Mayıs ayında yayın hayatına başlayan HBO Max’in yeni dizilerinden The Flight Attendant, 26 Kasım’da izleyiciyle buluştu ve 8 bölümlük ilk sezonunun yayınını tamamladı. Dizi, HBO Max’ten ikinci sezon onayını da aldı.

Chris Bohjalian‘ın 2018’de yayınlanan aynı isimli kitabından uyarlanan dizinin başrolünü The Big Bang Theory’yle bilinen Kaley Cuoco üstleniyor. Kadrosunda Michiel HuismanColin WoodellT.R. KnightRosie PerezZosia MametMerle DandridgeGriffin Matthews, Michelle Gomez, Nolan Gerard Funk, Deniz Akdeniz gibi isimler yer alıyor.

Komedi-drama ve gizem türlerini bir araya getiren The Flight Attendant’ın yapımcıları arasında Cuoco’nun ve Bohjalian’ın yanı sıra Greg Berlanti de bulunuyor.

Bir uçuş görevlisi olan Cassandra Bowden, bir sabah Dubai’deki bir otel odasında akşamdan kalma bir şekilde hem de yanında ölü bir adamla uyanır. Yanındaki kişi Dubai’ye gelirken uçakta tanıştığı yolculardan Alex Solokov’dur. Ancak Cassie, önceki gece yaşananlarla ilgili neredeyse hiçbir şey hatırlamamaktadır.

Polisi aramayı tercih etmeyen ve ekip arkadaşlarıyla bir şey olmamışçasına New York’a dönen Cassie, kendisinin katil olabileceği ihtimalini eleyemeden gerçeğin peşine düşer. Polis de diğer yandan Cassie gibi Alex’i kimin öldürdüğünün peşindedir.

The Flight Attendant genel çerçevede beğendiğim dizilerden birisi oldu. Aslında çerezlik kıvamında desem daha iyi olacak. Dramanın ağırlıkta olmadığı, komedinin biraz daha ağır bastığı bir dizi çıkmış ortaya. Bölüm sürelerinin bir tık daha kısa olmasını tercih ederdim ama dert değil, sezonunun kısa olması işe yarıyor.

Michiel Huisman, hikayedeki ölü adamı canlandırmasına rağmen sezonun genelinde belli bir yere sahip. Gerçi karakteri ne derece iyi kullandıkları tartışılır. Yer aldıkları ölçüde Michelle Gomez ve Colin Woodell’i daha çok sevdim. Diğer yan karakterlerin/oyuncuların varlığı dozunda kaldı. Sezon boyunca Cassie’nin zaman zaman geriye dönerek yaşananları parça parça hatırlamasına ve bulmacayı yavaş yavaş çözmesine tanık oluyoruz. Bağladıkları yerle de bir problemim yok bu arada. Hatta aksine sevdim diyebilirim. Ancak Cassie’nin sezon boyunca bela mıknatısıymışçasına ortalıkta dolandığı da gerçek. Kimi zaman gerçeğin peşinde gitmesinden dolayı, bazen de her şeye burnunu sokmasıyla veya çenesini tutamamasıyla…

Olup bitenlerin içine bir de kendi arkadaşları, ailesi veya olayı soruşturan polisler dahil olunca her şey daha da karışıyor. Bu da yer yer göz devirtse bile Kaley Cuoco bana kalırsa karakterinin altından güzel kalkmış bu dizide. Tüm bunları komedi dozuyla birlikte anlatmalarının da katkısıyla rahat izlenebiliyor. Dolayısıyla kadrosu veya konusu ilgi çekenler bir deneyebilir. İzleyeceklere iyi seyirler.

Not: Diziyle ilgili daha önce bu yazının altında yorum yapılıyordu.