Netflix’te ekrana gelen roman uyarlaması iki romantik drama dizisini birlikte tanıtmak istedim.

1) Sweet Magnolias

10 bölümlük ilk sezonuyla 19 Mayıs 2020’de ekrana geldi. Sherryl Woods‘un 2007-2014 arasında kaleme aldığı 11 kitaplık roman serisinden uyarlandı. İkinci sezon onayını da aldı.

Not: Woods’un kaleme aldığı bir başka seriden uyarlanan Chesapeake Shores dizisi ise Hallmark’ta yayınlanıyor. Dizinin ilk üç sezonunun bölümleri Netflix Türkiye’de de bulunuyor. Ayrıca 5. sezon onayını aldı.

Sheryl J. Anderson tarafından geliştirilen dizinin kadrosunda JoAnna Garcia Swisher, Brooke Elliott, Heather Headley, Justin Bruening, Carson Rowland, Logan Allen, Anneliese Judge, Chris Klein, Jamie Lynn Spears gibi isimler yer alıyor.

Sweet Magnolias, Güney Carolina’daki Serenity kasabasında yaşayan çocukluk arkadaşı üç kadının kariyer, aile ve ilişki sorunlarında birbirlerine destek çıkmaları üzerine kurulu. Dizinin ismi Maddie, Dana Sue ve Helen’ın arkadaşlık gruplarına taktığı “Sweet Magnolias” isminden geliyor.

  • Maddie Townsend (JoAnna Garcia Swisher): Kasabada doktorluk yapan kocası Bill kendisini şimdilerde hamile olan sekreteriyle aldattığı için boşanma aşamasında, hayatını iki oğluyla yeniden kurma çabasında.
  • Dana Sue Sullivan (Brooke Elliott): Sullivan’s adlı bir restoranın şefi ve sahibi. Kızı Annie’yi tek başına büyütüyor.
  • Helen Decatur (Heather Headley): Başarılı ve işini bilen bir avukat. Maddie ve Helen kadar kasabanın diğer üyelerine desteği de büyük.

Maddie’nin liseye yeni başlayan küçük oğlu Kyle’ın Dana Sue’nun kızı Annie’den, Annie’nin ise Maddie’nin lise 3. sınıftaki diğer oğlu Tyler’dan hoşlandığını belirtmiş olayım. Kyle’ın oyunculuğa, Annie’nin fotoğrafçılığa ve Tyler’ın beyzbola ilgisi olması bonus.


Robyn Carr‘ın 2007’de başladığı 22 kitaba ulaşmış roman serisinden uyarlandı. Şimdiye kadar 10’ar bölümlük iki sezonu yayınlandı. İkinci sezonu 27 Kasım 2020’de geldi ve 3. sezon onayını da aldı. Sue Tenney‘in hazırladığı dizinin yapımını Reel World Management üstlendi.

Başrollerini Alexandra Breckenridge (This is Us) ve Martin Henderson‘in (Grey’s Anatomy) paylaştığı dizide Colin Lawrence, Lauren Hammersley, Annette O’Toole, Tim Matheson, Benjamin Hollingsworth, Grayson Maxwell Gurnsey, Jenny Cooper ve Daniel Gillies (The Originals) de rol alıyor.

Melinda “Mel” Monroe (Alexandra Breckenridge), Kuzey Kaliforniya’daki Virgin River adlı kasabadaki bir iş ilanına başvurur. Kasabanın doktorunun yanında çalışmak üzere ebe/hemşire aranmaktadır. Acılı geçmişini geride bırakmanın ve taze bir başlangıç yapmanın iyi olacağını düşünen Mel, kasabaya gelir ama hem kasaba hem de işyeri beklediği gibi çıkmaz. Geri dönme düşünceleri içindeki Mel, yerine birisi gelene kadar kalmaya karar verir. Böylece her şeye rağmen hem kasabayı evi olarak kabul etme yolunda ilerleyecek hem de iyileşme ihtimali doğacaktır.

  • Jack Sheridan (Martin Henderson): Kasabanın restoranı da olan Jack’s Bar’ın sahibi. Eski bir asker ve travma sonrası stres bozukluğundan (TSSB) muzdarip.
  • John “Preacher” Middleton (Colin Lawrence): Jack’in askerlikten kalma yakın arkadaşı. Restoranda şef olarak çalışıyor.
  • Hope McCrea (Annette O’Toole): Kasabanın başkanı. Yardıma ihtiyacı olduğunu kabul etmek istemeyen kasabanın doktorunun arkasından dolanıp iş ilanı vermiş ve Mel’i kasabaya getirtmiş.
  • Vernon “Doc” Mullins (Tim Matheson): Kasabanın doktorluk anlamında her şeyi. İş yükünün fazla olduğu düşüncesinde değil, bu nedenle Mel’i başta istemiyor ve zaten iyi bir başlangıç yapamıyorlar. Biraz huysuz.



Sherryl Woods uyarlaması Chesapeake Shores‘u başladığından beri takip ediyorum. Hatta Hallmark’ın kimisi karbon kağıdından çıkma TV filmlerine de ilgim olduğum için başladım diziye. Hallmark usulü bir şeyler bekliyordum ve beklediğimi aşağı yukarı aldım. @kemal32’nin dizi için sitede yaptığı “Zaten bir konu yoktu ortada, günlük hayat konu ise ben de film çeviriyorum kendi çapımda.” kısmında haklılık payı olduğunu söylemem lazım. Chesapeake Shores de bu şekilde ilerlediği için bana pek de sürpriz olmadı gerçi.

Karakterlere ve olay örgüsüne başlarda alışamasam da 4. bölümle birlikte diziyi sevmeye başladım. Bir noktadan sonra odağı genişletip diğer önemli karakterlere de kayıyorlar. Ondan sonrası da bir şekilde geliyor. Helen, kullandıkları ölçüde Koç Maddox ve gençler izlemesi daha ilgi çekici isimlerdi.

Birinci sezon finalini gelecek sezona konu çıksın diye yazmışlar ve öyle vites attılar ki araba takla attı resmen. Açık bıraktıkları konuların fena olmadığı düşüncesindeyim ve geri döndüğümde fırsat bulup devam etmeyi düşünüyorum. Bu tarzı sevenlere denemesi için tavsiyedir.

Not: Sweet Magnolias’la ilgili daha önce bu yazının altında yorum yapılıyordu.

Sweet Magnolias’ı tamamladıktan sonra rutini bozmayıp Virgin River dizisine başladım ve kısa bir süre önce ikinci sezonunu tamamladım. Benzer ayarda bir yapım olduğunu söyleyebilirim. Sweet Magnolias’ın içindeki “Netflix sosu” bence biraz daha bariz ve Virgin River benzer seviyeye ikinci sezon civarı geliyor sanki. Bu ikisi içinde Sweet Magnolias’ı bir tık daha fazla sevmiş oldum ve Virgin River, Netflix özelinde daha popüler bir dizi.

Bunda da günlük hayatın içinden ilerliyorlar. Zaman zaman Mel’in ya da Jack’in geçmişine dönerek neler yaşadıklarına tanık oluyoruz. Bölümlük ilerlemiyorlar ama Mel’in işi ya da Jack’in uğrak bir mekan işletmesi nedeniyle araya çeşitliliğin girdiği de oluyor. Karakterler ya da mekanlar belli sayılır zaten, sakin bir şekilde akıveriyor. Bölüm sonları için kurdukları arkası yarın(lar) da fena değildi zaten. Ellerinde romanlardan dolayı yeterince malzeme olduğunu farz ederek herhalde ömrü yettiğince bu ayarda ilerler diye düşünmekteyim.

Romantik drama dizilerine ilgisi olanlar ve konuları ilgisini çekenler bu iki diziye bir bakabilirler. Chesapeake Shores da bonus bu arada. İyi seyirler.

Not: Diziyle ilgili daha önce bu yazının altında yorum yapılıyordu.