The Man In The High Castle — Tanıtım
75 yorum necdetcem7 30 Ocak 2016 09:02
Amazon, Netflix ve Hulu gibi internet üzerinden yayın yapan bir kanal. Önce bilmeyenler için Amazon’un formatından bahsedeyim: Tıpkı Netflix ve Hulu gibi online yayın yapan Amazon, orijinal dizileri için sipariş ettiği deneme bölümlerinin hepsini web sitesi üzerinden yayınlıyor ve izleyicisinin puanlamalarına, tepkilerine, gördüğü ilgi ve talebe göre diziye dönüştürme kararı alıyor. Sonra Netflix gibi dizinin tüm sezonunu aynı gün internette yayınlıyor.
4. deneme bölümü mevsiminde bizleri yeni bir diziyle tanıştırdı: The Man in The High Castle… Dizi, pilot bölümünden sonra aldığı iyi tepkiler sayesinde 10 bölümlük ilk sezon onayını kaptı, 20 Kasım 2015 tarihinde bizlerle buluştu. Hatta Amazon’un en çok izlenen dizisi oldu ve 2. sezon onayını da kaptı.
Öyleyse gelin bu diziyi biraz daha yakından tanıyalım!
Dizi, ünlü yazar Philip K. Dick‘in 1961 yılında yazdığı aynı isimli romandan uyarlandı. Dick, bu kitapla Hugo ödülünü kazanmıştır. Ayrıca yazarın bir sürü kitabı sinema filmi şeklinde uyarlanmıştır: Minority Report, Totall Recall, Impostor, Blade Runner, Next, The Adjustment Bureau, Paycheck, A Scanner Darkly…
Dizinin mutfağındaki isimler: Ridley Scott ve Frank Spotnitz.
Her zaman tarihe meraklı biri olmuşumdur. Tarihte sayısız dönüm noktaları vardır; tarihin akışını değiştiren, dünyayı değiştiren dönüm noktaları… Bu dönüm noktalarını okurken, kafama hep şu soru takılır:
”Ya tersi olsaydı, ne olurdu?”
KONU
Yıl 1962…
2. Dünya Savaşı’nın ve Amerika’nın teslim olması üzerinden 15 yıl geçmiştir. Savaşı Mihver Devletleri kazanmış, Müttefik Devletler kaybetmiş. Amerika’nın bir yarısını Japonlar; diğer yarısını ise Almanlar aralarında paylaşmışlar. SSCB yıkılmış, Stalin idam edilmiştir. Almanlar ve Japonlar kendi ırkından olmayanlara büyük zulümler uygulamaya devam ediyorlardır. Dünya’da en güçlü bu iki ülke kalmıştır ve iki devlette de bazı kesimler barışı bozup en güçlü imparatorluk olma unvanına kendi ülkelerinin erişmesini isterler. Bu durum Japonlar ve Almanların kendi aralarında soğuk savaşa sürüklenmesini sağlar. Bir de üstüne Amerika’nın içinde de işgallere direniş eylemleri başlamıştır.
KARAKTERLER VE OYUNCULAR
Juliana Crain (Alexa Davalos)
Direniş için çalışan kardeşinin beklenmedik ölümüyle kız kardeşinin başladığı işi bitirmek ister ve kendisini bir anda direnişin içinde bulur. Kız kardeşinin anısına savaşmak zorundadır.
Oyuncuyu Mob City’den tanıyabilirsiniz.
Joe Blake (Luke Kleintank)
Direnişe yeni katılıyor. Görev için tarafsız bölgeye gidiyor ve yolları bir şekilde Juliana ile kesişiyor. (1. bölüm sonu ispiyonu) Sonradan kendisinin Nazi ajanı olduğunu görüyoruz.
Oyuncuyu Gossip Girl, Bones, Pretty Little Liars ve Person of Interest dizilerindeki konuk oyunculuklarından tanıyabiliriz.
Frank Frink (Rupert Evans)
Juliana’nın sevgilisi. Yahudi asıllı olduğu için ırkının açığa çıkmasından korkuyor.
Oyuncuyu Hellboy ve Agora filmlerinden hatırlayabilirsiniz.
General John Smith (Rufus Sewell)
Hitler’e sadık bir general. Amerika’daki bölgeden sorumlu. Direnişi bitirmek için elinden geleni yapıyor.
Oyuncuyu The Pillars of the Earth ve Parade’s End mini dizilerinden hatırlayabilirsiniz.
Ed McCarthy (DJ Qualls)
Frank’in iş yerinden arkadaşı. Frank’in her daim yanında olan sadık bir dostu.
Oyuncuyu Z Nation, Perception ve Supernatural dizilerinden tanıyabilirsiniz.
Nobusuke Tagomi (Cary-Hiroyuki Tagawa)
Japon Ticaret Bakanı. Japonya’nın güç bakımından Almanya’nın gerisinde olduğunu düşünüyor ve bu yüzden barış ortamını korumak istiyor.
Oyuncuyu Mortal Kombat ve Pearl Harbor filmlerinden tanıyabilirsiniz.
Müfettiş Kido (Joel de la Fuente)
Japon güvenlik güçlerinin başında olan isim. Yakaladıkları direnişçileri işkencelerde öldürmekten çekinmiyor. Direnişi bitirmek istiyor.
Oyuncuyu Hemlock Grove ve Law & Order:SVU dizilerinden tanıyabilirsiniz.
SON SÖZ
Diziyi genel olarak değerlendirirsem ilk iki bölümünden sonra iyi bir şekilde izletti kendisini diyebilirim. Bazı bölümlerin de sonu heyecanlı bitip, bir sonraki bölümü izlettirdi. Sezon finali ise bu sezonun geçiş sezonu olduğunu ve her şeyin asıl 2. sezonda başlayacağı umudunu verdi.
Çevreden de gördüğüm kadarıyla yüksek beklentiyle bu diziye girenler hayal kırıklığına uğramış. Ben de çok yüksek beklentiyle girmediğim için daha fazla keyif aldığımı söyleyebilirim. Oyuncular da gayet iyi iş çıkardılar, o konuda da şüpheniz olmasın.
Son olarak da dizi, orijinal bir konuya sahip. Eşi benzeri yok şu anda piyasada. Bunun için bile şans verilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Lafımı bitirmeden teknik açıdan eleştireceğim bir yönü olacak: Görüntüler çok karanlık geldi bana izlerken, fragmanlarda parlaklık çok iyi fakat dizi bölümlerinde o kadar da parlak gelmedi gözüme. Belki çekimlerle alakalı bir şey, belki benim izlediğim sürümle alakalı bir şey bilemedim.
İzleyecek olanlara şimdiden iyi seyirler…
yorumlar
2 x 01-02 üzerine:
Bu da kendi çapında iki bölümle dönmüş, çok güzel başladı. Eminim bu sezon çok güzel olacak. Hatırlayamama korkum vardı ama pek eksiklik hissetmedim. Özlemişim diziyi ama Frank hala daha şapşal. Juliana
Hatırlayan var mı
@zekikum: Tamamdır
2 x 08 i izleyince @ahmetoktay gibi neyin kafasını yaşıyor bu Ticaret Bakanı diye sormadım değil ? Bana onun kafasından enjekte edin. Efsane yaa.
Önceden okusaydım yorumu hemen 9’u izlerdim, yarına artık.
2. sezonu bitirdim. Çok güzeldi, kesinlikle ilk sezonun üzerine çıkan bir sezon oldu. Hele sezon finalini son sahnesi bombaydı yaa. Hiç beklemiyordum.
Olaylar çok güzel gelişip bağlandı ama ben bu Ticaret Bakanı’nın kafasını anlamadım ben. Kafamda bazı cevaplar var ama sanırım tam cevabı 3. sezonda öğreneceğiz gibi.
Sondaki
Bu sezon Juliana harikaydı ama Ticaret bakanı ve general John Smith de güzel rol çaldı. Joe da iyiydi ama beni biraz hayal kırıklığına uğrattı
Son bölümde Frank hayatta değil mi öğrenemedik ?
Nicole karakteri de çok güzeldi bu arada, s3 de de görürüz umarım
William Forsythe, J. Edgar Hoover’u oynayacakmış.
Season 3 – Jason O’Mara Joining Cast as Series Regular
Oooo hoşgeldin direktör.
Laura Mennell (Alphas, Haven, Van Helsing) & Eijiro Ozaki, tekrar eden rollerle 3. sezon kadrosuna katılmış.
Memnun kalktım başından ama bana “allaam harika dizi” dedirtebilecek bir konusu ve kadrosu varken ne yapıyor ediyor bir kal geliyor diziye ve “seviyorum” dediğim bir dizi aşamasında takılıyor.
Hikayenin gidişatı, bağlanışı iyi neyse ki benim açımdan.
Bu arada kırk yıl düşünsem Rufus Sewell’den Erol Büyükburç yapmak aklıma gelmezdi. İlahi… Ekrana püskürdüm şu sahnede.
Bu arada ilk sezon finalinden sonra 2. sezon olmazsa boşa izlemiş olacağız diyordum açık bitişine. Ama bu sezon finaliyle burada da bitirebilirlermiş diye düşündüm. Son sahnedeki olayı tahmin etmiş ve sezon ortasından beri beklemeye başlamıştım. O yüzden ne heyecan yarattı, ne de merak. Uysa da koydular işte.
@necdetcem7
Ay bi de
Sonradan ek: En azından
yapabildiğini biliyoruz.
Şimdi bir de sen geç izledin diziyi ben izleyeli baya oldu, sen soruya cevap verince ben bazen acaba ben bunu neden anlamamıştım diye kendime sorup düşünüyorum
Sen cevap vermesen de kimse vermezdi gerçi Teşekkürler.
@necdetcem7 Bence millet senin ne sorduğunu anlamamış, o yüzden yanıtlamamış.
@dkamoy: Ondan senden başkası beni anlamazdı diye dedim.
Season 3 Extended NYCC First Look Trailer
S02E01-02
Ne kadar olay yaşandıysa artık 1.sezon finalinin son sahnesi hariç çoğunu unutmuşum. Flashback gibi bölümü izledikçe hatırlamaya başladım.
Fena başlamadı sezon ama diziden beklentim daha fazla. Frank sahnelerini çok zorluyorlar yeter 1 sezon izledik işte, bilim kurgu kısmına odaklansalar daha iyi olacak.
İlk sezondan daha iyi olsa da çok durağan bir sezondu, biraz daha akıcı olması lazım bölümlerin, çok gereksiz detayları izliyoruz. The Handmaid’s Tale kadar olmasa da daha çarpıcı bir şekilde işleyebilirler konuları.
Ama dizi 10 bölüm işini pek beceremiyor, 1.sezonda da aynısı olmuştu. Bazı bölümler çok iyi bazı bölümlerse çok kötü oluyor. Ellerindeki malzemeyle çok çok daha iyisini yapabilirler, hala beklentim var.
Yine de sezon finali öncesi son 3 bölüm çok güzeldi, heyecanı artırdılar. Zaten son bölüm dizinin en iyi bölümüydü. Frank kısımları hiç hoşuma gitmedi. Juliana, Joe ve Smith kısımları iyiydi. Tüm sezon boyunca
Sezona Puanım: 7.5/10
@Vesper ben de o durağanlık ve gereksiz ayrıntıdan muzdaribim. İspiyon dışına yazdıklarında hemfikirim. Amazon dizilerinde genelde bunu yaşadığım için kabullenmeden girmiyorum bir dizisine bu kanalın (dramalarda).
Oyuncuları, dönem havasını verişi, konunun ilgi çekiciliği filan derken aslında uzatmasalar ya da ağır akıtmasalar o kadar benlik dizi ki şu. Ama işte bu haline de razıyım, potansiyelini harcıyor olsa da seviyorum.
@dkamoy aynen, çok daha iyi konuları işleyebilirler ama çok küçük detaylara takılıyorlar. İzlerken keşke HBO ya da Netflix alsaydı projeyi demeden duramıyorum. Çünkü harika bir konu var ortada, oyuncular zaten çok iyi. Potansiyeli var dizinin, umarım 3.sezonda daha iyi olur.
Amazon Spent $107 Million on ‘Man in the High Castle’ Season 2
Seviyorum diziyi de bayağı harcamışlar. Madem bölüm başı 11 milyon harcıyorsunuz niye 4 5 bölüm drama sahneleri altında eziliyoruz merak ediyorum. Ayrıca Lord of the Rings geliyorken bu rakamlar dizinin geleceğini tehlikeye atar.
Goliath da ilk sezon 82 milyon tutmuş, Çok güzeldi ilk sezonu.
S3 Poster
S3 Postercik: 1– 2 – 3
Season 3 – Official Trailer
“İlk İki Sezonun Ardından:”
Çok keyif alıp bayıldığım bir dizi oldu (10-12 günde bitirip güncele yetiştim). Dönemi yansıtış, senaryo, müzikler ve karakterler açısından son derece başarılı bir iş çıkmış. Özellikle Nazi komutanı John Smith rolünde Rufus Sewell yardırıyor; acayip yakışmış ve karakterin zekası da diziye bağlayan unsurlardan. Temposu beni hiç sıkmadı, daha durağan bir şeye hazırlamıştım herhalde kendimi Sezon finalleri de gayet başarılı ve merak uyandırıcı. Tarihi-dönem dizilerine, hele ki 2.Dünya Savaşı’na ilgi duyanların kesinlikle kaçırmaması gereken bir yapım. 3.sezonu iple çekiyoruz.
İlk 2 sezondaki gibi durağan mı olacak diye düşünerek başladım bölüme ama güzel açılış oldu. İlk bölümün göz boyaması değildir inşallah. Geçen sezon o kadar önemsiz sahne izledik ki sezon finalindeki bilim kurgu gelişmelerini unutmuşum. Özet iyi oldu o yüzden.
Diziye yeni katılan isimler iyi olmuş gibi duruyor. Ayrıca umarım çatışma sahneleri bu kalitede devam eder, bayağı hoşuma gitti o sahneler.
Ayrıca eski yorumlara bakınca fark ettim.
3×5
Sonu gerçek mi? Şaşırdım. Bunu beklemiyordum bak.
S03E02
Bölüm 2 de güzel gitti. Böyle devam etsin.
Güzel bölüm, güzel sezon.
John’un yükselişi iyi oldu, Hoover hakkında şantajı herkes biliyordur zaten. Bu arada führer Himmel’i sessiz sessiz geldi ama izlemesi keyif veriyor. Garip bir hava katıyor diziye.
David Sakurai, Carter MacIntyre & Bruce Locke To Recur In Season 4
Benim için yine izlemesi zor ağırlıkta bir sezon oldu. Ama ne olup bittiğine dair artık çok açık gidiyor olduğumuz için merak kısmı ilgimi sabit tutabildi. Klasik olarak sonlara doğru hızlandık ve bütün aksiyonu da son bölüme yığarak bitirdik.
Başından memnun kalksam da hala tavsiye etmekte zorlanacağım aşamada kendisi.
Yalnız bu
hali sayesinde bu dizi sezonlarca sürer yahu.
Gelecek sezon final yapsak mı artık?
3. sezonu bitirdim. Diziden başından beri beklenilen hamlelerin olduğu, amacına daha uygun bir sezon olduğunu düşünüyorum. Yer yer ağırlığı olsa da ben yine de memnun kalktım başından. Hatta bazı sır perdelerini açıklamakta başarılı olduklarını düşünüyorum.
Frank in bu sezon yaşadığına çok şaşırdım; yani ölmeseydi de olurdu bence ama ölmesine de pek bir şey diyemeyeceğim.
Nicole ün alıkonulmasına üzüldüm, bu sezon onu böyle izlemeyi beklemiyordum umarım 4. sezonda da olur.
Şimdi paralel evren davasına Joe yu Frank i falan geri getirirler mi bakacağız.
Ayrıca Jason O’Mara da iyi yakışmış diziye. Önümüzdeki sezon ona da çok iş düşecek.
Gelecek sezonun son olmasına itiraz etmem ama sanki ilk dizi başlarken 5 sezon planlıyorlar gibisinden bir şeyler okumuştum. 4 te biterse de tamamım, 5 te biterse de. İkisi de uyar bana.
Ben de @dkamoy un aksine bu sezondan sonra millete tavsiye etmeye adından söz etmeye başladım çevremde.
Gelecek sezonda görüşürüz.
Bzhaun Rhoden, Louis Ferreira & Peter Shinkoda, tekrar eden rollerle 4. sezon kadrosunda.
Season 4 – Official Teaser
“Final Sezonu” ibaresini görünce hem şaşırdım hem de üzüldüm. Final sezonu olacağı belirtilmiş miydi önceden? Ben hiç hatırlamıyorum.
Poster
Aaa son sezooon…
Öf be, final sezonu şu enfes dizinin… Cidden bitince çok özleyeceğim. Rufus’a bir rol bu kadar yakışabilirdi gerçekten.
Bi sezona daha hayır demezdim ama tadında bitecek. Benim de özleyeceğim bir dizi olacak.
Valla diziyi sevsem de daha fazla sündürmenin iyi gelmeyeceğini düşünerek ben bu sezon bitse mi demiştim, beni duydukları için memnunum.
Season 4 – Official Trailer
S4 Poster
Güzel açılış sahnesi olmuş, bölüm de güzeldi.
Helen ne düşünüyordu bilmiyorum, hiç iz bırakmadan kızlarla kaçabildiği kadar kaçsa yine anlardım ama artık büyük tehlikedeler. Ayrıca kızlar 1 yıl boyunca propagandadan uzakta yaşadı, çok büyük sıkıntı.
Jason O’Mara’nın diziye katılması dizinin başına gelen en iyi şeylerden biri oldu.
Joe Blake karşımıza çıkacak diye bekliyorum ama gelmiyor. Geçen sezon ölünce nasıl olsa öbür evren var oradan geri getirecekler diye bekliyordum ama hala gelmiyor, ciddi ciddi başrollerden birini tamamen harcadılar galiba. Kaldı 7 bölüm.
Sondaki sahnenin karanlığından da ilk başta kimin öldüğünü anlayamamıştım. John için kapı açılmış oldu böylece. Kızlar karşı tarafta yaşamadığı için tehlike anında onları karşıya geçirebilir. Şu an tek sorun Helen, 2 Helen’dan biri kesin ölecek, bence piyango Nazi tarafındakine çıkacak.
Dizinin en güzel bölümlerinden biriydi. Aslında dizinin başından beri
Bu arada Tagomi tamamen diziden çıkmış galiba, tamam başka projelere geçmiş de bari ilk bölümün sonunda 1 2 dakika görünseydi, ölümü daha etkili olurdu böylece.
Dizinin çekimleri bittikten sonra dizide kullanılan gamalı haçların hepsini yok etmişler.
2 günde son sezonu hüpletip geldim. Beğendim ben sezonu da finali de.
Zaman zaman izlemeyi zorlaştıran ağırlığına, her sezonun başında özeti izlerken “böyle mi olmuştu?” dye fransız fransız bakarak başlamama rağmen toplama baktığımda gayet dişimin kovuğuna göre bir dizi izledim. Bu türde işe yarar işleri bırak hiç iş gelmiyor. O yüzden yeri iyice ayrı. Zaten benim için bu dizi Rufus Sewell ve alternatif tarih olarak kalacak orası kesin.
(Plaseden Tagomi Sama ve Kido Sama’yı da katmalıyım sanırım.)
Türü sevenlere kesin tavsiyedir. Sevmeyenler de zaman zaman ağır ilerlemeleri göze alarak bi deneyebilir bence.
Sonradan ek: Ara ara Obergruppenführer deme çalışmalarıma yine de devam edeceğim.
Ben de son sezonu anca bitirebildim. Güzel bir sezondu ama bazı karakterleri aradığımı söyleyebilirim. Rufus Sewell ve Kido bu sezon da çok güzel rol çaldılar ve güzel yer kapladılar. Juliana her zamanki gibi canım ciğerimdi. Finalini de beğendim, güzel olmuş.
Bir tek sezonun ilk bölümünde anında
Harbiden ilk başladığından beri Joe, Ed, Frank, Tagomi hepsi gitti. O yüzden bu sezon biraz karakter boşluğu da olmuştu benim için.
Güzel bir diziydi, severek anacağım. Tavsiyede ederim, eşi benzeri türü yok. Alexa Davalos izleyeceğim/izlediğim bir diziye gelsin bir an önce.
Bu arada Nazilerden aşırı gına geldi. Şu sıralar üst üste Jojo Rabbit ve Der Untergang (Çöküş) filmlerini izledim. Üstüne bu dizi ve artı Hunters da da Naziler var. Bir de üstüne faşizm ile ilgili bir yazı yazacağım. İçim dışım faşizm, hitler oldu