
Zoey’s Extraordinary Playlist — Tanıtım
57 yorum rpdi 13 Ocak 2020 08:51

NBC’nin yeni müzikali Zoey’s Extraordinary Playlist, bölümleri 1’er saat süren bir komedi-drama. İlk bölümü özel gösterim olarak 7 Ocak’ta yayınlandı. Normal yayın akışıyla 16 Şubat’ta devam edecek.
Gossip Girl’de parmağı bulunan Austin Winsberg, dizinin yapımcısı.
Zoey, San Francisco’da sıkıcı bir hayat süren, içine dönük, çekingen ve zeki bir bilgisayar yazılımcısıdır. Çalıştığı başarılı ve gösterişli teknoloji firmasında terfi almaya çalışmaktadır fakat bunun için patronuna gerçekten istekli olduğunu ve cesaretini kanıtlamalıdır.
Babası yakın bir zamanda nadir görülen bir nörolojik hastalığa yakalanmıştır. Zoey de son zamanlarda artan baş ağrıları sebebiyle tedirgindir ve sağlıklı olduğundan emin olmak için bir MRI taramasına girmeye karar verir. Pop müzikten hiç hoşlanmayan biri olarak burada ona dinletilen şarkıyı kapatmak isterken birden bir deprem olur ve çıktığında akıl almaz bir durumla karşı karşıyadır: Çevresindeki insanların en derinlerinde gizledikleri hislerini, düşüncelerini, arzularını, korkularını ve hatta sırlarını, göz alıcı koreografiler eşliğinde, kendi söyledikleri popüler şarkılar aracılığıyla duymaya başlar. Ailesini, iş arkadaşlarını ve hatta kimi zaman yabancıları bile…
Zoey, başta akıl sağlığından şüphe duysa da bunun daha önce hiç başaramadığı biçimde etkili bir iletişim kurma yöntemi olduğunu çok geçmeden anlar. Belki de bu çılgın lanet, kendisine bahşedilen bir hediyedir.
Zoey’i Suburgatory, Castle Rock ve What/If gibi dizilerde yer alan Jane Levy canlandırıyor.
Yan karakterlere göz atacak olursak:
Max (Skylar Astin)
Zoey’nin en yakın arkadaşı ve destekçisi. Aynı zamanda aynı iş yerinde çalışan meslektaşlar ve stresli çalışma koşullarına rağmen güçlü bir bağları var.
Broadway kökenli oyuncu, daha önce Pitch Perfect ve Crazy Ex-Girlfriend’te de müzikal yeteneklerini sergilemişti.
Mo (Alex Newell)
Zoey’i müzik tutkusuyla çıldırtan kapı komşusu. Bu inanılması güç sırrını açtığı ve akıl danıştığı ilk ve tek kişi. Birlikte neler olduğunu çözmeye çalışırken bir yandan da Mo, şarkıların anlamlarını Zoey’e anlatmaya çalışıyor.
Bu oyuncu da Glee’de yeteneğini ispatlayanlardandı.
Simon (John Clarence Stewart)
Zoey’nin şimdiye kadar tam anlamıyla tanışamadığı bir çalışma arkadaşı. Zoey’nin yeni “güçleri” sayesinde aralarında bir etkileşim oluyor ve Zoey, ondan hoşlandığını fark etmeye başlıyor.
Mitch Clarke (Peter Gallagher)
Zoey’in babası. ALS hastalığı sebebiyle konuşamaz ve hareket edemez hale gelmiş durumda. Zoey onunla sağlıklı bir iletişim kurmanın yollarını arıyor.
Maggie Clarke (Mary Steenburgen)
Zoey’nin annesi. Kocası Mitch’i sevgisinden ve ilgisinden mahrum bırakmıyor ama o da daha etkili bir iletişim kurabilmenin çabasında.
Joan (Lauren Graham)
Zoey’nin çalıştığı teknoloji firması SPARQPOINT’in otoriter ve yetinmeyi kabul etmeyen patronu. Endüstride en iyilerden biri olmanın peşinde. Sert tavırlarına rağmen, özellikle kadın dayanışmasının da etkisiyle, Zoey’e kariyerinde ilerlemesi için yardımcı olmaya çalışıyor.
Michael Thomas Grant, Kapil Talwalkar, Andrew Leeds ve Stephanie Styles, kadrodaki diğer isimlerden bazıları. Tamamı için şuraya bakabilirsiniz.
Zoey’s Extraordinary Playlist, öncelikli olarak her zaman karşılaşacağımız türden bir dizi olmadığı için ilgimi çekiyordu. Ally McBeal’a, Eli Stone’a ve Crazy Ex-Girlfriend’e benzetenler var. Hangisine daha çok benzediğiyle ilgilenmiyorum ve onların boşluğunu doldurmaya çalışan bir dizi yapılmasından dolayı her türlü halimden memnunum. Müzikaller hiçbir zaman rağbet gören ve özellikle TV’de sıkça karşılan işler olmuyor. NBC de böyle bir diziye oluru verirken eminim ki çok iyi reytingler elde edeceğini, milyonları peşinden sürükleyeceğini beklemiyordur. Yine de bu şartlarda bile biz müzikal sevenleri unutmamaları güzel.
Sadece 1 bölüm yayınlandığından detaylı konuşmak için erken olabilir. Yine de ilk bölüm itibarıyla ortada çok inanılmaz bir dizi bulmamakla beraber, vaat ettiğini verebildiğini ve gelecek bölümler için heyecanlandırdığını söyleyebilirim. Başroldeki Jane Levy’le hiçbir zaman yıldızım barışmasa da, her yerde izlemeye doyamadığım Lauren Graham’in düzenli olarak değil de tekrar eden bir rolle yer alacak olması üzse de kadrodaki diğer isimlerden de memnunum.
Netflix’te geçen ay yayınlanan, şarkıların orijinallerine lip sync yapmaya dayalı müzikal dizi Soundtrack’te fazla pop bulduğum şarkı seçimlerinden dolayı tek bölümden öteye gidememiştim. İlk bölümde bu dizinin müzik seçimlerini de başarılı buldum. Hatta merak edenler için ispiyon içine ilk bölümde kullanılan şarkıların listesini iliştireyim:
Wham – Wake Me Up Before You Go-Go
REM – It’s The End Of The World
Celine Dion – All By Myself
Salt N Pepa – A Trio Of Women Sing
The Beatles – Help!
Bill Withers – Lean On Me
Tears For Fears – Mad World
DJ Khaled – All I Do Is Win
Cyndi Lauper – True Colors
The Partridge Family – I Think I Love You
Uzun ömürlü olur mu bilinmez ama muhtemelen müzikal sevenleri ve renkli dizi arayanları bir yerlerden illaki yakalayıp gittiği yere kadar götürebilecektir. Seyredecek olan herkese keyifli seyirler…
yorumlar
@kerem Bu absürd değil. Komedisi de az.
S01E02
Jane Levy’nin tatlılığı ve güzel şarkılarla ilk bölüm gibi bunda da eğlendim, bölümdeki 2.şarkı performansı da hoşuma gitti.
Bu haftanın reytingindeki düşüşü de görünce 12 bölümle dizi bitecekmiş gibi bir hava var, keşke olmasa ama işte NBC’deyiz.
@dkamoy Teşekkür ederim. İptal-devam durumunu bekleyip karar vereyim o zaman, gidiciyse hiç bulaşmam.
Cok hosuma gitti ilk 2 bolum. Sevmeyi bekliyordum zaten ama iptal olma ihtimali yuzunden gergin izleyecek olmak uzuyor. Aile ortami da is ortami da sardi beni. Sarkilar da hic fena degil. Orijinal gitseler daha mi iyi olurdu diyodum ama bu konuya bilindik sarkilarla ilerlemek daha cok yakisti gibi. Max ve zoey simdiden yakistilar benim gozumde.
Lauren Graham’a odaklanan bölüm istiyordum, 3.bölümde gelmesi iyi oldu. Charlie kim çıkacak acaba derken
S01E04
Bu bölümün şarkıları ekstra güzeldi, özellikle bölüm başındaki cover (The Great Pretender). Lauren Graham’ın sesi de çok güzel.
Kendimizi kandırmayalım bölüm sonu öyle bitmezdi aslında ama niyetleri iyi tabii ki.
1×05’in ardından diziye iyice bağlandığıma ve iptalinin iyice acıtacağına karar verdim.
1×07 mo nun hikayesi fazla iyimser ve mantıksız kaçsa da güzel bölümdü. max için de aynısını söyleyebilirim gerçi, onluk bir hareket değildi. olaya katacağı eğlence ve sürpriz faktörü için karakterin hamlesini değiştirdiler gibi hissediyorum.
Ryan Murphy bu diziyi çekmediği için hasetinden çatlıyor mudur diye düşünüyorum sürekli.
Bu arada oyuncuların kabiliyetleri ve şarkıların yorumlarını ayrı bi beğeniyorum. Sevmelere doyamıyorum bu diziyi. Bittiğinde performansları teker teker baştan alarak geçireceğim yaz aylarını sanırım.
bu burda dursun o zaman:
https://www.youtube.com/channel/UCrs1yFaZhyQSg_1VAH1KOkw/videos
lütfen ama lütfen bu dizi iptal olmasın. iptal olacaksa da lütfen güzel bir final bırakın bize. yeminle beddualarımdan stüdyonuzda ayakta direkt kalmaz koronadan kırılırsınız.
1×08

1×09 yine harika bir bölüm. özellikle de this is my fight song şarkısı çok özeldi. sezon finali geldi resmen doyamadan.
1×09 vay be! dizi kendini aştı bu sefer.
1×10 diğer bölümlere göre bir tık daha düşüktü modu ama şarkılar güzeldi yine.
özellikle simon ve max düetine bayıldım sesleri o kadar güçlü ki hayran kaldım dinlerken. yine sonda anne baba düeti de güzeldi ama o şarkıyı daha güçlü seslerden dinlemek isterdim ileride umarım max ve zoey den dinleme fırsatı buluruz tekrardan.
Ne kadar harika bir şey, hali hazırdaki şarkıları kullanıp duyguyu bu kadar güzel geçirebilmeleri. Vallahi nefis dizi. Nolur devam etsin.
Lauren Graham special guest star’dı sözde ama her bölüm gördük, beni doyurdu şahsen.
devam ederse nasıl eder bilmiyorum. hele de son şarkıdan sonra. hem burada bitmesin isterim hem de hafızamda böyle güzel kalsın. henüz doyamadım ben bu ekibe.
muhteşem bir final şarkısı:
the day the music died
Bu kadar.
Sonradan ek:
için ne kadar güzel bir eser olmuş bu dizi.
yine izledim finali yine gözlerim doldu.
S01E05
Everybody Hurts kısımları eğlenceliydi.
Zoey’nin performans değerlendirmesinde giydiği giysileri eleştirmeleri
Kesin Joan yazdı onları.
Sahnelere uygun şarkıyı seçmeleri konusunda şapka çıkarmak lazım, 500 Miles’ın bir de akustik versiyonunu koymaları çok güzeldi.
Ben zaten Max-Zoey tarafındaydım ama bölüm sonu çok tatlıydı. Bunlar birbirine yakışıyor.
İyi ki izlemişim. Gidip baktım, geçtiğimiz sezonun yeni ulusallarından 7’sini izlemişim. En iyisi kesinlikle buydu. Kadrosu ayrı, şarkıları ayrı. Yakın dönemin popüler şarkılarını diziye yedirmeleri de ayrı güzeldi. Burada bitseydi de sorun olmazmış ama bitmediğine sevindim.
Zoey’i bir kenara koyarsak Joan ve Max ilgimi daha çok çekti. Gözüme battı diyebileceğim birisi de yok gerçi. Ailesi, diğer şirket çalışanları, Mo falan derken yuvarlandık gittik. Konuk oyuncuları bile altta kalmadılar.
Cenazeden sonraki toplantıda yaptıkları toplu düet mesela.
* Max vs. Simon benim için kolay oldu. Hem daha sempatik geldiği için hem de Skylar Astin’den dolayı Max’in tarafındaydım genelde.
Andrew Leeds, Alice Lee, Michael Thomas Grant ve Kapil Talwalkar, ana kadro oyuncuları olmuş.
David, Emily, Leif, Tobin
+Harvey Guillén
++Jee Young Han & Felix Mallard
Poster
Season 2 Promo “Finding Her Own Voice“
Özlemişim diziyi. Aynı ayarda döndü sanki. Dans koreografileri bir tık daha sadeydi şimdilik.
* Lauren Graham’ın kalmasını tercih ederdim. Akıllarında vardır bir şeyler tabii, kendileri bilir. İlk sezonda kullandıkları kadarıyla ilgimi çekmişti.
* Bir tarafım Max’i seçeceğini düşünüyordu zaten. Yine de Simon’a ileride bir noktada kayacak olursa herhalde şaşırmam.
Kendi de açıklamış.
(Buna ilk bölümü izleyenler baksın)
2×01 bıraktığı noktadan sonra devam edesim yoktu ama karakterleri sevdiğimden devam edeyim dedim. şimdilik iyi ki onay almış dedirtecek bir bölüm olmadı. bakalım sezon finaline kadar fikrimi değiştirebilecek mi?
en azından seçimi hoşuma gitti ama daha ilk bölümden sonuçlanan seçimin sezon sonuna kadar aynı kalmayacağı da kesin. hiç hoşlaşmadığım işlere girişecekler hissediyorum.
Ben bundan 3 bölüm izledim dün gece. Beklediğimden daha yaratıcı ve müzikali de yormayan aksine tam tadında ve eğlenceli bir şey çıktı. Öte yandan yaratıcılığı takdir edince bir anda her bölüm daha da değişik ve farklı konseptte sahneler beklerken buldum kendimi. O açıdan beklediğimi bulabilecekmiş gibi hissetmedim üç bölümde ama tabii ki daha çok erken. Drama kısmı sünmeden ilerleyebilirse daha da hoş olur. Tamamlamayı düşünüyorum.
Tatlı tatlı müzikli eğlenceli başlayan dizi sezon finaline doğru ve bilhassa finalde çığ olup üzerime düştü yahu resmen. Bu kadar damardan girmezler diye düşünmüştüm ama ne kadar damardan girilebilirse o kadar girdiler. Gerçi yolunu da yapmadılar diyemem. Müzikler de eşlik etti. Buraya kadar her şey süper, ilk sezon kotarıldı. Ama asıl mesele bundan sonra başlıyor.
İkinci sezona da düzenli devam edeceğim, hangi yola girecekler merakla bekliyorum. Bir de tabii Jane Levy <3
Bu arada üstteki yorum biraz eleştirel olmuş ama diziyi çok severek izliyorum. Hatta aylardır bir sezonunu arka arkaya gömdüğüm ilk dizi oldu. 42 dakika bölümler su gibi akıyor ve sırf dişe dokunur ilk sezon draması hatrına bile tavsiye edilebilir ki bunun müzikalle harmanlandığını düşününce aslında ne kadar özenli bir iş olduğu da belli oluyor. İçinde her şeyden biraz olan izlemesi keyifli bir dizi. Komedisi birazcık daha dişe dokunur olsa daha da çok sevebilirdim.
* Sevişme meselesini bölüm bitene kadar çözdükleri iyi oldu. Azıcık abarttılar da dert değil. “Simon da bir yerden çıkacak işte,” düşüncem baki bir şekilde izliyorum öte yandan. Fragmanda da ufaktan çıkıverir gibi oldu.
2×02 beyzbol ve aşk
…ve düet
mo nun şarkısı iyiydi. çok özel bir sesi var. gerisi normal.
9 Şubat’taki 6. bölümden sonra bir araya girip bahar zamanı geri dönecekmiş.
2×03 üzerine:
Bir de ben sorayım, “What now?”
ara verme işine şaşırmadım. birleşmeleri çok erken olmuştu, ara vermeleri de iyi oldu o yüzden. biraz yalnız zoey zamanı. doğru ve olgun bir karar aldılar. zoey illa biriyle olmak zorunda değil. dizinin tek derdi de bu olmamalı. bunun peşine gidip 2 bölüm geçmeden simon’a sırnaşırsa işte o zaman bu bölümdeki veda konuşmasının samimiyeti yerle bir olur. bence bu sezonu sezon finaline kadar boş geçirsin. kendiyle yaşadıklarıyla barışsın. sonunda yine ne karar veriyorsa versin.
devam ediyor.
* Dizinin yapımcılarından birisinin Mandy Moore olduğunu yeni fark ettim (açılış yazıları açarken). This is Us’ın arkasından yayınlanması daha mantıklı geldi.
* Bu bölümü izlerken bir tık ben de sıkıldım. Mo-Max tarafı hoşuma gitti gibi. Abisi ve iş yeri tarafları o kadar da değildi.
Ben bu diziyi sevdim ama 2×04 biraz aynı kişiler aynı olaylar etrafında dönünce yordu biraz..
@aytackara Ben de ilk bölümlerde -yapımcılık bir kenara- koreografileri yapanın da Mandy Moore olduğu bilgisini görünce şaşırmıştım. Meğer o Mandy Moore, bildiğimiz Mandy Moore değilmiş.
@Siyah Giyen Adam Kontrol da etseymişim iyiymiş tabii, zerre aklımdan geçmedi. Thanks.
2×05 üzerine:
* Skylar Astin ve Max üzerinden hazırladıkları koreografiler hoşuma gidiyor.
* Karakterlerin verdiği kararlara şaşırmadığım bir bölümdü.
Bu sezon sonuna kadar sans vericem ama zor gibi duruyor bu gidisle.
9 Şubat’ta verdiği altı haftalık arasından 28 Mart’ta çıkacak ve artık Pazar günleri yayınlancek.
Onun yerine / This is Us desteğine görünen o ki Young Rock + Kenan geliyor.
Ins final gibi bitirir yine o zaman.
206, geçen bölüme göre daha iyiydi. Üstümde bir kamu spotu havası var gerçi, onu inkar edemem. Alex Newell’ın dahil olduğu koreografileri daha çok sevdim.
Bu ara fena olmadı. Mart sonu gibi görüşürüz o zaman. XOXO.
2 sezondur hiç olmayan sorunlar bir anda sanki en başından beri varmış gibi bir tripler… kim sana sürekli hintli gibi davrandı ya. bir kere esprisi geçti mi dizide bunun. ne zaman simon a ya da mo nun ten rengi yüzünden bir sıkıntı yaşandı iş yerinde. tamam değinin toplumsal sorunlara da yani mantıklı olsun… sosyal hayatlarında yaşıyor olabilirler ama işyerinde 2 sezonda iması bile olmadı. bir anda sorunun bir parçası hiçbir zaman olmamış yakın dostlara tripler falan… gerçekten zorluyorlar ben de bırakmamak için çabalıyorum.
2×05 dizi bu tatta devam ederse Crazy Ex-Girlfriend gibi bunu da sadece performanslar için izler hale geleceğim.
Dizi, GAİN’e geliyormuş. Melikşah, Altın Küre yayınında dedi. Yalnız 10 dakikaya mı bölecekler, o kısmını merak ettim.