Spinning Out – Tanıtım
14 yorum pirate 07 Ocak 2020 08:23
Netflix, 2020’nin ilk gününde izleyicilerini yeni bir drama dizisiyle buluşturdu: Spinning Out
Samantha Stratton‘ın yaratıcısı olduğu dizi, aile, arkadaşlık ve ilişkiler üzerinden ilerleyen bir spor draması olma özelliği taşıyor. Dizinin yapımcı koltuğunda Stratton’a Joby Harold, Lara Olsen, Tory Tunnell ve Matthew Hastings gibi isimler eşlik ediyor. 10 bölümden oluşan dizinin bölüm süreleri 44-57 dakika aralığında değişiyor.
Hikayemizin merkezinde Katarina (Kat) Baker isimli bir genç kadın yer alıyor. Idaho’da küçük bir yerleşim yerinde ikamet eden 21 yaşındaki Kate, tüm hayatını artistik patinaj dalında başarılar kazanacak bir buz pateni sporcusu olmak için harcamış. Gelecek vaat eden üstü düzey bir sporcuyken ve onun için işler yolunda giderken bir şampiyonadaki gösterisi sırasında kafasından ciddi bir şekilde yaralanmasıyla sonuçlanan bir kaza geçirmiş. O günden sonra tekrar pistlere dönmek için yoğun çaba harcayıp başarılı bir şekilde kaymaya devam etse de malum düşüşüne sebep olan sıçrayışları her deneyişinde travma kaynaklı çok büyük bir korku haliyle yüzleşmek zorunda kalmaktadır. Bir türlü o korku eşiğini aşamayan Kat, hedef küçültüp bir antrenör olarak spor kariyerine devam etmeyi bile düşünmektedir ama ne yazık ki travması o hedefine de engel olacak büyüklüktedir.
Spor hayatı böyle bir kaotik ortamın içerisindeyken evde de işler pek yolunda gitmemektedir Kat için. Evde hem annesi hem de kız kardeşiyle bir takım sorunlar yaşamaktadır. Sporu bırakıp erkek arkadaşının peşinden Londra’ya taşınmayı düşünmeye başladığı bir süreçten geçen Kat’e hiç beklemediği bir teklif sunulur. Bugüne kadar hep teklerde yarışan Kat’in bundan sonraki süreçte çiftlerde yarışmaya başlaması mümkün olacak mıdır? Kat’in yaptığı spora karşı duyduğu tutku, pek haz etmediği zengin ve kibirli bir gençle partner olmak istemeyişine baskın gelecek midir?
*Kat rolünde Skins dizisi ve The Maze Runner film serisinden yakinen tanıdığımız Kaya Scodelario‘yu izleme fırsatı yakalıyoruz.
*Kat’in vakti zamanında bu sporla ilgilenmiş annesi Carol rolünde Mad Men ve The Last Man on Earth dizilerinden tanıdığımız January Jones karşımıza çıkıyor. Bipolar hastası ve hap kullanmadığı zamanlarda kendini kaybediyor. Vakti zamanında Kat’e hamile kalınca spordan kopmak zorunda kalmış. Sonrasında ise spora olan tutkusunu önce Kat’e sonra da Serena’ya yansıtmış.
*Kat’in hali hazırda bu sporla ilgilenen küçük kız kardeşi Serena rolünde The Unsettling dizisi ve The Hunger Games film serisinden hatırlanabilecek Willow Shields‘i izliyoruz.
*Kat’e partner olması için teklif götürülen kibirli, hovarda, zengin çocuğu Justin Davis karakterini Evan Roderick canlandırıyor.
*Justin’in babası James rolünde GCB, Scoundrels ve JAG gibi dizilerden tanıdığımız David James Elliott karşımıza çıkıyor. Kara’nın aynı zamanda James’in mekanında garsonluk yaptığını da belirtmeden geçmeyelim.
*James’in 2. eşi Mandy rolünde Marry Me, Mad Love ve 7th Heaven gibi dizilerden anımsanabilecek Sarah Wright‘ı izleme şansı elde ediyoruz.
*James’in özel antrenörü Dasha rolünde The Americans dizisinden anımsanabilecek Svetlana Efremova karşımıza çıkıyor.
*Serena’nın özel antrenörü Mitch rolünde Reign ve Girlfriends’ Guide to Divorce dizilerinden anımsanabilecek Will Kemp‘i izliyoruz.
*Kat’in aynı sporla ilgilenen ve şu sıralar bir sakatlık problemiyle mücadele eden arkadaşı Jenn karakterine Amanda Zhou hayat veriyor.
*Kat’ten çok hoşlanan garson arkadaşı Marcus rolünde Mitchell Edwards‘ı izliyoruz.
*Kadroda ayrıca Charlie Hewson, Johnny Weir ve Kaitlyn Leeb gibi isimler yer alıyor.
Dizinin henüz ilk 2 bölümünü izlemiş bulunmaktayım. Önceki projelerinden de sempati duyduğum Kaya Scodelario’nun diziyi iyi taşıdığını ve karşımızda izlenesi bir dizi olduğunu düşünüyorum. Müzik kullanımları yeterince başarılı, atmosfer de iyi yansıtılmakta. Yapılan sporun handikaplarına dikkat çekme konusunda gayet başarılı olduklarını söyleyebilirim ilk 2 bölüm itibarıyla. Idaho’nun karlı kışı insanın içini dondurmuyor değil bu arada diziyi izlerken.
Göze hoş gelen alternatif bir spor dalı, cazip bir oyuncu kadrosu ve fena olmayan bir hikaye. Dizinin oyuncu kadrosuna veya buz patenine bir ilginiz varsa bir şans verebilirsiniz kesinlikle diziye. İzlemeye niyeti olanlara iyi seyirler dilerim.
Bu da dizinin fragmanı:
Not: Diziyle ilgili daha önce burada yorum yapılıyordu.
yorumlar
İlk 4 bölüm itibarıyla memnunum ben. Yavaş yavaş izler bitiririm.
Yalnız buradaki yorumlardan sonra beklentiye biraz ayar çekmiş oldum. İstediğim ölçüde buz pateni olmayacağını ve ilişki dramasının daha ön planda olduğunu bilerek izleyince daha makul geliyor. Tam tersiyle daha ilgi çekici olurdu tabii.
sevgili @pirate, eline sağlık. herhalde birkaç kişi izleyeceğiz bu diziyi, bana öyle geliyor (buz patenine olan ilgisizliğe dayanarak söyledim, diziyi daha görmedim bile. ben sıkı buz pateni izleyicisi olduğum için direkt atlarım buna.)
Ben de eski severlerden olarak keyifle izledim.
@shane şu yazının altında yapılan yorumlara da bakmanda fayda var.
S01E03
*Jiletçi, kırbaççı, lastikçi falan görmüştük daha önce ama ısırıkçısı bana ilk defa denk geliyor açıkçası.
*Hiç yer süpürmek zorunda kalmamış belli ki bu kız. 14-15 yaşında ünlü olunca tabii … Yönetmen de durumun farkına varmış ve sahneyi çok kısa kesmiş. Böylesi de garip durmuş.
Şu son kısım o kadar saçma geldi ki kulağıma.
S01E05
*Bipolar: That’s not an excuse!
*Üfffff, bu dizide de mi be? ‘Zencisin sen zenci kal!’ diye bağıran karakterleri hiç sevmiyorum.
s01 e01
Pistteki sahneler iyiydi, gerisi de fena değildi. İzlerken sıkmadı. Bölüm sürelerinden dolayı yavaş yavaş izlerim belki, bilemedim onu şimdi ama sezon sonunu görürüm herhalde. Kısa haberin altındaki yorumlardan sonra da beklentim düştü zaten.
S01E10 (Sezon Finali)
Güzel dizi oldu. Ben beğendim açıkçası. Bir an önce de 2. sezon onayı almasını çok isterim.
Sezonun ilk yarısı oldukça keyifli geçti. 6-8 arasında 2.5-3 bölüm boyunca epey yordu ama. Son 2 bölümde ise yeniden toparladı ve kıvama geldi. 6, 7 ve 8. bölümlerdeki yorucu dramayı tek bölüme indirgeyip elindeki süreyi ‘Daha fazla buz, daha fazla rekabet duygusu’ şeklinde kullanmayı tercih etseydi daha iyi olabilirdi elbette.
Serena’nın tam bir kafa ağrısı olduğunu düşündüm sezonun başlarında ve hiç sevemedim cidden. Hala da sevemedim gerçi ama anlıyorum artık karakterin durumunu. Hiç ortalıkta olmayan baba faktörü ve biri daimi olmak üzere iki dengesiz dişi ile aynı evde büyümek oldukça zor bir şey olsa gerek. Dizinin 2. sezonu olursa mutlu bir hikayesi olur umarım şu kızın.
Elbette Kaya Scodelario’yu izlemek önemli bir fırsattı ama son dönemde TV’den epey kopmuş durumda olan Sarah Wright’ı ekranda görmek de dizinin önemli artılarından biri oldu benim için. Bundan sonraki süreçte daha fazla dizide, daha sık bir şekilde ve daha etkin rollerde izleriz umarım kendisini.
s01 e04
Bu bölümü bayağı beğendim ben. Daha erken saatte izlemiş olsam peşine 5. bölümü de devirirdim.
Şimdiye kadarki en iyi bölümü oldu dizinin. Tabii bunda daha fazla buzda dans görmemizin de etkisi var, danslar da güzeldi.
Serena’ya bir lafım var; ben seni çözemedim kızım, nesin sen?
Karakterlerin ilişkileri de yoruyor, o konuda da aklıma bu video geliyor artık.
s01 e08
Vallahi şiştim. Darlandım ekran başında.
Gidişattan Serena-doktor mevzusunu tahmin etmiştim, şaşırmadım o yüzden. Jenn ve Marcus’a üzülüyordum, onlar da kendilerini toparlıyor gibi. Mutlu olun kuzucuklarım
Mitch’i son kez görmemişizdir umarım. Başlarda kendisine pek ısınamamış olsam da zor zamanlarında yanlarında oldu, hikayesinin bu şekilde bitmesini istemem.
Muhtemelen diziye başlamadan önce beklentilerime ayar çekmemin de etkisiyle ben memnun kaldım diziden genele baktığımızda. Yer yer içim bayağı şişti ama katlandık bir şekilde ve geçti gitti. Az paten, çok drama
*Güzel söz, yazalım kenara.
*Haklısın ama bunu senin söylemen…
*Sen de haklısın Mitch, değdikleri yeri kurutuyor bunlar