Masaları, sandalyeleri ve rahat koltukları olan, kafe misali işleyen ama çay, kahve, kola vb. içecekler yerine bira, şarap vb. alkollü içeceklerin servis edildiği sakin ve nezih bir İngiliz barındayız. Bir kadın ve bir adam, yapacakları bir şey öncesinde yaklaşık 10’ar dakika oturup muhabbet ediyorlar haftanın bir günü içkilerini yudumlarken. En yalın haliyle dizimiz bundan ibaret. Lakin bu kadarla bırakmayalım tabii. Biraz daha açalım durumu bir alt paragrafımızda.

Louise ve Tom, 15 yıllık evli bir çift. 2 tane oğulları var hiç görmediğimiz ve ara ara muhabbet arasında lafını geçirdiğimiz. Louise, huzurevi vb. bir kurumda çalışan bir doktor. Tom ise bir müzik yorumcusu/yazarı. İkisi de zeki ve kültürlü insanlar. Louise, kısa bir süre önce Tom’u aldatmış ve evlilikleri ciddi derecede zarar görmüş. Louise yasak ilişkisini bitirmiş, Tom neden aldatıldığını anlamlandırma ihtiyacı hissetmiş ve Louise’i çift terapisine gelmeye ikna etmiş. Girdikleri bu bok çukurundan çıkmak istiyorlar anlayacağınız.

Birbirlerine değer veriyorlar ama aşk, tutku gibi kavramlar tarihin tozlu sayfalarına gömülmüş durumda. İletişimsizlik ve seksi bırakmak, onları bu çukura sürükleyen iki şey olmuş. Yeniden denemenin bir anlamı var mı yok mu onu çözmeye çalışıyorlar. Bunu yaparken de birbirlerine belki de hiç olmadıkları kadar dürüst oluyorlar bu barda yaptıkları 8-10 dakikalık kısa sohbetler esnasında. Filtreleri bir kenara bırakıp düşüncelerini tüm şeffaflıklarıyla dile getiriyorlar. Tatlı tatlı didişip çatır çatır kavga ediyorlar kibarlıklarını bozmadan. Barın karşısında bulunan terapist için randevu saatini bekledikleri bu dakikalarda evliliklerini tüm çıplaklığıyla masaya yatırıyorlar, farazi senaryolar üzerine tartışıyorlar ya da alakasız konularda laklak ediyorlar.

Dizide sadece 2 ana karakterimiz var. Onlar da yukarıda sözünü ettiğimiz Louise ve Tom. Louise karakterine Gone Girl, Doom, Jack Reacher ve Hostiles gibi sinema filmlerinden yakinen tanıdığımız Rosamund Pike hayat veriyor. Tom karakterini ise Get Shorty, Moone Boy ve The IT Crowd gibi dizilerden tanıdığımız Chris O’Dowd canlandırıyor.

Janet Amsden, Jeff Rawle, Laura Cubbitt ve Elliot Levey, tekrar eden küçük rollerle karşımıza çıkıyor. Aisling Bea ve Sope Dirisu ise bir bölümde konuk oyuncu olarak gözüküyorlar. Tüm kadro bundan ibaret.

State of the Union, Sundance TV’de 2019 yılı ilkbaharında yayınlanmış bir komedi drama dizisi. Toplam 10 bölümden oluşuyor ve bölüm süreleri 9-12 dakika arasında değişiyor. Dizinin yaratıcısı Nick Hornby. Yönetmenliğini ise Stephen Frears üstlenmiş. Yapımcı koltuğunda Hornby ve Frears’a Iain Canning, Hakan Kousetta, Jamie Laurenson ve Emile Sherman gibi isimler eşlik etmiş.

State of the Union‘ın 2019 yılında Emmy Ödülleri’nde ‘Kısa Dizi’ kategorisinde en iyi dizi, en iyi erkek başrol ve en iyi kadın başrol dallarında aday gösterildiğini de belirtmeden geçmeyelim.

Diziyi çok başarılı bulduğumu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Hem Rosamund Pike hem de Chris O’Dowd çok çok iyi iş çıkarmışlar. Çok yalın ve samimi oynamışlar ve Louise-Tom çifti olduklarına inandırmışlar izleyiciyi. Karakterleri üzerlerine iyi giymişler ve doğal bir şekilde çok iyi paslaşmışlar. Nick Hornby de çok iyi servis etmiş ikilimize elbette o zekice yazdığı diyalogları. Sımsıcak, gerçekçi bir iş çıkmış ortaya. Tempolu, sürükleyici ve bir o kadar da eğlenceli bir iş olmuş ayrıca. Her açıdan çok başarılı buldum kısacası diziyi. Herkese şiddetle tavsiyedir!

Dizi için puanım: 9.2/10

Bu da dizinin fragmanı: