The Woods (W Głębi Lasu) – Tanıtım
3 yorum pirate 16 Haziran 2020 08:19
Netflix’in Polonya yapımı yeni dizisi The Woods (W Głębi Lasu), 12 Haziran 2020 tarihinde izleyiciyle buluştu.
Safe ve The Stranger‘ın ardından Netflix, yeni bir Harlan Coben romanı uyarlaması diziyi bizlerle buluşturdu. İlk 2 dizinin aksine bu kez İngiltere yapımı değil Polonya yapımı bir dizi oldu.
Aynı isimli romandan uyarlanan dizinin senaryosu Agata Malesinska ve Wojciech Miloszewski tarafından kaleme alınmış. Yönetmenliğini Leszek Dawid ve Bartosz Konopka üstlenmiş. Yapımcı kadrosunda ise Andrzej Muszynski, Stephen Christy, Jeffrey Fierson, Brad Peyton, Ross Richie, Michael Yebba ve Emilio Mauro gibi isimler yer alıyor.
6 bölümden oluşan dizinin bölüm süreleri ise 47-55 dakika aralığında değişiyor.
KONU
Dizinin hikayesi, 2 farklı zaman diliminde geçiyor. 1994 yılının Ağustos ayındayız. Ormanlık bir alanda, lise öğrencilerinden oluşan bir grubun yaz kampında başlıyor her şey. Kampın son gecesi ve gençler eğleniyorlar. O eğlenceli gecenin sabahına ise büyük bir trajediyle uyanılıyor. Liseli gençlerden bir tanesi ormanda çırılçıplak vaziyette ölü bulunuyor. 3 tanesi de kayıp durumda.
Hikayenin diğer kanadı da 2019 yılında geçiyor. Aradan geçen 25 yıllık süreçte bulunamayan ve ölü oldukları kabul edilen 2 kayıp gençten biri 2019 yılında cinayete kurban gidiyor. Farklı bir kimlikle ölü bulunan kişiyi tespit etmek de kamptan bir arkadaşına düşüyor.
Bir yandan “1994’te ve 2019’daki cinayetlerin arkasında yatan gerçekler neler?” sorusunun cevabını ararken bir yandan da karakterleri tanımaya başlıyoruz. Gizem, gerilim ve suç draması ögelerini harmanlayan The Woods’un hikayesi, sizi içine içine çekmeye başlıyor.
KARAKTERLER VE OYUNCULAR
2019 yılında izlediğimiz yetişkin Paweł Kopiński karakterine Grzegorz Damiecki hayat veriyor.
Pawel, Polonya’nın başkenti Varşova’da savcılık yapıyor. Şu sıralarda da bir tecavüz davasına bakıyor. 1 kız çocuğu var. Çocuğunun annesi ise vefat etmiş.
Pawel, kamp döneminden eski arkadaşının cesedini teşhis edince kayıp olan diğer kişinin hala yaşıyor olabileceğini düşünmeye ve yürütülen cinayet soruşturmasıyla yakından ilgilenmeye başlıyor. Yıllar boyunca gömdüğü duygular ise yeniden ortaya çıkmaya başlıyor çok geçmeden.
1994 yılında izlediğimiz genç Paweł Kopiński karakterini Hubert Milkowski canlandırıyor.
Pawel, dışa dönük, sosyal bir genç. Annesi kampın doktoru. O da kampın kontrolörü gibi bir şey. Bir yandan ona verilen görevi yapmaya çalışıyor, bir yandan da arkadaşlarıyla takılmayı ihmal etmiyor. Trajik olayın yaşandığı gece Laura ile ormandan bir takım sesler duyuyorlar. Laura hemen kampa dönüyor ama geride kalan Pawel kısmında neler yaşandığını bilmiyoruz.
2019 yılında izlediğimiz yetişkin Laura Goldsztajn karakterine Agnieszka Grochowska hayat veriyor.
Laura, bir üniversitenin edebiyat fakültesinde profesörlük yapıyor.
1994 yılında izlediğimiz genç Laura Goldsztajn karakterini ise Wiktoria Filus canlandırıyor.
Laura’nın babası kampın sorumlusu ve gençlerin okuduğu lisenin müdürü konumunda. Laura, yazı Pawel ile flört halinde geçiriyor. Babasının da Pawel’in annesiyle flört ettiği seziliyor. Yahudi bir aileye mensup karakterimiz.
*Ultraviolet dizisinden tanıdığımız Magdalena Czerwinska‘yı Pawel’in rahmetli eşinin kız kardeşi rolünde izliyoruz. Pawel’e yeğenini büyütmesinde yardımcı oluyor.
*Adam Ferency, 1994 yılındaki davaya bakan dedektif rolünde karşımıza çıkıyor.
*Arkadiusz Jakubik‘i ise 2019 yılındaki davaya bakan dedektif rolünde izliyoruz.
*Adam Wietrzynski, Pawel’in kamp dönemindeki yakın arkadaşı Artur Perkowski karakterine hayat veriyor.
*Martyna Byczkowska, Pawel’in kız kardeşi Kamila karakterini canlandırıyor 1994 yılında geçen sahnelerde.
*Kadroda ayrıca Jacek Koman, Piotr Glowacki, Wiktor Debski, Pawel Gabor, Przemyslaw Bluszcz, Marcin Lipski, Elzbieta Nagel, Izabela Dabrowska, Adam Ferency, Jakub Gola, Kinga Jasik, Cezary Pazura, Ewa Skibinska ve Dorota Kolak gibi isimler yer alıyor.
YAZARIN NOTU
Dizinin ilk iki bölümünü izlemiş bulunuyorum. Şu ana kadarki süreçte epey akıcı ve sürükleyici bir şekilde ilerlediğini söyleyebilirim. Hikaye içine içine çekiyor ve merak duygusu uyandırıyor. Karakterler de gayet iyi. Bu ayarda devam ettiği sürece sıkıntı yok benim açımdan.
yorumlar
Çok kötüydü hikayeyi bağlayış şekilleri. Bu berbat finalden sonra açın ve izleyin diyemiyorum açıkçası.
Hadi burada sınıfta kaldınız; bari puşt gazetecinin oğlunun davasını düzgün bağlayın di mi? Pawel baldızının suçunu üstlendi, savcılıktan istifa etti falan derken orada da sınıfta kaldılar.
The Stranger’ı çok başarılı bulmuştum. Safe ise iyi başlayıp devamını getirememişti tıpkı The Woods gibi. Bir sonraki Harlan Coben uyarlaması dizi The Stanger seviyesinde olur umarım.
1×06 (Final) üzerine:
Hikayenin kapanış şeklini pek de sevmedim. The Stranger, pembe dizi gibi bir ilerleyişi olmasına rağmen bundan daha doluydu. Hatta Safe de bence daha başarılı kaldı.
Neyse ki 6 bölümdü de fazla uzamadı. Harlan Coben uyarlaması lazımsa diğer ikisi veya The Five daha mantıklı seçenekler.