Apple TV+’ın 14 Mart’ta bizlerle buluşturduğu 8 bölümlük suç draması Dope Thief’in tanıtımıyla sizlerleyiz bugün.

4 Oscar adaylığı bulunan ve Gladiator, Alien, Blade Runner, American Gangster gibi birçok efsanevi yapımda yapımcı ve yönetmen olarak yer alan Ridley Scott ve Causeway filmi ile 2023 Oscarlarında En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Adaylığı kazanan Brian Tyree Henry yürütücü yapımcılığını üstleniyorlar. Dizinin diğer yönetici yapımcıları David W. Zucker, Richard Heus, Jordan Sheehan, Clayton Krueger ve Jennifer Wiley-Moxley. Ridley Scott ayrıca ilk bölümünü de yönetti.

Dizi Dennis Tafoya’nın 2009 yılında yayımlanan aynı isimli kitabından uyarlandı. Senaryosunu Peter Craig kaleme aldı.

Konusu:

Ray ve Manny birlikte hapse girmiş ve burada tanışmıştır. Çok uzun süredir arkadaştırlar. Geçimlerini sağlamak adına DEA (Drug Enforcement Administration – Uyuşturucu ile Mücadele Dairesi) ajanı kılığına girerek ufak tefek mahallelerde bulunan uyuşturucu satılan ya da uyuşturucu imal edilen evleri soyarlar. Bir gün Ray bir tüyo alır ve kırsalda bulunan bir evi soyma planı yaparlar. Yanlarına hapisten yeni çıkan Rick adında birini de alarak soyguna giderler. Ancak işler düşündükleri gibi gitmez ve ortalık karışır. Yaptıkları vurgundan sonra işlerin sandıkları kadar basit olmadığını öğrenirler. Soyulan ev hem DEA’in uzun süredir gözlemlediği bir evdir. Hem de imalathanenin sahibi çalınan mallarının peşine düşmüştür.

Karakterler:

  • Ray Driscoll: Uzun süredir Manny ile arkadaşlar ve geçimlerini DEA ajanı taklidi yapıp ev soyarak sağlıyor. Gençliğinde hapse düşmesine sebep olan olaydan sonra uyuşturucu ve alkol bağımlısı olmuş. Şuan AA (Adsız Alkolikler) toplantılarına gidiyor. Son yaptıkları vurgundan sonra başları belaya giriyor.

Ray Driscoll rolünde karşımıza Brian Tyree Henry çıkıyor. Kendisini Class of ’09 ve Atlanta dizilerinden hatırlıyoruz.

  • Manny Carvalho: Kendisi ABD’ye Brezilya’dan gelmiş. Hapiste Ray ile tanışıp arkadaş oluyorlar. Çıktıktan sonra da yedikleri içtikleri ayrı gitmiyor. Soygundan sonra hem kendi hayatı hem de kız arkadaşının hayatı tehlikeye giriyor.

Manny olarak daha önce Narcos dizisinde Pablo Escobar rolüyle döktüren Wagner Moura’yı izliyoruz.

  • Mina: Ray ve Manny’nin soymaya geldiği kır evinde yaşıyor gibi görünen ama aslında gizli görevde olan bir DEA ajanı kendisi. Soygun sırasında bazı olumsuzluklar yaşar. Ancak kimliğinin açığa çıkmasını istemez.

Justified: City Primevil, Y: The Last Man ve The Umbrella Academy gibi dizilerde gördüğümüz Marin Ireland, Mina rolüne hayat veriyor.

  • Mark Nader: Kendisi soyulan evi takip eden, Mina’nın bağlı olduğu DEA ajanı. İşinde dikkatli ve en ufak detayları gözden kaçırmamaya çalışan birisi.

Mark karakteri ile Amir Arison’ı izliyoruz. Kendisini en iyi The Blacklist’te canlandırdığı Aram Mojtabai rolü ile biliyoruz.

  • Theresa Bowers: Kendisi Ray’in babasının eski manitası. Ama Ray kendisini annesi olarak benimsemiş ve onunla birlikte yaşıyor. Agresif, dediğim dedik bir kadın. Ray’i çok seviyor. Her ne kadar ayrılmış olsalar da Ray’in babasını hala seviyor.

Theresa karakterine Kate Mulgrew hayat veriyor. Kendisini Star Trek: Voyager, Orange is the New Black gibi dizilerden tanıyoruz.

  • Michelle Taylor: Ray’in babası olan Bart’ın hapisten çıkabilmesi için Theresa’nın tuttuğu avukat. Bart’ı savunmak için Ray ile görüşüp bazı yollar planlıyorlar.

Michelle karakteriyle See ve Travelers dizilerinde seyrettiğimiz güzel oyuncu Nesta Cooper’ı izliyoruz.

  • Bart: Ray’in hapiste yatan babası. Kendisi kanser hastası. Ray ile birbirlerini hiç sevmiyorlar. Neredeyse bırakılsa bir kaşık suda boğacaklar birbirlerini.

Bart rolüyle Don King: Only in America filmi ile Altın Küre kazanmış ve Emmy adaylığı bulunan Ving Rhames’i seyrediyoruz.

Tüm kadroya buradan ulaşabilirsiniz.

Son Söz:

Dizinin yayınlanan 7 bölümünü izledim. Öncelikle belirtmem lazım ki radarıma girmemişti hiç ancak daha sonra kadrosunda Wagner Moura‘nın olduğunu gördüm ve onun hatırına bir şans vermek istedim. İlk iki bölüm çok çok iyiydi. Harika bir suç dizisi buldum diye kendi kendime sevinmişken sonradan dizinin çıtası kademeli bir şekilde düşmeye başladı ve şu ana kadar o seviyelere tekrardan hiç çıkamadı. Ara ara ufak sahnelerle çıta yükselse de bölüm bütünlüğüne bakınca o seviyeler hayal olarak kaldı.

Üstüne üstlük onun varlığından başladığım Wagner Moura’yı dizide pek sevemedim. Onun yerine diziyi taşıyan iki kişi vardı; Brian Tyree Henry ve Marin Ireland. Bu ikisinin performansı için izlemeye devam ettim. Özellikle Brian Tyree harika performans sergiliyor.

Dizinin güzel bir soygun hikayesi vardı başlarda ama sonra tamamen bir kaçış hikayesine dönüştü ve bunu düzgünce ilerletemediler. Hatta bazı noktalarda hikayede kopukluklar da yaşadık. Dizi baştan mini dizi olarak mı planlandı bilmiyorum açıkçası. Temennim sezon finalinde sonunun sabunlu kalmaması ve en azından finalini ilk bölümlerdeki seviyede kapatması olur. İzlediğim için pişman değilim ama herkese de öneremem diziyi. Oyunculara karşı bir sempatiniz varsa ya da yavaş ilerleyen bir suç draması arıyorsanız bakabilirsiniz.

Dope Thief bu tarz bir dizi işte. İzleyecek olanlara iyi seyirler dilerim.

Fragman: