The Guest Book – Tanıtım
16 yorum pirate 02 Ekim 2017 08:36
Farklı tarzda komedi dizilerini bizlerle buluşturmaya devam eden TBS‘in bu yaz bizlerle buluşturduğu yeni komedisi The Guest Book‘un tanıtımına hoş geldiniz.
The Guest Book, 3 Ağustos 2017 tarihinde çift bölümle açılış yaptı ve 28 Eylül 2017 tarihinde 10 bölümlük ilk sezonuna noktayı koydu. Dizi, 2. sezon onayını da cebine koymayı başardı.
Dizinin yaratıcısı My Name is Earl, Raising Hope, The Millers ve Yes, Dear gibi dizilerin yaratıcısı Gregory Thomas Garcia. Ona yapımcı koltuğunda Alix Jaffe ve Aaron Greenberg eşlik ediyor.
Bölüm süreleri 20-21 dakika arasında değişen kahkaha efektsiz komedi dizisi reytinglerde dengeli bir görüntü çizerken 0.39 reyting ve 1.112.000 izleyici sayısı ortalaması ile ilk sezonunu tamamladı.
Antoloji formatındaki The Guest Book‘ta her bölüm yeni yeni karakterler izleyip onların bölümlük hikayelerine konuk olurken bir yandan da kadrolu karakterlerin hikayeleri akmaya devam ediyor. Sezon içerisinde bu kadrolu karakterlerin hikayelerini nihayete erdirmeye çalışıyoruz.
Şehir dışında küçük bir kasabada ahşap kulübeler kiralayan bir pansiyondayız. Pansiyon sahiplerinin hayvan isimleri verdikleri birkaç tane kiralık kulübeleri mevcut. Bu kulübelerden 1 tanesi bizi daha çok ilgilendiriyor: Kurbağa Kulübesi. Kurbağa kulübesi her bölüm yeni ziyaretçiler ağırlıyor ve ziyaretçilerimizin ziyaret süresince başından geçenleri kaleme aldıkları bir ziyaretçi defteri var. Dizimizin adı da buradan geliyor. Konuğumuzun sesinden ziyaretçi defterine not edilen olayları dinlerken bir yandan da olan biteni izlemeye devam ediyoruz.
Dizide kadrolu olarak veya tekrar eden bir rolle yer alan karakterlere kısa kısa değinecek olursak;
Kulübelerin sahibi yaşlı çiftimiz Wilfred ve Emma rolünde Hart of Dixie ve Night Court dizilerinden hatırlanabilecek Charles Robinson ile Suits ve Scrubs dizilerinden anımsanabilecek Aloma Wright‘ı izliyoruz. Tekdüzelikten sıkılan ve heyecan arayan ama karısından tırsmayı da ihmal etmeyen Wilfred karakteri Emma’ya oranla çok daha fazla ekranda kalıyor.
Kurbağa Kulübesi’nin yanındaki kulübenin sürekli kiracısı olan Dr. Brown rolünde Raising Hope, The Mindy Project ve Deadwood gibi birçok diziden aşina olduğumuz Garret Dillahunt‘ı izliyoruz. Karısından kısa bir süre önce boşanmış, şu sıralar yeni bir ilişkisi olan eski karısının kendisine saygısı kalmamış, çocuğunu göreceği günleri iple çeken, hafiften dengesiz bir ruh haline sahip bir doktor kendisi. Eski eş Jessica rolünde ise Anger Management ve Hart of Dixie’den tanıdığımız Laura Bell Bundy‘yi izleme fırsatı yakalıyoruz birkaç bölümde.
Kasabanın hafiften çatlak şerifi Kimberly rolünde Life Goes On ve Army Wives gibi dizilerden anımsanabilecek Kellie Martin karşımıza çıkıyor. Hayatına yön verirken annesi Alice‘in (Margo Martindale) fazlaca etkisinde kalan Kimberly’nin Dr. Brown’dan hoşlandığını da belirtmeden geçmeyeyim.
Aşırı kiloları ile dikkat dağıtan şekilsiz striptizcimiz Vivian rolünde One Mississippi dizisinden hatırlanabilecek Carly Jibson‘ı izliyoruz. Kasabanın girişinde işlettiği striptiz kulübüne gelen sınırlı sayıdaki müşteriyi özel odada çektiği gizli videolarla tehdit edip onlara istediklerini yaptırmak ise en keyif aldığı şey.
Vivian’ın üvey oğlu Frank rolünde Lou Wilson‘ı izliyoruz. Üvey annesinin boyundurluğunda yaşayan saf kalpli, fazla zeki olmayan bir genç.
Striptiz kulübünde çalışan 2 bedbaht striptizci Sinnomin ve Kombucha rolünde Tipper Newton ve Melanie Mosley karşımıza çıkıyor. Wilfred’in uyuşturucu tedarikçisi ve aynı zamanda erzak getir götürcüsü yeğeni Eddie rolünde My Name Is Earl’den tanıdığımız Eddie Steeples‘i izleme fırsatı yakalıyoruz ara ara.
Her bölümün başında önceki bölümlerde olanları anlatıp arkadaşına diziyi ısrarla izletmeye çalışan Arlo rolünde Arjay Smith ve onun umursamaz arkadaşı Woody rolünde John Milhiser‘ı görüyoruz. Yukarıdaki fotoğrafta gördüğümüz meçhul ikili de her bölümün kapanışında bir şarkı söyleyip uğurluyor bizi.
Bölümlük hikayelerde ise cici eş olmaya çalışan eski bir porno yıldızı, dünya ile tanışan amiş bir genç, kendisinden epey genç bir kıza vurulan umutsuz bir aşık, evliliğini yeniden alevlendirmeye çalışan bir koca, tehlikeli sularda yüzen deneysel araştırmacı bir profesör, iki evsiz hırsız vb. karakterlere konuk oluyoruz.
İlk sezonun konuk oyuncu havuzunda yer alan bazı tanıdık isimler ise şunlar: Jenna Fischer, Stockard Channing, Lauren Lapkus, Danny Pudi, Michael Rapaport, David Zayas, John Ortiz, Michaela Watkins, Tommy Dewey, Kimberly Hebert Gregory, Shannon Woodward, Desmin Borges, Kate Micucci, Mary Lynn Rajskub, Andrew J. West ve Jaime Pressly.
Diziyi çok da başarılı bulduğumu söyleyemeyeceğim dürüst olmak gerekirse. Sırf kadrolu karakterlerin hikayesi olsa izlenir bir şey değil zaten. Ama konuk karakterlerin hikayelerini izlemek eğlendiriyor zaman zaman. 1, 2, 4 ve 8. bölümleri beğendiğimi söyleyebilirim özellikle bu kapsamda.
Aşırı kilolu striptizci ise epey çekilmez bir karakter konumunda bu arada.
Dizi ile ilgili daha önce şu yazının altında yorum yapılıyordu.
İzleyecek olanlara iyi seyirler. Bunlar da fragmanları:
yorumlar
Ben ama nasıl bunu atlamış olabilirim, çok şaşkınım şu an. Hemen cebe atıyorum, acilen izlemem lazım. Nasıl bu kadar güzel isim gelmiş buraya. Çok teşekkürler vallahi.
@shane Teşekkürler.
Şuradaki bölüm yorumlarımı da buraya taşıyayım:
S01E01-02
İlk bölüm 2. bölüme oranla daha keyifliydi. 2. bölümün sonunu ise daha iyi bağlamışlar. İzlenir durumda bir dizi ama öyle övülecek bir tarafı yok. Kahkaha falan attırmıyor ya da uzun tebessümler bırakmıyor. Her bölümün sonunda bir sonraki bölümün konuklarına minik bir dokunuş yapmalarını sevdim. İzlemeye devam.
S01E04
Michaela Watkins, Desmin Borges ve David Zayas’ın olduğu 3. bölüm hiç sarmamıştı cidden. Çok sevdiğim Jaime Pressly ile bu bölüm güzel geçti ama. Özellikle mesleği büyük renk kattı. Bu kadına tekrardan başrolünde olacağı bir sitkom ayarlayın lütfen. Mom’daki yan rolü yetmiyor.
S01E05
Başrolde Tommy Dewey olmasına rağmen kötü bir bölümdü. Casual ikilisinin bölümlerinin sezonun en kötü 2 bölümü olması da ayrı bir tesadüf oldu.
S01E07
Gittikçe daha da sıradanlaşıyor bu dizi. Antoloji olmasa bırakırdım herhalde.
Shannon Woodward’ı izlemesi çok keyifliydi ama. Yakışmış role.
S01E08
3 kötü bölümün ardından nihayet bir bölümü beğenebildim. Jenna Fischer, harika oynamış. Canlandırdığı Dr. Laurie Galiff karakterine bayıldım. Hikayeyi iyi işleyip sonunu da güzel bağlamışlar. Doyamadım bu karaktere açıkçası. Bu karakterden 6-8 bölümlük bir uzantı mini dizi yapsalar çok güzel olur valla.
S01E09
Aşırı seviyede boş beleş bir bölüm olmuş yine.
S01E10 (Sezon Finali)
İdare eder şekilde kapattık gittik sezonu. Ana hikaye ile ilgili açıkta bir şey kalmadı. Açılıştaki ikilinin hikayesini de bağlamayı ihmal etmemişler, güzeldi. Telefon sahnesinde misafirlerin birazını tekrar görmek de güzel oldu.
Umarım 2. sezonda ana karakterlerde tamamen değişikliğe giderler. Özellikle o kilolu striptizciyi bir daha göresim yok kesinlikle.
Artık zeka dolu ve gerçekten komik işler çıkarabilen pek yazar yok. Tuhaf ve rahatsız edici olunca komedi oluveriyor. İğğğğ yani.
Sadece ilk 2 bölümü izledim dün akşam, o yüzden şimdilik o ikisini beğendim diyeceğim. Yeniden teşekkürler tanıtım için.
Oyuncularından dolayı beğeneceğimi düşünmüştüm ama hayal kırıklığına uğradım. Komik değil, hatta sıkıcı..
Eddie Steeples, 2. sezon için kadrolu oyuncu mertebesine yükselmiş; Carly Jibson ne yazık ki 2. sezonda da olacakmış. Ve başka dönen olmayacakmış ilk sezonun kadrolu oyuncularından.
S2 Fragman
Eddie Steeples, Carly JibsonGarret Dillahunt, Kellie Martin, Aloma Wright, Charlie Robinson, Lou Wilson and Tipper Newton ilk sezondan dönenler.
2. sezonun konukları:
Pete Davidson, Will Arnett, Michael Kenneth Williams, Matt Walsh, Lisa Rinna, Martha Plimpton, Nat Faxon, Michael Rapaport, Steve Zissis, Allison Tolman, Oliver Hudson, Sufe Bradshaw, Nadine Velazquez, Darrell Britt-Gibson, Adhir Kalyan, Joey “Coco” Diaz, Matthew Moy, Michael Cassidy, Kether Donohue, Lexi Ainsworth ve Jon Bass.
S2 Postercik
S02E01-02
Kether Donohue ve Nat Faxonlı ilk bölüm idare ederdi de Will Arnett ve Martha Plimpton’ın olduğu 2. bölüm hiç sarmadı cidden.
Sezonun ilk 3 bölümüne oranla daha çok sevdim diyebilirim bu bölümü. Privileged ve The O.C.’den tanıdığım Michael Cassidy’yi izlemesi keyifliydi bölümün başrolünde. Dede de epey renk kattı bölüme. Sezonun kadrolu oyuncularından Kimiko Glenn’in de en çok verim verdiği bölüm oldu ayrıca.
S02E06
Sezonun en güzel bölümüydü. Clem’in hikayesi eğlenceliydi. Güzel sürprizler de vardı. İlk sezondan Sinnomin’i tekrar görmek de güzeldi.
Bu pozitiflik rakamlara da yansımış bu arada. 0.36 reyting oranı ve 1.023.000 izleyici sayısı ile sezonun şu ana kadarki en yüksek rakamlarını elde etmiş.
S02E08
Genel akışın dışına çıkmışlar bu bölüm birazcık. Fena da olmamış açıkçası. Adhir Kalyan ve Meera Rohit Kumbhani varlıklarıyla renk katmışlar özellikle. Sezonun güzel bölümlerinden biri olmuş.
Stok eritme çalışmalarım kapsamında geçen gün bunun sezonunu da gömdüm ben, yazmamışım buraya. İlk sezonda da çok gülmemiştim, ama bu sezonun büyük kısmı çok sıkıcıydı bence. En sevdiğim bölüm 2×8 olmuştu. Onun dışında 1-2 bölüm eh, gerisi Olur da 3. sezon onayı gelirse ben devam etmem herhalde.
S02E09
E sondaki diğer bölüme ekleme kısmını at; sezon finali hatta final bölümü olmuş bu. Kayda değer bir final değil elbette. Geçen sezonki karakterlerin uğrayışı çok gereksizdi. Nikki ve Tommy’nin hikayesi de tırt oldu bu kapanışla bence. Vivian’ın finali ise eh işte.
S02E10 (Sezon Finali)
Fena değildi. Özellikle Michael Kenneth Williams’ın olduğu sahneler keyifli geçti. Oliver Hudson’ı görmek de güzeldi. Lakin sezon finali olarak değil de ara bölüm olarak sunulmalıymış kesinlikle bu bölüm.
Yeni sezon onayı almaz diye tahmin ediyorum. Gerek de yok yani.