BBC, 2016 yılı sonbaharında My Mother and Other Strangers isimli bir dizi yayınladı. Kuzey İrlanda yapımı dizinin senaryosunu Barry Devlin kaleme almış. Yapımcı koltuğunda Devlin’e Rebecca Eaton ve Stephen Wright gibi isimler eşlik etmiş. Yönetmenliğini ise Adrian Shergold üstlenmiş.

Ömrü tek sezonla sınırlı kalan bir dönem draması olan dizimiz, 5 bölümden oluşmakta. Bölüm süreleri ise 58’er dakika uzunluğunda.

2. Dünya Savaşı yıllarındayız. Sene 1943. Kuzey İrlanda’da küçük, viran bir sahil kasabası olan Moybeg’deyiz. İngiltere savaşı had safhada yaşarken Kuzey İrlanda faal olarak savaşın içinde değil. Lakin savaşın ekonomik ve sosyal etkileri ciddi şekilde hissedilmekte. Kasabada ABD’ye ait bir hava kuvvetleri üssü bulunmakta. Savaş uçakları görev vakti geldiğinde buradan havalanıp savaşın faal olarak yaşandığı yerlere gitmekte. Kasabanın dışı büyük bir çöplüğe dönüşmüş durumda, kasabanın içinde ise işsizlik ve yoksulluk kol gezmekte.

Yukarıda tasvir etmeye çalıştığımız bir ortamda sımsıcak bir aile draması sunuyor dizi bize. 1943 yılının Ekim ayında başlayıp 1943’ün son gününe kadar uzanan ve her bölümde kendisine farklı bir ana konu bulmayı başaran bir aile draması.

Hikayemizin merkezindeki Coyne ailesi, kasabanın kalanıyla kıyaslandığında ekonomik olarak nispeten daha iyi durumda olan bir aile. Kasabadaki tek barı ve bakkal dükkanını işletiyorlar ve kasabalılar onlara saygı göstermekte.

Hikayeyi ailenin küçük oğlu Francis’in yaşlı halinin sesinden dinlediğimizi de belirtmeden geçmeyelim.

5 kişiden oluşan ailemizin annesi Rose, kasabadaki okulun müdiresi ve öğretmenlerinden biri. Aynı zamanda bakkal dükkanında kocasına yardımcı oluyor. Eğitimli, bilgili, kültürlü, kibar, sevecen, güler yüzlü, yardımsever biri. Döneminin üzerinde bir modernliğe sahip bir kadın. Yaşadığı bu kasaba onun gibi biri için çok küçük kalmakta. Ailesini çok seviyor ve geçen uzun yıllar sonrasında burada yaşamaya alışmış durumda ama o engin ruhu bu kasaba sınırlarına sığmıyor işte. Ailesi dahil kimse onu tam olarak anlayamıyor, onunla aynı frekansta titreşemiyor. Bir nevi bilişsel bir yalnızlık yaşıyor orada. Karaktere The Bletchley Circle, The Outcast ve Ballot Monkeys gibi dizilerden anımsanabilecek Hattie Morahan hayat veriyor.

Ailenin babası Michael, kasabanın barını işletiyor. Doğma büyüme Moybegli kendisi. Ailesine değer veren, işinde gücünde olan, basit bir adam Michael. Rose ile İngiltere’de askerlik yaptığı sırada tanışmışlar, sonrasında evlenmişler ve onu Moybeg’e taşınmaya ikna etmiş. Karakteri Killing Eve ve Paula dizilerinden anımsanabilecek Owen McDonnell canlandırıyor.

Coyne ailesinin 16 yaşındaki kızları Emma rolünde Genius dizisinden anımsanabilecek Eileen O’Higgins karşımıza çıkıyor. Emma, kitap okumayı çok seven, derslerinde başarılı bir genç kız ama aklı bir karış havada. Yeni yeni genç bir kadın olmanın verdiği heyecan, üstünden atamadığı o çocuksuluğu ile birleşiyor ve çok düşünmeden balıklama bir şekilde atlayabiliyor olaylara.

Ailenin tek oğlu Francis rolünde Michael Nevin‘i, ailenin en küçük çocuğu Kate rolünde ise Mia Carlin‘i izliyoruz. Francis, 9-10 yaşlarında naif, efendi bir çocuk. Annesinin ona aşılamış olduğu erdem duygusu ve çocukluğunun getirmiş olduğu o tatlı heyecanla yaklaşıyor karşılaştığı problemlere. Fırlama kankası Seamie Brady (Isaac Heslip) ile takılmayı ve onunla birlikte sık sık araştırma turlarına çıktığı kasabanın çöplüğünden oyuncak bulmanın mutluluğunu tatmayı seviyor.

Diğer karakterlere geçmeden önce yaşlı Francis’i seslendiren kişinin Ciarán Hinds olduğunu belirtmeden geçmeyelim.

Mad MenNarcos: Mexico, Girlfriends’ Guide to Divorce gibi dizilerden aşina olduğumuz Aaron Staton, dizide öne çıkan karakterlerden biri olan Yüzbaşı Ronald Dreyfuss rolüyle karşımıza çıkıyor. ABD’ye ait hava üssünde görev yapan bir komutan kendisi. Rose ile sahil kenarında yaptığı yürüyüşlerden biri esnasında tanışıyorlar ve Rose’un o özlediği kayıp frekans sorununu çözen kişi oluyor. Rose ile yapmış oldukları küçük sohbetler ikisinin de kim olduklarının farkındalığını yitirmedikleri düzeyli bir flörte evriliyor çok kısa bir süre içerisinde. Rose’un her yardıma ihtiyacı olduğunda kolayca yanına koşabildiği kişi oluyor Dreyfuss.

Dreyfuss’tan hoşlanan ordu hemşiresi Tillie Zeigler rolünde Peaky Blinders dizisinden hatırlanabilecek Kate Phillips‘i izleme fırsatı yakalıyoruz tekrar eden bir rolle.

Kasabanın içmeyi çok seven, problemli ailesi Hanlonların asabi babası Ned rolünde Death and Nightingales dizisinden anımsanabilecek Des McAleer‘i izliyoruz. Ned’in oğulları Mickey Joe ve Davey rollerinde ise Ryan McParland ve Seamus O’Hara karşımıza çıkıyor.

Coyne ailesinin yanında çalışan, hayvan bakımı ve tamirat gibi işlerle ilgilenen, evin kızı Emma’ya karşı karşılıksız olarak büyük bir aşk besleyen Barney Quinn rolünde Gavin Drea‘yı izliyoruz. Barney’nin ablası olan ve Coyne ailesinin evinde hizmetçi olarak çalışan Sally Quinn rolünde ise Utopia dizisinden anımsanabilecek Fiona O’Shaughnessy karşımıza çıkıyor.

Seamie’nin kocası ortalıkta olmayan, Seamie dışında minik bir bebeği de olan, yoksullukla yoğun bir mücadele veren annesi Kettie rolünde Antonia Campbell-Hughes‘u izliyoruz. Ruairi O’Connor (The Spanish Princess, Delicious), Kerr Logan (Strike, Alias Grace) ve Frankie McCafferty (Vikings, Death and Nightingales) tekrar eden rollerle karşımıza çıkan diğer isimler arasında yer alıyor.

The Split ve Lip Service dizilerinden tanıdığımız Fiona Button ile Z: The Beginning of Everything ve [dizi]The Good Fight dizilerinden hatırlanabilecek Corey Cott da bölümlük konuk oyuncu olarak yer aldıkları bölümlere büyük renk kattılar ayrıca.

My Mother and Other Strangers için Masters of Sex‘in ekranlara vedası sonrasında izlediğim en lezzetli dönem dramasıydı diyebilirim herhalde gönül rahatlığıyla. İçine içine çeken sımsıcak bir hikayesi vardı, oyunculuklar çok tadındaydı, atmosfer, kıyafetler falan iyi yansıtılmıştı, son derece akıcı ve sürükleyiciydi derken bu diziyi beğenmemek mümkün değildi cidden. Hiç bitmesini istemedim bu 5 bölümün ve tadı damağımda kaldı. Bu dizi kesinlikle devam etmeliymiş bana göre. Yazık olmuş cidden.

Ucu tam olarak kapalı bitmedi. Açıklık seviyesi de tartışmaya açık. Beni rahatsız eden bir noktada bitmedi diyebilirim en azından.

Kalp ısıtan samimi işleri seviyorsanız ve dönem dizisi izlemekten hoşlanıyorsanız mutlaka bu diziye de şans vermelisiniz. Pişman olmazsınız.

Dizi için puanım: 8.5/10

Bu da dizimizin fragmanı: