Viaplay’in İsveç yapımı mini dizisi Partisan‘ın tanıtımıyla karşınızdayız.

Geçtiğimiz ay Cannes’da en iyi dizi ödülü kazanan Partisan, 16 Ağustos-6 Eylül 2020 tarihleri arasında izleyiciyle buluştu.

5 bölümden oluşan dizinin yönetmeni Amir Chamdin. Suç draması, gizem ve gerilim türlerini harmanlayan dizinin senaristleri arasında Chamdin’e ek olarak Mauricio Molinari ve Fares Fares gibi isimler bulunuyor. Fares, dizinin başrol oyuncusu ve yapımcılarından biri aynı zamanda. Ona yapımcı koltuğunda Johan HedmanJohanna Wennerberg ve Fredrik Ljungberg gibi isimler eşlik etmiş.

Jordnära isimli göz alıcı bir yerleşim yerindeyiz. Hikayemizin merkezinde çok başarılı bir organik çiftlik işleten dışarıya kapalı bir topluluk bulunuyor. Bu topluluktan bir iş teklifi alan Johnny isimli bir adam, işe başlamasının ardından çok geçmeden topluluğun alışılmışın dışındaki kuralları, rutinleri ve sırlarıyla karşı karşıya kalıyor.

Uzun yıllar önce kaybettiği kızıyla ilgili bir travması olan, bir kulağında işitme kaybı bulunan, tesiste nakliye kamyonu şoförü olarak işe başlayan, Arap asıllı, soğukkanlı bir adam olan Johnny karakterine Tyrant ve Westworld dizilerinden anımsanabilecek Fares Fares hayat veriyor.

Johnny, işe başlayacağı ilk gün ilk görev olarak 2 genç kızın çiftliğe ulaşımlarını sağlıyor. Yaz dönemini çiftlikte geçirmek üzere gelen 2 kız kardeşten büyüğü 17, küçüğü 15 yaşında. Ulusal şampiyonalarda önemli dereceleri olan, özgür ruhlu bir jimnastikçi olan Nicole’ün burada olmayı pek istediği söylenemez. Jimnastik konusunda ablası kadar yetenekli olmayan Maria ise çiftlikte eğitim alan yetenekli jimnastikçilerden kurulu bir sporcu grubunun bir parçası olmaya hevesli bir çocuk.

Nicole karakterine Älska mig dizisinden hatırlanabilecek Sofia Karemyr hayat veriyor. Maria karakterini ise Ylvali Rurling canlandırıyor.

Nicole ve Maria’yı yaz dönemi için çiftlikteki evine kabul eden ve üretilen sebzelerin dağıtım işinden sorumlu olan Kent karakterinde Johan Rheborg‘u izliyoruz. Kent’in karısı ve çiftlikte çalışan bir tıp kadını olarak karşımıza çıkan Susanne karakterinde ise Emelie Garbers‘ı izliyoruz.

Çiftliğin/tesisin rahmetli kurucusunun kızı olan ve çiftliğin an itibarıyla en üst düzey yöneticisi konumunda bulunan Maud karakterini Quicksand ve Bron/Broen dizilerinden anımsanabilecek Anna Björk canlandırıyor. Maud’un kendisinden yaşça epey küçük yarı erkek kardeşi olan ve tesisin giriş kapısında güvenlik görevlisi olarak çalışan Victor karakterinde ise bu diziyle ilk oyunculuk deneyimini yaşayan Pelle Holmström‘ü izliyoruz.

Kadronun geri kalanı için tıklayın.

Dizinin ilk 3 bölümünü bir oturuşta izleyip bitirdim. İlgi çekici bir hikayesi olduğunu söylemek mümkün. Gizem unsuru iyi kullanılmış, akıcılık ve sürükleyicilikle ilgili bir sorunu da bulunmuyor. Sunumu yeterince başarılı, karakterleri de fena durmuyor. IMDB puanının niye bu kadar düşük (5,5) olduğunu anlayabilmiş değilim açıkçası.

Bu da dizinin fragmanı: