İsveç gibi bir ülkenin başbakanı beklenmedik bir şekilde suikast sonucu öldürülürse ne olur?

35 sene sonra Netflix’e dizisinin çekilmiş olmasını ve kötü şakayı bir kenara bırakırsak; Netflix, 5 Kasım 2021’de izleyiciyi The Unlikely Murder (Den Osannolika Mördaren) adlı yeni bir dönem dizisiyle tanıştırdı. Gerçek olaylar üzerine kurulu olan drama, projede senarist olarak da görev alan Thomas Pettersson’ın kaleme aldığı 2018 basımı aynı adlı kitaptan uyarlanarak hazırlandı.

5 bölümlük mini dizide başrolü Robert Gustafsson üstlenirken ona Eva Melander, Joel Spira, Magnus Krepper, Björn Bengtsson, Joel Spira, Peter Viitanen ve Cilla Thorell eşlik etti.

Netflix’in İsveç’teki 5. dizisi olarak ekrana gelen The Unlikely Murderer‘ın yapımını yine Netflix dizileri Quicksand ve Love & Anarchy’nin arkasındaki FLX üstlendi.

Robert Gustafsson (Stig Engström)

Konusu ve Dahası:

İkinci döneminde olan Başbakan Olof Palme‘ye 28 Şubat 1986’da geceye doğru eşi Lisbeth‘le sinemadan çıkarken bilinmeyen bir kişi tarafından iki el ateş edildi. Saldırı sırasında Lisbeth Palme de yaralandı. Yanında korumaları olmayan Olof Palme, kurtarılamadı ve haliyle büyük çaplı bir soruşturma başladı.

Bunu söylemek esasında spoiler (ispiyon) değil, 86’daki soruşturma sonucunda Palme‘nin katili bulunamadı ve olay faili meçhul kaldı. Ancak Haziran 2020’de Palme suikastı dosyasının Başsavcısı Krister Petersson, basına yaptığı açıklamada katil zanlısının o dönem Palme’nin vurulduğu yerin hemen yanındaki Skandia şirketinde grafik tasarımcısı olarak çalışan Stig Engström olduğunu duyurdu. Sonuca geçmişten kalma teknik kanıtlara dayanılarak varıldığı öğrenilirken Engström 2000 yılında vefat ettiği için dosyayı kapatmak durumunda kaldıklarını belirtti.

Dizinin bölümlerinin girişinde ve kapanışında da bu durumun üstünde kısaca duruluyor. Dizi hem o geceki olayın bir tanığı olarak polise ifade veren Engström’ün bakış açısını/değişen hayatını, hem soruşturmayı yöneten ekibin yaptığı çalışmayı hem de günümüze yakın zamanda cinayeti gündemine alan bir gazetecinin kendi araştırmasını konu alıyor. Böylece Palme Suikastı geniş bir açıyla işleniyor.

Gerçek suç konulu yapımları severim ama normalde bunların faili meçhulden ziyade cevabı belli işler olmasını daha çok tercih ederim. The Unlikely Murderer da bu ikisinin ortası gibi bir şey oldu, bu sayede işimi gördü.

Her ne kadar karakter profilleri aman aman ilgi çekici olmasa da olayı fena işlemediler. 5 bölüm sürdüğü için fazla uzamaması da avantajdı. Teknolojinin seviyesinin o dönem daha farklı olduğunu tabii ki es geçmiyorum ama ekip üzerinden değerlendirince ister istemez “Faili meçhul kalmayabilirmiş,” diye düşündüğüm de oldu. Dizinin bölümlerinde direkt olarak parmakla gösterme yapmıyorlar ama ikilemde bırakıyorlar ve bence “şüphelendirme” konusunda başarılılar. İddialı bir şekilde “Demek ki bu yaptı,” seviyesine çıkmamayı bilerek tercih etsem de “Yapmamıştır,” zaten diyemedim.

Ortada (günümüzdeki açıklamalara rağmen) kesin bir yargı olmadığı için neden-sonuç yolunda elbet eksikleri var ama konuyu çeşitli açılardan ele aldığını da göz önünde bulundurursak pek sorun değil bana kalırsa. Konusu ilgisini çekenler için alternatif bir dizi olabilir.

Bonus: Netflix, dizide olayların çarpıtıldığı gerekçesiyle dava edildi.