So Long, Marianne, bir şarkının ve o şarkıya konu olan aşkın hikayesi. (Diziyi izlemeden önce genel hatları merak edenler linke tıklayabilirler.) Kanadalı yazar, şair, söz yazarı ve de müzisyen Leonard Cohen‘in 1967 yılında çıkan ilk albümünde yer alan ve de 1960’lı yılların en çok beğenilen şarkıları arasında gösterilmiş olan bir şarkı So Long, Marianne.

Kanada’nın Crave ve Norveç’in NRK kanalı, yazımıza konu olan dizinin prodüksiyonuna 2023 yılı ilkbaharında başlamışlar. Montreal, Oslo ve Hydra isimli Yunan adası başta olmak üzere pek çok yerde yapılmış çekimler. İlk olarak 2024 yılı ilkbaharında Series Mania Televizyon Festivali’nde gösterilmiş dizi.

Crave’de 27 Eylül’de çift bölümle başladı dizi. Sezon, 8 bölüm uzunluğunda. NRK ise 21 Eylül’de yayınlamaya başlamış ve hali hazırda 6 bölümü geride kalmış durumda.

Crave FragmanNRK Fragman

Øystein Karlsen (Dag, En Natt, Whitstable Pearl, Exit), Ingeborg Klyve ve Tony Wood, dizinin yaratıcıları konumundalar. Bölümlerin yarısını Karlsen, yarısını Bronwen Hughes yönetmiş.

Leonard Cohen, Kanadalı, Yahudi bir ailenin çocuğu. Üniversite öğrenimi için ABD’ye gitmiş. Oradaki eğitim-öğretim konusundaki yaklaşıma uyum sağlayamayınca sıkılıp bırakmış üniversiteyi. Sıkça depresyona giren biriymiş. Sanatçı ruhu sıradan işlerde günler geçirmesine pek izin vermese de annesinin hatırına 1 sene kadar bir fabrikadaki sıradan bir işe şans vermiş üniversiteyi bırakıp memleketine döndükten sonra Leonard. Fakat ruhu iyice çekilince Londra’ya kaçmış. Sürekli yağan yağmur ve etraftaki mutsuz insanlar derken orada da mutlu olamamış Leonard. Londra’da 6-9 ay arası kaldıktan sonra Londra’da tanıştığı tek mutlu insan olarak tarif ettiği kişi bir Yunan olduğu için Atina’ya atmış bu kez de kendini. Birkaç ay sonra da Hydra adasına geçmiş oradan. 1960 yılında Hydra’ya gelmesiyle hikayemiz başlıyor.

Karaktere Alex Wolff hayat veriyor.

Geçelim Marianne Ihlen‘e. 1958 yılında Axel Jensen isimli bir yazarla evlenip ailesini ve ülkesini terk ediyor Marianne. 2 seneye yakın Avrupa’nın çeşitli şehirlerine seyahat eden çift, 1960 yılında Leonard’ın adaya gelişinden birkaç ay önce Hydra’ya geliyorlar. Axel, fazlaca çapkın ve ben merkezci bir adam. Marianne bu durumu geç de olsa idrak ettiğinde ise ikili arasındaki ilişki çatırdamaya başlayacak.

Marianne karakterinde The Last Kingdom, Ondskan ve A Storm for Christmas gibi dizilerle tanınan Thea Sofie Loch Næss‘i izleme şansı elde ediyoruz. Axel rolünde ise Ragnarok, Fenris ve Jordbrukerne gibi dizilerden hatırlanabilecek Jonas Strand Gravli karşımıza çıkıyor.

Fringe, The Newsreader, Secret City ve Mindhunter gibi dizilerle tanınan Anna Torv, Leonard’a bir odasını açacak olan Charmian Clift isimli Avustralyalı bir kadına hayat veriyor. 3 çocuklu, özgür ruhlu bir kadın Charmian. Kendisi de kocası da bir yazar. Çift, Hydra’ya geleli uzun yıllar olmuş.

Charmian’ın kocası George rolünde Preacher, Powers, Game of Thrones ve Peaky Blinders gibi dizilerden anımsanabilecek Noah Taylor karşımıza çıkmakta.

Bolca yabancı yaşarmış bu adada. Yazarlar, şairler, ressamlar buraya gelip bohem bir hayat sürerlermiş. Charmian’ın anlattığına göre ucuz sayılabilecek bir yermiş aynı zamanda Hydra. Threesome dizisinden anımsanabilecek Simon Lööf‘ün karakteri İsveçli Göran da bu bohem yazar grubunun bir başka üyesi konumunda.

Macha Grenon‘ı Leonard’ın annesi Masha rolüyle izliyoruz.

Kadroda ayrıca Peter Stormare, Sophie Simnett, Ben Lloyd-Hughes ve Éric Bruneau gibi isimler mevcut.

Yukarıda saydığım 3 dizide de izlediğim Thea Sofie Loch Næss’i pek bir beğenirim. Bu dizide olması da çok büyük bir artı oldu benim açımdan diziyi sevmem adına. Ama ondan da bağımsız bir şekilde çok hoş bir ilk bölüm izlediğimi söyleyebilirim gönül rahatlığıyla. Kendisini pek izlemedim daha önce ama Anna Torv’un varlığı da güzel bir baharat olmuş bu arada. Hydra da başlı başına güzel bir arka plan konumunda ayrıca. Bir şansı hak ediyor gibi görünmekte kısacası dizi.