The Blacklist — Tanıtım
322 yorum okakacukaka 15 Haziran 2015 09:18
KİMLİK BİLGİLERİ
Türü: Polisiye, Suç, Gerilim, Gizem, Drama
Yapımcı: Jon Bokenkamp
Sezon Sayısı: 3 sezon – 3. sezon 2015 Sonbahar’ında Perşembe günleri yayınlanacak
Bölüm süresi: Ortalama 43 dakika
Yayınlandığı kanal: NBC
Jon Bokenkamp, Hayatın Benim, Kusursuz Yabancı ve Acil Arama gibi filmlerle beyazperdede yakaladığı başarılardan sonra şimdi de TV ekranlarına el atmaya karar verdi. 23 Eylül 2013’te yayın hayatına başlamış olan dizinin şu ana kadar 2 sezonu (44 bölüm) yayınlandı ve 3. sezon onayını da almış bulunmakta. Gizem, aksiyon, suç ve drama türlerinin birbirine çok güzel harmanlandığı bu dizimizi sizlere elimden geldiğince tanıtmaya çalışacağım.
KONUSU
İlk bölümden ispiyon (spoiler) içerir!!!
Yıllar önce gizemli bir şekilde hükümet ajanlığını bırakan ve yıllarca Dünya’nın dört bir tarafında suçlularla ortaklık kurup onlara danışmanlık yaparak FBI’ın en çok aranan 10 suçlu listesinde zirveye oynayan Raymond “Red” Reddington’ın, kimsenin anlam veremediği bir şekilde FBI’a teslim olmasıyla başlıyor dizi.
Reddington elinde FBI’ın adlarını bile duymadığı suçlulardan oluşan bir liste olduğunu ve onları yakalamalarında yardım etmek istediğini söyler. Tabii ki kendi şartları da vardır. En önemli şartı ise sadece ve sadece Elizabeth “Liz” Keen ile konuşmak istemesidir. Aralarında görünürde hiçbir bağ olmayan ve FBI’daki ilk iş gününde olan bir çaylak profil ajanıyla konuşmak istemesi garipsense de kabul edilir. Diğer şartları ise kişisel güvenliği ve dokunulmazlıktır.
FBI’ın içinde çok az kişinin bildiği bir birim kurulur ve diziye adını veren bu kara listeyi azaltma görevine başlanmış olur.
KARAKTERLER
Raymond “Red” Reddington:
Zeki, soğukkanlı, hazırcevap bir kişiliğe sahip olan Red, nedendir bilinmez (daha sonradan öğreniyoruz) Elizabeth Keen’in üzerine titrer. Zarar görmemesi için her şeyi yapar. Genelde de birimden ayrı olarak hareket eder. Reddigton karakterine hayat veren James Spader‘ı Yenilmezler: Ultron Çağı filmindeki Ultron seslendirmesinden, ayrıca Boston Legal, The Office ve The Practice dizilerinden tanıyoruz.
Elizabeth “Liz” Keen:Eşiyle birlikte mutlu bir evliliği olan ve bebek evlat edinmeyi planlayan Liz’in hayatı, Reddington’ın teslim olmasıyla bir anda değişir. Ajan Keen rolünde daha önce Sevgililer Günü Katliamı ve Sex and the City 2 gibi filmlerde rol almış Megan Boone ismini görüyoruz.
Tom Keen:
Liz’in eşi Tom Keen bir ilkokul öğretmeni. İyi yemek yapan sevecen bir eş rolünde. (Ancak durum böyle değil. Bölümler ilerledikçe Tom Keen’in kim olduğu ortaya çıkacak. Anlatıp heyecanını bozmak istemiyorum ) Tom Keen rolünde izlediğimiz Ryan Eggold daha önce Sons of Liberty ve 90210 dizilerinde rol almıştı.
Harold Cooper:Harold Cooper, Reddington’ın kara listesindeki (Blacklist) suçluların peşinden koşan birimin başındaki kişi. İşini severek yapan ve ajanlarını korumak için her şeyi yapabilecek bir karakteri var. Harold Cooper rolüyle karşımıza çıkan Harry Lennix daha önce ER, 24 ve Dollhouse dizilerinin yanı sıra birçok filmde de rol almış bir aktör.
Donald Ressler:Kendisi hakkında çok fazla bilinen bir şey yok. İşini seviyor ve Ajan Keen’in ortağı. Ajan Ressler rolünde Diego Klattenhoff karşımıza çıkıyor. Kendisi Homeland ve Mercy dizilerinde, ayrıca Pasifik Savaşı, Dünya-Yeni Bir Başlangıç gibi filmlerde rol almış bir oyuncu.
Aram Mojtabai:Birimin teknik işlerle uğraşan teknisyeni. Kod kırma, telefon takibi gibi işlerle ilgilenir. (Bir nevi bizdeki Aylin ) Karakteri Amir Arison canlandırmakta.
Dembe:Reddington’ın kişisel koruması. Reddington’ı çok sevip saygı duymakta. Özellikle hikayesini öğrendikten sonra en sevdiğim karakterlerden biri oldu. Dembe, Hisham Tawfiq tarafından canlandırılmakta.
SON SÖZ
Her bölüm farklı farklı suçluları kovalasalar da dizinin bir ana konusu da var. Özellikle ikinci sezonda konu biraz daha belirginleşmekte. Sizi sıkmadan aksiyonu, gizemi, dramayı dozunda veren bir dizi arıyorsanız, The Blacklist tam aradığınız dizi. Özellikle James Spader harika bir performans sergiliyor. Kesinlikle şans vermenizi tavsiye ederim.
https://youtube.com/watch?v=-WYdUaK54fU
İzleyecek olanlara şimdiden iyi seyirler dilerim.
yorumlar
23 Nisan bölümünde dönüyormuş.
* Elizabeth ile arayı kapatalım bölümü çekelim demişler, böyle bir şey çıkmış. Yetişe yetişe elimizde son 3 dakika kalıyor hatta.
*
Allahceğizim, bitmiyor bu dizi. The CW gibi 22 bölümlük sezon yapacağız diye gelmişler resmen. Bir de bana Elizabeth’e hak verdiriyorlar. Cık (x3).
* Polis arabasında kelepçeliyken Reddington’a dair söylediklerinde haklıydı. Dizi ilerlesin diye adamın yaptığı 8 şeyin 7.5’una göz yumuyorlar sonuçta. Raymond, bazı yerlerde kendi yararı için iş çevirdiğini saklamıyor bile hatta.
* Ronald’ın ölmeyeceğini tahmin ediyordum velakin iyi de oldu. Bölümün sonundaki kapana sıkışma kaçıncıydı sahi? Bu kaç-kovala meselesi iyiden iyiye kedi-fareye döndü.
Yokluğunda olan olayları onun tarafından hızlandırılmış bir şekilde izlettirdiler.
Ayrı—-lıyor
Dizi de beraberinde final yapsaydı keşke. Yes, ciddiyim.
Not: Malum yokluk daha bir anlamlı geldi şu an.
Birkaç bölüm gerideyim ama katılıyorum. Kısa bölümlü sezonlara sahip diziler bile bu kadar uzun sürmemeli. 174 bölüm yetmiyor mu? Yine de onsuz bir sezon daha iyi olacaktır.
Cuma günü için daha önemli neyi var da iki bölüm kala Çarşamba gününe transfer etti diye baktım, Olimpiyat öncesi eleme yarışlarının yayını varmış. Okiy.
Supergirl bıraktım, Grey’s Anatomy bıraktım. Ama bu diziyi izlemeyi bırakamıyorum. Çoğu bölümü ileri sararak izlesem de bırakamıyorum. Ahanda bu ayrılık haberinden sonra hiç bırakamayacağım. Allaaam bu nasıl bir hastalık
* Ayıbı, düzenbazlığı geçeli çok oldu, bu kadarı olsa olsa terbiyesizlik falan herhalde.
Babası mı değil mi kısmını bıraktık, bu sefer de anneye takla attırdık. Elizabeth’in annesi yaşıyor ama bizim bunca zamandır izlediğimiz yaşlı versiyon gerçek anne değil yani. Kadın “asset” çıktı. O da kimliğinden kurtulmak için Katerina’yı arıyor. Heeeeerkes ama heeerkes Katerina’yı arıyor.
Gerçek anneyi de gelecek sezona getirecek misiniz peki? Elizabeth vurulduğu için ölürse bahanesi olabilir aslında. Gerçi ölmeyip kızıyla güvenli bir hayat adına ortadan yok olur mu diye düşündüm, bu kadar şeyin üstüne olur mu bilemedim.
Gelecek hafta bakarız kalanına da.
* Bir konuda hakkını yiyemem bu bölümün. Hem konuk oyuncu geçidi sayılır hem de bayağı cevap verdiler. Lotte Verbeek’i görmek her daim güzel oluyor. Çok uzun süredir böylesi bir açıklama yapmaları da lazımdı. Ha yaptılar da ne oldu? İyi halt oldu.
* Audience low olmuş ABD halkının Çarşamba gününe geçtiğinden haberinin olduğundan pek emin değilim de neyse.
Ulan
Glenn’in anası Paula ne eğlenceli bir karakter. Red ve Paula’nın bingo gecesi sahnesi güldürdü
O kiralık katil niye silaha hamle yaptıysa artık. Hayır, ne olmasını bekliyordum. Liz’i mi Donald’ı mı vuracaktın. Arabanın etrafını FBI çevirmiş?
Malum ayrılık haberini duymadan izlesek daha tatlı olurmuş.
* Çok ciddi “Ben aslında senin annenim,” vaybı aldım bölümden. Gerçi ortada Liz yokken Reddington annesi çıksa bile ne işimizi görecek o da meçhul.
Next.
New series low
8×19
Bu dizide
Ya bu dizinin ilk bölümünde Liz’in evinin üstünden askeri helikopter uçurmuş ve evin önüne bir sürü ajan dizmiş adamsınız siz. Bir helikoptere koyup götürsenize kadını. Saldırıya uğrayacağını bile bile yoldan götürüyorsunuz.
Senarist/yaratıcı/yapımcı ve muhtemelen daha bir sürü bir şey olan Jon Bokenkamp da ayrıldığını duyurmuş
Bölümü pek beğendim. Bayağı iyi toparladılar gibi. Final bölümünde
Niye Red, adını unuttuğum o siyah kadınla birlikte oldu diye laf ediyorlar da, Katarina zaten söyledi kadın, erkek herkesle birlikte olduğunu. Niye olmasın yani?
Ben diziyi sürekli ara ara vererek izlediğimden kaçırmış olabilirim. Bu Red’in bir hastalığı vardı. Hatta sanırım ölümcül olan bir hastalıktı. Bayağıdır sesi soluğu çıkmıyor ya. Bu dönüşümden kaynaklanan bir durum mu bu hastalığı? Yoksa, hiç alakası yok, zaten çoktan çözüldü de ben mi hatırlamıyorum? Neyse, final bölümünde anlarım artık.
Yani
Liz’i geçen bölüm vurdunuz, bu bölüm vurdunuz; abi bir karakter iki bölüm üst üste vurulmaz ya
Tam giderken ilk bölümdeki generalin kızının Liz ile tesadüfen aynı ortamda ortaya çıkmasına ne desem bilemiyorum Aynı oyuncuyu oynatmaları hoş olmuş bu arada.
Megan Boone, pek yetenekli bir oyuncu olmadığından bunu bize aktaramasa da (gerçi son sahnede zamanı da yoktu, bir de ben vurmayayım şimdi) bence Liz, gözünün önünden geçen görüntülerden Red’in anası olduğunu anladı.
Red, o kadar uğraş dur kızını korumak için, gelsin gözünün önünde ölsün. Oldukça üzücü
Bir sürpriz yapıp öldürmeyip, dizi finalinde karşımıza çıkartırlar mı acaba düşüncesine bir süre tutunacağım. Ya şu çocuğunu da babanannesine verin artık.
Not: Benim sırtım ağrısa yataktan kalkamam, bunlar kurşun yiyip ölümden dönmüş sokakta koşuyor. Donald, bir arabaya binseydim be abi, o halde koşulur mu?
Gerekli olmayan 9. sezonda görüşmek üzere. Allah’ını seven şunun sezonunu 15’ten fazla yapmasın.
+ Malum şeyden sonra 2 yıl zaman atlaması
+ Ekip dağı(tı)lmış, herkes kendi yolundaymış şu sıralar. Red de kayıplarda.
TVLine
S9 Poster
S9 fragman
+Diany Rodriguez
“Trajik bir kayıp sonrası dağılan ekip önemli bir olayın ardından bir araya gelir.”
Nasılsa bir araya geleceklerini bilerek izledim haliyle. Ayrıca Aram’ın o işi kazanacağı da belliydi ama karşıdaki adamın siniriyle empati yaptığımı söyleyebilirim.
+Colby Lewis
9×03 üzerine:
Aklıma gelince Fandom’daki The Blacklist Chart‘a baktım yine.
* İlk 150’de dört rakam boşta kalmış: 2-39-134-142. 9 Aralık bölümü 153 numara olacakmış hatta, kurcalarken fark ettim.
* Dizi, bölümlerde en fazla 184’e çıkmış. Böyle bakınca geriye 23 sayı kalıyor.
* Listedeki bazı sayılar yayınladıkları çizgi romanlara da ait ve bunların birinde 192’ye yer verdikleri de olmuş. O yüzden 192’ye göre düşünürsek sayı 30’a çıkıyor, düz hesap 200 dersek de 38.
Bir sezon daha yapıp her zamanki gibi 20-22 bölüm çıkardıkları takdirde bayağı bir sona gelmiş olacaklar gibi. Üst limiti 200 düşünürsek tabii. Araya N/A da katıyorlar zaten az ya da çok.
“Previously on Donald Ressler” bölümü olmuş. Onun açısını gördüğümüz de iyi oldu sayılır. Severim kendisini.
9×11 üzerine:
Karakter odaklı olmasına rağmen bölümün konuk oyuncusu da sağ olsun, güzel ilerledi. Nasıl biteceğini az çok tahmin etmesi vardı sadece. Ana konuyu da kaplumbağa adımlarıyla ilerlettiler sayılır.
Not: Haftaya yokmuş.
9×15 üzerine:
Sezonun kalburüstü bölümlerindi. Bir de sezonlar 20-22 bölüm sürmese de asıl noktalara daha hızlı varsak tam olacak.
Bu gidişle “Ben öldürdüm!” diye ortaya çıkacağım çünkü.
Yeter bu kadar.
Belli bir noktada haklarını verip bölümü yayınlanmamış kabul edeceğim. N/A bölüm yapmadan önce iki kez düşünüverirseniz sevirinim.
Bir ya da iki bölüm sonra cevap alacağımızı düşünmüştüm. Bu bölüme saklamışlar. Cevap verip ana konuyu ilerlettiklerinde ulusallardaki pek çok diziden daha ilgi çekici olabiliyorlar.
21 ve 22’de yine “Conclusion” bölümleri olacak gibi duruyor. Hadi bakalım.
Antik zamandan kalma bir düşmanlıktansa tanıdık birisi olmasını tercih ederim. Conclusion 1-2’de Marvin görünüyor. No: 80. 3. sezondaki bir bölümde de yine bu şekilde yer almış. O yüzden ufaktan tekrar da olacak.
Not: “Anası” mevzusunu unutmadım, aklımda.
Biri daha ayrılmış.
Aslında 2, haberde de var.
Adam Broadway’de bir oyunda başrol oynayacakmış, o yüzden. Kadına da uygun bir şeyler yazdılar hikayede.
Son 30 saniyeyi çıksak kabul edilebilir ve iyi denebilecek bir finalle gidebilirmiş. Ufaktan yol yapıp öyle bitirdiler.
Marvin Gerard meselesini bitirerek Elizabeth’in ölümü gizemini de toparladılar. Mezar başında bir anma da yaparak güzelce kapatabilirlerdi aslında. Aram bir süre “New Yorklu” olmayı deneyimleyip kafa tatili yapacak, Park da hamile zaten. Harold hapisten tamamen kurtuldu, Red de birimle çalışmaya devam edecek vs.
Uzak Doğulu adamın hapisten çıkması ve Red’e düşman kişileri bir araya toparlayacağını söylemesi de malzeme bıraktı. Ben adamın varlığının Red’in Marvin’i alt etmesine yarayacağını düşünmüştüm ama Marvin bir ara “Senin burada olman onun yüzünden,” deyince işin rengi değişti tabii.
Listenin kalanıyla aynen devam o zaman.
Ay doğru düzgün bakmadan yazdım. Öteki zaten en baştan niye vardı ki? (sezonun başlarındayım)
Taa ilk sezonda ekipte yer alan Meera Malik (Parminder Nagra) karakterinin kızı Siya Malik diziye gelecekmiş.
+Anya Banerjee
Poster
Season 10 Trailer (HD) Final Season
Aynı The Blacklist işte, başladık yine. Geçen sezon finalinde açtıkları kapıdan girmişler, bir süre böyle de devam ederler. Nerede varacaklarını bilemedim şimdiden, ona da vakti geldiğinde bakarız. En azından son sezon. Bu vakitlerde başladığına göre 13 bölüm civarı sürer herhalde.
Not: 10×04, dizinin 200. bölümü olacakmış.
Bölüme özel farklı denebilecek bir hikaye sunalım demişler, onun dışında aman aman bir bölüm değildi. Konuk olarak Molly Bernard çıktı içinden.
– Üçüzlerden biri öldü, diğeri bölümün kötüsü çıktı derken bir diğeri kendi çapında mutlu sona erişti.
– Her bölüm adam toplamayla kapanıyor sanki, 5-6 bölüm daha böyle giderse şaşırmam. Kimi toplayacaksa toplasa da artık Red’e karşı savaşı başlatsalar. Sonrası bir şekilde tası tarağı toplama zaten. Öyle ya da böyle.
Laverne Cox’un diziye daha öncesinde konuk olduğunu görünce hatırladım anca. Baktım, 8×10‘muş.
Robert’ın ihanet etmediği de bölümü ölü tamamlayacağı da az ya da çok belliydi.
Artık işimize yaramıyor diye Perillos’u da devreden çıkardı.
Sezonun ortalama üstü bölümlerindendi. Tahminen 4 kaldığı için ortalığı karıştırıyorlar tabii.
Adam ölünce “4 bölüm daha ne anlatacaksınız?” diye düşündüm. Red’in güya kendini bütün arşivlerden silerek ortadan kaybolmaya karar vermesini kullandılar. Böyle bir olaydan sonra bunu yapmasına şaşırmadım gidiş yolu bir tık tahmin edilesiydi zaten ama iyi sundular.
Şimdi de Red vs. FBI anlatacaklar anlaşılan. Sonra da bir yere bağlar giderler. Liz’in annesi meselesini unutmadım yalnız ben.
Final sezonu 22 bölüm mü ya?
Futon geçen haftaya kadar 13 gösteriyordu, şimdi 22 gösteriyor. 1 Haziran ve 13 Temmuz’a (final) çifter bölüm demiş hatta.
Ayrıca çüş.
– Bu pazar yeni bölüm var.
– 1 Haziran itibarıyla Perş. gününe taşınıyor ve o gün çift bölüm var.
(Bir haftada 3 bölüm izlemek istediğimizi nereden çıkardınız acaba siz?)
– 13 Temmuz‘da çift bölümlük kapanış var. Sanırım 16 Haziran haftasında bir haftalık araya giriyor.
Böylece 22 bölümle final yapıyor. Ay yeter.
10×05 civarındayken bu sezon nasıl bitecek diyordum, geldik 10×17’ye.
Son bir hamleyle toparlayacak gibiler, ufaktan yolunu da yapıyorlar ama bana halen tam olarak kapanmayacak gibi geliyor. Bir şeyler eksik kalacak. Du’ bakalım.
Bitirdikten sonra Fandom’daki The Blacklist Chart‘a baktım yine.
* Çizgi roman sayıları falan da dahil ilk 180’de boş kalanlar: 2-134-170-174-175-179.
* 186-191 ve 193-197 dahil de boşlar.
Böylece ilk 200’de 17 sıra boş kalıyor. Arada N/A kullanmasalar bu kadar da kalmazdı tabii.
– Bunca yılın ve bölümün ardından bu da bitti. Tekrardan 10 sezonluk bir ulusal kanal dizisi görür müyüz, görsek bile ben içinde olur muyum bilmiyorum ama finalini görmekten dolayı memnunum.
– Final ne kadar tatmin ediciydi tartışılır yalnız. Vardığımız noktayı parça parça işledikleri için şaşırtıcı olmadı benim açımdan. Hatta aktarım açısından memnun kaldım diyebilirim. Tabii “son” sahne hariç. Bu ne saçma bir yoldu yahu, aynısı için daha iyi bir yol bulamadınız mı? A-aaa.
– “Asıl” soruya cevap vermekten, tahminen de bilerek kaçındılar. Anca “ima” ettiler. Onu da mesela TVLine yorumlarında ne kadar mantıklı diye tartışmışlar. 10 sezonun dibine inersek ne kadar mantıklı olduğu cidden tartışılabilir. Ben öyleymişçesine kabul edeceğim…
– Yürüttüğü işi, ekibi de korumak adına, yavaş yavaş kapatmış/durdurmuş/devretmişti zaten.
– “Reddington aslında kim?” sorusunu da “Katarina” şeklinde aldım, kabul ettim. Geçmiş olsun. Değilse de senaristlerin rüyaları kabus olsun, ne diyeyim.
– Dembe, FBI’dan ayrıldı/kovuldu. Ekibin geri kalanı ise Harold dahil aynen devam. Zaten Red, onların başı bir şekilde belaya girmesin diye sezon boyunca kendi çapında uğraştıydı. Sorun kalmadı.