National Treasure || Tanıtım
10 yorum unfortr 08 Ekim 2016 09:25
Channel 4‘un yeni mini dizisi National Treasure 20 Eylül’de sessiz sedasız bir şekilde yayın hayatına başladı. Toplamda 4 bölüm yayınlanacak dizinin hali hazırda iki bölümü yayınlandı.
Dizinin arkasında yaptığı işlerle başarılarını kanıtlamış isimler var. Senaryo Jack Thorne (This Is England, Skins, Glue) imzasını taşıyor. Yönetmen koltuğunda ise yayınlandığı dönemde izleyenlerinin takdirini kazanmış Utopia‘nın yönetmeni Marc Munden bulunuyor.
Konu ise 2012 Ekim’inde İngiliz polisinin, başta Jimmy Savile olmak üzere tanınmış medya kişiliklerine başlatmış olduğu cinsel istismar soruşturması Operasyon Yewtree‘ye dayanıyor. Oldukça geniş kapsamlı soruşturmalar sonunda 19 kişi tutuklanmış ve bunların altısının mahkumiyet aldığını not düşelim.
Emektar komedyen Paul Finchley’i (Robbie Coltrane) bir ödül töreninde karşılıyoruz. Uzun yıllardır birlikte çalıştığı ortağı Karl Jenkins’e (Tim McInnerny) yaşam boyu başarı ödülünü vermek üzere sahne arkasına doğru ilerlediğinde hiçbir şey olması gerektiği gibi değildir. Paul hapishane koridoruna benzer bir mekanın içinden sahneye ulaşır. Ödülünü verip tekrar sahne arkasına geldiğinde kendini yine hapishane koridorunda bulur. Paul belki de bir şeyler sezinledi, geleceğini gördü. Ateş olmayan yerden duman çıkmaz değil mi?
Çok geçmeden Paul ve karısı Marie (Julie Walters) kapılarında polisi görürler. Paul 7 ayrı kadına tecavüzden suçlanmaktadır. Bir anda etrafını medya kuşatır, işleri sekteye uğrar. Karısı ile olan her şey artık eskisi gibi değildir. Tüm bunlara karşın Paul inanılmaz bir inkar içindedir. Ona göre hiçbir suçu yoktur. Masumu oynadığı bu anlarda ona sempati duyabilirken, hayatının içine gizlenmiş bazı detayları gördükçe nefret de edebiliriz.
Paul’un psikolojik sorunları olan yetişkin kızı Dee rolünü canımız Andrea Riseborough canlandırıyor. Dee iki çocuk annesi, bağımlılığından dolayı çocuklarına babaları bakıyor. Kendi çocukluğundan belleğinde kalmış gidip gelen anılar ile ruh hali değişkenlik gösterebiliyor. Bazen alaycı, çoğu zaman kızgın… Bu haliyle mizahi yönden babasına benziyor.
yorumlar
Aha Rubeus Hagrid’miş başroldeki adam. Hemde mini diziymiş. İzlerim ben bunu
Konu ilgimi çekti. Finalden sonra gelen yorumlara göre deneyebilirim.
Ellerine sağlık @unfortr
Yazının sonunda genel bir yorumunu aradım. Heralde finale sakladın yorumunu
@meorman: Bu bildiriyi ilk iki bölümü izledikten sonra hazırlamıştım. Kalan iki bölümü izleyince genel bir yorum buraya bırakacağım
Şurada ilk iki bölüm hakkında yaptığım yorumu da buraya bırakıyorum.
Bu çekim tekniğini ve müzikleri bir yerlerden hatırlıyorum diye kendi kendime sayıklarken, önce kanaldan dolayı kafamda bir şimşek çaktı, sonra da dizinin imdb’sine gidince bunun yönetmeninin Utopia’nın da yönetmeni olduğunu gördüm. Adam kaldığı yerden devam etmiş, gecenin bir yarısı beni derin düşüncelere daldırdı. İnsan psikolojisini yansıtmasını çok iyi beceriyor.
Yine karanlık bir iş çıkartmış, birbirinden enterasan karakterler var. Yaşını başını almış meşhur bir komedyen tecavüz suçlamalarıyla karşı karşıya kalıyor. Şu an hala inkar halinde ama ayan beyan belli gibi herşey. Bir de adamın psikolojik sorun ları olan bir kızı var, şüphelenmiyor değilim kızı içinde aynı şeyleri yapmış olmasın diye.
4 bölümlük diziye daha nasıl bi tanıtım yapılabilirdi diye geçiyor aklımdan. Bunu “mini”den “tam” tanıtıma çevirmeye ne dersiniz?
Olur.
Bence de tanıtıma çevirelim.
Katılıyorum
İtiraz da gelmemesine dayanarak değiştirdim şimdi.
Geneli hakkında
Dizi olayı tüm yönleri ile ele alırken, aslında daha fazla karakterlerin psikolojik durumu ile ilgileniyor. Yönetmen karakter çekimlerinde kamerayı neredeyse oyuncuların burunlarına kadar sokuyor. Özellikle mahkeme sahnelerinde bunu daha çok yaptı.
Ben genel itibari ile başından memnun kalktım ama hadi koşun izleyin de diyemem. Ağır havası ve yakın çekim tekniği kimilerini sıkabilir.
Poster