You – Tanıtım
260 yorum pirate 12 Eylül 2018 08:27
9 Eylül 2018 tarihinde Lifetime’da yeni bir drama başladı: You.
Caroline Kepnes‘in en çok satanlar arasına giren 2015 yılı basımı aynı isimli kitabından uyarlanan dizinin yaratıcıları Greg Berlanti ve Sera Gamble. Kepnes de senarist olarak dizinin mutfağında yer alıyor. Yapımcı koltuğunda Berlanti ve Gamble’a Marcos Siega, April Blair, Gina Girolamo, Lee Toland Krieger, Leslie Morgenstein ve Sarah Schechter gibi isimler eşlik ediyor.
İlk sezonu 10 bölümden oluşacak olan You‘nun 2. sezon onayı da mevcut. Dizinin 2. sezonu yazarın 2016 yılı basımı Hidden Bodies isimli kitabından uyarlanacak.
You‘nun yayınlanan ilk bölümü 48 dakika uzunluğunda. Devam bölümleri muhtemelen 40-45 dakika aralığında olacaktır.
KONU
Joe Goldberg, New York’ta bir kitapçıda çalışan genç bir adamdır. Bir gün bu kitapçıya gözlerini üzerinden alamadığı bir ziyaretçi gelir. Joe bu güzel müşterisine aradığı kitabı bulmasında yardımcı olur. Bu esnada karşılıklı flörtleşirler ve kız yoluna gider. Buraya kadarı romantik bir tanışma hikayesi. Peki, ya bundan sonrası?
Joe, adını soyadını öğrendiği bu güzel kızı internette araştırır ve kızın sosyal medya hesaplarının da yardımıyla kolayca bulur. Peki, Joe’nun bundan sonraki hamleleri neler olacaktır? Onu da biz söylemeyelim. İzleyin ve görün.
KARAKTERLER VE OYUNCULAR
=Joe Goldberg=
Söz konusu kitapçı gencimiz. Onunkisi ilk görüşte aşk mı yoksa ilk görüşte takıntı mı? Guinevere’i gördüğü ilk andan itibaren onu hayatının merkezi haline getiriyor. Yalnız bir tip. En yakın arkadaşı karşı komşusunun 11-12 yaşlarındaki oğlu. Kendisine de ondan biraz büyükken çalıştığı kitapçının sahibi tarafından kol kanat gerilmiş. Kitapları seviyor, onlara değer veriyor.
İnsan davranışları üzerine kafa yoran, gözlemlemeyi seven ve çözümlemeye çalışan bir yapısı var. Oldukça zeki, gizemli, karizmatik, kendini çabucak sevdirebilme yetisi ve karanlık da bir tarafı olan romantik bir genç adam Joe.
Karaktere Gossip Girl dizisinden tanıdığımız Penn Badgley hayat veriyor.
=Guinevere Beck=
Joe’nun kitapçıda tanıştığı güzel kızımız. Üniversitede bir profesöre asistanlık yapıyor. Başarılı bir yazar olmak gibi bir hayali var. Büyük bir geliri olmasa da büyük harcamalar yapmayı ve zengin arkadaşları ile takılmayı seviyor. Sosyal medyada her yaptığı şeyi, her gittiği yeri paylaşan tiplerden. Olduğu gibi görünmek yerine görünmek istediği gibi görünmeyi tercih eden biri. Benji (Lou Taylor Pucci) isimli kendisine pek değer vermeyen, baba parası ile sağa sola yatırım yapan, kendini beğenmiş bir adamla birlikte. Öz saygısı biraz düşük bir tip Guinevere. Ayrıca alımlı, seksi, sevecen ve kibar bir genç kadın.
Karakteri Dead of Summer ve Once Upon a Time dizilerinden hatırlanabilecek Elizabeth Lail canlandırıyor.
Guinevere’in en yakın arkadaşı Peach rolünde Pretty Little Liars dizisinden tanıdığımız Shay Mitchell‘i izleme fırsatı yakalıyoruz.
Joe’nun 11-12 yaşlarındaki küçük dostu Paco rolünde ise Luca Padovan karşımıza çıkıyor. Paco da Joe gibi kitapları çok seviyor ve buradan bir bağ yakalıyorlar. Annesi ve sevgilisinin şiddetli hayatından etkileniyor ve daha çok merdivenlerde kitap okurken görüyoruz onu.
Paco’nun annesinin sorunlu erkek arkadaşı Ron rolünde Beverly Hills, 90210 ve Dirty Sexy Money dizilerinden anımsanabilecek Daniel Cosgrove karşımıza çıkıyor. Guinevere’in diğer yakın arkadaşlarından Annika rolünde Kathryn Gallagher‘ı, Lynn rolünde ise Nicole Kang‘i izliyoruz. Joe ile kitapçıda beraber çalışan Ron rolünde Zach Cherry karşımıza çıkıyor. Profesör Paul Leahy karakterine ise Reg Rogers hayat veriyor.
İlerleyen bölümlerde Guinevere’in terapisti Dr. Nicky rolünde John Stamos ve kuvvetle muhtemel Paco’nun annesi Claudia rolünde ise Victoria Cartagena da kadroya dahil olacak.
DİZİYLE İLGİLİ KÜÇÜK BİLGİLER VE GÖRÜŞ
*You, romantizm soslu bir psikolojik gerilim dizisi olarak tanımlanabilir.
*Hikayeyi Penn Badgley‘nin karakteri Joe’nun karizmatik sesinden dinliyoruz ağırlıklı olarak. Joe arka planda kulağımıza bir şeyler fısıldıyor hep. Bu da diziye büyük bir tat katmış ve satış açısından bir adım öne çıkarmış bana göre.
*İlk bölüm çekimler ve anlatım tarzı açısından bir sinema filmi tadı verdi. Bölüm yönetmeni Lee Toland Krieger başarılı bir iş çıkarmış kesinlikle. Bölümün müzik kullanımları da oldukça başarılıydı.
*Son derece akıcı, içine içine çeken bir hikayeye sahip, karakterlerle bağ kurduran, izleyiciye sorgulama ve yargılama fırsatı veren bir drama olmuş ayrıca.
Benim diziyle ilgili söyleyeceklerim şimdilik bu kadar. İlk bölümdeki yüksek formun ilerleyen bölümlerde de devam etmesini diliyorum. İzlemeye niyeti olanlara iyi seyirler.
yorumlar
Benzer şeyler düşündüm
İyi takviye olmuş.
Bu transferle birlikte ben de başlayayım o zaman.
Her neyse bana göre izlenildiğinde keyif veren bir drama/suç olarak yerini aldı 2.sezonu sabırsızlıkla bekliyorum. 6.bölüm ve sonrası yok artık dedim tempo ise inişli çıkışlı. İç ses olayı ise harika bir durum yaratmış. Ben gossip girl hiç izlemedim ama Penn Badgley’in oyunculuğunu baya sevdim. Elizabeth Lail’ida ilk kez izledim ve olumlu oyunculuk gördüm karakteri iyi canlandırmış. Ambyr Childers bence diziye renk katmış
James Scully ve Jenna Ortega kadroda.
Bizim küçük Jane’e bak sen! Görmeyeli büyümüş baya.
Issız Adam’ın dizi versiyonu olarak başlayıp
olarak bitirmesi… ne bileyim, sanki yavan olmamış mı ya. Sen kitapçıda kasiyersin arkadaşım. Fularlı bir adamsın, naziksin.
Yalan olmasın, epey göz devirdiğim oldu ama devam edeceğim çünkü iyice saçmalayacak mı yoksa iyi bir yola mı girecek çok merak ettim.
Şunu da demeden duramayacağım
Not: Netflix’teki hali sansürlü mü, bilen var mı?
Ambyr Childers, ana karakter oyuncusu olmuş.
@aytackara muhteşem ve beklediğim bir haber ya. Biliyordum. Biliyordum.Biliyordum. Bir hatuna deri ceket postal botlar bu kadar mı çok yakışır ya kadının kendine ait freestyle özelliği var
Karakterler ve davranış şekilleri o kadar gerçek dışı ki izlemeyi çok zorlaştırıyor. Hepsi eşit derecede kötü yazılmış maalesef. Bu diziye Greg Berlanti ne kadar etki etmiş acaba. Tahminimce baya etki etmiş zira bazen gerçekten kötü bir Flash veya Arrow bölümü izliyormuşum gibi hissediyorum ve acayip canım sıkılıyor.
Elizabeth Lail de olmasa şuracıkta bırakmıştım. Cidden çok kötüymüş ya.
1×10
Bu noktaya geleceğimiz ta ikinci bölümden beri belliydi o yüzden şaşırtıcı olmadı. Karakterlerin gerçek dışı olması durumu sonuna kadar devam etti. Dizi aptalca bir hikaye anlatmasına ve boşluklarla dolu olduğu için bunu pek de becerememesine rağmen kendini çok ciddiye aldı ve bazı sahneler bu yüzden iyice komedi dizisi gibiydi. Hiç bağ kuramadım diziyle. Ama herkes beğendiğine göre herhalde benden kaynaklı bir durum bu. O yüzden izleyecek olan varsa bu yorumu çok ciddiye almasın.
@kerem Bence sen diziyi fazla ciddiye aldın.
Ben özellikle ilk bölümlerde işin takip (stalk) kısmını çok gerçekçi bulduğum için epey sardıydı. Sonrasında başrolü seviyor oluşum ve ciddiye almadıkça iyi gidiyor oluşu sayesinde sürdü gitti. Düzgün bir cw dizisi izliyorum moduyla gittim ben. Yoksa elbette bir dolu “yok artık” sahnemiz oldu.
Dün yorumu okurken ben de benzerini düşündüm.
Stalker degilim, katil de değilim ama mesela yapacak olsam eminim böyle baştan savma yapmazdim. Neyse canım. Belki de haklısınızdir.
@kerem Ben dizileri kanalına göre kategorize ederek beklentimi ayarlıyorum. Lifetime dizileri mesela genelde gayet pembe, kadın saati dizisi tadında ve benim için boş beleş işler oluyor. O yüzden bu diziye bulaşmış olmam bile büyük olay. Benim için kanalın seviyesinin çok üstünde bu dizi.
Adwin Brown (Heathers), tekrar eden bir rolle 2. sezon kadrosuna katılmış.
Guzeldi ya sezon en sonda o sahnede nolur dusundugum sey olsun dedim ve istedigim sey oldu umarim etrafindan donmezler ve bu durumu surdururler. Yeni sezondaki eklemeyi de heyecanla bekliyorum.
Robin Lord Taylor (Gotham), kadroda.
And we’re back! First table read for @YouNetflix Season 2!
Carmela Zumbado da 2. sezon kadrosunda.
Marielle Scott
Chris D’Elia
Charlie Barnett (Valor, Russian Doll, Chicago Fire), tekrar eden bir rolle 2. sezon kadrosunda.
Melanie Field & Magda Apanowicz
Poster
2. kitabı Türkçe’ye çevirmişler sonunda. “Hidden Bodies” olmuş “Biz”.
10 Ağustos’ta alabiliyormuşuz.
İkinci kitap Biz’i okuyordum bir süredir, bugün bitti. Özetle Joe, Joe’luğunu yapmaya devam ediyor desem olur. New York yerine Los Angeles’ta sadece. Victoria Pedretti’nin dizide canlandıracağı Love, Beck’ten daha farklı birisi tabii.
Takip etmesi eğlenceliydi. Yalnız Joe’nun iç sesi ekrana geldiğinden daha ağzı bozuk bir adammış. Lifetime’a gelirken filtrelendiğini düşündüğüm oldu. Bir de ilk romanı bilmiyorum ama bu roman 18+ unsurlar nedeniyle Netflix’e daha uygun sanki. Bir sürü popüler kültür referansı var romanda ve bunları olaylara yedirmelerini ayrı sevdim. Ama spoiler yediğini düşündüğü için kızan görürsem şaşırmam mesela. Diziye bunları ne derece entegre edebilirler acaba? Los Angeles ve Hollywood nedeniyle ilk sezona oranla daha fazla vardı muhtemelen. Ayrıca ilk sezonu uyarlarken değiştirdikleri bazı şeyler nedeniyle ikinci sezonu da uyarlarken tercihen değil de mecburen bazı değişiklikler yapmaları gerekecek.
Kadro haberlerine bakarsak Charlie Bennet’in canlandıracağı Milo’yu evirip Gabe yapmışlar bile mesela. Devamını da bir şekilde toparlarlar nasılsa. Yıl bitmeden dizi geri gelse bari.
Not: 3. ve 4. kitapları duyurmuşlar.
S2 Poster
Poster
Mini duyuru teaserı, Netflix Türkiye
S2 | Official Teaser
3. Sezon onayı yolda gibi.
S2 Fragman
Penn Badgley Sosyal Medyadan Gelen Soruları Yanıtlıyor
İkinci sezon ilk iki bölüm itibarıyla Joe Goldberg aynı Joe Goldberg. Böyle devam etsin.
Sezonun ilk yarısı (5) bitti. İlk sezon gibi ve tercihen güzel gidiyor denebilir. Psikopat ama izlemesi zevkli bir insan bu Joe Goldberg.
Yarın Atiye olduğu için kalan yarısını haftasonu tamamlarım herhalde.
İlk 2 bölüm itibarıyla ben de aynı fikirdeyim. neredeyse tıpa tıp aynı dönmüş. beck i özlemiyor değilim elbette ama yeni kızımızı hali hazırda seviyor olarak başlamak iyi oldu. ama yine de beck i tercih ederdim sanırım. bakalım bu sezon ne saykoluklar izleyeceğiz. ufaktan başladık bile.
İkinci bölümü ilkine göre daha çok sevdim. Özellikle kurgusunu. İlk bölümde görüp “bu sarışın elemanı gözüm bir yerden ısırıyor” derken Gotham’ın pengueni çıkması baya güldürdü. mimikler hala aynı
dexter’ı aratmayacak gibi gözüküyor.
İki arada bir derece 2 bölüm daha çıktı aradan. Hala aynı ayarda ve yeterli gidiyor bence.
İki-üç nokta belki daha iyi toplanabilirdi ama böylesi de olur.
Yarına kalmasın da bitsin istediğim için devam edip kalan 3 bölümü de izledim.
2. sezon ilkinin altında kalmadığı için teşekkürler. Joe her zamanki gibiydi, bu da güzeldi. Bu sezonun diğer öne çıkanları Forty ve Delilah oldular. Kitaba göre de daha ilgimi çekti bu ikisi.
Bu arada bence sezon kitaptan daha başarılıydı. Sezonun konusunu tamamlayıp gelecek sezona ufaktan yol yapıyorlar ayrıca. Oldu o zaman. 3. sezonda görüşürüz.
Not:
* Kalbim kırıldı benim gece gece. Aşk olsun.
* Sizi Allah kahrediversin. Ayıp ayıp.
* Bir de gözün kör olsun, hala mı?
Oldukça güzel bir bölümle başlamış. İlk sezondaki kalitesini korumuş gibi görünüyor.
Joe’nun sesini kulaklarımda hissetmeyi özlemişim valla. Rahatlatıcı ve bu dünyadan kopartıcı bir etkisi var yeminle.
Joe ile bu sezon aynı kıza gönlümüzü kaptıramayacağız gibi görünüyor. Love mı, Beth mi? Bence kesinlikle Beth!
Bizim küçük ‘Jane’ büyümüş ve tam bir afet olmuş. Bu sezon kadroya katılmasına en çok sevindiğim kişi o olacak gibi görünüyor. Joe ve Ellie’ye bolca sahne yazmaya devam etmişlerdir umarım.
Kyle XY’nin Andy’si Magda Apanowicz’i de Joe’nun annesi kontenjanından flashback sahnelerinde göreceğiz ara ara anlaşılan. Çok fazla sahnesi olmaz muhtemelen ama ara ara da olsa görmek güzel olacak onu da.
Gelelim ispiyon içinde yazmak icap eden satırlara.
Candace’i çok fazla ciddiye alamadım bu arada ben. Joe’nun ondan bu derece tırsmasını da ciddiye alamadım. Candace’ın varlığı bu sezonu aşağıya çekebilirmiş gibi bir his var içimde.
—————————————————————————————
You: (1. Sezon)
Love: (2. Sezon)
I: Aranıyor (3. Sezon)
S02E02
Güzel bölüm olmuş yine.
Dizi sektörünün son sürat düşüş yaşadığı şu son 1 yıllık süreçte atlaya atlaya ya da hızlandıra hızlandıra izlemediğim bir diziye sahip olunca acayip mutlu olmaya başladım cidden. You da bu azınlıkta kalmaya başlayan dizilerin başını çekenlerden kesinlikle. Büyük bir keyifle izliyorum her saniyesini.
*‘Goodbye, You’: Buna benim de ihtiyacım vardı cidden. Bir kere daha görmeye ve vedalaşmaya.
*Alacaklı üzerinden yürüyen hikaye gayet iyiydi.
*Bir kere Penguen oldun mu Penguen kalıyorsun işte. Uyuz edicilik baki kalıyor diğer şeyler değişse bile.
*Şu hatun konuşmaya başlayınca önemli bir şey de anlatıyor olsa ilgimi kaybediyorum. Bu tarz ‘Bitchy’ tavırlardan haz etmediğim bir gerçek. Ne söylediği, neler yaşadığı, neye hizmet ettiği, neyi neden yaptığı umrumda olmuyor işte. Sadece o irrite edici tavırlara takılıyor ve uzaklaşıyorum.
*Çok sevdiğim Chris D’Elia da teşrif etti bu bölüm. Şu tipsizi burada da görmekten hiç hoşnut değilim ama. Umarım çok fazla sahne yazmazlar ona.
Guilty pleasure olma yolunda hızla ilerliyor.
tam tahmin ettiğim ilk sezon tadında devam ediyor. 6. bölümde beklenmedik şeyler oldu, bakalım devamında neler olacak.
3. sezon olsun istemiyorum açıkçası ama olursa izleirm.
ama biraz hareket geldi en azından diziye. İlk 2 bölüm çok güzeldi ama son 2 bölümde ciddi bir düşüş yaşadı dizi. Son 15 dakikada ise form tuttu gibi yeniden. Hayırlısı olsun bakalım.
s02 e05
Bu kadın kendine pek iyi bakmıyor sanırım. Geçen sene Mozart In The Jungle’da izlemiştik, geçen sürede çok yaşlanmış geldi bana buradaki haliyle.
5. bölüm özelinde değil genel bir not: Yahu sen nasıl bir adamsın Joe? Ben bu kadar bariz iş yapıp yakayı ele vermeyen adam görmedim. Kutsal suyla vaftiz mi ettiler seni, naptılar?
S02E05
Yok aga, sevemedim ben bir türlü bu Love’ı. Joe’nun onda ne bulduğunu da anlamış değilim. Her açıdan sıradan bir tip işte.
Zayıf kalmış bu bölüm de. Tek artısı Mozart in the Jungle’dan Saffron Burrows’u görmek oldu diyebilirim.