The Woman in the House Across the Street from the Girl in the Window – Tanıtım
1 yorum pirate 01 Mart 2022 08:27
The Woman in the House Across the Street from the Girl in the Window, Netflix’in 28 Ocak 2022 tarihinde yayınladığı bir limitli dizi. Kara komedi, gizem ve gerilim ögelerini harmanlayan dizi, 8 bölümden oluşuyor. 2. sezonunun olup olmayacağı ise bilinmiyor. Dizinin bölüm süreleri 22-30 dakika aralığında değişiyor.
Hugh Davidson, Larry Dorf ve Rachel Ramras, dizinin yaratıcıları konumundalar. Bu üçlüye yapımcı koltuğunda Kristen Bell, Jessica Elbaum, Will Ferrell, Michael Lehmann ve Brittney Segal gibi isimler eşlik etmişler. Michael Lehmann ise yönetmenliğini üstlenmiş.
Anna isimli bir kadın var hikayemizin merkezinde. Kısa sayılmayacak bir süre önce çocuğu ölmüş Anna’nın. Sonrasında da büyük bir depresyon sürecine girmiş. Evliliği bitmiş. Hayattan keyif almayı, dışarı çıkıp yaşamın akışına adapte olmayı bırakmış. Mesleği olan ressamlık konusunda da istek ve ilham yoksunluğu yaşar olmuş. Tüm günlerini eşofmanları içerisinde dolanarak, müptelası olduğu kırmızı şarabı elinden düşürmeyerek geçirmeye başlamış. Etrafta da adı ‘Deli kadın’ olarak anılır olmuş.
Yine benzer günlerden birinde bir elinde şarabı, diğer elinde cinayet hikayesi romanıyla penceresinin karşısına konumlanmış koltuğunda oturup dışarıda olan biten şeyleri gözlemlediği/röntgenlediği bir akşam yeni taşınan karşı komşusunun evinde bir cinayet işlendiğine tanık olur Anna ve hikayemiz başlar.
Anna’nın gördüğü şey doğru mu? Yoksa kullandığı haplarla şarabın bileşiminin bir yansıması mı? Doğruysa bu cinayeti kim işledi?
Yağmur fobisi olan, yağmurlu günlerde dışarıya çıkmaya korkan, yağmura yakalandığı anda ise yere yığılıp kalan ve bir çeşit kriz geçiren Anna karakterinde Veronica Mars, Heroes, The Good Place ve House of Lies gibi dizilerden yakinen tanıdığımız Kristen Bell‘i izleme şansı elde ediyoruz.
Da Vinci’s Demons, The Collection ve Dark Heart gibi dizilerden anımsanabilecek Tom Riley, Anna’nın evinin karşısındaki eve yeni taşınan dul bir baba olan Neil karakterine hayat veriyor. Neil, karizmatik bir adam olmasının yanı sıra, Anna’nın vefat eden çocuğuna yakın yaşlarda bir kızı olması dolayısıyla Anna’ya çekici geliyor ve Anna uzun bir aradan sonra birine ilgi göstermeye başlıyor.
Neil’ın tatlı ve akıllı kızı Emma rolünde Samsara Leela Yett‘i izliyoruz. Annesi birkaç sene önce vefat etmiş olan Emma, sempatik halleriyle kendini Anna’ya sevdiriyor hemen.
Neil’ın hostes sevgilisi Lisa karakterini Teen Wolf ve The Secret Circle dizilerinden tanıdığımız Shelley Hennig canlandırıyor.
Filthy Rich dizisinden hatırlanabilecek Benjamin Levy Aguilar, Rex karakteriyle karşımıza çıkıyor.
Robbie ve Blunt Talk dizilerinden anımsanabilecek Mary Holland, Anna’nın yakın arkadaşı Sloane karakterini canlandırıyor.
Stumptown, Almost Human ve Flashforward gibi dizilerden anımsanabilecek Michael Ealy, Anna’nın eski kocası Douglas karakterine hayat veriyor.
Mixed-ish dizisinden anımsanabilecek Christina Anthony, Anna’nın cinayet ihbarı sonrasında olayı araştırmaya gelen Dedektif Lane karakteriyle karşımıza çıkıyor.
Brenda Koo‘yu Anna ile karşılıklı olarak birbirlerinden hoşlanmayan karşı çapraz komşusu Carol karakteriyle izliyoruz.
The Umbrella Academy ve Stitchers dizilerinden anımsanabilecek Cameron Britton ise mahalledeki evlerin tamirat işleriyle ilgilenen çocuksu ama biraz da ürkütücü bir adam olan ve Anna ile de iyi anlaşan Buell karakterini canlandırıyor.
Nicole Pulliam, Brendan Jennings, Janina Gavankar ve Lyndon Smith ise dizinin konuk oyuncu havuzunda yer alan bazı isimler.
Diziyi yayınlandığı hafta izleyip bitirdim. Kristen Bell‘in başarılı performansıyla diziyi iyi taşıdığını düşünüyorum. Akıcılık ve sürükleyicilik konusunda hiç sıkıntısı yoktu dizinin. Bölüm sürelerinin kısa oluşu da avantajdı. Dizinin ilk 7 bölümlük süreçte iyi iş çıkarmasına rağmen son bölümde ciddi bir hayal kırıklığı yarattığını da belirtmeden geçmeyeyim ama. Buna rağmen dizinin 2. sezonunun olmasını çok isterim. Kapanış sahnesinden hareketle Anna ile yeni bir dedektiflik macerasına daha varım ben.
Diziyle ilgili daha önce şu yazının altında yorum yapılmaktaydı. Bu da diziye ait fragman:
yorumlar
Böylesi diziler izleyiciyi finalde şaşırtmaya oynar, bunlar da kendilerince bir yol bulmuşlar. Absürt tarafları vardı ama sorun olmadı. 2. sezon gelecek olsa haber gelirdi herhalde, zaten niyetli değil gibilerdi. Burada noktalamış olduk bu durumda. Thanks, bye.
Neil’in katil olmadığını düşünüyordum, çok klişe olurdu. Bir ara Anna’nın hatırlamadan yaptığından ben de şüphelendim ama dizi de üstüne gidince farklı bir yol bekler oldum.
Aklımda daha çok Anna’nın arkadaşı, ona gıcık olan komşusu ya da eski kocası biraz daha köşede kalmış karakterler vardı. Kız çocuğunun üstünde durduğum söylenemez. Ama böyle de olur ^.^
Anna kızla olan kavgasında biraz fazla dayanıklı çıktı sanki. Eski kocasının gelişi, tamircinin ölmemesi falan derken suçsuzluğunu fazla uzatmadılar neyse ki.
Ek: Kızın Neil’i kukla şovunu sevmediği için öldürmesi çok dandik bir bahaneydi yalnız ^.^ Ayrıca eski kocayla barışmalarını sevdim. 12 ay içinde çocuk yapmalarına girmiyorum.
* Gleen Close’un sondaki konukluğunu biliyordum aslında ama dizinin çıkışından bugüne unutmuşum. İzlerken dank etti. Kısaydı ama fena olmadı. 2. sezon gelseydi Anna’nın görülerinden ilerlenirdi herhalde.