Şahsiyet || Her Şeyi Unutmak, Unuttuğunu Bile — Tanıtım
94 yorum aserat 13 Nisan 2018 08:28
Ülkemizde de dijital izleme platformlarının yükselişte olduğu bilinen bir gerçek. BluTV’nin yanı sıra geçtiğimiz yıl hizmete giren PuhuTV de ilk orijinal dizisi Fi ile Türkiye’de dijital televizyonculuğa yeni bir soluk getirmişti. Kanalın bu yıl ekrana getirdiği iki yeni yapımından biri olan Şahsiyet bu iddiayı perçinleme amacıyla izleyici karşısına çıktı. Buyurun, kendisini biraz daha yakın tanıyalım.
KİMLİK BİLGİLERİ
Tür: Polisiye, Gerilim, Suç
Sezon/Bölüm Sayısı: İlk 3 bölümü yayınlandı.
Durumu: 17 Mart 2018 – günümüz
Süre: 60-70 dakika
Yapımcı: Ay Yapım
Yönetmen: Onur Saylak | Senaryo: Hakan Günday
Kanalı: PuhuTV
Önemli Bağlantılar: Resmi Site – Facebook – Twitter – Instagram
KONU
Agâh Beyoğlu, 60’lı yaşlarında, yalnız yaşayan bir adamdır. Beyoğlu’nun canlı dünyasında sürdürdüğü sakin ve sıradan sakin emeklilik hayatı, Alzheimer hastalığına yakalandığını ve tüm yaşanmışlıklarını unutacağını öğrenmesiyle değişir. Ancak Agâh bunu kendi yararına kullanmaya ve uzun zamandır işlemeyi düşündüğü bir cinayet için harekete geçmaye karar verir. Bu sırada Avustralya’da yaşayan kızı Zuhal ve torunu Deva İstanbul’a gelerek Agâh’ın hayatına tekrar dahil olur.
Öte yandan Cinayet Büro Amirliği’ndeki ilk ve tek kadın polis olan Nevra Elmas ise bir yandan mesai arkadaşlarından gördüğü mobbing, diğer yandan işinin zorluklarıyla uğraşırken yolu tesadüfi şekilde Agâh ile kesişir. Ancak bundan sonra ikisinin hayatı da eskisi gibi olmayacaktır.
KARAKTERLER
“Bütün hatıralarım, bütün hayatım; her şey silinip gidecek. Ben ne olacağım? Şahsiyetim ne olacak?”
- Agâh Beyoğlu (Haluk Bilginer): 60’lı yaşlarda, eşi Mebrure’nin 10 yıl önce vefat etmesinin ardından içine kapanan ve geçmişinden kopamayan bir adam. Yurt dışında yaşayan bir kızı var. Adliyedeki yazı işleri müdürlüğü görevinden birkaç yıl önce emekli olmuş. Her şeyi unutacak olması, uzun zamandır işlemek istediği cinayet için mükemmel bir bahane.
“Bir iyilik var ya hani, iyilik diye bir kavram? İşte polislik benim için o iyiliğin parçası olmak anlamına geliyor. Amacım bu; iyi bir insan olmak.”
- Nevra Elmas (Cansu Dere): 30’lu yaşlarda, emekli bir polisin kızı. Üniversitede Kamu Yönetimi okuduktan sonra Cinayet Büro Amirliği’nin ilk ve tek kadın polisi olarak kendine hatırı sayılır bir ün yapıyor. İş arkadaşlarından gördüğü mobbing yüzünden zaman zaman pes etme noktasına geliyor. Agâh’la yolları çok ilginç bir şekilde kesişiyor.
“Çünkü sen hep bunu duymak istiyorsun: Her şey iyi gidiyor baba!”
- Zuhal (Şebnem Bozoklu): 16 yaşındaki ergen oğlu Deva ile birlikte Avustralya’da yaşıyor. Ancak eşinden boşanma kararı alınca İstanbul’a, babasının evine dönüyor. Hayatında tekrar dikiş tutturmaya çalışsa da bu, zannettiği kadar kolay olmuyor.
“Sizden tek ricam, benimle bir röpörtaj yapmanız. Evet, sana çok sorular soruldu ama henüz doğru sorular sorulmadı.”
- Ateş Arbay (Metin Akdülger): 10 parmağında 10 marifet denebilecek bir insan. Hem gazeteci, hem müzisyen, hem de DJ. Cinayet Büro aleyhine yaptığı haberler yüzünden Başkomiser Tolga’nın sevmediği biri. Yaptığı son haberin ardından Nevra’yla tanışıyor.
“Bak Nevra… Eğer bir şey saklıyorsan… Çok iyi biliyorsun ki sen de suçlu olursun!”
- Tolga Yazgan (Necip Memili): Cinayet Büro Amirliği’nin başkomiseri. Diğerlerinden psikolojik baskı gören Nevra’ya kol kanat geriyor, sevgisini yer yer sert bir şekilde gösteriyor. İdealist ve disiplinli bir adam.
3. bölümde Nevra’nın annesi olarak karşımıza çıkan Müjde Ar ve henüz rolünü öğrenemediğimiz Hüseyin Avni Danyal‘ın yanı sıra dizinin kadrosunda Şenay Gürler (Nükhet), Ayhan Kavas (Gürkan), Fırat Topkorur (Firuz), İbrahim Selim (Sefa), Recep Usta (Deva), Rabia Soytürk (Süveyda) ve Önder Selen (Mümtaz) de yer alıyor.
Öte yandan ilk 3 bölümde usta oyuncular Hümeyra (Feza Yurtgil) ve Avni Yalçın‘ı da (Mehmet Yurtgil) konuk oyuncu olarak izliyoruz.
SON SÖZ
Yer aldığı her projeye ayrı bir değer katan Haluk Bilginer, hayran olduğumuz oyunculuğunun ardından kendine yeni bir alanda yer açmaya başlayan Onur Saylak ve Türk edebiyatının son dönemdeki başarılı isimlerinden biri olan Hakan Günday‘ın bir araya gelmesi zaten Şahsiyet için duyduğumuz heyecanı arttırmaya yetiyordu. Ancak dizi, içeriğiyle de meraklı izleyicisini haksız çıkarmadı ve ilk 3 bölümüyle damaklarda bıraktığı tatla uzun süre gündemde kalacağını kanıtladı.
Orman adlı kısa filmleri ve bu yılın başlarında vizyona giren Daha‘nın ardından Saylak-Günday ortaklığından yine çok başarılı bir proje doğmuş. Katmanlı senaryosu, özenli rejisi, harika oyunculukları ve hatta jeneriğiyle, yarattığı iddianın boşa olmadığını gösteriyor Şahsiyet. İlk 3 bölüm ağırlıklı olarak Agâh ve Nevra üzerinden dönmüş olsa da hikayelerini merakla beklediğimiz birçok karakteri yavaş yavaş tanımaya başladıkça seyir keyfinin iyice artacağını düşünüyorum. Temposunun düşüklüğü benim için bir sorun teşkil etmedi, bölüm sürelerinin kısa ve hikayenin ilgi çekici olması nedeniyle üçü de bir solukta bitti. Kısacası hem PuhuTV için hem de Türk dizi sektörü için dikkate alınması gereken, öncü bir proje olarak herkese tavsiye edilir. İyi seyirler.
Not: Diziyle ilgili daha önce bu yazının altında yorum yapılıyordu.
JENERİK
yorumlar
Ben konudan ötürü tav olan izleyicilerdenim. Bölüm süreleri de makul olup yanına bir de Haluk Bilginer’i ekleyince “denenesi“den “denenmeli“ye terfi etmişti benim için. Denediğime de pişman olmadım. Gayet beğenerek izledim ilk 3 bölümü. Eleştirdiğim 2 nokta oldu (posketi izleyenlere ikinci baskı olacak):
– Dizinin hoş bir hiciv tarzı var. Gerek diyaloglarda, gerek monologlarda, gerek oluşan bazı durumlarda izleyicisini sık sık gülümsetiyor ve hatta bazen kahkaha attırabiliyor. İşte ben o “durumlar”ın çoğunda arkada şuradakiler gibi muzip bir müzik beklentisine girdim ve bulamadım çoğunlukla. İlgili anlarda bu tip müzikler kullanılsa, dizi bir tık seviye yükselecek bence.
– Bu kadar iddialı, ciddi ve profesyonel bir yapım sunarken dizinin bölüm sayısını duyurmayı bırak 4. bölümünün ne zaman geleceğini bile duyuramamak bana göre ciddi bir amatörlük. Bunu daha önce de yaptıklarını yazmayın hemen. Özrü kabahatinden büyük olmasın.
@aserat Tanıtım için teşekkürler. Türkçe öğretmenliği modum açık bugün. Şuna değinmeden edemeyeceğim: “geçmiş hatıralarla” ifadesinde “geçmiş” kelimesi fazla.
Güzel tanıtım olmuş
Bölüm düzensizliğiyle ilgili eleştirilerimi daha önce de yazdım, dkamoy’a katılıyorum şu bölüm sayısını açıklamama işi öyle kabul edilecek bir durum değil. Zar zor 13 Nisanda bölümlerin geleceği açıklandı. O kadar bekletiyorsunuz bari diziyi 13 Nisana girdiğimizde ya da sabahtan yükleyin siteye. Akşam 9da gelecekmiş, sabrımı zorluyorlar.
Fi falan değil internetten dizi işi en iyi Masum oldu. Üye olup diziyi 2 3 günde rahatça bitirdim, böyle bir sisteme ihtiyaç var.
1.sezon 4. bölüm üzerine
Cidden güzel bölümdü. Dizi başlamadan öncesinde jeneriği ilk izlediğim zaman dikkatimi en çok çeken bir şeyi bölüm içinde güzel bağlamışlar tebrik ediyorum. Ne yalan söyleyeyim söyleyecek bir şey bulamadım bölüme çok güzel akıp gitti.
Güya bu seferlik haftalık takip edecektim de en azından 4-5’i izledim oturup. İyi gitti bunlar da. Daha fazla cevap verir olmaları hoşuma gitmeye başladı.
Sözde hafta hafta izleyecektim ama 4-5-6 yı da 3 günde hüplettim.
Dizi gittikçe daha da güzelleşiyor, severek izliyorum. 4-5 i daha çok sevdim ama 6 da İbrahim Selim in biraz daha ön planda olmasıyla güzeldi, seviyorum adamı.
Haftaya fuar a gidip Hakan Günday ı görürsem @dkamoy, bu yayın takviminin kötülüğünü dile getireceğim
Bir de şu Kambura tam olarak neresi ? İstanbul un bir köyü ya da ilçesi mi ?
@necdetcem7 Biz ilk 3’ü izlerken araştırmıştık. Kambura olmayan bir yer.
Şuradaki ilk 2 bölüm yorumumu taşıyayım:
S01B01
Cansu Dere’yi izlemeyi çoooook özlemişim. Büyük keyifle izledim onun sahnelerini ve güzel bir hasret giderme oldu cidden. Karaktere de ilgi çekici bir hikaye yazılmış bence. Ama Haluk Bilginer’in hikayesi tam bir hayal kırıklığı oldu. Doktorla olan ilk görüşmesi ve kızıyla olan telefon görüşmesi hariç baydı onun sahneleri. Uzatmışlar da uzatmışlar resmen. Bir mantığa da oturtamadım açıkçası yaptıklarını. Ama Cansu Dere’nin karakteri hatırına izlemeye devam edeceğim şimdilik.
S01B02
70’ten 60’a inen bölüm süresi ve Agah’ın sürelerinin biraz azalmış olmasının da etkisiyle daha iyi aktı bu bölüm. Yalnız bu Agah’ın giriştiği işin ‘Niye?’ kısmının altını tam dolduramadılar kesinlikle. O kısım tam dolmayınca hikayeye de tam bağlanamıyor insan ister istemez.
S01B04-05
İlk 3 bölüme oranla bu 2 bölümde gözle görülür bir yükseliş vardı. Özellikle 5. bölümü epey sevdim ben. Agah’a da alışmaya başladım. Bu ayarda devam ederse sıkıntı yok.
S01B05-06
5. bölüm 4.bölümün açıklaması olmuş biraz. Zaten anladığımdan olayları farklı pek fazla bir şey göremedim bölümde ama sıkmadan da izletti yinede beğendim tabii. 6. bölüm ise çok bayılmasam da yine güzel bölüm diyebilirim. Şu ana kadar en iyi bölüm benim için 4.bölümdü.
@necdetcem7 Kambura hayali bir isim. Havadan görüntülenen yer Bursa’nın Gölyazı köyü.
Dizi konu olarak da görüntü ve kalite olarak da muhteşem.
7-8-9, 11 Mayıs‘taymış.
Şahsiyet 7-8-9 üzerine:
Ben bu karmaşada bir yandan da bunu izledim. Çok şaşırtıcı şeyler olmadı, hoşuma giden şeyler de oldu ve izlettiler kendilerini. Bir de biraz daha cevap verdiler işte.
Kimlere özeniyorsunuz bilmiyorum ki!
Şahsi:
6. bölümü pek sevmemiştim. Bu bölümün ilk yarısında da epey sıkıldım ama 2. yarısı keyifli geçti.
Haluk Bilginer için izliyorum diziyi ama ilk bölümlerdeki heyecanım kalmadı. Ceset sayısı arttıkça inandırıcılık azalıyor. Sondaki sahne tatmin edici ama çok basit oldu sanki. Şebnem Bozoklu ve oğlunun sahnelerine de hiç gerek yok, konu çok dağılıyor.
Bu bölümdeki bazı diyaloglar çok güzeldi. Umut, dolandırıcılık örneği mesela. Agah’ın flörtleşmesi. Şu Kambura muhabbetini hiç sevemedim.
S01B08
Bölüm sonlarında espri de yapmaya başladılar 2 bölümdür ve hoşuma da gidiyor bu espriler. Tahmin edilesi espriler ama güzel espriler.
Güzel bölümdü bu arada. Nevra ve manitasını izlemek güzel oluyor bir de. Karakter olarak hiç alakası yok biliyorum ama şu sıralar The Bridge’de izlediğim Diane Kruger’ın karakteri Sonya ile ruh rengi olarak epey bir benzeştiriyorum ben Nevra’yı. Güzel bir ruh Nevra.
Bir de bu Deva’nın hatun dilsiz mi yoksa ‘Konuşmayan kadın mükemmeldir.’ gibi gereksiz ve saçma bir bakış açısına mı sahip bu senarist arkadaş bilinçaltında?
10. bölümü merakla bekliyorum.
1 ay beklemeyelim yine ya! 2 hafta içinde gelsin işte 10 ve 11. bölümler.
Bir de Alzheimer etkisini gösterdikçe daha keyifli olmaya başladı sanki Agah’ı izlemek.
Bölüm 8-9
8. bölüm normal ilerledi ama son kısım çok güzeldi, biraz daha böyle şeyler yaparlarsa şikayet etmem.
Şu site, kostüm olayı da ilgimi çekmiyor. Agah’ın kızı ve torunu dizide olmasaydı hiçbir şey kaybetmezdik. Mesela Cemil ve Zuhal’in morg sahnesi, bilemiyorum.
9.bölüm biraz daha açıklama yaptılar ama yine akılda kalan soru sayısı fazla.
Bölümün bomba sahnesi de Müjde Ar’ın araba sahnesiydi Güzel göndermeydi.
Tırıvırı: 9. bölümdeki şu göndermeye yarıldım!!! Hani “anlamayan kaldıysa” misali koymuşlar çocuğu…
Bunun için diziden resmi bülten geldi hatta ama gördüğüm kadarıyla anlayan sayısı zaten hiç de az değil.
Güzel düşünmüşler.
@aytackara Bu ülkenin çocuğu olup da anlamayan sayısı az olacaktır zaten. Gerçekten de dakikalarca güldüm.
S01B08
Maşallah güzel akıyor bölümler. Hafta hafta takip ettiğimden arkadan geliyorum ve bayıldığımı söyleyebilirim hiç sıkılmadan izliyorum. Hiç beklemediğim kadar güzel gidiyor. Son sahnede espri cidden çok iyi oldu. 9 bölümü izlememek için zor tutuyorum kendimi ama izlemeyeceğim
Son üç bölümüyle final yapıyormuş 8 Haziran’da
Yayınlanan son 3 bölümü izledikten sonra bu hafta başında 2 bölüm ve bayram önü 2 bölüm olmak üzere toplam 13 bölüme ulaşıp dükkanı kapatırlar diyordum ama öyle olmadı. 1 ay beklettiler yine bizi ve 12’de bitiriyorlar. Neyse, sağlık olsun.
@aytackara bence dip de bu da +18 içerikler olduğu için bitiriyorlar. RTÜK yeni yasasın düşünürsek bu normal acaba netflix ne zaman içerikler sansürlemeye başlayacak.
Bence ya yeterince ilgi çekmediklerinden ya da gerçekten planları bu olduğu için erkenden bitiriyorlar.
Finalde ucu açık gitmediği sürece bana dert değil.
Ben de böyle planlamışlardır muhtemelen en baştan diye düşünüyorum. Bu arada +18 unsur barındırdığını da düşünmüyorum dizinin. Ne şiddet ne de cinsellik açısından.
Aaaa böyle bir diziyi daha uzun izlemek istiyordum. Hakan Günday ın kafasına kitaplarını okumaya başladıktan sonra daha çok bayılmaya başladım. İyi iş yaptığını düşünüyorum, keşke 2. sezon olsaydı.
Bende devam etmesini isterdim ama konu bence 1 sezondan ötede gidemezdi öyle düşünüyorum. Olaylar Kambura ile alakalı olduğundan kısıtlıydı. Dexter kafasında her suçlu muhabbetine girilseydi uzun sezonlarca devam edilebilirdi. Aslında o konuya sanırım 8.bölümde el atıldı yada 7. bölümde olabilir şahsi olarak geçen olay ama ordan gitmek istemediler herhalde. Belki başka seri katil ile alakalı bir şeyler yapılabilirdi. Haluk Bilginer diziden çıkıp polis tayfası kalıp başka konuya el atılabilirdi ama o zamanda aynı etkiyi verirmiydi tartışılır. Bilmiyorum benim görüşüm bu yönde. Mini dizi olarak kalacağı vardı aklımda yani bekliyordum final bölümleri denenmesini.
Sense8 finalinin üstüne bunun 10. ve 11. bölümlerini izledim. 12. bölüm 1 saat 37 dakika göründüğünden saat gereği yarına kaldı.
Toparlayabilecekler mi acaba diye bir düşüncem vardı, ondan biraz sıyrıldım. Şimdilik güzel topluyor gibiler olanı biteni. 11. bölümün son kısımları kalp ben. Vay be.
Biraz Nevra hafif kaldı sanki. Neyse bildikleri bir şey vardır diyorum ve susuyorum. Onun dışında 11.bölüm son kısmında aynı şeyleri bende yaşadım cidden güzel bitirdiler bölümü. Bakalım final ne getirecek.
Son 2 bölüm çok güzeldi. Özellikle final bölümü. Öyle harika bir sezon değildi ama finali bu kadar güzel kapatacaklarını beklemiyordum. Zaten izlemesi duygusal açıdan çok zordu. Finalde üzerine düşünülecek çok diyalog vardı.
Jenerik sonrası son 10 saniyede kısa bir kısım daha olduğunu da merak edenlere söyleyeyim.
Sezonun geneline bakarsak ilk bölüm sonrasında beklentimi pek karşıladığını söyleyemem. Arka arkaya 12 bölüm izleseydim farklı düşünebilirdim. Sezon kaç bölüm olacak, gelecek sezon var mı sorularını sorarken bir anda final açıklaması geldi. Bu yayın tarzını sevemiyorum. 3 bölüm izlerken faydadan çok zarar getiriyor. 12 bölüm izledik, bekleye bekleye 30 bölümlük sezon izlemişim hissiyatı verdi. Bölümler de kısayken böyle olmaması lazımdı, konudan çok koptum. Neyse ki finali çok güzel yaptılar.
Özellikle Başkomiser güzel karakterdi ama en büyük hata Zuhal ve oğlunu diziye almak olmuş. Keşke o kısma hiç girmeselerdi, artık son bölümlerde sahnelerini atlamaya başladım. Hele o çocukların yaptıkları falan… Hiç ciddiye alamadım. O saçma sahneler yerine daha fazla Agah ve Nükhet sahnesi izleyebilirdik, aralarındaki uyum çok güzeldi. Cansu Dere’nin biraz daha parlamasını beklerdim ama o da iyi iş çıkardı diyebilirim. Keşke son sahnedeki halini daha fazla görebilseydik.
Haluk Bilginer’in ne kadar mükemmel oynadığını anlatmaya da gerek yok. Sürpriz de değil zaten. Oyunculuğu farklı bir seviyede. Ben Masum’u çok daha fazla sevmiştim ama Şahsiyet de izlenmesi gereken dizilerden.
Bitirdim diziyi. Güzelce bağlamışlar, beğendim de. Fazla uzatmadan temiz bir sezonla tamamlanmış oldu. Agah’ın torunuyla ilgili konulara genel olarak gerek yoktu, kızına da aslında gerek var mı tartışılır. Diğer kısımlar daha iyiydi.
Üç hafta arayla yürüttükleri yayın temposu da aslında eleştirilebilir ama Fi’nin ikinci sezonundan daha düzgün yayınlandı en azından. İyi ki izlemişim diyebilirim.
Ateş’in ölümünü finali izlemeden önce öğrendim aslında. Beklenmedik bir detay da oydu.
10. bölümde Nevra’nın kısımları uzun kaçan kapanış sahnesi dışında izletti kendini ama Agah’ın kısımları aşırı gereksizdi cidden. Bölümün el freni gibiydi Agah ve Feyza sahneleri.
11. bölüm gayet güzel olmuş ama. Yastık şişirme sahnesinde iyi güldüm.
10 u pek sevemedim ama 11 güzeldi.
Ayrıntıyı güzel yerde verdiler. Sevgi ve saygıyla.
S01B12 (FİNAL)
Bu kız bütün sezon boyunca konuşmadı konuşmadı da böyle mi konuştu?
Bir milli maç olur hepsi unutulur. Bu millet neleri unuttu? Seni mi unutmayacak?
Doğru söze ne hacet?
İlk 23 dakikası gıy gıy geçti biraz. Sonraki 30 dakika epey iyiydi. Sonra bir 13-14 dakika daha pek sarmadı. Akabindeki 20 dakikayla gayet güzel kapattılar ama. Yalnız o iyi geçen toplam 50 dakikalık kısımda yoğun bir duygu yükü vardı, fenaydı.
*O yaşlı pezevengin yaptığı namussuzluğu rahat rahat, pişkin pişkin anlattığı sahnede de epey gerildim. Sonrasında o küçük kızı görünce, aynı şeyi yeniden yapmaya devam ettiğini görünce beynime kan gitmedi bir an.
*Agah’ın kızını kendinden uzaklaştırma sebebini Kambura’ya bağlaması da iyi bir an oldu Agah ve kızı hikayesi açısından. Bu konuda Agah’In yaptığı öz eleştiri de ayrı bir yakıştı elbette hikayeye.
‘Sen git Cemil gibiler bulaşmasın diye kızını yatılı okula gönder, yıllar sonra kızın gelsin koskoca İstanbul’da Cemil’i bulsun.’
*Yukarıdaki ispiyonsuz alana yazdığım Sefa’dan çıkma replik de bölümün öne çıkan anlarından biriydi elbette.
*Ateş’in ölümü hoş olmadı. Beklemiyordum hiç açıkçası. Dizinin ritminin düştüğü dakikalardı ve bir an ne olduğunu bile kavrayamadım açıkçası.
Nevra’nın Ateş’ten bir çocuğu olduğunu ve adını Ateş koyduğunu öğrendiğimiz an benim Ateş’in öldüğünü bilişsel olmasa da duygusal olarak idrak ettiğim an oldu.
*Agah-Cemil-Nevra sahnesinde patlayan 2 kurşun anını görseydik keşke. Ne oldu sonunda? O 2 kurşunun matematiğine bir şahit olsak iyi olurdu bence.
*Nevra’nın Agah’ın bıraktığı noktadan cinayetlere devam etmesi de iyi olmuş elbette. Vural iti o son posta ölenlerin arasında vardı da malum yaşlı pezevenk ve eski savcı/yeni siyasetçi pas geçildi ya o içimde kaldı valla. Muhtemelen Ateş’i patlatan da o siyasetçiydi zaten. O ikisi de ölmeliydi yani. Bir tek bu içimde kaldı.
Güzel dizi oldu Şahsiyet. İyi ki yapmışlar bu diziyi. Hem iyi bir hikayesi vardı hem de Cansu Dere ile hasret gidermek açısından iyi oldu.
Bu diziyi daha izlememiş olup da izlemeye niyeti olanlara benden bir tavsiye:
Diziye açılması için bir fırsat verin ve ilk 3 bölümde sabırlı olun ki akabinde gelecek güzel bölümlere ulaşabilesiniz.
Güzel bir finalle kapatmışlar. Sevdim finali. Bu sezonun en iyi yeni dizileri arasındaydı kesinlikle benim için, yabancılarda dahil. Emeği geçen herkese teşekkürler. Hakan Günday & Onur Saylak ikilisinden daha çok proje bekliyoruz. Göndermeleri iyiydi. Haluk Bilginer, Türkiye’nin en iyi oyuncusu desem yeridir, bayılıyorum kendisine.
Ateş in ölmesi kötü oldu ama Nevra nın sınırı aşması için gerekli gördüler o hamleyi sanırım. Son bölümlerde kanım ısınmıştı kendisine.
Nevra nın işi bitirmesi de güzeldi.
Finali yeni izleyen bendenizi de sevenler arasına katabilirsiniz. Diziyi baştan sona sıkılmadan, severek izlememe rağmen finalden yüksek beklentili değildim ve beklediğimden epey iyi bir final oldu açıkçası. Böyle güzel polisiye finallerini son yıllarda sadece iskandinav dizilerinde gören gözlerim bir sevindi bir sevindi. Elbette eleştireceğim şeyler (zuhal ve oğlu ) oldu ama toplama bakarsak eli yüzü düzgün bir dizi izledim. Sonlara doğru mesaj kaygısı iyice kör göze parmak oldu ama galiba bazen de bir şeyleri böyle yapmak gerekiyor. Ha bana sorsalar öyle yapar mıydım? Hayır. Ama tecrübe, yoğurt yiyiş vs. ile bazı noktalarda da varsın ayrılıverelim. Birileri de birilerine mesajını açıktan açıktan veriversin. Hala anlamayanlar olacak nasıl olsa.
Neyse… Ellere, akıllara sağlık. Düzgün bir yayın politikası ile benzer işlere daha sık rastlamak üzere…
Bi hazmedeyim öyle yorum yaparim dedim ama bekleyedim. sezonu az önce bitirdim. hayatimda herhalde ilk defa böyle bir sey yaptim. 4 günde yerli bir diziyi soluksuz izledim. emegi gecen herkese bravo. yabanci dizileri neredeyse aratmayacak bir is cikarmislar.
sezonun ilk yarisi karakterlerin ve hikayenin agirligiyla tempo piano ilerliyor ve oldukca da akici. ister istemez hep yabanci dizilerle karsilastirip duruyordum. fakat bunu zaten yabanci dizilerde kendi aralarinda da yaptigimdan hep. ilk yari oldukca basarili ve cekimler filan sahane. ikinci yari da guzel fakat nesen bilmiyorum biraz yerlilesme moduna girdi. ilk yaridaki soguk munasebetler, donuk bakislar biraz romantiklesmeye basladi. elbette bunda hikayenin gidisatinin da payi var. sozum yok.
konu hassas bir konu. her yigidin harci degil yerli ekranlara metaforik olarak bir kasabayi ele alarak kulturu kritize etmek. ayakta alkislanacak elestirel noktalar vardi.
oyunculuklar yerine oturmus. haluk bilginer artik ne denir bilmiyorum. adam kelimenin tükendigi yer resmen. cansu dere de ara ara tikansa da havasi ve güzelligiyle kurtariyor oyunculugu. casting’i kim yaptiysa muthis is cikarmis. sarisindan kizila, kivirciktan esmere karma etmisler. istanbulun aynasi gibi mazallah.
onur saylak da umarim oyunculugu birakir da rejiye hepten devam eder. adam ne cevhermis haberim yokmus.
umarim
netflix bu diziyi alir da baska kitlelere de ulasir..
@dandinidon Puhutv’nin Netflix’e satacağını düşünmüyorum. Çünkü Puhutv şuan için her ülkede yayın yapıyor. Hatta facebook’ta her ülke için açtığı bir sayfa var ama fazla tanınmadığından kaç kişiye ulaşabildi bilmiyorum o ayrı mesele. Birde açtığı ülke için o sayfalarda Türkçe değilde aynı dilde veya İngilizce paylaşımlarda bulunsa belki daha fazla ulaşabilir daha fazla kişi çekebilir. Zaten kendi dizilerine İngilizce altyazı ekledi bunu düşünerek ama biraz daha ulaşmak için çabalamalı. Yani Netflix’e satarlar mı o konuda emin değilim bence şuan için Puhutv’nin kaç kişiye ulaşabileceği ile sınırlı bu konu
Online mecra dizilerinde hakların yapımcıda olması lazım. En azından bizde daha çok öyle yürüdü ve dağıtım şirketleri üzerinden anlaşma yapıkıyor.
Masum ve Fi, TV’ye gelmişti her ne kadar pek izlenmeseler de. İkisi de online mecra olduğu için tuhaf aslında ama olmayacak iş değil sanki.
Umarım alır ama Netflix’in online dizi aldığını genel olarak görmedim ben yada hatırlamıyorum. Genelde tv kanallarının dizilerini aldığını gördüm. Masum’da da bekledik belki alır falan filan diye konuştuk ama sonuçsuz kaldı. Bunda da aynı şeyi yaşayabiliriz hamle beklemiyorum bu yüzden.
Valla puhu tv’nin hedef kitlesi turkiye disinda genellikle arap camiasi ve balkan diyarlari gibi. oyle pek de adam akilli uluslararasi bir politikasi/durumu yok. Istekleri vardir, fakat bunu ne kadar hayata gecirebiliyorlar ayri. O yuzden bence netflix’e dizi yollama olayina da girebilirler/gireceklerdir gibime geliyor.