada “Me and Mrs Jones” bir nevi “evli kadınla yasak aşk” hikayesi gibi bir kalıp aslında ingilizcede. Billy Paul’ün şu dillere sakız olabilen ve birkaç kere yorumlanan/uyarlanan (“cover”ın türkçesini uyduramadım) şarkısı tam da bir sembol ve birçok yerde kullanılır. Genelde de genç adam ve kendinden yaşlı (ve evli) kadın konsepti için… Kültüre hakim olanlar muhtemelen dizinin adını okur okumaz ne bulacaklarını bileceklerdir ama kalanlar için dizide bu durum, bir nevi sürpriz. Bunu poskette dile getirmedim ispiyon olmasın diye, ama belki tanıtıma (şu ispiyonlu paragrafın dibine filan) eklenebilir diye düşündüm. Ne dersin?
— Dikkat! İspiyon bitti! —
@alperen700: Benim için de Me and Mrs Jones 1,5 kat daha iyi Cuckoo’dan. Cuckoo’daki tüm karakterleri sevmeme (hele baba ile damadın harika sunulmasına) rağmen, sinir bozculuğu ve abartısının abartılmasından ötürü peşpeşe izleyemiyorum. Yoruyor.
@aytackara : Dili “çok kolay” denecek türde değil bence. Ama “ağır” da değil kesinlikle. Sitkom sonuçta. Threesome gibi düşünebilirsin.
@dkamoy İngilizce altyazı bile olmadığından Threesome’ı orijinal izlemek zorunda kalmıştım. Dizi geçmişimde bir ilk hatta. Onu kıvırdıysam bunu da İngilizce altyazıyla bir şekilde kıvırırım herhalde. Teşekkürler!
(Bundan önceki yorumu ne kadar biçimsiz yazmışım öyle ya… Yine kendime kızdım. Ben niye hala okuduktan sonra göndermeyi öğrenemedim?!)
@dkamoy: Ben de o abartısını ve sululuğunu sevmedim Cuckoo’nun. Karakterle empati kurmak önemlidir; ama Cuckoo’yu anlamayı bırak algılayamıyorsun bile… Sen de “abartısının abartısı” sözleri ile güzel özetlemişsin durumu.
Ama ben ebeveyni canlandıran oyunculara bayıldım, Cuckoo da beni duygudan duyguya sokuyor, izlerken keyif alıyorum aslında. 3. bölümün de altyazısı çıkmış, onu da hüpletirim bugün…
ilk bölüm sırada bekliyor , tanıtımdan sonra daha da merak ettim ilk fırsatta izlemek lazım…
Begenmenize sevindim gencler, yeni nick’imin ilk yazisi oldu (:
Giristeki “kunye”yi tum tanitimlarda yaparsak sevinirim. Hem şık, hem az/oz bilgili.
Tesekkurler.
ellerine sağlık bachmann
Eğer düzenli bir altyazısı olursa mutlaka izleyeceğim, umarım çevirirler diğer bölümleri de
Oldukça iştah açıcı bir tanıtım olmuş, ellerine sağlık. En yakın zamanda bu diziye bulaşacağım
künye kesinlikle çok iyi fikir. diziye podcast bölümümüzü çektikten sonra başladım ve gayet seviyorum. taze taze, çok yerinde bir tanıtım oldu, harika.
Cuckoo veya buna başlıyacaktım.Tanıtım yazısı ve yorumlar sayesinde bunu seçtim.Diziyi çeviren arkadaş Cuckoo’ya öncelik veriyor anladığım kadarıyla.Bu yüzden sadece ilk bölümün altyazısı var.Keşke ilk bunu çevirse diycem ama bu seferde Cuckoo severler kızacak.Neyse ikiside çevrildikten,ingiliz dizileri altyazısız kalmadıktan sonra ne zaman çevrildiği farketmez.
Sarah Alexander rolüne çok yakışmış.İlk bölüm itibariyle karakterini çok sevdim.Bilmiyor neden Coupling’ten daha hoş gözükte bana.
Robert Sheehan de Nathan tipiyle bu kadar olgun bir karakteri canlandırabileceğini görmesem inanmazdım.Alfie de işini kolaylaştırıyor tabi.
Zamanı olmayanlara da not.Mutlaka izlenmesini gereken bir dizi değil.Listede bekleyebilir.Nasıl olsa altyazısı da geç geliyor.
@meorman Ben de içimden kaç gündür, mutlaka izlenmesi gereken bir şey mi acaba, beklese nasıl olur diye düşünüyordum ki, yorumun üstüne geldi.
S01E01-02
Tesadüfen denk gelip izlemeye başladım. Güzel başladı diyebilirim. Özellikle ilk bölümde epey eğlendim.
Kadrosu epey hoş cidden dizinin. Sarah Alexander’ı Coupling ve Marley’s Ghosts dizilerinden çokça severim. Burada da izlemek son derece keyifli kendisini. Misfits ve The Umbrella Academy dizilerinden tanıdığım Robert Sheehan’ı olgun ve karizmatik bir rolde izlemek farklı ama oldukça güzel bir duygu. Crashing’den sevip Broadchurch’ten sevmediğim Jonathan Bailey de yakışmış rolüne. Inca da renkli sayılabilecek bir tipleme olmuş elbette.
Epey renkli, tatlış ve eğlenceli bir komedi dizisi olmuş. Bu tatta ve ayarda devam etmişse sezonu tamamladığımda veda etmek çok üzücü olacak gibi duruyor.
*Tom, aşırı yorucu bir karakter cidden. Tom’un olmadığı bir yerde Jason itici gelebilir mesela ama Tom’un olduğu bir yerde buradaki hiç kimse daha itici olmaz kesinlikle.
*Inca seksi bir hatun olabilir tamam da evlilik meraklısı, buyurgan ve başkalarıyla flörtöz halleri dolayısıyla cazip bir hatun olmaktan çok uzaklaşıyor.
Yıllardır listemde öylece duruyordu, hatta üstte Türkçeyi kastedip “altyazısı çıkarsa”, kategorisine koymuşum kendimce. Ta 2012’de hem de. İzlemem diye çıkarmadım da niyeyse.
Geçenlerde Jonathan Bailey‘in IMDb’sine bakarken bunu fark edince hadi bakayım oldum. 12 sene öncesinde kalmış, pek de popüler olmayan tek sezonluk bir İngiliz komedisini bulmak çok da kolay değilmiş bu arada…
Neyse nihayetinde (bir şekilde) bölümleri bilgisayara aldıktan sonra kafama estikçe izledim. İronik tarafı yine bodoslama bir halde devam etmiş oldum, zira bölümlerin ikişer İngilizce altyazısı olsa da izlediğim sürüme uygun değillerdi.
Konuya dönersek; diziden memnunum, hafif komik ve tatlı bir iş çıkmış ortaya. Kadrosunun ekmeğini yediği de söylenebilir.
Gözüme takılan iki noktadan ilki karakterlerin bir kısmının fazla sulu olmasıydı gerçi. Diziyi asıl taşıyanlar benim için Gemma ve Billy oldu. Alfie’nin tepkilerinin saçma ya da çocukça olmasını J. Bailey’in canlandırması perdeledi sayılır. Tom ve Jason benlik sayılmazlar.
Diğer nokta ise ucunun kabak gibi açık bitmesi. Belli ki devam sezonunu düşünerek bitirmişler. Ama Aralık 2012’de iptal haberi gelmiş. Bunu göze alarak içini fazla kurcalamadan girmiştim zaten, o açıdan şikayetçi değilim. Aradan çıkmış oldu nihayetinde.
“Akıl mı kalp mi?” derken bitiverdi. Akıl deyip Tom’a giderek uzatabilirdi, hatta o da eski aşkının radarına kapıldıysa derken (orası da karıştı) ortalık yine belirsizleşirdi.
Kalp diyerek Billy’ye gittiğinde de yaş farkına ve topluma rağmen ilişki konseptinden yürüyebilirlerdi. En olmadı üsttekinden buna bir geçiş olabilirdi. Araya da Alfie’nin “You, traitors!” histerisi girerdi falan+filan.
Böyle yani. Until the next time, hadi bye.