“Rivyalı Geralt bir Witcher’dır. Henüz küçük bir çocukken seçilmiş, eğitilmiş, büyülerle donatılmış ve mutasyon geçirmiş bir canavar avcısı. Acımasız, tekinsiz, karanlık ve canavarlarla dolu bir dünyada yaşar.

Onun dünyasında peri masalları hiç de saf değildir. Pamuk Prenses bir haydut çetesinin başındadır. Güzel ve Çirkin’deki roller çok farklıdır. Üç dilek hakkı sunan cinlerle karşılaşmak bile istemezsiniz.

Masumların savunucusu Geralt, kızları canavara dönüşmüş ensest krallarla, intikam hırsıyla yanan cinlerle, aşık vampirlerle ve daha niceleriyle karşılaşıyor. Hepsi çok tehlikeli ve hiçbiri göründüğü gibi değil.”

Son Dilek – The Witcher Kitap Serisi 1. Cilt

Sadece kitaplarını okuyup oyunlarını oynayanların değil, çevresinden sağdan soldan veya herhangi bir yerden kulak aşinalığı olanların da 2019 yılı boyunca merakla beklediği The Witcher dizisine 20 Aralık itibarıyla kavuşmuş bulunmaktayız. The Witcher, Polonyalı yazar Andrej Sapkowski’nin yazdığı fantezi türündeki bir kitap serisidir. Kitap Rivyalı Geralt’ın başından geçen kısa hikayelerden oluşmaktadır. Şu ana kadar ülkemizde The Witcher serisinin 6 cildi Türkçeye çevrildi ve yayımlandı.

Kitapların başarısından sonra Polonyalı şirket CD Projekt RED tarafından sırasıyla 2007’de The Witcher, 2011’de The Witcher 2: Assassins of Kings ve 2015 yılında oyun dünyasında bir başyapıt olarak kabul edilen The Witcher 3: Wild Hunt oyun severlerin beğenisine sunuldu ve büyük sükse yarattı.

Tüm bu gelişmelerden sonra Netflix, The Witcher’ın dizi olarak ekranlara geleceği haberini verdi ve heyecanlı bekleyiş başladı. Bir sonraki güzel haber ise başrol oyuncusunun haberi ile geldi. DC’nin Superman’i Henry Cavill, Geralt rolünü aldı ve bekleyenlerin içine daha büyük bir heyecan düşürdü.

Dizinin yapımcılığını ve senaristliğini Lauren Schmidt (Power, The Umbrella Academy, Daredevil) yapmakta. Yönetmen koltuğunda Alik Sakharov (Ozark, House of Cards, Black Sails) oturuyor. Sakharov aynı zamanda yapımcılar arasında da bulunuyor. Dizinin ilk sezonu 8 bölüm sürdü ve daha yayımlanmadan önce ikinci sezon onayını cebine koymuştu. Dedikodulara göre dizi 7 sezon olarak planlanmış. Bakalım ne kadarı doğru çıkacak.

KARAKTERLER:

Geralt of Rivia (Rivyalı Geralt):

Dizimizin merkezindeki Witcher’ımız. Küçük bir çocukken ailesi tarafından terkedilmiş, Kaer Morhen isimli Witcher’ların olduğu yerde mutasyona uğratılmış, büyülerle donatılmış ve acımasız bir eğitime tabi tutulmuştur. Bunların sonucunda saçları beyazlamış, hislerini kaybetmiş ama oldukça yetenekli bir yaratık avcısı olmuştur. Yalnız kurt adıyla bilinir ve iki kılıç ile (Gümüş kılıç yaratıklar için, çelik kılıç yaratık dışındakiler için) dolaşır. Sadık dostu olan atı Roach ile köyleri, kasabaları ve şehirleri gezerek iş ve kontrat arar. Kazandığı parayı içkiye ve kadınlara yatırır. Günlerini bu şekilde geçirir. Witcher’lardan herkes nefret eder. Mutant oldukları için insan gözüyle bakılmazlar ve aşağılanırlar. Witcher’lar büyülerle donatılmışlardır ve geçirdikleri mutasyon sonucunda normal insanların içemeyeceği iksirleri içerek geçici bir süre değişik yetenekler kazanırlar.

Geralt karakterine DC Evreninde canlandırdığı Superman karakteriyle gönüllerde taht kuran karizmatik aktör Henry Cavill hayat veriyor. Kendisini daha önce The Tudors dizisinde de izlemiştik.

Karakteri aktör Henry Cavill’ın ağzından şuradan dinleyebilirsiniz.


Yennefer of Vengerberg (Vengerbergli Yennefer):

Deforme olmuş bir çene ve kamburla dünyaya gelen Yennefer yıllarca acılar çekmiştir. Günün birisinde bir cadı olan Tissaia kendisini ailesinden satın almıştır. Bu durum karşısında çok üzülüp kedere boğulsa da daha sonradan aslında hayatının en güzel dönüm noktası olduğunu fark etmiştir. Kendisinde büyü yeteneği vardır. Tissaia’nın kendisine verdiği eğitimle gelişmeye ve hayattaki amaçlarını gerçekleştirmeye başlar.

Yennefer olarak karşımıza Anya Chalotra çıkıyor. Kendisini bundan önce Wanderlust ve The ABC Murders dizilerinde seyretmiştik.

Yennefer karakterini Anya Chalotra’dan şuradan dinleyebilirsiniz.


Princess Cirilla (Prenses “Ciri” Cirilla):

Cintra’dan Prenses Ciri. Prenses olduğu için hep el üstünde tutulmuş ve korunmuş. Büyükannesi Kraliçe Calanthe tarafından yetiştirilmiş ve kendisinin öğütleriyle büyümüştür. Ancak dış dünya hakkında hiçbir bilgisi yoktur. Oldukça inatçı ve kararlı birisidir. Prenses hayatını pek sevmiyor.

Freya Allan’ı Ciri karakterini canlandırırken görüyoruz. Ciri karakteri kendisinin en ciddi işi.

Ciri’yi Freya Allan’ın ağzından buradan dinleyebilirsiniz.

Tüm kadroya buradan ulaşabilirsiniz.

Karakterlerin oyundaki görünüşleri
(Yennefer – Ciri – Geralt)

YAZARIN NOTU:

Öncelikle dizinin güzel yanlarından bahsedelim. Dizi kitaplara sadık kalmış. Tabii tamamıyla sadık değil ancak büyük çoğunlukla uymuşlar. Evren bize oldukça iyi yansıtılmış. Witcher evreninin o karanlıklığı hissediliyordu. Çok göremesek de yaratıklardaki CGI kullanımı güzeldi göze çok fazla batmadı. Özellikle Striga’yı çok beğendim. Ana karakterlerin seçimlerine biraz derinlemesine birazdan değineceğim ama yan karakterler oldukça yerinde olmuş. Jaskier (kitaplarda ve oyunlardaki adıyla Dandelion) muhteşem olmuş. Kitap ve oyunlardaki o alaycı, komik ve eğlenceli halini korumalarını sevdim. Söylediği şarkıları da güzeldi ve kesinlikle ilerleyen sezonlarda çok çok daha güzel olacak. Dizinin kendini direk aksiyon sahnelerine banmamasına da oldukça sevindim. Az ama öz kullandılar. Geralt’ın kılıcıyla olduğu aksiyon sahnelerini izlemek oldukça keyifliydi.

Şimdi biraz eksiklerinden ve kötü yanlarından bahsedelim. Öncelikle karakterlerden bahsetmek istiyorum. Henry Cavill harika bir Geralt olmuş. Kılıcı ustaca kullanışı, duruşu, konuşması, mimikleri, fiziği muhteşem olmuş. Ama bana göre bir sıkıntı var. Geralt normalde karizmatik ya da yakışıklı bir karakter değil. Ne kitaplarda ne de oyunlarda. Cavill ise resmen erkek güzeli olmuş. Bu birazcık benim gözüme battı.  Nedenini birazdan söyleyeceğim.

Yennefer karakterini oynayacak oyuncu ilk açıklandığında çok fazla isyan etmiştim. Seçimin çok kötü olduğunu filan söylemiştim. Bu dediğimin hala arkasındayım. Evet Anya Chalotra elinden geleni yapmış dizide ancak sıkıntı şurada; Yennefer kitaplarda oldukça güzel bir karakter olmasıyla ve bu güzelliğinin de farkında olmasıyla ön plana çıkıyor. Öyle ki güzelliğini ve cazibesini kullanarak istediği şeyleri elde edebiliyor. Aktris her ne kadar sevimli biri olsa da Yennefer’in güzellik standartlarının altında kalıyor. Geralt’ın göze batması da işte burada ortaya çıkıyor. Geralt yakışıklı değil ve Yennefer oldukça güzel. Dizide ise bu tam tersi. Geralt o kadar karizmatik ki Yennefer iyice sönük kalıyor.

Ciri karakteri hakkında konuşmak için biraz erken. Çünkü dizi boyunca çok fazla bir şey göremedik kendisinden. Ama kötü diyemem kendisine. Triss karakteri ise hiç ama hiç olmamış. Oyuncu da hiç yardımcı olmadı.

Belirtmem lazım ki The Witcher kitap serisinde ilk kitabı (Son Dilek) bitirdim, ikinci kitabın (Kader Kılıcı) yarısındayım ve The Witcher 3 oyununa da toplamda 180 saatimi ayırmıştım. O yüzden diziye çoğunlukla hakimdim. Dizi kesinlikle olmuş. Büyük bir zevkle ve heyecanla seyredip bitirdim. Cavill’in dövüş sahnelerini izlemek oldukça keyifliydi, Geralt’ın oyunlardaki hareketlerini canlı canlı görmek hoş oldu. Yukarıda da belirttiğim gibi oyuncu seçimleri biraz daha düzgün olsa tadından yenmezdi. Karakterler dışında da ufak tefek eksiklikleri olsa bile beklediğimden çok daha iyiydi. The Witcher bu tarz bir diziydi. İzleyecek olanlara iyi seyirler dilerim.

NOT: İkinci sayfada diziyi izlemiş olanlar için ispiyonlu bir kitap dizi karşılaştırması yapacağım.