Wanted: Yanlış Zaman, Yanlış Mekan – Tanıtım
9 yorum pirate 20 Ocak 2019 08:33
Avustralya yapımı Wanted‘ın tanıtımıyla sizlerleyiz bugün.
Avustralya’nın Seven Network kanalının orijinal dizisi olan ve Netflix‘in dünya geneli yayın haklarını elinde bulundurduğu Wanted, 3 sezonu geride bırakmış durumda. Ekran macerası 9 Şubat 2016 tarihinde başlayan suç dramasının 3. sezonu 29 Ekim 2018 tarihinde sona erdi. Dizinin yayınlanan 3 sezonu da altışar bölümden oluşuyor. 4. sezonunun olup olmayacağı ise henüz belli değil.
2017 yılında Uluslararası Emmy Ödülleri’nde “En İyi Drama” dalında aday gösterilen Wanted’ın yaratıcıları, Richard Bell ile dizinin aynı zamanda başrol oyuncusu olan Rebecca Gibney ikilisi. Wentworth ve Bite Club’ın yazarlarından John Ridley ile Timothy Hobart ise bu ikiliye yazar masasında eşlik ediyor. Yönetmen koltuğunda Peter Templeman, Jennifer Leacey ve Robert Sarkies gibi isimler oturuyor. Yapımcı kadrosunda ise Bell ve Gibney’ye ek olarak Glitch ve The Slap’in yapımcılarından Tony Ayres dışında Julie McGauran, Amanda Higgs ve Chris Oliver-Taylor gibi isimler bulunuyor.
Dizinin bölüm süreleri ise 43-47 dakika arasında değişiyor.
KONU
Hikayenin merkezinde yanlış zamanda yanlış mekanda bulunan iki kadın bulunuyor. Bir akşam vakti iş çıkışında evlerine gitmek üzere otobüs bekleyen biri 29 yaşında, diğeri 50 yaşlarında iki kendi halinde kadın o akşam olacaklardan habersiz bir şekilde kafalarının içinde kendi dertleriyle boğuşur vaziyette sessiz sedasız dikilirlerken bir anda büyük bir aksiyonun içinde buluyorlar kendilerini.
Durağa doğru bir otomobil yanaşıyor içindeki yaralı şoförüyle birlikte. Kadınlar bu yaralıya yardım etmenin telaşı içine düşmüşken durağa bir araba daha yanaşıyor. 2 kar maskeli adamın bulunduğu söz konusu araçtan silahlı bir adam iniyor ve yaralı adamı öldürüyor. Cinayete şahit olan bu iki kadını da öldürmeye yeltenince bir boğuşma yaşanıyor ve silah bir kez daha patlıyor. Bu kez ölen kişi söz konusu iki maskeli adamdan biri oluyor. Hayatta kalan diğer adam da aynı gecede aynı yerde yaşanan bu ölümlerin ardından kadınları da oracıkta öldürmek istemiyor ve onları peşinde oldukları arabanın bagajına atıp oradan uzaklaşıyor. Elbette olay bu kadar basit değil.
Söz konusu maskeli adamlar kirli işler çeviren iki polis çıkıyor ve ortada bir büyük çanta dolusu kirli para mevcut. Ölenler bir uyuşturucu baronunun yeğeni ve bir polis olunca söz konusu olay ülke genelinde büyük bir habere dönüşüyor. An itibarıyla ortalıkta olmayan söz konusu iki bahtsız kadın söz konusu cinayetlerin baş şüphelisi haline geliyorlar. Dizinin ismi de buradan geliyor: “Aranıyor”. Peşlerinde cinayetleri çözmeye çalışan polisler dışında, işin arkasındaki kirli polisler, bu kirli polislerin işbirliği halinde olduğu kişilerce tutulan bir iz sürücü ve saklanmaya çalışılan geçmişten gelen intikama aç bir hayalet de mevcut. Bakalım bu kaçma-kovalama oyunu ne kadar sürecek ve bu oyunu kim/kimler kazanacak?
KARAKTERLER VE OYUNCULAR
Birbirine zıt karakterlere sahip söz konusu iki kadından Lola Buckley karakterine Rebecca Gibney hayat veriyor. Chelsea Babbage karakterinde ise Geraldine Hakewill‘i izliyoruz.
Lola; 29 yaşında, muhasebecilik yapan bir kadın. Çizgi roman ve bilgisayar oyunu hastası olan sevgilisi ile beraber yaşıyor. Sevgilisi onu onun önemsediği kadar önemsemiyor. İşte de sıkıntılı bir durumun içerisinde şu sıralar. Dolayısıyla çok tıkırında bir hayatı olduğu söylenemez. Naif, kırılgan, duygusal, kibar, evhamlı ve tatlı biri. Aksiyon dolu bir hayata uygun bir karakter değil kısaca.
Chelsea ise Lola’ya oranla çok daha soğukkanlı bir kadın. Bir süpermarkette kasiyer olarak çalıştığı, yalnız yaşadığı, pek de mutlu olmadığı bir hayatı var onun da. Kimseye bahsetmediği ve şu an yanında olmayan bir oğlu ve gizemli bir geçmişi var ayrıca. Olaylara pratik çözümler bulabilen, hızlı bir şekilde karar vermeye çalışan, içine düştükleri bu yeni hayat stili konusunda pek de deneyimsiz gözükmeyen biri Chelsea.
Başrol ikili dışında karşımıza çıkan diğer birkaç karakter ise şunlar:
-Cinayet davasını araştıran, istekli ve yetenekli bir dedektif olan Josh Levine karakterinde Stephen Peacocke‘u izliyoruz. İyi polislerden Josh.
-Cinayet davasına bakan birimin amiri olan Ray Stanton karakterinde Nicholas Bell karşımıza çıkıyor. Kirli polislerden biri konumunda Ray.
-Lola ve Chelsea’yi bulması için görevlendirilen çok iyi bir iz sürücü ve soğukkanlı bir katil olan Boke karakterine Mirko Grillini hayat veriyor.
-Lola’nın oğlu David rolünde Charles Cottier, eski bir tanıdığı Donna rolünde ise Robyn Malcolm karşımıza çıkıyor.
Kadroda ayrıca Anthony Phelan, Kate Box, Michael Whalley, Paul Gleeson, Kerry Fox, Todd Levi, Dean O’Gorman, Veronica Neave, Peter Feeney gibi isimler yer alıyor.
YAZARIN NOTU
Henüz 3 bölümünü izledim dizinin. Aman aman yardırdığını söyleyemem. Beklentinizi düşük tuttuğunuz takdirde izlenebilecek bir dizi konumunda. Chelsea karakteri ve ortama uyumsuzluğu diziyi taşıyan şey an itibarıyla. Chelsea ve Lola arasındaki zıt karakterler ilişkisi fena yansıtılmıyor. Yol alışını epey abartılı bulsam da Boke karakteri de renk kattı şu ana kadar diziye.
Bu tarz bir hikayenin 3 sezona iyi yayılıp yayılamayacağı ile ilgili şüphelerim var. Belki de farklı bir türe doğru evrilmiştir ilerleyen süreçte; bilemiyorum. İzleyip göreceğim artık. Benim diziyle ilgili söyleyeceklerim şimdilik bu kadar. İzledikçe bu tanıtım yazısının altında konuşmaya devam ederim zaten.
İzlemeye niyeti olanlara iyi seyirler dilerim.
yorumlar
4. bölüm sıkıcı geçmişti. 5’in ilk yarısı da pek sarmadı. 2. yarısı fena değildi ama.
S01E06 (Sezon Finali)
Meh!
Sezonu o ilk 3 bölümdeki tatta devam ettirmelilerdi bana göre. Buluşmalar ve yüzleşmeler çok erken gerçekleşti. 6. bölüme kadar o ilk 3 bölümdeki eğlenceli formatta yol hikayesi modunda devam edilmeli ve diğer her şey sezon finaline bırakılmalıydı bana göre. Tempo da bu kadar düşmemiş olurdu böylece.
S02E01
Bangkok manzaraları sağ olsun fena değildi işte. İlk sezonun son 3 bölümüne oranla daha izlenesiydi en azından.
S02E06 (Sezon Finali)
Güzel bir sezon finali olmuş. Ucu açık bitmiş. 3. sezon onayı almasaymış yazık olurmuş.
İlk sezona oranla daha derli toplu bir sezon olmuş bana göre. Bir tek 4. bölümü pek beğenmedim işte. Onun dışında güzel bir sezon oldu. İkilimizi izlemesi yine keyifliydi. Will karakterinde Dean O’Gorman’ın sezona pozitif katkısı da büyük oldu.
S03E02
Hiç fena başlamadık yeni sezona da. Bite Club’dan Marny Kennedy’i görmek güzeldi bu bölüm ayrıca. Bu arada Bite Club’a nasıl hala 2. sezon onayı çıkmaz ya?
S03E04
Bu son dakkalar kabak tadı verdi artık yeter ama ya!
S03E05
3. ve 4. bölümler pek sarmamıştı ama bu bölüm keyifliydi cidden.
Son sahne: Cidden mi?
Bu dizi şu flashback işini hiç beceremiyor bu arada. Flashback ne işe yarar, nasıl ilgi çekici bir şekilde kullanılır bihaber bunlar bence.
S03E06 (Sezon Finali)
Gayet güzel bir sezon kapanışı olmuş. Ucu da kapalı bitmiş. Buradan devam ederler mi bilemedim ama isterlerse her türlü ederler elbette. Ama ola ki iptal olursa bu haliyle gönül rahatlığıyla izlenebilir.
Sezon içerisinde inişler ve çıkışlar yaşasa da ve bazen sıksa da sevdim ben bu diziyi. Ana karakter ikilisinin yeni maceralarını da izlemeye devam etmek isterim açıkçası. En azından 1 sezon daha fena olmaz hani. Başka bir ülkeye daha gidelim ama bu sefer. Hindistan mesela? Ya da Japonya? Ya da Şili olabilir.
Fena bi iş değildi güzel bir uyumları vardı çok çok güzel olmasa da seyredilebilir bir diziydi acaba iptal ya da final mi yaptılar bu haliyle