No Escape – Tanıtım
4 yorum pirate 28 Mayıs 2023 08:42
Paramonut+’ın İngiliz yapımı dizisi No Escape, 18 Mayıs’ta izleyiciyle buluştu. Bu da suç draması, macera ve gizem türlerini harmanlayan diziye ait fragman:
Lucy Clarke’nin aynı isimli romanından uyarlanan dizi 7 bölümden oluşmakta. Bölüm süreleri 51-61 dakika aralığında değişmekte.
Senaryoyu Avustralyalı senarist Kris Mrksa kaleme almış. Yönetmenliğini Belçikalı yönetmen Hans Herbots üstlenmiş. Yapımcı kadrosunda ise Emily Russell, Willow Grylls, Elaine Pyke ve Lee Thomas gibi isimler mevcut.
Lana ve Kitty iki yakın arkadaşlar. Lana’yı Avustralya’da garsonluk yaptığı mekandan polislerin sorgu için gelip almalarıyla açıyoruz hikayeyi. İlk bölümde Lana’nın polis sorgusu devam ederken biz de hikayeyi en başından izlemeye başlıyoruz.
Lana ve Kitty’nin başlarının İngiltere’de bir çeşit belaya girdiğini hissediyoruz ve acil bir şekilde yurt dışına çıkmaya çalışırlarken görüyoruz ikiliyi. Tayland’a uçmayı planlarken son anda plan değişikliğine gidiyorlar ve soluğu Filipinler’in başkenti Manila’da alıyorlar. Kısa sürede sahip oldukları kısıtlı parayı tüketen ikili orada bir turist grubuyla tanışıyorlar ve The Blue isimli yatta onlarla birlikte seyahat etmeye başlıyorlar. Macera ve gizem dolu hikayemiz de gerçek manada bu şekilde başlamış oluyor.
*Lana karakterine Tin Star dizisinden tanıdığımız İskoç aktris Abigail Lawrie, Kitty karakterine Hanna ve The Outlaws dizilerinden anımsanabilecek İngiliz aktris Rhianne Barreto hayat veriyor. Kitty’yi İngiltere’den çıkarlarken daha evhamlı, Lana’yı ise daha soğukkanlı görüyoruz. Filipinler’de Kitty’yi daha vurdumduymaz, Lana’yı ise daha dikkatli bir ruh halinde seyrediyoruz. Lana’nın daha korumacı bir yapısı olduğunu da ekleyelim.
*Mary Kills People, Beauty and the Beast, Go Girls, Sea Patrol, Fighting Season ve Top of the Lake gibi dizilerden aşina olduğumuz Yeni Zelandalı aktör Jay Ryan, The Blue’nun koordinasyonunu elinde bulunduran, soğuk ve antipatik bir mizaca sahip Aaron rolüyle karşımıza çıkıyor.
*Puberty Blues, Glitch, Newton’s Law ve Barons gibi dizilerden tanıdığımız Avustralyalı aktör Sean Keenan, The Madame Blanc Mysteries dizisinden anımsanabilecek Fransız-Filipinli aktör Narayan David Hecter, Alman aktör Elmo Anton Stratz ile Domina ve Dangerous Liaisons dizilerinden anımsanabilecek Kuveytli-Kamerunlu aktris Colette Dalal Tchantcho ise Denny, Joseph, Heinrich ve Shell rolleriyle The Blue ekibinin geri kalanını oluşturuyor. Denny daha dışa dönük, Joseph ise daha içe dönük biri. Joseph’in resme yeteneği var.
Wentworth, Puberty Blues, Irreverent, East of Everything, Pulse, East West 101 gibi dizilerden tanıdığımız Avustralyalı aktris Susie Porter‘ı ise Lana’yı sorguya çeken Avustralyalı polis dedektifimiz Sarah Craven rolüyle izliyoruz.
Kadroda ayrıca Gary Sweet, Anne Looby, Jake Macapagal ve Josh McConville gibi isimler bulunmakta.
Dizinin ilk bölümünü izledim ve yeterli buldum. Abigail Lawrie’yi Tin Star dizisinden severim. İlk bölümü taşıyan ismin de o olduğu söylenebilir rahatlıkla.
yorumlar
*Filipinler ucuzdur belki de evsiz barksız 2 turist genç kadının 300 sterlinle 1 ay geçirebilecekleri kadar ucuz olduğunu da zannetmiyorum. 20000 dolar ise uzunca bir süre idare ettirir elbette.
ise ne desem bilemedim.
*The Blue’da ölen kişinin kişinin
olduğunu öğrendik. Ayrıca İngiltere’den kaçışın sebebiyle ilgili de bir tahmin yürütebilir hale geldik:
*Ne gereksiz uzatmışlar o fırtınalı hava sahnesini ya!
*
*
bir psikopatlik seziyordum zaten.
S01E07 (Sezon Finali)
İyi başladı, iyi bitti. Güzel diziydi. Yılın benim radarımda başarılı işlerinden biriydi. Abigail Lawrie taşıdı diziyi. Rhianne Barreto ve Sean Keenan da iyi birer destek kuvvet oldular. Sean Keenan, Puberty Blues ve Glitch’e kıyasla daha iyiydi bence bu dizide.
Yılın sürpriz işlerinden oldu kendi adıma; gayet başarılı buldum. Gizemi, sürükleyiciliği ve tıkır tıkır işlemesi sayesinde hiç sıkmadı ve oldukça düzgün şekilde de sonlandı. Filipinler, adalar ve deniz manzaraları da seyri olumlu etkiledi tabii.
Dizinin tek eksisi başroldeki iki sevimsiz ve itici kızların karakterleri…
… Sonunun klişe bitmemesi güzel oldu bence.