The Middle – Tanıtım
40 yorum pirate 24 Mart 2018 10:08
ABC’nin 2 ay içerisinde final yapmaya hazırlanan uzun soluklu komedi dizisi The Middle‘ın tanıtımına hoş geldiniz.
GİRİZGAH
The Middle, 2007 yapımı aynı isimli TV filminden uyarlanan bir aile komedisi. The Middle‘ın 30 Eylül 2009 tarihinde başlayan ekran macerası, hali hazırda devam eden 9. sezonunun bitmesiyle birlikte çok yakında son bulacak.
Kahkaha efektsiz bir komedi dizisi olan The Middle‘ın elde ettiği rakamlarla yayınlandığı her sezon kanalın lider dizilerinden biri olmayı başardığını, devam eden 9. sezonunda an itibariyle 1.33 reyting oranı ve 5.692.000 izleyici sayısı ortalaması tutturup kanalın en yüksek rakamlar elde eden 5 dizisinden biri olduğunu da belirtmeden geçmeyelim.
The Middle‘ın yaratıcıları, Eileen Heisler ve DeAnn Heline. Yazar masasında bu ikiliye Jana Hunter, Mitch Hunter, Tim Hobert, Roy Brown, Rich Dahm, Vijal Patel, Ilana Wernick ve David S. Rosenthal‘in de aralarında bulunduğu birçok isim eşlik etmiş 9 sezon boyunca. Yönetmen kadrosunda ise Lee Shallat Chemel, Phil Traill, Elliot Hegarty, Blake T. Evans ve Ken Whittingham gibi kişiler var. Yapımcı kadrosunda Heisler ve Heline’e eşlik eden bazı isimler ise şunlar: Werner Walian, Jana Hunter, Mitch Hunter, Tim Hobert, Roy Brown, Ashley Korman, Leslie Waldman, Rich Dahm, Ilana Wernick, David S. Rosenthal, Robin Shorr, Vijal Patel.
KONU
The Middle, konusu gereği ilk etapta Malcolm In The Middle dizisini akla getiriyor. İki dizide de bol çocuklu, zorlu ekonomik şartlarda geçim mücadelesi veren, Amerika’nın orta bölgesinde yaşayan bir çekirdek aile var. İki dizi de karakter merkezli olarak ilerliyor. Birbirinden farklı karakterlere sahip aile fertlerinin başından geçen eğlenceli olayları izliyoruz. Lakin şunu belirtmek gerek ki bu dizinin karakterleri Malcolm In The Middle’ın karakterlerine oranla çok daha sevilesi yazılmış durumda. İzlediğim ilk sezon itibarıyla çocuk karakterlerin dizinin komedi yükünü taşıdıklarını söylemek mümkün.
KARAKTERLER VE OYUNCULAR
=Frankie Heck=
Ailenin annesi. Indiana’ya ait genellikle siyah beyaz görüntüler eşliğinde onun Indiana’daki yaşamı anlattığı küçük sahneler ile açıyoruz bölümleri. Bölüm içerisinde de dizinin anlatıcısı olarak onun sesini bolca duyduğumuzu da belirtmeden geçmeyelim.
Zaman zaman ebeveyn olmaktan yorulsa da ailesini seven ve onlara son derece bağlı bir kadın. Bir araba galerisinde satış görevlisi olarak çalışıyor. Araba satmaktan aciz bir pazarlamacı! Patronu bu konuda ona büyük sabır gösteriyor ve ha kovuldu ha kovulacak şeklinde işine bir şekilde devam ediyor.
Karaktere hayat veren Patricia Heaton‘ı Everybody Loves Raymond ve Back to You dizilerinden tanıyoruz.
=Mike Heck=
Ailenin babası. Normal, düz bir adam diyebiliriz Mike için. Hafiften de kalesiz. Frankie’ye oranla çok daha soğukkanlı. Bir taş ocağında personel şefi olarak çalışıyor. Ailesine bağlı bir adam.
Karakteri Scrubs dizisinden hatırlanabilecek Neil Flynn canlandırıyor.
=Axl Heck=
Ailenin en büyük çocuğu. İç çamaşırı ile üstsüz bir şekilde koltukta, TV karşısında pineklemesi en önemli özelliği. Ders çalışmayı sevmeyen, derslerinde başarısız, tembel bir öğrenci. Ama sporda oldukça başarılı. Okulunun basketbol takımının da futbol takımının da yıldız oyuncularından biri. Popüler sayılabilecek bir çocuk, kızlarla da arası oldukça iyi. Genel olarak aile fertlerine karşı alaycı, bencil ve umursamaz tavırlar sergilediğini söylemek mümkün. Ama bu özellikleri ona çok yakışıyor.
Karaktere Charlie McDermott hayat veriyor.
=Sue Heck=
Ailenin ortanca çocuğu ve tek kız evladı. Diş telleri, süzme seviyesindeki aptallığı ve sakarlığı ile dikkat çekmemesi mümkün olmayan biri gibi dursa da ne ismen ne de cismen bir türlü insanların hafızasına kazınamayan biri. Bir nevi görünmez insan. Sürekli bir şeylerin parçası olmaya can atsa da birçok öğrenci kulübü ve sporda şansını denese de hepsinde büyük bir başarıyla başarısız olan biri. Ama tam bir Pollyanna. Her başarısızlığın ardından ayağa tekrar kalkmaktan ve denemeye devam etmekten yorulmuyor. Bir gün herhangi bir şeyde başarılı ve görünür olma hayalini gerçekleştirme konusunda son derece iyimser biri.
Karakteri Eden Sher canlandırıyor.
=Brick Heck=
Ailenin en küçük çocuğu. Fotoğrafik hafızaya sahip son derece zeki bir çocuk. Hayatta en çok keyif aldığı şey kitap okumak ve elinden neredeyse hiç kitap eksik olmuyor. Arkadaş edinmek konusunda sıkıntılı. Gerçi istediği de söylenemez. Kitapları ile gayet mutlu. Okulda kendi gibi sosyal olmakta güçlük çeken ve garip huyları olan çocukların olduğu özel bir sınıfta öğrenim görüyor. Kendi kurduğu cümlelerin son kısmındaki kelimeleri cümlesini bitirdikten sonra aşağıya bakarak kısık sesle tekrarlamak gibi garip bir alışkanlığı var Brick’in. Her cümle için yaptığı bir şey olmasa da toplum içerisinde garipseyen gözlerin ona çevrilmesini sağlıyor bu alışkanlığı.
Karaktere Atticus Shaffer hayat veriyor.
=Bob=
Frankie’nin iş yerinden arkadaşı. Onun da çok iyi bir satış görevlisi olduğu söylenemez ama Frankie’den daha iyi durumda elbette. Yalnız bir adam. Ailemizle vakit geçirmekten hoşlanıyor bu sebeple. Mike’a kendini bir türlü sevdiremiyor ama. Naif ve hafiften tırsak biri.
Karakteri Chris Kattan canlandırıyor.
Dizide tekrar eden rollerle veya konuk oyuncu olarak yer alan bazı tanıdık isimler ise şunlar: Brooke Shields, Daniela Bobadilla, Jack McBrayer, Jerry Van Dyke, Greer Grammer, Dave Foley, Emily Rutherfurd, Ray Romano, Jane Kaczmarek, Josh Cooke, Alexa PenaVega, Molly Shannon, Lyndon Smith, Bailey De Young, Whoopi Goldberg, David Koechner, Keegan-Michael Key, Richard Kind, Casey Wilson, Kirstie Alley, Faith Ford, Sarah Wright, Cheryl Hines ve Betty White.
YAZARIN NOTU
Henüz ilk sezonunu izlediğim The Middle’dan memnunum an itibarıyla. Karakterler sevilesi ve güzel konular seçildiği zaman tadından yenmiyor. Elbette vasat veya zayıf kalan bölümler de oluyor ama genel olarak bakıldığında izlenebilir bir aile komedisi. Malcolm in the Middle gibi birkaç iyi sezon ile başlayıp çocuklar büyüdükçe sonradan bozmamıştır umarım.
Benim dizi ile ilgili söyleyeceklerim bu kadar. İzleyecek olanlara iyi seyirler.
Dizi ile ilgili daha önce şu yazının altında yorum yapılıyordu.
yorumlar
Şuradaki ilk sezon yorumlarımı da buraya taşıyayım.
The Middle S01E01
Malcolm in the Middle’dan farklarını isminin başında ‘Malcolm in’ barındırmaması, ailenin 4 değil 3 çocuğunun olması, oradaki zeki Malcolm’ün yerine burada yeteneksiz Sue’nun bulunması olarak sıralayabilirim. Bir de buradaki Frankie oradaki Lois’ten daha sempatik elbette.
İlk bölüm itibariyle anneyi ve Sue’ya kanım kaynadı diyebilirim.
-Bana niye hiç seni seviyorum demiyorsun?
-Evlendiğimiz gün söyledim ya! Bir değişiklik olursa haber veririm.
Güzeldi.
Tıpkı Malcolm in the Middle gibi ilk birkaç sezon eğlendirip çocuklar büyüdükçe sıkması muhtemel görünüyor. Yine de şimdilik izlemeye devam.
The Middle S01E02—06
6. bölüm hariç gayet güzel geçti bu 5 bölümlük periyot. 4. ve 5. bölümler baya baya kahkaha krizine soktu hatta. Malcolm in the Middle’a oranla daha sempatik yazılmış bana göre bu dizinin karakterleri. Genel olarak ailenin 5 üyesine de kanım kaynamış durumda ama en çok Sue ve Brick eğlendiriyor diyebilirim şu an için.
The Middle S01E07—12
7, 8, 9 ve 10. bölümler sarmadı. 11, fena değildi. Özellikle Axl’ın hikayesi izletti kendini. 12. bölüm ise çok güzel geçti. Brooke Shields’in konuk oyuncu performansı şahaneydi. İleride tekrar konuk olacağı bölümleri merakla bekliyorum.
The Middle S01E13-14
13. bölüm pek sarmadı. Bir tek Brick’in seçim konuşması eğlendirdi.
14, fena değildi. Axl’ı izlemesi keyifliydi özellikle.
The Middle S01E15—22
*15, güzeldi.
*16, pek sarmadı.
*17, çok keyifli geçti. Axl, epey eğlendirdi. Tip olarak Megyn Price‘a çok benzettiğim Alexa PenaVega da konuk oyuncu olarak büyük renk kattı bölüme.
*18 ve 19 idare ederdi.
*20, güzel geçti. Frankie’nin en iyi bölümlerinden biriydi.
*21 de güzel geçti. Alexa PenaVega’yı tekrar görmek güzeldi.
*Anneler Günü temalı 22. bölüm de oldukça verimli geçti. Güzel dokundurmalar vardı.
The Middle S01E23-24 (Sezon Finali)
23, idare ederdi. 24, güzel geçti. Sue’nun sahnesi abartı ama keyifliydi. Betty White’ı görmek güzeldi.
Güzel bir sezon oldu genel olarak. İzlemesi keyifli, cins bir aile. Umarım çocuklar büyüdükçe tat vermeye devam etmiştir aynı şekilde.
S02E01—07
7. bölüm cidden güzel olmuş. Brick konusunu merak ettirmeyi başardılar. Açıkladıklarında hayal kırıklığı yaratacak bir şey çıkar muhtemelen dedim ama öyle olmadı. The Mick olsa daha büyük oynardı bu konuda ama bu dizi için bu kadarı makbul bana göre.
Sarah Wright’ı görmek güzeldi bu arada. Cidden çok seviyorum ben bu hatunu ya! Bir ara Marry Me’ye bir şans vereyim bari.
6. bölüm hiç sarmadı. 5. bölüm, akıllıca bir deneme ama başarısız bir uygulama oldu. Konuk karakter cidden berbattı. 1, 2 ve 4. bölümleri de beğenmedim. 3. bölüm ise idare ederdi.
S02E08—14
11, 12 ve 14. bölümler fena değildi; diğer bölümler ise sarmadı. 14. bölümde Frankie’nin halleri epey eğlendirdi.
S02E15—18
15. bölüm, dizinin en iyi bölümlerinden biriydi. Hikaye 3 koldan oldukça eğlenceli bir şekilde aktı. Epeyce de kahkaha attırdı. Özellikle Axl ve çetesinin seksi öğretmen ile olan sahneleri 10 numaraydı gerçekten.
Kristin Cavallari:
Bu cümleleri bu bölümü 2. kez izlemiş olmama rağmen kuruyorum bu arada. Daha önce TV’de denk gelip izlediğim, diziye şans verme nedenim olan, bu diziyle ilgili ön yargımı kıran bölüm olma özelliği taşıyordu bu bölüm.
16. bölüm, idare ederdi ama daha iyi olmalıydı. 17 ve 18 ise hiç sarmadı.
S02E19
Mike ve Axl’ın ceza/rekor hikayesi olsun, Sue’nun kupa komedisi olsun, Glossner çocuklarının katkısı olsun, kullanılmış kıyafetler hikayesi olsun tüm bölüm çok iyi aktı. Boş sahnesi yoktu. 7 ve 15’in ardından sezonun en iyi 3. bölümü oldu.
S02E20
Kusura bakma Frankie ama erkeklerin tarafındayım bu hikayede. Royal Wedding? What a big deal?
Elbette Frankie gibi çıldırmış durumda değildi ama annemin de o gün bana ‘Şışşşt!’ çekip düğünü pür dikkat izlediğini anımsıyorum. Garip geliyor bana açıkçası.
Güzel bölümdü bu arada. Geçtiğimiz günlerde bir diğer düğün vakası yaşanmışken iyi denk geldi bu bölüm cidden.
S02E21—24 (Sezon Finali)
21 ve 22. bölümler hiç sarmadı. 23, idare ederdi. 24’ü ise sevdim. Güzel bir kapanış olmuş.
Sue konusu: Cidden öyle bir ödül mü varmış?
‘Brick en küçük çocuğundu değil mi?’ :
Sue Heck karakteri üzerine spin-off planlamaya başlamışlar. Pilot onayı için anlaşma yakınmış.
-Çift bölümlük sezon açılışındaki o garip açılış sahnesinin sebep sonuç ilişkisinin altını dolduramamışlar. Ne oldu acaba diye epey merak ettirmişlerdi oysa ki.
Bölüm konuğu Ray Romano ile Patricia Heaton arasındaki Everybody Loves Raymond göndermeleri fena değildi de Ray Romano’nun karakteri epey gıcık etti valla.
-3. bölümde Sue’nun koridor koşuşturmalarını izlemesi baya keyifliydi. ‘Patron kim?’ muhabbeti de fena değildi.
-4. bölüm de gayet güzel geçti. Çocukların vurdumduymazlığı ‘Yuh!’ dedirtti.
-5. ve 6. bölümler de güzeldi. 6. bölümdeki damlatma koşturması sahnesi epey tanıdık bir sahneydi bizim aile için. Ve bölümün kapanış sahnesi epey tatlıydı.
-Diğer bölümler de genel olarak fena geçmedi. 10’da ailenin erkeklerinin kasiyerle imtihanını izlemesi keyifliydi. Molly Shannon’ı görmek de iyi oldu ayrıca. 11’de
sahne inandırıcılıktan çok uzaktı. Bir de o sahnede yer alan Brianne Howey’i tanıyamadım valla. Baya değişmiş aradan geçen yıllar içinde.
İlk 2 sezon ile kıyasladığımda epey iyi gidiyor bu sezon dizi. Öyle aman aman sıkıldığım bir bölüm olmadı sezonun bu 11 bölümlük ilk yarısında. Umarım 2. yarı da aynı ayarda geçmiştir.
S03E24 (Sezon Finali)
Sezonun ilk 16 bölümü güzel geçti ama son 8 bölümlük periyot için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. 18’deki Brick’in yeni sınıf arkadaşı hikayesi, 19’daki Brick’in gazete dağıtım işi hikayesi ve 22’de Axl’ın balo hikayesi dışında izlemeye değer bir şey yoktu son 8 bölümde. Sezonların bu kadar uzun sürmemesi lazım özellikle bu tarz az karakterli dizilerde.
-Çift bölümlük açılış, normal ayarda bir bölümdü. Sue’nun görünmezliğine, duyulmazlığına ve sevilme çabasına yüklenmişler. Ara ara eğlendirdiği oldu.
-3. bölümde Bailey De Young’ı görmek güzeldi.
Frankie’nin
tüm ahaliyle aynı tepkiyi verdim ben de.
-Axl olmasa bu dizi olmaz cidden. 4. bölümde epey sesli güldürdü Axl’ın hikayesi.
Cidden hangisiydi be Axl?
-5. bölüm, o kadar güzel bir bölüm olmasa da Brooke Shields’i 3 sezon aradan sonra yeniden görmek güzeldi kesinlikle. Bu Glossnerlardan uzantı dizi yapılabilirmiş bence.
S04E07
The Middle/Malcolm in the Middle anneleri buluşması pek verimli geçmedi. Jane Kaczmarek daha iyi bir rolde kullanılabilirdi yani.
S04E10
Arka arkaya 3 sıkıcı bölüm. Axl’ı pek fazla kullanmayınca tıkanıyor bu dizi.
S04E11—15
-11, güzel bölüm olmuş. Hikaye 3 kulvardan da fena akmadı. En eğlenceli sahne Axl’ın şov yaptığı malum sahneydi elbette.
-12. bölüm sıkıcıydı.
-13. bölüm gayet güzel olmuş. Frankie’ye ‘Yeteeeeer!’ diye bağırmak istedim. Axl-Cassidy hikayesi keyifliydi. Ama bu bölümün en eğlenceli sahnesi Sue’dan geldi. Tam bir ‘Bu neyin kafası?’ sahnesiydi ve abartı bir tepki geldi ama eğlenceliydi cidden.
-14, çok sıkıcıydı.
-15’te Frankie’nin hediye hikayesi hiç sarmadı ama diğer hikayeler güzeldi. Mike’ın içine düştüğü hal epey eğlendirdi. Axl ve saz arkadaşlarından yine ekstra eğlenceli bir girişim geldi. Hele o hedef olduğunu anlayan ve kurbanlık boğa misali kaçmaya çalışan kızın sahnesinde koptum resmen.
S04E16—19
16, 18 ve 19. bölümler güzeldi. 17 de idare ederdi.
18’deki haller pek Axl’lık sayılmazdı. 19’da güzel bitti ama. 19’da Frankie’nin takıntılı halleri çıldırttı resmen. Ve Sue cidden türünün tek örneği. Bu kadar Polyannalık cidden fazla. Önümüzdeki sezon yavaş yavaş karakteri törpülemeye ve yeniden yapılandırmaya başlasalar iyi olacak sanki.
S04E20—23
Zayıf kaldı bu 4 bölümlük periyot. 20, idare ederdi. 21, sıkıcıydı. 22’de Axl-Cassidy sahneleri keyifliydi, gerisi sarmadı. 23 de sıkıcıydı.
S04E24 (Sezon Finali)
Mezuniyet! Bakalım Axl’ı önümüzdeki sezon ne bekliyor? Süresini azaltmasalar bari.
Allah cezanı vermesin Frankie ya! Sen normal değilsin ki çocuklar normal olsun! Mike olmak zor iş.
S05E06
Sue’nun kalın kafası sonunda bir işe yaradı.
Axl için işlerin genel olarak pek yolunda gitmemesine üzülüyorum bu sezon.
Şükran günü toplanması oldukça verimli geçti. Yenge hanım epey eğlendirdi özellikle. Bu sezonun en iyi bölümüydü.
S05E10
Son 3 bölüm pek sarmadı. 8’in sonunda yaptıkları
sürprizi ve bunun 10. bölümdeki yansımaları fena değildi sadece.
S05E11—15
12 hariç güzel bir bölüm yoktu bu periyotta.11 ve 13’ün kapanış sahneleri güzeldi en azından ama 14 ve 15 tamamen baydı resmen.
12’de John Travolta’nın yeğeni Nicole Travolta’yı izlemesi epey keyifliydi. Axl aştı kendini. Hikayenin finalini de güzel bağladılar. Ayrıca bölümdeki Mike-Sue hikayesi de Frankie-Brick hikayesi de gayet iyiydi.
Sue Heck merkezli uzantı pilot onayı almış.
S05E16—20
Bu periyodun en sinir bozucu Heck’i Brick oldu kesinlikle. 16’daki kitap hikayesindeki tavırları da 19’daki kraker şirketi takıntısı da 20’deki Mike’ın başına dert olan halleri de çekilmezdi.
-16. bölüm idare ederdi. Casey Wilson’ı görmek güzeldi.
-17. bölüm idare ederdi. Axl-Brick hikayesi hiç sarmadı. Sue’nun hikayesi fena değildi. En çok Mike-Frankie hikayesi eğlendirdi.
-18. bölüm sezonun en güzel bölümlerinden biriydi. Mike’ın koçluk serüveni de Axl’ın kızlarla imtihanı da epey keyifli geçti.
Resim sen nelere kadirmişsin öyle?
Konuk kız dörtlüsü de Baby Daddy, The Vampire Diaries, Anger Management ve Foursome gibi dizilerden simayen tanıdığım oyuncular olunca daha bir iyi oldu elbette.
Bir tek Brick’in hikayesi sarmadı bu bölümde.
-19. bölümün çekilmezleri Sue ve Brick oldu. Axl’ın kanepe hikayesi keyifli geçti. Mike ve Frankie’nin çan hikayesi de fena değildi. Brooke Shields’i yeniden görmek güzeldi.
-20. bölüm idare ederdi. Mike ve Brick’in hikayesi epey eğlendirdi. Axl’ın hikayesi fena değildi. Sue ve Frankie’nin hikayesi pek sarmadı.
S05E21—24 (Sezon Finali)
İyisiyle kötüsüyle bir sezonu daha geride bıraktım. Kaldı 4 sezon.
-21. bölüm idare ederdi.
-22. bölüm keyifli geçti genel olarak. Axl ve Frankie’nin yurt sahneleri keyifliydi. Sue’nun hikayesinin kapanış sahnesi sesli güldürdü.
-Çift bölümlük Disneyland yolculuğu temalı sezon finalinin ilk bölümünün 2. bölümünden daha iyi olduğunu söyleyebilirim.
S06E01—06
İlk bölüm ve 6. bölüm fena değildi ama diğer 4 bölüm hiç sarmadı. Oldukça kötü başladı sezon.
S06E07
1, 2 ve 4. sezonun Şükran Günü bölümleri berbat geçmişti. 3. sezonunki idare ederdi. 5. sezonunki ise baya eğlenceli geçmişti. Bu sezonunki için ise 3’ten iyi 5’ten biraz zayıftı diyebilirim. Ama kötü başlayan bu sezonun en iyi bölümüydü kesinlikle.
*Brick büyüdükçe her sezon biraz daha çekilmez bir karakter haline geliyor.
*Sue: Sen kimsin ki Darrin’e tepeden bakıyorsun?
*Devin Levin’i epey sevdim. Bol bol görürüz umarım bundan sonraki süreçte.
S06E08—12
-8. bölüm güzeldi. Sue-Mike ve Axl-Frankie ikilileri yalnız kaldığında genel olarak keyifli sahneler çıkıyor diyebilirim.
-Noel temalı 9. bölüm pek sarmadı.
-10. bölüm güzeldi. Bölüm konuğu Kirstie Alley epey renk kattı bölüme. Pam-Frankie sahneleri dışında Axl-Devin Levin sahneleri de gayet keyifli geçti.
-11. bölüm pek sarmadı.
-12. bölümdeki tren yolculuğu fena değildi.
S06E13
Gayet güzel olmuş Sevgililer Günü temalı bu bölüm. Genel olarak her sezon keyifli geçiyor zaten Sevgililer Günü bölümleri.
Axl: Şanslı hergelesin vesselam.
Brick & Cindy: Allah cezanızı vermesin emi!
Darrin: Yuh!
S06E14—18
-13’ten sarkan Sue’nun hikayesini çok iyi işlemişler 14’te. Epey eğlendim valla.
-15’te Axl’ın sahneleri epey keyifli geçti yine. Weird Ashley’yi yeniden görmek güzeldi.
-16’da Mike’ın sahneleri hiç sarmadı. Sue-Brick sahnelerini de pek sevdiğimi söyleyemem. Sadece Frankie eğlendirdi bu bölüm.
-17, pek sarmadı.
-18’de Devin-Axl-Sue sahneleri keyifli geçti. Brick-Frankie sahneleri de idare ederdi.
S06E19—21
-19. bölüm güzeldi. Sue-Axl dinamiğini izlemesi keyifliydi.
-20, fena değildi. Brick’in üzerine olmuyor bu haller.
-21, idare ederdi. Van Dyke kardeşleri bir arada izlemesi keyifliydi.
S06E22-23
22’de Axl-Brick ikilisinin ve Sue’nun hikayeleri eğlendirdi. Frankie-Mike ikilisinin basit hikayesi ise sarmadı.
23’deki Anneler Günü hikayesi keyifli geçti. Finali de gayet tatlıydı.
S06E24 (Sezon Finali)
Baya beğendim bu bölümü. Tüm karakterlerin hikayesi su gibi aktı. Final tadında bir bölüm olmuş diyebilirim. Özellikle de Sue için bir veda hissi verdi bana. Bu bölümden sonra kadrolu oyunculuktan çıksa ya da tamamen diziden çıksa pek yadırgamazdım herhalde.
S07E01—09
İlk 3 bölüm güzeldi. 4. bölüm ise kötüydü. 4’te sadece Sue’nun sahneleri izlenebilir durumdaydı. 3 ve 4’te Lyndon Smith’i görmek güzeldi. 4’te Sue’nun ‘Biliyorum.’ cümlesine bakarak Sue’nun gerçekten bildiğini söyleyebilir miyiz acaba? Neyse, en azından sonunda konuşmaları iyi oldu.
5, 6, 8. ve 9. bölümler de güzeldi. 7. bölüm ise pek sarmadı. Cadılar Bayramı temalı 6. bölümü baya sevdim bu arada. Brick’in ‘tesadüf’ hikayesini özellikle sevdim. Brooke Shields’i yeniden görmek de güzeldi. Yapımcıların Glossnerlara niye uzantı dizi çekmediklerini hala anlayamıyorum. 9’da Cheryl Hines’ı ve A.P. Bio’dan Sari Arambulo’yu görmek güzeldi. Frankie ve Mike’ın oteldeki halleri epey eğlendirdi. Axl-Sue ikilisinden de yine keyifli bir hikaye çıktı her zamanki gibi.
S07E10—24 (Sezon Finali)
20. bölümü saymazsak güzel geçti bu periyot da. Daha önce Anger Management ve Awake’te izleme fırsatı bulduğum Daniela Bobadilla’nın kadroya katılması oldukça iyi bir hamle olmuş. Kenny’yi de bu sezon iyi kullanmışlar diyebilirim. Keza Cindy’yi de. Devin’i özledim bu arada.
S08E01
Güzel bir bölümle açmış sezonu. Brick’in lisedeki ilk günü eğlenceli geçti. Axl’ın aşık olduğu kızla tanışmak keyifliydi.
Awkward’dan çok sevdiğim Greer Grammer’ın kadroya katılmasına sevindim. Grammer, burada da aptal sarışına hayat veriyor yine. Ama onu izlemek çok keyifli her zamanki gibi.
S08E06
Ben Donahue familyasını niye gösterdiler ki diye ekrana boş boş bakarken iyi kahkaha attırdılar cidden kapanış sahnesinde.
S08E17
Axl dışındaki tüm Heck familyası üyelerini uzaya ışınlamak istedim bu bölümün en başında. Böyle bir ekibi bir araya toplamışken 20 dakikanın tamamı Axl’a ayrılmalıydı bence. Her hatunun muhabbet süresi ikişer dakika daha artırılmış olsa çok daha güzel olurdu kesinlikle. Bunun bir hayal kırıklığı var elbette ama epey güzel bir bölümdü cidden yine de. Son kez görüştüğümüz Devin, Cassidy ve April üçlüsünü özleyeceğim cidden.
S09E03
Cidden mi Sue? Altı üstü 5 dolardı yahu?
Mike’ın yerinde olmak istemezdim bu bölüm.
Axl’a yeni saçlar yakışmış.
S09E17
Orson Meydan Muharebesi! Eğlenceli bölümdü.
Glossnerlar ne ara bu kadar çoğaldı lan?
S09E23-24 (FİNAL)
Ve bitti! İyice alışmıştım valla 6 aydır bunlara. Duygusal bir veda olmuş.
İyisiyle kötüsüyle geçti final sezonu da. Koskoca 9 sezon bitti be! Malcom in the Middle gibi iyi başlayıp çocuklar büyüdükçe berbat hale gelen bir dizi olmadı The Middle. Aksine sezonlar ilerledikçe kıvama gelen ve kendine daha çok bağlayan bir dizi oldu. Uzun soluklu çoğu komedi dizisinin aksine tutarlı bir dizi oldu senaryo olarak The Middle. Yaş konusu hariç önceki bölümlerle çelişen, mantık dışı şeyler sunmadı hiçbir zaman. Yaş konusu da 1 aşağı inip bir yukarı çıktı bazı karakterlerde ara ara. Çoğunlukla da Axl’da. Ve tadında bitti diyebilirim dizi için. 13 bölümlük bir 10. sezonla bitse daha iyi olabilirdi ya hadi neyse.
Finalde karakterlerin ilerleyen yıllarda hayatlarında geldikleri noktalara dair paylaşımlarda bulunuldu. Sue merkezli uzantı dizi çekmeyi planladıkları düşünüldüğünde bu durum bir ispiyon değeri taşımıyor değil hani. Uzantı dizi demişken; uzantı dizinin Sue yerine Axl’a çekilmesini tercih ederdim şahsen. Neyse, umarım The Middle karakterlerini konuk almak konusunda yeterince bonkör olur uzantı dizi.
Uzantı dizinin adı Sue Sue in the City olmuş ve The Middle2da Brad karakteriyle izlediğimiz Brock Ciarlelli kadrolu oyuncu olarak uzantı dizinin kadrosuna dahil olmuş.
Chris Diamantopoulos da uzantı dizinin kadrosuna katılmış. Sue’nun patronu Nick rolünde.
ABC, Sue uzantılı diziyi pas geçmeye karar vermiş.