Pure – Tanıtım
3 yorum pirate 12 Şubat 2019 08:54
Channel 4’un yeni dizisi Pure‘un tanıtımıyla sizlerleyiz bugün.
Komedi ve drama ögelerini harmanlayan ama komedisi biraz daha ağır basan Pure, 30 Ocak 2019 tarihinde Channel 4 ekranlarında izleyiciyle buluştu ve haftalık olarak yayınlanmaya devam ediyor. Ama aynı gün dizinin tüm bölümleri Channel 4’ün internet sitesi üzerinden yayınlandı ve halihazırda dizinin tüm bölümlerine ulaşmak mümkün. Dizinin ilk sezonu 6 bölümden oluşuyor. İkinci sezonu olup olmayacağı ise henüz belli değil.
Pure, bir uyarlama dizi. Rose Bretécher‘ın ilk olarak 2013 yılında makale olarak kaleme aldığı, akabinde 2015 yılında kitap haline dönüştürdüğü gerçek hayat hikayesi televizyona uyarlanmış. Hikayeyi senaryolaştıran isim ise Kirstie Swain. Ona yazar masasında Rose Cartwright eşlik etmiş. Bölümlerin yarısını Aneil Karia, diğer yarısını ise Alicia MacDonald yönetmiş. Yapımcılığını ise Roanna Benn ve Jen Kenwood üstlenmiş.
Dizinin bölüm süreleri ise 30-35 dakika uzunluğunda.
KONU
Marnie, yirmili yaşlarının ortasında, üniversiteyi bitirdikten sonra memleketine, ailesinin yanına dönmüş genç bir kadın. Mesleğini icra etmek yerine garsonluk yaparak geçimini sağlıyormuş. Ama asıl problemi bunlar değil. Marnie’nin öyle herkeste görülmeyecek bir problemi mevcut son 3672 gündür.
Peki, bu problemi ne? Marnie, gündelik hayatta karşılaştığı herkesle ilgili önüne geçemediği bir şekilde cinsel hayaller kurmakta. Bu engelleyemediği hayaller olur olmaz zamanlarda, olur olmaz yerlerde bir anda ortaya çıkıp Marnie için hayatı çekilmez hale getirmekte. Bu durumu etrafındaki kişilere çaktırmamaya çalışmak için de büyük çaba harcamakta. Son olarak ebeveynlerinin evlilik yıl dönümünde ebeveynleri için kadeh kaldırıp konuşma yapmaktayken bu hayallere annesi, babası ve en yakın arkadaşı da dahil olup söz konusu yıl dönümü partisi kafasında toplu seks partisine dönüşünce sevdiklerinin yanından uzaklaşması ve İskoçya’da küçük bir kasaba olan memleketinden çok uzakta bir yerde sorununun ne olduğunu çözmesi gerektiğini düşünür.
Soluğu apar topar Londra’da alır ve hikayemiz başlar. Yeni insanlarla tanışır, yeni arkadaşlar edinir. Bu sırada da kendisinin ne olduğunu çözmeye çalışır deneysel yöntemlerle. Eş cinsel mi? Biseksüel mi? Bir seks bağımlısı mı? Bir sapık mı? Yoksa hasta mı?
KARAKTERLER VE OYUNCULAR
Marnie (Charly Clive): Konu bölümünde kendisinden epey bir bahsettiğimiz ana kahramanımız. Londra gibi büyük bir şehirde memleketinde olduğu gibi meraklı gözler altında olmadığını, sadece gölgede yürüyen sıradan biri olduğunu, koca şehirde kendisinden başka kayıp ruhlar bulunduğunu fark etmek psikolojisine az da olsa iyi gelir. Memleketinde olduğundan daha fazla kendisi olabileceğini düşünür Londra’da. Bu hafiften de olsa gelen rahatlama bir çözüm değildir elbette. Sorununun ne olduğunu bulmak ve çözmeye başlamak zorunda olduğunun farkındadır.
Marnie, tuhaf ama tatlı bir kadın. Söz konusu sorununun da etkisiyle ekstra heyecanlı ve tedirgin bir yapısı var. Kendisini saçma durumlara soksa dahi sempatikliğiyle bir şekilde toparlıyor durumu.
Shereen (Kiran Sonia Sawar): Marnie’nin üniversiteden arkadaşı. Pek arkadaşı da sayılmaz aslında. Marnie ve arkadaşları pek kibar davranmamışlar Shereen’e o vakitlerde. Ama Shereen son derece iyi kalpli bir kız olduğu için Marnie’yi Londra’da misafir etmeyi kabul ediyor tek odalı dairesinde. Dolap niyetine kullanılan minik bir alanı ona oda olarak hazırlıyor ve onu büyük bir mutluluk ve kibarlıkla ağırlıyor.
Pek sosyal olmayan, işinde gücünde, son derece iyi niyetli, kibar, sessiz sakin bir kız Shereen.
Aktrisi Next of Kin ve Deep State gibi dizilerden anımsanabilecek Kiran Sonia Sawar canlandırıyor.
Amber (Niamh Algar): Marnie’nin Londra’da tanıştığı ilk kişi. Bir barda tanışıyorlar Marnie ile. Bir lezbiyen kendisi. Marnie’yi evine davet ediyor ve ona çalıştığı yerde stajyerlik teklif ediyor ayrıca.
İnsanlara karşı sıcakkanlı, olaylara karşı ise soğukkanlı biri Amber. Son derece sosyal biri.
Aktrisi The Bisexual dizisinden anımsayabilirsiniz.
Joe (Anthony Welsh): Amber’ın ev arkadaşı. Kız arkadaşıyla sorunlar yaşıyor şu sıralar. Karizmatik, iyi niyetli, yardımsever ve kibar biri.
Charlie (Joe Cole): Marnie’nin isimsiz seks bağımlıları toplantısında tanıştığı ve akabinde arkadaş olduğu biri. Onun da cinsel yaşamında ciddi problemleri var. Alkol ile de arası iyi değil. Psikolojik olarak gitgeller yaşayabiliyor ara ara.
Aktörü Peaky Blinders dizisinden tanıyoruz.
Marnie’nin en yakın arkadaşı Helen rolünde Save Me dizisinden anımsanabilecek Olive Gray karşımıza çıkıyor tekrar eden bir rolle. Amber’ın patronu Libby rolünde Unforgotten dizisinden anımsanabilecek Tori Allen-Martin‘i izliyoruz. Charlie’nin patronu Sarah rolünde ise Plebs dizisinden tanıdığımız Doon Mackichan‘ı izleme fırsatı yakalıyoruz yine tekrar eden bir rolle.
Konuk oyuncu havuzunda ise The White Princess dizisinden tanıdığımız Jacob Collins-Levy‘ye ek olarak Eleanor Fanyinka, Jing Lusi, Samuel Edward-Cook ve Bruce Mackinnon gibi tanıdık simalar bulunuyor.
YAZARIN NOTU
Son derece başarılı bir bölümle sezonu açan dizi, ilgi çekici konusu, oldukça sempatik ana kahramanı ve sevilesi yan karakterleriyle keyifli bir şekilde akmaya devam etti tüm sezon boyunca. Fena olmayan ve ucu kapalı olmayan bir sezon finaliyle de ilk sezonuna noktayı koydu. Hikaye akışı, karakter tasvirleri ve oyunculuklara ek olarak müzik kullanımları konusunda da oldukça başarılıydı. 2019’un akılda kalacak dizilerinden biri olmayı başardı şimdiden bana göre Pure. Gönül rahatlığıyla önerebilirim İngiliz dizilerine alışkın bünyelere. Umarım 2. sezon onayı alır bu güzelim dizi.
Diziyle ilgili daha önce şu yazının altında yorum yapılıyordu.
yorumlar
Geçen ay görür görmez listeme girmişti dizi. Daha izleyemedim ama yakın zamanda kesin bakacağım. İzlerken keyif alacağımdan eminim.
Charly Clive, çok şapşik, sempatik duruyor Kadro da fena gözükmüyor.
Şuradaki yorumlarım:
İlk 3 bölümüyle ben de sevdim diziyi. Seviyorum böyle kafası güzel işleri. Hatta dizi Phoebe Waller-Bridge’in elinden çıkmış hissi veriyor. 3. bölümdeki komedi-drama dengesiyle daha da öyle bir hissettim.
Güzel bir sezon oldu. Yardırmasa da tatlı tatlı izletti kendini. Sevdim ben. İkinci sezon olursa varım.
Charly Clive, sayesinde izlemiş bulundum. Güzel bir diziydi. 2.Sezonu merak ediyorum diyeceğim ama sanki burada bitseydi daha iyiydi.