İngiliz kanal ITV, 7 Şubat’ta ucundan bizi de ilgilendiren yeni bir diziyle izleyiciyi buluşturdu.

Aile draması türündeki No Return, 4 bölümden oluşan bir mini dizi. Daniel Brokclehurst (Brassic, Stay Close, Safe, The Stranger) tarafından yaratıldı ve Red Production Company (Stay Close, Ridley Road, It’s a Sin) yapımını, John Alexander (Belgravia) yönetmenliğini üstlendi.

Yer kalmamış gibi Türkiye’ye geldikten sonra tatilleri kabusa dönüşen bir ailenin başından geçenleri konu alan dizinin başrollerinde Sheridan Smith, Michael Jibson, Louis Ashbourne SerkisLily SutcliffeJodie CampbellSian BrookeDavid MumeniPhilip ArdittiMurat Seven ve Rufus Hound bulunuyor.

Dünyada başka yer kalmamış gibi tatile Türkiye’ye gelen “o” aile

Türkiye’de tatildeyken başını belaya sokan “o” ergen turist

Dosta güven düşmana korku salan “o” avukat

Ailenin tatile geldiği “o” lüks otel / Konum: Antalya (yersen)

Kathy ve Martin, oğulları Noah ve küçük kızları Jessica’nın yanı sıra Kathy’nin kız kardeşi Megan ve eşi Steve’le birlikte Antalya’da son derece lüks ve her şey dahil bir otele tatil için gelirler. Başta (çoğu dizide olduğu gibi) her şey güzel başlar. Herkesin keyfi yerindeyken Noah, aynı otelde kalan Rosie’den bir plaj partisi için davet alır ve kabul eder. Parti sonrası ise odaya döner ve sabah olur. Zaten her şey de tam bundan sonra karışır.

Sabah olduğunda odaya gelen polis, Noah’yı gözaltına alır. Görünen o ki plaj partisinde (yine yabancı) bir erkeği taciz etmekle suçlanmaktadır ve suçlamalar ciddidir. Perişan durumdaki Kathy ve Martin, Noah’nın özgürlüğü için savaşmaya başlar ancak yabancı bir ülkenin (bknz: Türkiye) bir o kadar yabancı olan “hukuk sistemi”, olayın uluslararası alanda yankılanmasıyla birlikte daha da düğümlenmesi, “medya” ilgisi ve diğer tatilcilerin yardım konusundaki gönülsüzlüğü nedeniyle içine düştükleri “kabus” o kadar da çabuk bitmez.

Bu işte bir terslik var (mı?)

Aile boyu mahkeme keyfi

“Call 112”

Not: Dizideki oyunculardan Philip Arditti (Rico Karvalcı), Türkiye asıllı olup Son dizisi ve Reha Erdem’in Şarkı Söyleyen Kadınlar (2013) filminde de rol almış bir isim. Dizinin IMDb’deki kadrosuna bakıldığında Türk karakterleri canlandıran Murat Seven (İsmail), Atilla Akıncı (Demir), Sarp Doğa Çelik (Batur) gibi yerli isimler dikkat çekerken kadroda Dilek Rose (Maria), Jem Kai Olsen (Birol), Elif Knight (Derya), Rosie Hilal (Reynan) gibi oyuncular da bulunuyor. Ayrıca Nathan Altai (Dedektif Özal), Cosh Omar (Yargıç Ersoy), Hussein Kutsi (Turan), Kirk Newmann (Aksoy) da yer alıyor.

Not 2: Dizinin çekimleri 2021’in yaz aylarında gerçekleştirildi. O dönem devam eden Türkiye’deki mevcut seyahat kısıtlamaları nedeniyle İspanya ve İngiltere’de yapıldı.

Not 3: Sheridan Smith, 2022’nin başında BBC’nin yayınladığı Four Lives dizisinde Sami adlı bir Türk ile evli bir kadını canlandırıyor. Oğlu öldürüldükten sonra adalet arayan bir anneyi canlandırdığı o dizide Sami’yi canlandıran kişi ise Memet Ali Alabora.

Diziye elbette/açıkçası hikayesi Türkiye’de geçtiği için başladım. Öteki türlü belki de izlemezdim… 4 bölüm sürmesi de işime geldi, fazlası zira asfalyaya iyi gelmezmiş.

Öncelikle Türkiye portresi bakımından ilk iki bölümün fena olmadığını, son iki bölümün fena olduğunu düşünüyorum. Seviyeyi biraz fazla düşürüp klişeleştiğini ve bazı “ön yargıların” ön plana çıktığını söyleyebilirim. Antalya’ya tatile gelen ailenin Erzincan (24) plakalı taksiye binmesi, Muğla’daki Turgutreis’in manzara olarak gösterilmesi, adalet sarayının çakma olması gibi bazı detaylar haliyle gözüme battı. Mahkeme sahnelerini oturdukları yerden oturma organlarıyla yazmışlar. Hakimi canlandıran oyuncunun bozuk Türkçesine eşlik eden düzgün İngilizcesi de sağ olsun, Türk olmadığını anlaması hiç zor değildi bu arada. Atmosferine ise girmiyorum. Bazı Türk karakterlerin rolde sırıtmadığını da düşünüyorum bu arada, haklarını vereyim.

Öte yandan avukat Rico Karvalcı, yer aldığı ölçüde Noah ve nihayetinde Sheridan Smith’in canlandırdığı Kathy diziyi izleten taraflar oldu. Geride kalan karakterler ise aman aman ilgimi çekmediler. Hatta teyze karakterinin kendi hikayesine göz devirdiğim zamanlar oldu. Dizinin zaten bir handikabı da yer verdiği yan hikayelerin ben nezdinde pek de ilgi çekici olmamasıydı. Odak noktası ana hikayede kaldığı zamanlar daha iyiydi bence. 

No Return, finalini ise mini diziye uygun bir şekilde kapalı yapıverdi. Zaten diziyi son bölümün ikinci yarısı için hazırladıklarını söylesem pek de abartı olmaz sanki. Biraz daha doyurucu olmasını beklemekle birlikte bu açıdan memnun olduğumu söyleyebilirim aslında.

Velhasıl durum böyleyken böyle sayın seyirciler. Gerisini artık siz bilirsiniz.

Sen de haklısın, ne diyeyim

No Return izlerken ben