
Into the Night – Tanıtım
14 yorum pirate 03 Mayıs 2020 08:04

Netflix, 1 Mayıs 2020 tarihinde izleyicilerini yeni bir diziyle buluşturdu: Into the Night
Polonyalı yazar Jacek Dukaj‘ın 2015 yılında yayımlanan The Old Axolotl isimli romanından esinlenilerek kaleme alınmış dizinin hikayesi. Hakan: Muhafız, Atiye, Sintonia ve Jinn gibi Netflix’in son dönemde farklı ülkelerde çektiği dizilerde yapımcılık yapmış olan Jason George, dizinin yaratıcısı konumunda. Inti Calfat ve Dirk Verheye, dizinin yönetmenliğini üstlenmişler. George ve Dukaj’a yapımcı koltuğunda D.J. Talbot ve Tomasz Baginski gibi isimler eşlik etmiş.
Netflix’in Belçika yapımı ilk orijinal dizisi olma özelliği taşıyan Into the Night‘ın dili Felemenkçe. Sezon içerisinde İngilizce, Fransızca, Rusça, İtalyanca ve Arapça gibi birçok dilde cümleler de duymak mümkün elbette.
Into the Night, gizem, gerilim, aksiyon ve bilim kurgu türlerini harmanlayan bir drama dizisi. İlk sezonu 6 bölümden oluşmakta ve 2. sezonunun olup olmayacağı henüz belli değil. İlk sezonun ucu açık bitti bu arada. Dizinin bölüm süreleri ise 35-40 dakika aralığında değişmekte.
KONU
Bir Türk, Bir İtalyan, Bir Polonyalı ve bir Belçikalı… Yok yok, bu bir fıkra girişi değil. Birçok ulustan oyuncu ve karakterin olduğu bir hikayenin içine doğru yol alıyoruz.
Belçika’da Brüksel Havaalanı’ndayız. Brüksel’den Moskova’ya uçacak olan bir uçağın yolculuk öncesi son hazırlıkları yapılmakta. Birinci sınıfta uçacak olan bir grup yolcu ilk olarak uçağa binmeye başlıyorlar. Uçağın kalkmasına biraz daha vakit var ve uçağın geri kalanı boş durumda. Tam da bu anda silahlı ve askeri üniformalı bir adam uçağa biniyor ve içindeki bir grup yolcuyla beraber uçağı kaçırıyor.
Ortada küresel bir sorun var ama karakterlerimizin bitmek bilmeyen iç mücadeleleri daha büyük bir sorun açıkçası.
İlk bölümden ispiyon (spoiler) yemek istemeyenler için bu kadar bilgi yeter. İlk bölüm devam ederken öğrendiğimiz asıl konuyu merak edenler ise aşağıdaki ispiyon kısmını tıklayabilirler.
Dünya genelini etkileyen ve kıyameti getirecek olan bir tehlikeyle karşı karşıyayız. Güneşin doğduğu coğrafyalarda yaşayan herkesin yaşamını yitirdiği, şakası olmayan bir tehlike. Hayatta kalmanın tek yolu gün doğumundan uzak durmak ve geceye doğru yol almak. Dizimizin ismi de buradan geliyor. Brüksel’de güneşin doğmasına yaklaşık 2 saatlik bir süre var. Uçağı kaçıran askerin amacı da bir an önce batıya doğru yol alıp gecede kalmak ve güneşten uzaklaşmak.
KARAKTERLER VE OYUNCULAR
*Sylvie: Belçikalı. Hayatının aşkı kısa bir süre önce vefat etmiş olan yaslı bir kadın. Eski bir ordu mensubu kendisi. Hava kuvvetlerinde helikopter pilotu olarak görev yapmış. Birinci pilot uçakta olmadığı için ikinci pilota yardımcı pilotluk yapmak zorunda kalıyor. Soğukkanlı bir yapısı var.
Karaktere Belçikalı aktris Pauline Etienne hayat veriyor.
*Mathieu: Uçağın 2. pilotuyken birinci pilot olmak zorunda kalan kişi.
Karakteri Zone Blanche ve Les Revenants gibi dizilerden hatırlanabilecek Laurent Capelluto canlandırıyor.
*Terenzio: Uçağı kaçıran kişi. NATO’da görev yapan İtalyan bir asker. Sinirlerine hakim olamayan, şiddet yanlısı, biraz ırkçı, insanlara davranış şeklinde ciddi sıkıntılar olan bir tip.
Karaktere İtalyan aktör Stefano Cassetti hayat veriyor.
*Ayaz: Şık giyimli, gizemli bir Türk yolcu. Girişken bir tip.
Karakteri Hakan: Muhafız ve Muhteşem Yüzyıl: Kösem dizilerinden tanıdığımız Almanya doğumlu Türk aktör Mehmet Kurtuluş canlandırıyor.
*Rik: Aptalca bir hayalin peşinden koşmak üzere Moskova’ya gitmeye niyetlenen, kendisini iyi bir Hristiyan olarak tanımlayan, ırkçı tavırlar sergileyen, biraz saftirik bir tip.
Rik karakterinde Jan Bijvoet‘i izliyoruz.
*Jakub: Bir görev için Moskova’ya gitmeye hazırlanan ve uçuş firması için çalışan bir mühendis.
Jaub karakterinde Polonyalı aktör Ksawery Szlenkier karşımıza çıkıyor.
*Ines: Belçikalı bir genç kız. Bir sosyal medya fenomeni. Bir etkinlik için Moskova’ya gitmeyi planlıyormuş.
Karakteri Alba Gaïa Bellugi canlandırıyor.
*Zara: Belçika’da yaşayan, hasta oğlunun tedavisi için Moskova’ya gitmeye hazırlanan Rus bir kadın.
Karaktere Regina Bikkinina hayat veriyor.
*Horst: Bir bilim adamı.
Karakteri Vincent Londez canlandırıyor.
*Osman: Faslı. Uçak havalanmadan önce uçağı temizlemeye çalışan bir temizlik görevlisi. Sessiz sakin, kendi halinde bir adam.
Osman karakterinde Nabil Mallat‘ı izliyoruz.
*Kadroda ayrıca Babetida Sadjo ve Astrid Whettnall gibi isimler yer alıyor. Sadjo, hafif bir tıp bilgisi olan Laura isimli bir kadını canladırıyor. Whettnall’ı ise uçağın hosteslerinden Gabrielle rolünde izliyoruz.
YAZARIN NOTU
Bölüm sayısının ve sürelerinin az olmasının da etkisiyle tek oturuşta izleyip bitirdiğim bir dizi oldu Into the Night. Karakterler fena değildi, hikayenin çıkış noktası ilgi çekiciydi falan ama uygulamada bir takım sıkıntılar vardı bana göre. Uçakta da olsalar ekibin güneşe yakalanmıyor oluşunun mantıklı bir açıklaması yoktu bence. Sürekli olarak batıya doğru yol almadılar sonuçta. Bir süre sonra doğuya da yol aldılar ve güneşin etkileyip hayatı bitirdiği yerlere geri döndüler. Bu geri dönüşler sırasında gündüz ile karşılaşmamış olmaları yadsınamaz bir bilimsel gerçeği yok saymak gibi bir şey olmuş.
Çok ciddiye almadan izlenmesi gereken bir dizi bence yukarıda belirttiğim nedenden ötürü Into the Night. Lakin yine de benzer bir türdeki başka bir Netflix dizisi The Rain’den daha ilgi çekici olduğu bir gerçek. Tüm eksilerine rağmen yeni sezon onayı almasını isterim.
yorumlar
Diziyle ilgili ilk yorumları şu yazının altında bulabilirsiniz.
@abidin77 hem şu yorumunla dikkatimi çektiğin hem de diğer yardımın için teşekkür ederim. Dua aldın valla.
…ve evet:
@dkamoy
İlk 3 bölüm, dolayısıyla yarısı bitti.
İşin bilim kısmını unutmak gerektiğini çok söyleyen olduğu için ben de boşvermiş durumdayım. Misal pek de anlamam ama 3. bölümde kesin mekanik veya dinamik anlamda akla yatmayan şeyler olmuştur.
Mehmet Kurtuluş yer aldığı sahnelere ayrı bir karizma katıyor.
Bilimsel noktalara çok takılıp hata aranmadığı takdirde çok sağlam tempoya sahip, akıcı ve her şeyi dozunda olan bir dizi olmuş. Müzikleri de tempoyu güzel tamamlıyor.
İlk kez bir Türk karakterin bu kadar gerçekçi resmedildiğine şahit oldum. Bir Belçika dizisinin, kendi Netflix dizilerimizdeki Türk karakterlerinden çok daha doğru bir şekilde Türk bir karakteri yansıtması da son derece ironik.
Yalnız son bölümde, Ayaz resmen kör topal sığınağa ulaşmayaama oradaki iki erkek karakterden biri de “Ver abi çocuğu, sen yaralısın; ben taşıyayım” demiyor!… Bırakın bilimi filan, benim en çok takıldığım nokta buydu tüm sezonda
Yüksek ihtimal alır 2.sezon onayı.
Bilimsel noktalara çok takılıp hata aranmadığı takdirde çok sağlam tempoya sahip, akıcı ve her şeyi dozunda olan bir dizi olmuş. Müzikleri de tempoyu güzel tamamlıyor.
İlk kez bir Türk karakterin bu kadar gerçekçi resmedildiğine şahit oldum. Bir Belçika dizisinin, kendi Netflix dizilerimizdeki Türk karakterlerinden çok daha doğru bir şekilde Türk bir karakteri yansıtması da son derece ironik.
Yalnız son bölümde, Ayaz resmen kör topal sığınağa ulaşmaya çalışırken oradaki iki erkek karakterden biri de “Ver abi çocuğu, sen yaralısın; ben taşıyayım” demiyor!… Bırakın bilimi filan, benim en çok takıldığım nokta buydu tüm sezonda
Yüksek ihtimal alır 2.sezon onayı.
Gelelim bir havacı olarak benim de bolca hade len dediğim hatalara..
dikkat !! ağır spoiler içerir.
– pushback olmadan uçağın park yerinden geri geri çıkması mümkün değil. motor çalışırken reverse power ile uçağın geri gidebileceği söylenir. uygulamada yapanı görmedim ancak arkadaki trafiği görmeden bunu da denemez hiç kimse. ayrıca uçak hareket ederken motorlar çalışır durumda değil, bu net şekilde belli oluyor.
– uçaklarda 3 tane anteni ve sistemi birbirinden bağımsız olmak üzere vhf olarak adlandırılan telsizle haberleşme sistemi vardır. tek bir hareketle üçünü de bozmanız imkansız.
– telsiz sistemine hasar veren kurşun, uçağın gövdesinde de delik açmalı. bu da uçağın basınçlandırmasında büyük sorun çıkartır. dolayısıyla yüksekten uçamaz uçak. kurşunun isabet ettiği yer, burun iniş takımı hizasında. kesip girdikleri aviyonik kompartımanla arası 4-5 metre civarı. fizik kurallarına aykırı kurşunun oraya hasar vermesi.
– iniş takımına saklanan silahlı adam tam bir komedi. uçağa koşarak yetişmesi iniş takım yuvasına saklanması, uçağa arkadan ateş edilmesine rağmen yan yolcu camının hasar görmesi bir başka hata.
– uçağın aviyonik kompartımanı o kadar geniş değil ve kabinden rastgele keserek inmek mümkün değil. kompartımandaki bilgisayarlar da eski ve bu uçağa ait değil. ayrıca kablo tamir ederek kurşunun verdiği hasarı gidermeye çalışmak da olmamış.
– uçağın aviyonik kompartımanından ön kargoya geçmek mantıklı ancak öyle kesilecek bir boşluk yok gerçeğinde.
– ön kargonun taban panelini keserek iniş takımına ulaşamazsınız. çünkü ön kargo arka duvarında kalır iniş takım yuvası ancak oradan da ulaşılması mümkün değil. çünkü arada center tank denilen yakıt tankı vardır.ayrıca iniş takımı basınçlı bölge dışındadır. orayı keserseniz uçak babayı yer.
– iniş takım yuvasında ısıtma ve basınçlandırma sistemi yoktur. yaşamaya müsait değildir. dışarıda kanadın üstünde gitmekle bir farkı yok. sırtımı dayayıp ohh mis gibi ısınırım diye bir dünya yok yani.
– apu yangın ikazı için fire loop denilen içi gazla dolu ince borular vardır. sıcaklık artışı gazı genleştirir direnç değişimi ölçülerek yangın tespit edilmiş olur ve kokpitte görünen o ikaz yanar. ancak bu uçağın götünde yani apu kompartımanı içindedir. adamın saklandığı yerde değil. elle ikaz verdirebilmesine değinmiyorum bile.
– yakıt ikmali için yaptıkları ilk inişte kapıdaki şişen kaydırak yani slide’ı kullanmışlardı. devam etmek için o patlayan slide’ı sökmeleri gerek. diğer inişlerde merdiven yanaşmış bu kısım doğru çünkü patlayan slide tekrar kullanılamaz ancak uçaktan inmeleri için merdiveni kim yanaştırıyor dışarıdan o kısım eksik. aviyonik kompartımanından aşağı atlayıp merdiven getirmişler olarak varsayıyorum.
Kaynak : https://seyler.eksisozluk.com/
bu kadar popüler olduğunu görünce ve tavsiyelerle başladım bakayım dedim herkesin dediği gibi bilimsel mantıksızlık var ve bence 5.bölümdeki bir kaç olay da bana hadi canım dedirtse de dizi de mehmet kurtuluş cidden çok karizmatik ve çok iyi oynamış italyanı oynayan abimizde rik de fena değildi ekipte ama yani 7.5 lik dizi daha fazlası çıkmaz bu diziye bir de hani hafiften rain dizisine benzettim nedense ikinci sezon daha iyi olur umuduyla
Yukarıda @Talking Head’in bahsettiği şeylerle ilgili hiçbir fikrim olmadığından gayet keyifle seyrettim
Çok heyecanlı bir 6 bölümdü cidden, tansiyon düşmedi hiç. Mehmet Kurtuluş da çok iyi oynamış bu arada. (IMDb’sine bakmasam sadece “Kasırga İnsanları”ndan hatırlıyorum diyecektim ki sadece ilk sezonunu izlediğim Hakan: Muhafız’da da olduğunu gördüm/hatırladım. Diziyi nasıl hafızamdan silmek istemişsem artık…
)
epey sürükledi bizi. sevdik, FB sayfamıza koymamış mıyım ne yoksa ben bu tanıtımı! koşuyorum.
Bitti.
İşin bilim kısmını unutunca rahat izlendi. 6 bölüm olduğundan çabuk da oldu. Aklıma The Rain geldi hatta. Mehmet Kurtuluş kesinlikle en iyisiydi. Her bölümü bir karaktere ayırmaları da renk kattı denebilir.
İkinci sezona yaptıkları yolla olur şimdilik. Onay alırsa bakarız.
Breaking olan News:
Kıvanç Tatlıtuğ’un Netflix dizisi bunun spin-offuymuş meğerse. Uçak oldu size/bize denizaltı bu sefer. Yönetmenler belli olmuş. Ocak sonu çekim. 8 bölüm.
Sorma ya, acayip hayal kırıklığı oldu ‘aynı tema’ olması. Ben denizaltında daha gizemli işlerle mücadele edilecek diye beklerken iş yine güneşten kaçmaya döndü.Neyse artık, bakalım…