Yalı Çapkını, Kızılcık Şerbeti, Yürek Çıkmazı, Çöp Adam: Gerçekler Acıd(t)ır — Dörtlü Tanıtım
253 yorum pirate 02 Aralık 2022 08:05
Amerikan dizi sektörünün formsuzluğu son birkaç yılda ciddi seviyelere ulaşmış durumda. Bu da benim alternatif ülkelerden daha fazla dizi izlememe ve daha fazla yerli dizi denememe neden oluyor.
Yerli dizi piyasamızda furyalar moda olmuştur her daim. Bir tıp draması tutar, ortalık tıp dramasından geçilmez olur. Bir askeri dizi tutar; diğer kanallar da bu tarz işlerle çıkagelir. Bir mafya dizisi tutar ortalık mafya dizisi kaynar hale gelir. Şu anın furyası da gerçek hayat hikayelerinden uyarlama diziler. Bu yazımızda biri yeni başlayan, diğer üçü ise iyi reytinglerle devam eden gerçek hayat hikayelerinin ekrana yansıtıldığı 4 diziyi tanıtacağım.
İlk dizimiz Yalı Çapkını. Cuma akşamları Star TV’de yayınlanıyor. Hali hazırda 10 bölümü geride kalmış durumda. Piyasadaki devam eden yerli diziler arasında en çok reyting elde eden dizi konumunda. Son bölümüyle Total grubunda 13.73, AB grubunda 11.19 ve ABC1’de 12.56 reyting elde ederek kendi zirvesini gören dizi, bir süredir yayınladığı dizilerde istediği popülerliği yakalayamayan Star TV’nin yüzünü fazlasıyla güldürmüş durumda.
Son yıllarda adı sektörde sürekli olarak anılan ünlü psikiyatr ve yazar Gülseren Budayıcıoğlu‘nun çıkınından çıkan dizilerden biri Yalı Çapkını. Bilindiği üzere kendisi İstanbullu Gelin, Doğduğun Ev Kaderindir, Kırmızı Oda, Masumlar Apartmanı ve Camdaki Kız gibi dizilerle de adından sıkça söz ettirmişti daha önce. Yazımıza konu olan dizilerden bir diğeri olan Çöp Adam da yine onun çıkınından çıkma keza.
Mehmet Barış Günger, dizinin senaristi. Burcu Alptekin yönetmeni. Emel Sakarya ve Onur Güvenatam ise OGM Pictures imzalı dizinin yapımcıları.
Geçelim dizinin konusuna:
Gaziantepli Korhan familyası, İstanbul’da yaşayan, ülke genelinde isim yapmış olan, oldukça varlıklı bir ailedir. Ailenin sözü saygıyla ve de korkuyla dinlenen kişisi Halis Ağa, sorumsuzluklarıyla kendisini bir hayli yoran hovarda torunu Ferit’i uslandırmak adına onu evlendirmeye karar verir baskı yoluyla. Ferit, dedesini daha fazla kızdırmak ve büyük bir servetten mahrum kalmak istemediğinden bu isteğine gönülsüzce boyun eğer ebeveynlerinin de sıkıştırmasıyla.
Ferit’e Gaziantep’ten uygun bir gelin adayı aranıp bulunur şehrin tanınmış ve varlıklı aileleri arasından. Buldukları kız ise babasından kalan mirası yiye yiye hala bitirememiş olan Kazım isimli bir toprak ağasının bu günler için büyüttüğü Suna isimli büyük kızı olmuştur. Tanışma, kız isteme merasimi ve düğün, bir hışımla halledilecek şeylerdir Korhan familyası için. Oyalanmaya niyetleri yoktur.
Kız isteme merasimi sırasında çapkın damadımız Ferit işe su koyar ve Suna’yı istemekten vazgeçer. Daha öncesinde çarşıda hiddetli bir tanışma yaşadığı Suna’nın küçük kız kardeşi Seyran’ı orada görünce şaşırır ve heyecanlanır. Yaramazlığı baş gösterir ve Seyran’ı istemeye karar verir. Kazım’ın derdi Korhanlar ile dünür olmaktır ve hangi kızının Ferit ile evleneceğinin onun için bir ehemmiyeti yoktur. Seyran’a sorulmaksızın karşılıklı anlaşma yapılır ve Ferit’in Seyran ile evlenmesine karar verilir.
Üniversite okumak niyetinde bir genç kız olan Seyran, umduğu üzere üniversiteye başlamak için değil evli bir genç kız olarak gelir İstanbul’a. Çok büyük bir yalıya yerleşir, aradığı önünde aramadığı arkasındadır. Çok zorluk çektiği baba evinden ayrılmış olması da başka bir büyük artıdır ama Seyran istemediği bu evlilikten ötürü mutlu ve huzurlu değildir.
Bakalım bundan sonraki süreçte hayat Seyran, Ferit ve çevrelerindeki diğer insanlar için neler getirecek?
*Seyran ve Ferit karakterlerine daha öncesinde Öğretmen dizisinde birlikte çalışmış olan Afra Saraçoğlu ve Mert Ramazan Demir hayat veriyor. Demir’i Çıplak ve Ölüm Zamanı dizilerinden tanıyoruz ayrıca. Saraçoğlu’nu ise Yeşilçam ve Fazilet Hanim ve Kızları dizilerine ek olarak Kötü Çocuk filminden hatırlıyoruz.
*İçerde, Karadayı ve Yılan Hikayesi gibi diziler dışında Babam ve Oğlum, Dedemin İnsanları ve İlk Aşk gibi sinema filmlerinden yakinen tanıdığımız Çetin Tekindor, Halis Ağa karakterini canlandırıyor. Biraz zor bir adam Halis Ağa. Çeşitli kuralları olan, sözünün göz ardı edilmesinden hiç haz etmeyen biri. Disiplin ve itibar, onun için önemli değerler.
*Şarkıcı ve oyuncu kimlikleriyle tanıdığımız Emre Altuğ (Tatlı Hayat, Lise Defteri, Sensiz Olmuyor, Sizi Seviyorum) ile Gözde Kansu (İçerde), Ferit’in ebeveynleri Orhan ve Gülgün karakterleriyle karşımıza çıkıyorlar. Orhan, babasının sözünden pek çıkmayan, suratı da pek gülmeyen biri. Pasif bir adam olduğu da söylenebilir. Gülgün ise vakti zamanında Seyran’ınkine yakın tarzda bir giriş yapmış aileye ve Seyran’ı sevgiyle ve anlayışla kucaklamakta bu nedenle. Halis Ağa’ya karşı saygılı, eltisi İfakat’a karşı ise alaycı bir yaklaşım içerisinde yalıda.
*Hercai ve Kara Ekmek gibi dizilerden anımsanabilecek Gülçin Santırcıoğlu, İfakat karakterini canlandırıyor. İfakat’ın eşi, yani Orhan’ın ağabeyi çok uzun yıllar önce vefat etmiş. Çok uzun evli kalmamış aslında ama Halis Ağa onu gelini bilmeye ve ona evde bir yer vermeye devam etmiş. İfakat’ı yalının genel koordinesinden sorumlu ilan etmiş. Ev ahalisinin bir olay halinde ona danışmasını, ona haber vermesini rica etmiş. Orhan ile gizli bir ilişkisi mevcut ayrıca kendisinin.
*Doğukan Polat‘ı (Söz, Sefirin Kızı) Ferit’in ağabeyi Fuat karakteriyle izliyoruz. Babası Orhan’a holding yönetiminde yardımcı oluyor. Öznur Serçeler (Erkenci Kuş) ise Fuat’ın eşi Asuman rolüyle karşımıza çıkıyor. Fuat ve Asuman’ın çok isteseler de çocukları olmuyor bir türlü.
*Diren Polatoğulları (Üç Kuruş, Karadayı), Seyran’ın babası Kazım karakterine hayat veriyor. Çekilmezlikte son nokta bir adam Kazım. Çıkarcı, görgüsüz, tembel, cimri biri. Bunların ötesinde dayakçı bir eş ve baba. Maddi durumları epey iyi olsa da bir hizmetçi tutmamış onca sene konaklarına. Karısını ve kızlarını hizmetçi olarak çalıştırmış evde. Onlara ikinci sınıf insan muamelesi çekmiş ve hayatları boyunca zulmetmiş. Kızlarını bir mal olarak görmüş ayrıca. İlerde iyi bir aileye gelin olmalarının onun için prestij ve zenginlik kaynağı olacağını düşünmüş. Bu sebeple kızlarına küçük yaştan itibaren çeşitli beceriler (yabancı diller, müzik aletleri, görgü kuralları, dans vb.) kazandırmayı ilke edinmiş. Nihayet hayaline kavuşmak üzere bu evlilikle anlayacağınız.
*Sezin Bozacı (Kırmızı Oda), Kazım’ın karısı Esme karakterini canlandırıyor. Beril Pozam (Afili Aşk) ise büyük kızları Suna karakterine hayat veriyor. Seyran evlenince şimdilik kurtulmuş gözüküyor baba zulmünden ama Esme ve Suna için zulüm artarak devam ediyor. Korhanlar ile olan evlilikte bir anda taca çıkması Suna’nın babası için iyi bir yatırım olmaktan çıkmaya başlamasına da yol açıyor. Bu hayattaki en büyük hayali evlenmek olan Suna’ya da bol ağlamalı yakın bir gelecek düşüyor.
*Çok fazla sayıda dizi ve sinema filminden yakinen tanıdığımız Serif Sezer, Kazım’ın halası Hattuç karakterine hayat veriyor. Halis ile aralarında bir yakınlaşma ve evlilik ihtimali olmuş vakti zamanında ama işler farklı gelişmiş. Hattuç, hiç evlenmemiş bunca sene. Babası öldükten sonra kardeşinin, kardeşi öldükten sonra da yeğeni Kazım’ın yanında bir hayat sürmüş. Kazım’ın ailede sözünü az buçuk dinlediği ve saygı duyduğu tek kişi Hattuç.
*Buçe Buse Kahraman‘ı (Ben Gri, Yasak Elma), Ferit’in sevgilisi Pelin karakteriyle izliyoruz. Pelin, Ferit’e çok aşık. Öyle ki başka biriyle evlenmesine bile razı geliyor. Onun Ferit’ten, Ferit’in de ondan vazgeçmek gibi bir niyeti yok elbette. Onların ilişkileri Seyran’ın kabullenmesi gereken bir durum daha ziyade.
*Bu diziyle ilk oyunculuk deneyimini yaşayan Umut Gezer, Seyran’ın eski sevgilisi Yusuf karakterini canlandırıyor. Yusuf ile Seyran’ın birlikte şehir dışında üniversite okuma hayalleri varken ortaya çıkan zorunlu evlilik durumu bu hayallere engel oluyor. Seyran’ın birlikte kaçma talebine Yusuf korkakça yaklaşıp Seyran’ı kendi başına bırakınca çiftimiz ayrılıyor ama Yusuf bu ilişkiyi kafasında bir türlü bitiremiyor.
*Ersin Arıcı, Ferit’in şoförü ve aynı zamanda sağ kolu konumundaki Abidin karakterine hayat veriyor. Sempatik, sır tutan, sorun çıkarmayan bir adam Abidin. Tam bir iş bitirici.
*Yalının yatılı hizmetli ekibine de değinelim. Ekibin başında Halis Ağa’nın onca yıldır birlikte çalıştığı ve çok güvendiği Latif (Yiğit Tuncay) var. İrem Altuğ (Çukur), evdeki hizmetçilerden biri olan Sultan‘a hayat veriyor. Oldukça meraklı bir kadın Sultan. Bir miktar da suratsız. Naif kocası İbrahim (Cansu Fırıncı) de yalıda çalışıyor. Kızı Dicle (Selen Özbayrak) de yalıda hizmetçilik yapmakta. Bir de Fırat (Yağız Ata Dinçer) isimli küçük bir oğlu var. Şefika (Hülya Duyar), yalının aşçısı. Carlos (Muhammed Mustafa) isimli yabancı bir çalışan da mevcut ayrıca ekipte.
*Menderes Samancılar (Asmalı Konak, Sıla) ise Halis Ağa’nın sanatına büyük değer verdiği Necip isimli huysuz bir mücevher sanatçısı rolüyle çıkıyor ara ara karşımıza. Halis Ağa, Ferit’i onun yanına çırak yapacak ilerleyen süreçte.
Diziyi başladığı günden beri ilgiyle takip ediyorum. Afra Saraçoğlu ve Mert Ramazan Demir arasındaki daha önce birlikte çalışmış olmaktan kaynaklı o kanka uyumu diziyi izlememdeki en büyük etken. Seyran, Ferit ve Pelin arasındaki sahneler de dizideki favori sahnelerim. Beril Pozam, dizide öne çıkan isimlerden biri. Emre Altuğ’un ve Gözde Kansu’nun yeterli seviyede kullanılmadığını düşünüyorum dizide. Gözde Kansu’nun karakteri Gülgün’ün daha fazla süre aldığı takdirde dizi için bir pozitif enerji kaynağı olabileceğine inanıyorum. Emre Altuğ’un karakteri Orhan’ın ise büyük bir uyanış ve evrim geçirmesi şart.
yorumlar
Kızılcık Şerbeti (Bölüm 6)
*Hiç küs kalamıyorsun be Doğa! Bir çakma güler yüze ve çakma özre tav oluyorsun. Ecem’i orada bozmayışina da ayrı bir uyuz oldum.
*Dava konusundaki duruşunda arkandayım Kıvılcım. Onun istediğini yapıp onları haklı çıkarmanın bir esprisi yoktu keza.
*Yandın Abdüş!
Yalı Çapkını (Bölüm 11)
*Bir sıcaksın, iki soğuk Seyran. Ayarın yok cidden. Adamı çıldırtırsın sen.
* Seviyorum seni be Pelo!
Seyro’yu bir kenara bırakıyorum da Pelo’ya büyük ayıp ediyorsun Fero!
Çöp Adam (Bölüm 2)
100 dakikaydı bölüm. Nasıl başladı nasıl bitti anlamadım. Çat diye bitip gelecek bölümün fragmanı girince boşluğa düştüm bir anda.
Bu adam (Taner) çok sinirimi bozuyor benim. Pek konuşmaması ayrı bir sinir bozucu, konuştuğunda ise çoğunlukla boş konuşması ayrı. Onu seven insanlara geçiştirici cevaplar verişi ayrı bir sinir bozucu, pek sevgi belirtisi göstermeyişi ayrı. İşimiz var bu adamla cidden.
Taner demişken; Taner’in sarkma ve akabinde aşağıya inme sahnesindeki figüran arkadaşa selamlar. İyi iş çıkarmış.
Ve son olarak;
Röntgen sahnesi çekiyorlar ama röntgenlenen kişiyi iç çamaşırıyla gösteremiyorlar. RTÜK kaynaklı böyle saçmalıkları gördüğümde sabır çekmekten yoruldum yeminle.
Turkey sınırlarında en çok Yalı Çapkını denen dizi aratılmış adı Google olan arama motorunda.
1. Yalı Çapkını
2. Duy Beni
3. Gelsin Hayat Bildiği Gibi
4. Tozlu Yaka
5. Erşan Kuneri
Yalı Çapkını‘nı izliyorum, hatta haftalık tüketiyorum, #seyfer forever tadında ilgiyle bekliyorum gelişmeleri, yan karakterler de sevilebilir olunca izlemesi de keyifli oluyor.
Çöp Adam beklediğimden iyi başladı ama konusu itibari ile kısa sürede iptali görür çabuk vedalaşırız gibi, çevremde pek de seveni olmadı.
Kızılcık Şerbeti pek benim tarzım değil, izlemiyorum, çevremde bolca izleyeni mevcut ama.
Yürek Çıkmazı TRT1 izleyen kaldımı ki dizileri izlensin.
Yürek Çıkmazı (Bölüm 6)
*Bir kere de yaralı parmağa şey etsen ne olur Feride?
Çocuk halinin yüzündeki gülümsemeye de baksana! O zaman da aynıymış. Şeytan yeminle!
*Dünya Kupası sağ olsun 99 dakikaydı bu bölüm. Keşke hep böyle olsa.
*Mehmet Aslantuğ katılmış kadroya önümüzdeki bölümden itibaren.
O bu sevgiyi hiç hak etmiyor ama çok güzel seviyorsun be Pelo! Her bölüm biraz daha, biraz daha bayılıyorum sana!
Malum doğum günü partisinden beri magazin gündemimiz malum üçlü oldu. Üçlüye yakın üçüncü şahıslar bile yorum yapar oldu. Diyorum ki hazır Darmaduman final yapıyorken malum şahıs 3-5 bölümlügüne de olsa dizinin kadrosuna katılır mı? Pelo’ya da bir hava değişikliği lazım hem?
Kızılcık Şerbeti (Bölüm 8)
Geçen bölümde açılan ikiz mevzusunu anlamlandıramiyordum. Hikayeye ne katkısı olabilir ki diye düşünmüştüm. O soruyu cevaplamış oldular bu bölüm.
tahminimce Ömer.
Seni azıcık tanidiysam cayarsin Doğa. O yüzden heveslenmedim hiç.
Nayır, nolamaz.
Halkımızın kiss görme isteği araştırılmalı.
Yalı Çapkını’ndaki öpüşme sahnesi için internet özel yayınlamışlar nedense. Sahne bazında pek bir şey değişmiş gibi değil sanki, dış müzikteki Antidepresan’ı atıp daha farklı yoldan gitmişler.
Bu başlığı her görüşümde “öyleyse biber gerçektir” diye biten soğuk espri kafamda çınlıyor.
Çöp Adam (Bölüm 4)
Tıpkı 2. bölüm gibi 100 dakikaydı bu bölüm de.
Bir weirdo (Tamer), bir harabe (Peri), koca bir gün. Normal bir gün, normal tepkiler değildi ama bu ikisine de zaten böylesi yakışırdı. Sevdim ben.
Yalı Çapkını (Bölüm 14)
Doğru olanı yaptın Seyran. Doğru olanı yaptın Pelin. Doğru olanı yaptın Kazım.
Halis nasıl döktü içindeki tüm pislikleri. İğrençsin moruk!
Duygudan duyguya geçtiğimiz, bir anımızın bir anımıza tutmadığı bir bölümdü. Reytinglerde yeni bir rekor gelir mi meraktayim.
Yalı Çapkını: 14. Bölüm
Bölümün son kısımları öyle ya da böyle acayip iyiydi.
+ Seyran’ın tutumuna şaşırmadım ama hoşuma gitti.
+ Pelin’in tutumuna biraz şaşırdım ama o da doğru olanı yaptı ki yapması da lazımdı.
+ Halis’in söylediklerine sadece lafa bakarsak o kadar da hatalı denmez fakat bence halt yedi. Adam resmen hayır cevabını kabul etmek istemeyen çocuğa döndü. Ferit asıl bu adama çekmiş…
+ Kazım gibi bir adamın tam da doğruyu yaptığı bir durumda dünyanın hakaretini yemesi ironik oldu.
Çöp Adam: 4. Bölüm
– Bölüm kendi çapında izlenirdi de süresi her türlü uzun ve temposunun da hızlı olmadığını düşünürsek halkımızın ilgisi birkaç bölüm içinde sönecek gibi geliyor ister istemez.
– Yolda gelirken Tamer’in empati yeteneği de kaybolmuş. Bari samanın altından su yürüt ama yok, onu da beceremiyor. Berrin bunu boşasa keşke diyeceğim, Tamer’in rezil ailesi hiç çekilmez asıl.
*Zor be işin Kıvanç. Çok zor!
*Umarım yediğin halttan kocanın haberi vardır Armağan. Sempatik, iyi niyetli, düzgün bir adam. Bir şok yaşayıp üzülsün istemem.
*Hala da iyice Feride’ye bağladı bu bölüm.
*Ozan Dağgez’i geçen bölümde arabayla geçerken uzaktan görmüştük bir an. Bu bölüm ilk diyaloğumuz gerçekleşti. Kadro, genişlemeye devam ediyor. 1-2 tanıdık simaya daha hayır demem. Aktris olsun ama sıradaki. Son 3 takviyenin üçü de aktördü keza.
*Yediğin hurmalar …
Güzelim Funda’ya her daim bok gibi davrandın Halil. Bu bölümde de ‘Dürüstlük’ kisvesi altında bir doz daha verdin kızcağıza. E haliyle bir geri dönüşü olacaktı tabii.
Sonradan Ek:
Yürek Çıkmazı (Bölüm 9)
Günahını almışım.
Yalı Çapkını (Bölüm 15)
Olaysız, ekstrasız bir bölümdü denebilir. Minik bir sahne dışında Pelo yoktu bölümde ve Pelosuzluk bana yaramıyor da denebilir.
Tahta ev hoş, süslemeler şık, ışıklandırma dünyanın parası, karşılama töreni kırmızı halımtırak, yemek masası makul de o prodüksiyona o sandalyeler hiç olmamış be ya!
Kızılcık Şerbeti (Bölüm 10)
Bu ihtiyatsızlığı ve carpe diemciliği senden beklemezdim Kıvılcım.
Yalı Çapkını: 15. Bölüm
– Dizi içinde elbet bir şeyler oluyor da yaşananları mantık çerçevesine oturtmaya kalksan sağ baştan girip hepsinin soyuna küfretmen gerekir. Öyle bir sülale.
– Mine Tugay, Orhan’ın eski sevgilisi Defne olarak konuk olacakmış.
Çöp Adam (Bölüm 6)
Beni en az çeken bölüm bu oldu sanırım. Bunda normal hızda izlemek mecburiyetinde kalmamın payı büyüktür elbette. Şu diziyi Fransızlar, İsveçliler, Norveçliler, Danimarkalılar, Belçikalılar falan uyarlasa ve şöyle 25-30 dakikalık bölümler halinde sunsalar ne güzel olurdu var ya!
Peri’de her şey fazlaydı bu bölüm. Fazla gitgelli, fazla histerik, fazla yapışkan, belki fazla bencil. Hiçbir şeyi normal değildi.
Yalı Çapkını (Bölüm 16)
Teyze, teyze, teyze … Öküz ya! Bu ve diğer şeyler … Kadın sabırlı çıktı yine. Ben olsa kovardım Ferit’i çekim mekanından.
Mine Tugay’ın yüzü-gözü garibine gidenler için: Ön açıklama yapmış kendisi.
Crossover: Yapımını OGM Pictures’ın üstlendiği, hikayesi Gülseren Budayıcıoğlu’na ait olan projeye (Yalı Çapkını) yapım şirketinin yeni başlayan dizisi Ömer’in oyuncuları Barış Falay ve Selahattin Paşalı “Reşat” ve “Ömer” karakterleriyle konuk oluyor.
Çöp Adam (Bölüm 7)
Seviyorum ben Peri’yi dinlemeyi. Evirmiyor, çevirmiyor, bodoslama bir şekilde ve tane tane anlatıyor güzel güzel derdini.
Peri, Bülent ve seksi hizmetçi dışındaki karakterleri izlemek pek tat vermiyor bana bu dizide. Özellikle de kız kardeş ve baldız ciddi seviyede yoruyorlar. Bu bölümde o yorma çıtasını iyice aştılar. Gereksizler, tiksincler.
Üstteki crossover ile ilgili: Bu diziyi de dahil etsinler elleri değmişken. İlk etapta Peri ve Bülent konuk olsun mesela. İlerleyen süreçte de 3 dizinin 3 merkez çiftini aynı mekanda ağırlasin dizilerden biri.
Yalı Çapkını: 17. Bölüm:
İşkenceler içinde kıvranıyorken bu geri zekalının pişkinliğinden dolayı ölüyorum.
Yalı Çapkını: 18. Bölüm:
“Ben dedim, bitti,” tavrı sırasında nefesi kesilse ya da hık deyip gitse ne güzel olur. Anca bağırmayı ve emir vermeyi biliyor. Ergen herif. Kazım bile kendi doğruları ve çıkarları çerçevesinde bir şeye benzedi, bu benzemedi.
Bir de hep aynı döngü. Pelin toplasa Seyran bozuluyor, Seyran haddini bildirse bu sefer Pelin dağılıyor. Hepsi de bunun yüzsüzlüğü yüzünden. Reytinginiz yerin dibini boylasa da doğal yollardan kurtulsak keşke.
Not: Şahmaran’daki Cihan’ı Yalı Çapkını’ndaki Ferit’e tercih edebileceğime karar verdim. Aynı hamurun ürünü nasılsa. Cihan, daha az sinir bozuyor hiç değilse.
Yalı Çapkını (Bölüm 18)
Kimin kro olduğu da kimin it kopuk olduğu da belli. Kişi kendinden bilir işi.
Türk hekimlerine sesleniyorum: Bu kronun dilini keselim. Yazarak anlatsın bundan sonra derdini. Bu kadar bağırış çağırış yordu keza.
İyi ki varsın Suna. Sen olmasan bizim yufko yelkenleri suya indirmişti keza. Pelo’ya da bir Suna lazım. Kuzen işlevini yerine getirmiyor ne yazık ki.
‘Ferit aslında haklı, Ferit özünde iyi biri vb.’ mesajlar vereceğiz diye kırk takla attılar bölümde. Bu Ferit güzellemelerini midem kaldırmıyor benim. Lakin son bölümlerdeki Kazım guzellemelerinden bir hayli hoşnutum. Gelişme var karakterde. Haliyle bölüm sonu sahnesi için
modundayim.
Yalı Çapkını (Bölüm 20)
Hiç de içim falan soğumadı benim. Öf. Pöf. Hatta aman yani ya. Keşke beter olsanız ailecek. Sürüm sürüm sürünün.
İşe yaramış tabii ki.
Kızılcık Şerbeti (Bölüm 15)
Can, Fatma’nın sevgilisi değil miydi yahu?
Leman’dan, Kayhan’dan, Nilay’dan, Fatih’ten ve Pembe’den gına geldi artık.
Yalı Çapkını (Bölüm 20)
Hastane bölümleri sıkıcı geçer dizilerde genelde ama bu öyle olmadı. Kazım sağ olsun baya eğlendim ben.
Üçlünün kahvaltı sahnesindeki çocuksu mutluluğu beni de mutlu etti. Kazım’i eski ayarlarına aman diyeyim döndürmeyelim. Böylesi iyi.
Son 10-15 dakikalık kısma hiç gerek yoktu kesinlikle. Fazla abarttilar, hoş olmadı.
Halis, Allah rızası için ölsün en kısa sürede yahu! Katlanamiyorum ben buna!
Can, Fatma’nın sevgilisi değil miydi yahu?
Kuzeni.
@desperate houseboy Eyvallah.
ona “tüm dizilerini yayınlamayacak” değil “hiçbir dizisini yayınlamayacak” ya da “tüm dizilerinin yayınını iptal etti” denir. ben sizin kullanacağınız türkçenin…
“Star TV, Show TV, atv, FOX, Kanal 7, tv8 ve Kanal D, 15 Şubat çarşamba akşamı saat 20.00’den 02.00’ye kadar deprem bölgesi için yardım toplayacak. Yayına TRT’nin destek verip vermeyeceği yarın belli olacak.”
Dün yayınlanan iki dizi de reklama girmemiş. Acaba kaç hafta böyle ettiği takdirde yeter gelir de kanallar bütün dizileri kaldırır? Neyse o kadar da değil, tonla ekmek yiyeni var.
Ahu’nun kocasının koyduğu postayı saymazsak yine normal temposunda ilerledi her şey. Hatta bir şey olmadı desem yeri.
Tamer’in ailesini evden kovmayacağı belliydi. Peri’nin doğum gününde rehin misali alınacağı da fragmanda vardı zaten.
*Hele şükür Selim!
*İyi halt ettin Taner! Sinikti en azından şu son olaya kadar. Şimdi cesaretlendirmiş oldun yok yere.
*Berrinciğim, olay kıyafet mi sadece? Tavır, ruh, tutku …
*Dilberciğim, sen tarafsız mı kalsaydın acaba?
*Bunların çocuk hallerinin yetişkin hallerine benzemezliğine hala alışamadım. İkisi de tatlı çocuklar ama o çocuklar büyüyünce bu tiplere bürünmezler. Hele de kız! Bu ikisinden bağımsız günümüzdeki 2 çocuk oyuncu da birbirinden beter. Ateş Kuşları’ndaki çocuk oyuncu kast seçimleri ne kadar doğruysa bunlarınki o kadar yanlış kısacası.
*Geliyor, ısrarla gönderiyor ve sonra ‘Neden gelmiyor?’ diye haykırıyor. Sonra yine geliyor … Taktik desen böyle taktik olmaz. Tam kırık bunun kafa cidden. Kırık kafa severim de bu dengesizliğin bokunu çıkarıyor bazen. Soğutacak iyice kendinden böyle böyle.
*Fragmanda görüyoruz ki kaç bölümdür beklenen can alıcı malum soruyu önümüzdeki bölüm soruyorlar nihayet:
Kızılcık Şerbeti’nin yarın yeni bölümle döneceği netleşmiş.
Gelsin Hayat Bildiği Gibi, tekrar bölüm bu hafta. Kardeşlerim de cumartesi günü aynı şekilde tekrar bölüm. Gönül Dağı ise bu cumartesi yeni bölüm yayınlayacakmış.
Yarın heeerkes dönüyor ve bence tüm bunlar Yalı Çapkını yüzünden başımıza geliyor. Bakalım reklam kuşağı açabilecekler mi?
21. Bölüm:
– Halis, kendince güya haklısın da sen bağırmaya başlayınca “Ne bağırıyorsun be adam?!” diye benim başlayasım geliyor.
– Seyran’ın konuşmasına bir tık itirazım var sadece.
Seyran’ın Ferit’e asla görüşmeyeceksin tavırları ne kadar işe yarayacak peki? Daha bu kadının anası da gelecek ayrıca, yolda. Bknz: Toprak Sağlam.
++
Yusuf’un suratına hala meh gözüyle bakıyorum ama Sultan’la yaptığı konuşmayı sevdim. Sultan’ın kafasındakileri İfakat ortalığa (elbet bir gün) döktüğünde bakalım neler olacak. Öbür yalanlara kamyon dolusu hakaret savurdu dede. Bu sefer kalpten gider belki. Hadi inş.
Kazım’ın Halis-Hattuç ikilisine surat ekşitmesini ciddiye alsam mı bilemedim. Aman gelmişler zilyon yaşına, n’olcek. Yemek sahneleri komikti.
Abidin ile Suna’yı gören kişinin Asuman olması rastgele bir seçim mi yoksa bilerek mi yaptınız? İleride Fuat’a kızı yamamaya kalktıklarında kullansın diye mi oldu bu?
Bu Ferit kişisi benim duygularımı öldürmüş sanki. “Seni seviyorum”a bön bön baktım. Ama bu da bir ilerleme sayılır herhalde.
Not: Hazır gelmişken; değerli halkımızın başına metres kadar kaya düşsün. Teşekkürler.
Not 2: Fragmandaki kapılar aynı değil. Dolayısıyla olta atıyorlar.
Bitmeyen bölüm yapmışlar. 2x izliyorum, arada atlamalar yapıyorum; yine de bitmiyor.
*O kadar hakareti yediler ve biri de çıkıp karşı söz söylemedi ya da kalkıp masayı terk etmedi ya lan! Kazım kadar olamıyorsunuz.
*Madem açtınız ağızlarınızı
de diyeydiniz ya!
*Ulan Latif, ulan Latif … Düzeleceğini bilsem aralarında para toplasınlar ve …’ diyeceğim ama ne yaparsan yap asla düzelmez bu. Ruhu çekilmiş yarım asır önce bedeninden.
*Belli ki iş yerini mesken alacağız bundan sonra kayda değer sürelerde. Bu adam bunu sevmedi.
*Eğer ki söylediğin her cümlede ciddiysen helal sana Yusuf! Destekçinim. Yok palavra sıkıyorsan bas git!
*Pelin’e dijitalde uzantı dizi çekseler olur şükela. Bundan sonrası zorlama sahneler olacak bu dizide keza. Kızcağıza da etmek istemiyorum hiç veda. Şu noktada en doğrusu bu ola.
Kızılcık Şerbeti (Bölüm 16)
Bu da Yalı Çapkını ile yarışır haldeydi uzunlukta.
*Felç geçir, ağzın yüzün yamuksun, tek kelime konuşamaz hale gel emi Sönmez!
*Alevciğim, seni uyandırmak için malum kişinin ev hallerini videoya alıp izletmek mi lazım illa?
*Deniyorum ama yok; üzülemiyorum Nursema’ya.
*Her ‘Güzel yüzlüm’ deyişinde ‘Bir göz muayenesine mi gitsen sen acaba?’ diye sorasım geliyor malum şahsa.
Çöp Adam bölüm bitene kadar reklam vermedi. Adım Farah zaten vermedi. 1 Mart’a gelmemiş henüz pek bir şey değiştirmediyse demek.
Çok zevkli, diyeceğim ayıp olacak. Bir de hazır gelmişken, Peri teker teker karakterleri öldüren slasher film katili gibi bunları sıraya dizip öldürse niye demem. Öyle bir gereksizlik.
Çöp Adam (Bölüm 12)
*Tamer: Bu da soru mu? Peri’nin de dediği gibi asıl hasta olan sensin zaten.
*O adamda dolandırıcı tipi var da umrumda değil. İki şekilsiz yesinler birbirlerini.
*Begüm’den gına geldi bana. Böyle arkadaş olsa ne olmasa ne? Dizide bir boka yaradığı yok. Peri’ye de bir faydası yok. Çıkaralım hemen lütfen diziden.
İyi Adamın 10 Günü, 124 dk. bu arada.
22. Bölüm:
Öteki türlü Suna ile Abidin’i Asuman’ın görmesi ne işe yarayacak mesela?
– Fuat kendi çapında haklıydı da karşındaki adam Halis, laf anlatsan dahi anlayacak sanki. Daha bir de şirkette çevrilen dolapların ortaya çıkması durumu var. Gör rezaleti o zaman.
– Latif konusunda İfakat’ı destekliyorum. Ayrıca Orhan’la barışsalar niye demem ama şart değil. Şu noktadan sonra Orhan’ı tekrardan Mine Tugay’ın karakterine yazabilirler.
Ana ikili dışındaki karakteri kulllanamadıkları için Efe’yi de göndermelerine şaşırmadım. Bu bölümde Abidin konuk oyuncu tadındaydı mesela. Kazım’ın hallerine de anca göz devirmiş bulundum. Bir de dolandırılacak şimdi.
– Geceyi birlikte geçirdiler mi emin değilim ama ufaktan Pelin’e yol alan Ferit’i görünce Seyran’a üzülesim de gelmiyor bir türlü. Sahi Pelin’in annesi gelecek de ne olacak?
Yalı Çapkını (Bölüm 22)
Fuat: Haklısın da kime ne anlatıyon tabii.
Abidin ve Defne, hiç gözükmediler sanırım bölümde. Efe’nin minik bir sahnesi vardı. Yusuf’un tek sahnesi minik bile değildi. Pelin’in de uzun sayılabilecek 1 sahnesi, artı bir de kran yansıması vardı. 2.5 saatlik bölüm çekip bu kadar karaktere figüran muamelesi çekmek de ne diyeyim … Gerek yok bu kadar Seyran-Ferit sahnesine, gerek yok bu kadar Hattuç ve Halis’e.
Kızılcık Şerbeti (Bölüm 17)
*Ulan kel; en az 10 tane olumsuz özelliğini sıralarım bir çırpıda da bu derece midesiz olabileceğin aklımın ucundan geçmemişti.
*Malum kıza ‘…’ muamelesi yapmasaydınız keşke. İş oyunculukta kalsa yeterliydi pekala.
*Kadın aşağılama konusunda tavan bölüm buydu sanırım.
Yalı Çapkını’na yine internet özel yayınlamışlar. Son sahnenin uzatılmış bir versiyonu yine, havaalanı sahnesi misali.
Çöp Adam 13. Bölüm:
– İşkenceler içinde kıvranıyorken onların mutluluğundan ölüyordum. Iyk.
– Peri-Berrin sahneleri hariç her zamanki durağanlığındaydı. Tamer’i ayrı, Meryem’i ayrı, babası ayrı dert.
Son kısma da nihayet diyorum. Öyle ya da böyle. Ayrıca yaşasın kötülük
Çöp Adam (Bölüm 13)
Bölüm sonunda yeni bölüm fragmanı yayınlanmamasi hoşuma gitmedi. Keza gerçek olmasıni çok istesem de illüzyonmus gibi geldi son sahne.
İlk bölümün ardından en çok sevdiğim bölüm bu oldu sanırım. Berrin’in çekilmez ablasına bu bölüm çok fazla maruz kalmamak da iyi geldi. Keşke Meryem sevimsizine de bu kadar maruz kalmasak tabii. Şofför ise doğru düzgün bir şey yaptı ilk kez sanırım dizide. O da yolunu 2 kulvarda da diğer tarafa kaydırır umarım bundan sonraki süreçte.
‘Açtık ağzımızı, yumduk gözümüzü.’ bölümü olmuş. 4-5 kulvardan birden hem de. Konuşulmayanları konuştuğumuz için mutluyum. Güzel bölümdü yani.
-Suna ve Abidin de 2. çoğul şahıstan 2. tekil şahısa geçmeye karar verdiler. En azından başbaşayken.
-Gülgün’ün ağzından Halis’ten onun da pek haz etmediğini hissettiren bir cümle duymak güzeldi.
-İfakat da nihayet Suna’ya kafasındaki ‘Suna&Fuat’ kurgusundan bahsetti açık açık.
-Fırat Çelik’in karakteri ilk defa çakma kibarlığını bıraktı.
-Halis ve Hattuç hikayesine bir flashback sahnesi sıkıştırmaları da iyi oldu.
-Elkızı sonrasında hala fazla kilolarından kurtulamamış olan Toprak Sağlam da ‘Ben bu oyunu bozarım.’ dercesine sert bir şekilde dahil oldu diziye. Korhanlarla olan ilk buluşması bu bölümün içine sıkıştırılabilmiş olsa daha iyi olurmuş tabii.
-Ne kaldı başka? Evet, en önemli şeyi unutmayalım. ‘Halis ölürse…’ konuşması. Halis ölürse mirastan pay alacak kadın ve çocuk kim? Sultan ve onun Ferit’ten peydahladığı oğlunda bahsetmediklerini varsayıyorum. Halis ile ilgili olmalı bu konu. Halis’in evliyken ilişki yaşadığı o kadın kim? Orhan’ın yarı kardeşi konumundaki kişi kim?
Kızılcık Şerbeti, bu hafta ilk kez Yalı Çapkını‘nı geçip AB’de 1. olmuş.
Dün akşamki bölüm Kızılcık Şerbeti’nin açık ara en çok sıkıldığım bölümü oldu. Yalı Çapkını’nın bölümü en çok keyif aldığım bölümlerden biriydi. Böyle bir tezatlıkta geçilmesi garip olmuş cidden.
Maybe it’s you.