Roswell, New Mexico – Tanıtım
47 yorum pirate 02 Mart 2019 08:17
The CW’nun yeni draması Roswell, New Mexico‘nun tanıtımına hoş geldiniz.
Roswell, New Mexico, bir yeniden çevrim dizisi. 1999-2002 yılları arasında The WB kanalında 3 sezon boyunca yayınlanan Roswell‘in ufak tefek değişikliklerle günümüze uyarlanmış hali. Dizinin yaratıcısı Carina Adly MacKenzie. Yapımcı koltuğunda ona Tim Andrew, Kevin Kelly Brown, Lawrence Bender, Justin Falvey, Darryl Frank ve Julie Plec gibi isimler eşlik ediyor.
15 Ocak 2019 tarihinde ekranlara merhaba diyen ve salı akşamları The Flash’ın hemen arkasından yayınlanan dizinin an itibariyle 6 bölümü geride kalmış durumda. Dizinin ilk sezonu 13 bölümden oluşacak ve 2. sezonu olup olmayacağı henüz belli değil. Sezonu 0.38 reyting oranı ve 1.512.000 izleyici sayısı ile açan dizi, ilk 6 bölüm sonunda 0.31 reyting oranı ve 1.205.000 izleyici sayısı ortalaması tutturmuş durumda. Bu rakamlar, The CW’nun bu sezon yayınlanmaya devam eden 13 dizisi arasında 6. sıraya yerleştirmiş durumda şu an için diziyi. Bu seviyelerde takılmaya devam edebilirse muhtemelen yeni sezon onayı alacaktır.
KONU
Dizinin konusuyla ilgili uzun uzun bilgi vermek niyetinde değilim. Şuradaki orijinal dizinin tanıtıma göz gezdirmeniz yeterli hikayeyi ana hatlarıyla anlamak için. Karakterlerimizin orijinal dizinin aksine liseli ergenler değil, 10 sene önce aynı liseden mezun olmuş olan 28 yaşlarında yetişkinler olduğunu belirtmeden geçmeyelim ama.
Liz Ortecho, 10 sene sonra yeniden kasabaya döner, geçmiş eşelenmeye, sırlar gün yüzüne çıkmaya, eski aşklar da yeniden alevlenmeye başlar.
Aşağıdaki karakter tanıtımları kısmında hikayenin orijinal diziden farklı kısımlarını da belirteceğim. Öyleyse başlayalım.
KARAKTERLER VE OYUNCULAR
Kendisinden 1 yaş büyük kız kardeşi Rosa’nın ölümü sonrası lisenin bitimiyle kasabayı ve hayattaki tek yakını olan babasını geride bırakan Liz, üniversiteyi bitirdikten sonra çeşitli şehirlerde çalışmış bir biyomedikal araştırmacıdır. Bağlılık sorunları olan Liz, kısa bir süre önce evlenme arefesinde olduğu nişanlısını terk etmiş ve akabinde özlediği babasını ziyaret etmek ve kafa dağıtmak üzere kasabaya gelmiştir. Bu esnada malum kurşunlanma-ölme-dirilme-el izi vakası meydana gelir ve oldukça meraklı ve sorgulayıcı bir tip olan Liz bu gizemli olayın peşini bırakmak niyetinde değildir. O sorguladıkça uzun yıllardır gömülü olan sırlar bir bir ortaya çıkmaya başlayacaktır.
Not: Orijinal dizide Liz tek çocuktur.
Duygusal, meraklı, ısrarcı, bağımsız ve güçlü bir kadın olan Liz karakterine Of Kings and Prophets, Bunheads ve Grey’s Anatomy gibi dizilerden anımsanabilecek Jeanine Mason hayat veriyor.
Lise döneminde Liz’e uzaktan uzağa aşık olan Max, ona ancak lisenin son günlerinde açılabilmiş fakat yanlış zamanlama dolayısıyla aşkına kavuşamamıştır. Yıllar sonra hayatının aşkı kasabaya geri dönünce Max’in duyguları da aynı şiddette belirir yeniden Liz’e karşı. Onu ölümden döndürünce ikili arasında yeniden bir bağ kurulmaya başlar.
Bir üniversiteye kabul edilmiş olsa da Max, kasabadan ayrılmamayı tercih etmiştir kendince bir sebepten ötürü. Kasabada hayatını sürdürmeye devam etmiş ve şerif yardımcısı olmuştur. Liz geri dönene kadar da sıradan ve dengeli bir hayatı olmuştur.
Sessiz sakin, naif, dürüst ve efendi biri olarak tarif edilebilecek Max karakterini The Originals, Bunheads ve Once Upon a Time gibi dizilerden anımsanabilecek Nathan Parsons canlandırıyor.
Birlikte büyümüş 3 uzaylı karakterimizden biri. Max ile aynı aile tarafından evlat edinilmişler ve aralarında oldukça kuvvetli bir bağ var. Lise sonrası aradan geçen 10 yıllık süreçte evlenmiş Isobel. Kocasını Max ve Michael kadar önemsediği söylenemez ama küçük sıkıntılara rağmen yolunda giden bir evliliği var.
Güzelliği, alımlı oluşu ve kendinden emin tavırlarıyla dikkat çeken; şüpheci, sorgulayıcı, güvensiz yapısı, sert ve soğuk mizacı ile ön plana çıkan bir karakter olan Isobel’e BrainDead dizisinden anımsanabilecek Lily Cowles hayat veriyor.
Not: Karakterin orijinal dizideki adı Isobel değil Isabel.
3 uzaylı karakterimizden sonuncusu. Max ve Isobel ile kardeş gibiler. O ikisinden farklı olarak farklı bir ailenin yanında büyümüş ve onlara oranla daha zor bir çocukluk geçirmiş. O da Max gibi üniversite planlarını bir kenara bırakıp kasabada kalmayı tercih etmiş. Şu anda bir karavanda tek başına yaşıyor.
Asi, çabuk parlayan, hafiften asabi ve yabani bir tip olan Michael karakterini Michael Vlamis canlandırıyor.
Not: Karakterimiz orijinal dizinin aksine eş cinsel bu dizide.
Liz’in lisedeki erkek arkadaşı. Lisenin popüler çocuğu ve kasabanın o zamanki şerifinin oğlu. Babası vefat etmiş. Annesi (Rosa Arredondo) ise şu anda kasabanın şerifi konumunda. Üniversite eğitimini tamamladıktan sonra doktor olmuş Kyle ve şu anda kasabadaki hastanede çalışıyor. Bekar. Max gibi takıntılı olmasa da Liz’e karşı hala bir şeyler hissettiği söylenebilir. Liz’deki el izini görünce Max’ten şüphelenmeye ve onun hakkında araştırmalar yapmaya başlıyor.
Not: Orijinal dizide William Sadler tarafından canlandırılan Kyle’ın babası Şerif Jim Valenti, dizinin önemli ve kadrolu karakterlerinden biriydi. Orijinal dizide babası bekar bir adamdı. Annesi Şerif Valenti ise tekrar eden bir rolle ve minik sahnelerle yer alıyor şu an yeni dizide. Hikayenin pek içinde sayılmaz.
Karaktere The Vampire Diaries dizisinden tanıdığımız Michael Trevino hayat veriyor.
Lise yıllarında Liz ve Maria ile yakın arkadaşmış. Şu an ise o kadar da yakın oldukları söylenemez. Babası bir ordu mensubu. Kendisi de Orta Doğu’da orduya hizmet etmiş ve gazi olmuş. Bacağında bir engelle dönmüş yurda.
Orijinal diziye oranla en fazla farklılık gösteren karakter olan Alex’i Pretty Little Liars dizisinden tanıdığımız Tyler Blackburn canlandırıyor.
Not: Karakterimiz orijinal dizinin aksine eş cinsel bu dizide.
Liz’in yakın arkadaşlarından biri. Kasabanın barında barmenlik ve falcılık yapıyor.
Not: Orijinal dizinin aksine ön planda olan karakterlerden biri değil Maria karakteri şu ana kadar bu dizide. Yine orijinal diziden farklı olarak Maria’dan ziyade kız kardeşi Rosa ile daha yakın arkadaşlarmış.
Karaktere If Loving You Is Wrong ve Hellcats dizilerinden tanıdığımız Heather Hemmens hayat veriyor.
Alex’in babası. Orduda rütbeli bir asker. Uzaylıların varlığının bilincinde ve gizliden gizliye bu konuda araştırmalar yapıyor. Bu konuda Kyle ile ortak bir paydada buluşuyorlar. Sert ve soğuk mizaçlı, anlayışsız bir adam Jesse.
Karakteri Containment dizisinden anımsanabilecek Trevor St. John canlandırıyor.
Isobel’in kocası. Anlayışlı, kibar bir adam.
Pek merkezde olmayan ve ara ara karşımıza çıkan karaktere Notorious ve Counterpart dizilerinden anımsanabilecek Karan Oberoi hayat veriyor.
*Tıpkı Max gibi bir şerif yardımcısı olan Jenna Cameron karakterinde The Originals ve The Newsroom dizilerinden aşina olduğumuz Riley Voelkel‘i izleme fırsatı yakalıyoruz tekrar eden bir rolle. Jenna ve Max, aralarında cinsel çekim bulunan ve ara ara takılan iki arkadaşlar.
*Liz’in babası Arturo Ortecho rolünde Carlos Compean karşımıza çıkıyor. Kasabada bir restoran işletiyor ve ülkede yıllardır yasa dışı bir şekilde bulunuyor.
*Liz’in rahmetli kız kardeşi Rosa Ortecho rolünde ise Legion dizisinden tanıdığımız Amber Midthunder‘ı izliyoruz tekrar eden bir rolle flashback (geriye dönüş) sahnelerinde. Asi ruhlu, deli dolu bir genç kız Rosa.
YAZARIN NOTU
Öyle aman aman yardırmasa da hatta biraz yavaş aksa da izletiyor kendini dizi. Orijinal diziyi izlemiş biri olarak dikkat çeken bir hikayesi yok zaten diyebilirim. Benim gibi oyuncu kadrosuna bir sempatiniz varsa izleyebilirsiniz diziyi. Yoksa bulaşmayın bence.
Orijinal diziyle kıyasladığımda Liz’i hem karakter hem de oyuncu seçimi olarak burada daha fazla sevdiğimi gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Max de oyuncu seçimi sayesinde daha iyi durumda bana göre. Isobel’e hayat veren Lily Cowles’dan da oldukça memnunum. Maria’nın hikayede geri planda kalması pek hoşuma gitmedi. Orijinal dizde çok sevdiğim iki2 karakter olan Alex ve Michael için ise hem karakter tasviri hem de oyuncu seçimi açısından sınıfta kaldıklarını belirtmem gerek.
Benim diziyle ilgili söyleyeceklerim şimdilik bu kadar. İzlemeye niyeti olan varsa iyi seyirler dilerim.
yorumlar
Roswell, New Mexico S01E01
Öncelikle karakterlerin Roswell’deki gibi liseli değil de yetişkin oluşu iyi olmuş bence. Karakterlerin tanışıklıkları lise yıllarına dayanıyor ve flashback falan yapıyorlar o yıllara elbette.
Karakterlere ve oyuncu seçimlerine dönecek olursam; bu Liz’in Roswell’deki mıymıy Liz’den daha hoş, daha sempatik olduğunu düşünüyorum kesinlikle. Yeni Max’in eski Max’ten daha karizmatik ve daha sevilebilir olduğu da bir gerçek. Isabel/Isobel’de ve Maria’da da sıkıntı yok. Keza Kyle’da da. Sıkıntı orijinal dizinin en çok sevdiğim karakterlerinden olan Michael ve Alex’te. İki karakter için de ne oyuncu tercihlerinden memnun kaldım, ne tamamen alakasız Alex tasvirinden memnun kaldım, ne de bu 2 karakteri eşcinsel yapmış olmalarından. Ha illa döneme uyum sağlayacağız diye eşcinsel karakter ihtiyacı duyuyorsanız Isobel veya Maria karakterlerinden birinde kullanabilirdiniz pekala bu hakkınızı. (Not: Daha önce diziyle ilgili haberlerde karakter tanımları arasında bahsedilmişti bundan. O yüzden ispiyon içine almadan rahat rahat konuşuyorum.)
Karakter Meksikalı olunca bir Trump/Duvar göndermesini de pas geçmemişler bu arada. Yerinde kullanmışlar ama o göndermeyi. Eğreti durmamış.
Ne kadar devam ederim ya da sezonu tamamlar mıyım bilmiyorum ama şimdilik izlemeye devam etmek niyetindeyim ben.
Roswell, New Mexico S01E02
Roswell’den farklı olarak kendi yoluna girdi bu bölümle diyebiliriz herhalde yavaş yavaş.
*Kovboy şapkası yakışmış bizim kıza.
*Şaka maka diziye hiç siyahi oyuncu almamışlar. Isobel’in kocası siyahi çıkar belki diyordum ama o da olmadı.
Roswell, New Mexico S01E03
Max, köpecik olmasan ve Jenna’yı kamyonette o halde bırakmasaydın keşke.
Roswell, New Mexico S01E06
Malum güne gittik komple bu bölüm süresince. Bana göre sezonun en izlenesi bölümüydü. Şarkı seçimleri falan da gayet iyiydi ayrıca.
Ve günümüz için Isobel’e Maria’yı mı yazsak acaba?
S01E07
The Fosters’tan Sherri Saum’ı görmek güzeldi. Sezonun geri kalanında tekrar göreceğimizi zannetmiyorum ama 2. sezon olursa tekrar konuk olur herhalde.
*Isobel konusu: Hoşuma gitmedi yapılan şey.
*Max’in aptal aşıklığının rahatsız edicilik boyutu artmaya başladı.
*Riley Voelkel, bu diziye cidden yakışıyor. Çabuk göndermeseler bari diziden.
S01E08
Sezon başından beri en çok şeyin olup bittiği bölüm buydu herhalde. Biraz fazla hızlı ilerledi her şey hatta.
Bölümler ilerledikçe orijinal diziden iyice kopup kendi yolunu çizmiş bir dizi var ortada bu arada. Bunu da belirtmeden geçmeyeyim.
S01E09
Bunun devamı gelecek mi? Yoksa orijinal diziye çakılan bir selam mıydı sadece? Umarım devamı gelir.
Bu bölümün yönetmenliğini Shiri Appleby yapmış bu arada.
İlk Sezon
İlk yapımı izleyip sevmiş biri olarak 10 bölümde önümüze sundukları karakterler ve değişime uğramış hikaye açısından, alışmak için epey zaman harcadım. Çok da sevdim diyemesem de sıkılmadan izledim. Şahsım adına ilk yapımı izlemeseydim daha çok beğenebilirdim, ister istemez karşılaştırma yapıyor insan. Tür olarak sevdiğim bir konu olduğundan yeni sezon gelirse devam ederim.
Teoriler, gitgeller falan güzel bir bölüm olabilirmiş aslında ama pek de iyi sunamamışlar bana göre. Bölüm yönetmenine bir eksi yazdım.
Liz’in elbisesi çok yakışmıştı ama makyajı kötüydü. Jenna’nın da makyajı kötüydü. Isobel de fena değildi ama gecenin göz alıcı güzeli Maria oldu bana göre.
S01E11
Ben bunu niye bitti sandım bilmiyorum, ama bu bölümü izledikçe keşke 10. bölümde bitseydi dedim durdum.
S01E12
Bir bölüme epey şey sıkıştırmışlar yine. Sezon finali gibi bir bölümdü. Haftaya, gerçek sezon finaline ne saklamışlar acep? Bu bölümün üstüne o bölümü yüzeysel geçerlerse ayıp olur çünkü.
Bir anlığına da olsa Kayla Ewell’ı görmek güzeldi.
S01E13 (Sezon Finali)
Hareketli, olaylı, sürprizli ve epey güzel bir kapanış olmuş. Ola ki iptal olursak tatmin ederek ayrılalım izleyiciyi demişler. Ben iptal olacağını düşünmüyorum bu arada. iZombie, CEG, JTV’nin bittiği ve In the Dark’ın muhtemelen iptal edileceği bir sezonda 1 milyonun üstünde bir seyirci ortalamasıyla iptal yemez bu dizi. Umarım yanılmam. En azından 1 sezon daha izlemek istiyorum çünkü bu ekibi.
Amber Midthunder ana kadro oyuncusu olmuş.
Justina Adorno (Grand Hotel) kadroda.
Cassandra Jean Amell
Orijinal diziden Jason Behr yeni sezonda. Rol belli değil, birden fazla bölüm.
+Gaius Charles
+David Anders
Bu çukura giren çıkamıyor
+Jamie Clayton
CW’ya düşmeyeydi
S2 Poster
S2 Fragman
S02E01
Fena bir bölüm değildi aslında ama … Malumun yokluğu yağsız ve tuzsuz bir yemek hissi verdi açıkçası. Bir şekilde dönmesi lazım bir an önce.
*Michael bölümün çekilmeziydi. Liz ise fazla normaldi sanki. Senaristler mi böyle istedi yoksa oyuncu mu duyguyu satamadı bilemedim artık.
*Bölümü şu şarkı
eşliğinde bitirmek hoş olmuş cidden.
S02E03
Geçen bölüm pek sarmamıştı ama bu bölüm fena değildi.
*Geçen sezon sonlarında Riley Voelkel’i bu sezon göreceğimizi düşünmez durumdaydım açıkçası. Jenna-Liz sahneleri keyifli geçti. Umarım tek bölümlüğüne uğramamıştır ve sezon içerisinde onu görmeye devam ederiz.
*Kayla Ewell, Cassandra Jean Amell ve Jason Behr’i buluşturan 1947 hikayesi de gayet cazipti bu arada. Friday Night Lights’tan Gaius Charles eklendi bir de son anda bu üçlüye. Bu hikayeye daha fazla süre ayrılmasını tercih ederim kesinlikle.
*Şunu izlemek epey yoruyor beni bu sezon.
Bu dizinin kast sorumlusundan çok memnunum cidden. Zaten çok zengin olan kadroya David Anders ve Jamie Clayton eklenecek daha. Hikayesi vasat olsa da sırf kadrosu için bile izlenir bu dizi.
S02E04
1948 sahneleri, günümüz sahnelerinden 10 kat daha keyifli geçti bence. Bölüm sürekli orada aksın istedim.
Michael Trevino’ya bıyık yakışıyor bu arada. Daha fazla uzatabilir de aslında.
Bu bölüm isimlerini kim koyuyor ya? Bu bölümün ismi ‘Three of us’ olmalıymış kesinlikle. En az 3 farklı üçlü yakaladık çünkü bu bölüm ve o bölüm ismi cuk otururmuş.
Biraz Julie Plec tadında bir baştan savmalık içeren bir senaryo vardı karşımızda. Ekibi sevdiğim için ‘Neyse …’ diyerek izledim işte.
Maria, bu bölümün tatlışıydı.
Daha çok karakterler arası ilişkilere odaklandığımız ve büyük olaylardan uzaklaştığımız bir bölüm olmuş. Vasattı belki ama gerekliydi bu tarz bir bölüm.
Bu bölümün sonunda
Alex ve Maria arasında eğlenceli sahneler yaşanıyor son 2 bölümdür ve o kulvarda bir aşk üçgenimiz mevcut. Maria-Michael eşleşmesinin bende daha fazla önce çıktığı bir üçgen olsa da Michael’i dışlayıp yola Alex-Maria ile devam etmeye hayır demezdim bu arada. Neyse, Alex’in bu üçgenden çıkıp kendi yoluna bakma zamanı geldiğini fark etmesinden önce böyle bir üçlü seks yaşanması hoş oldu bence.
Diğer tarafta ise Isobel-Kyle-Barmen üçlüsü yaşanır mı acaba beklentisi vardı bende. Kyle, pek tasvip etmediğim bir şekilde Isobel’i kızışmış bir halde bırakıp gidince Isobel-Barmen seksiyle bitti orada akşam.
Liz-Max ikilisinin sahnelerinde ise pek bir cacık yoktu bence. Max demişken; bir anda düzelmesi ve akabinde hafızasının bir kısmını belirli bir ölçüt olmaksızın kaybetmesi aşırı saçmaydı bu arada.
Gelelim David Anders’a. Aşırı gereksiz bir konukluktu bence. 3. sınıf korku-gerilim filmi tadındaki sahneleri beş para etmezdi.
Fena olmamış bu bölüm de.
İspanyolca cümleler için İngilizce altyazı çekeydiniz bir zahmet.
S02E10
‘That actually explains a lot.’
S02E13 (Sezon Finali)
Sezonun ilk yarısı aktı bir şekilde ama 2. yarıda yokuş aşağı gitmeye başladı dizi. Son 4 bölümlük süreç için hiç sarmadı desem yeridir.
Kadroyu seviyorum ama bu kadar işkence yeter bana. 3. sezonda yokum.
s02e13
Sezon çok uzadı sanki ama neyse ki bitti, inişli çıkışlı ama keyifli bir sezondu, LİZ’e katlanmak her zamankinden zordu, gerçi bol yan karakterleri ile neyse ki sıkmadı.
İz ve Michael karakterlerinin jet hızı ile değişimlerine ayak uydurmak ise gerçekten zorladı, ilk sezonda bolca söz edilen bir karakter ise diziye katıldı ama varlığı yokluğundan daha fazla yordu. Origin hikayesi ise bana kendini izlettiren ana etmen oldu.
Gayet güzel bir şekilde sezon bitti, keşke dizi de bitse idi, böyle hatırlasaydık.
Showrunner diziyi bırakmış.
+Steven Krueger (The Originals)
CW labirentine giren çıkamıyor.
+David DeSantos
++Michael Grant Terry, Gillian Vigman (Life Sentence)
Quentin Plair
Bu kadar uzun fragman yapıp her şeyi göstermelerini anlamıyorum.
3. sezon fragmanı
Season 3 Trailer
S3 Poster
++Andrew Lees (The Originals), Zoe Cipres (Grown-ish)
İnci gibi diziyor vampirleri kadın. Sıfır kadro sıkıntısı sanki.
+Rekha Sharma
Orijinal diziden 1 şahıs gelecek sezona geliyor. Farklı karakterle, şimdilik 2 bölüm.
Ve bitti.
2019’un sonlarına doğru Nancy Drew‘la birlikte başlamıştım yanılmıyorsam. İlk sezonu tamamlayınca ara vermiştim. O civarda salgının etkisini artmaya da başladı falan.
Dizinin üçüncü sezonu başlayınca ben 2. sezona başladım ve aynı tempoyla devam ettim. Sonra da bozmadan 3. sezon geldi. Geneline bakarsak The CW kalitesinde bir iş olduğu söylenebilir ve pek güzel kafa dağıtıyor sayılır. Kötü anlamda söylemiyorum, izlerken beynini nadasa alırsan gerisi mis.
Bütçesinin fazla yüksek olmadığı belli olan küçük kasaba dizilerinden birisi de bu. Olanın bir kısmını da efektlere kullanıyorlar zaten. Tam da kıyamet kopsa sadece ana karakterlerin haberinin olduğu, kasabanın geri kalanının ruhunun bile duymadığı türden bir iş ^.^ Hatta ilk sezonda bir nebze daha normaldi, devam eden iki sezonda daha belirgin hale geldi bence. Bu halini de bir noktada kanıksadım tabii mecburen.
İzlediğime pişman olduğumu söyleyemem tabii, 4. sezonla da devam edeceğim. Son dakika ortaya çıkan bunun konukluğunu nasıl işleyecekler bakalım.
+ 1. sezonda İçerideki hainin Noah olması mesela iyi hamleydi.
+ 2. sezonla birlikte kardeşler üveye falan döndü. Yetmedi geçmişe doğru gittik. Nora tarafı yer yer dikkatimi dağıtsa da devam ettikçe toparladı. Kayla Ewell yakışmıştı role.
+ 3. sezonda aslında Michael’ın babası çıkan klon benzeri Max’le ilgili negatif kısım 13 bölüm sürmeyecek türden bir hikayenin uzaması. Sezon finalinde çözüleceğini bilerek bekledik resmen.
+ Liz ve Max’i kenara koyarsak Michael ile Alex’i de yan yana seviyorum. Gerçi onları da önce ayırdılar, sonra başkalarına yazar gibi oldular, ardından alakasız şekilde pat diye birleştiriverdiler.
Gerçi ben asıl Valenti ve Isobel’in olmasını bekliyorum Ne güzel 3. sezon finalinde olacak gibiydi de. Isobel, şeref yoksunu eski kocası sonrası lezbiyenliğe doğru yol alan kadınlardan birisi mi oldu yoksa gelecek sezon için açık kapı mı bıraktılar, döndüklerinde bakarız.
Dizinin ilgimi çeken bir tarafı Julie Plec teyzenin vampir sülalesinin dizilerinin oyuncularını parça parça burada toparlaması. Tanıdık birisi geliyor aralıklı olarak.
* Nathan Parsons ve Michael Trevino‘ya ek olarak Riley Voelkel, Kayla Ewell, Steven Krueger çıktı dizinin içinden.
Gelecek sezona da Andrew Lees‘i getiriyorlar.
* Jamie Clayton‘ın burada ne işi vardı acaba? 3 bölümlüğüne göründü gitti. Boş kalmamak için mi kabul etti yoksa prodüksiyondan birisinin ricasını mı kırmadı merak ettim sayılır.
Sherri Saum‘la The Fosters bittiğinden beri Condor, Grey’s Anatomy ve Locke & Key’le karşılaşmışız. Buradan da çıktı. Good Trouble’a arada uğramaya da devam ediyor zaten.
POSTER
Season 4 Trailer
Season 4 Promo “Alien Concept”
Kendinden pek de bir şey kaybetmeden geri dönmüş. Sezon açılışı değil de 3×14’tü sanki. Final haberi geldi madem, sezon sonunda kabul edilir bir final yapmışlardır umarım.
Nathan Parsons, kısa saçla devam etsin. Böyle daha iyi görünüyor.
Bunu da uğurladık. Kabul edilebilir final yapmışlar. Julie Plec teyze söylemişti zaten, final olabileceğiyle ilgili uyardıkları için iki dizi için de ona uygun bir son yazdıklarına dair.
Kimi ne kadar tatmin eder tartışılır tabii. Bence makuldü, TVLine’da oy verenler C+ vermiş.
* Senaryo üzerinden bahsini geçirdiklerini ve kaçırdığımı düşünmeye başlamıştım artık. Ama özellikle bekledim sezon boyunca. Sağ olsunlar, 3. sezon finalinde gösterdikleri kadına ta 4. sezon finalinde yer verdiler.
1)
2)
3)
Max’in Oasis’den dönüp evlendiklerini farz ediyoruz bu durumda. Ok, bye.