NBC’nin yeni müzikali Zoey’s Extraordinary Playlist, bölümleri 1’er saat süren bir komedi-drama. İlk bölümü özel gösterim olarak 7 Ocak’ta yayınlandı. Normal yayın akışıyla 16 Şubat’ta devam edecek.

Gossip Girl’de parmağı bulunan Austin Winsberg, dizinin yapımcısı.

Zoey, San Francisco’da sıkıcı bir hayat süren, içine dönük, çekingen ve zeki bir bilgisayar yazılımcısıdır. Çalıştığı başarılı ve gösterişli teknoloji firmasında terfi almaya çalışmaktadır fakat bunun için patronuna gerçekten istekli olduğunu ve cesaretini kanıtlamalıdır.

Babası yakın bir zamanda nadir görülen bir nörolojik hastalığa yakalanmıştır. Zoey de son zamanlarda artan baş ağrıları sebebiyle tedirgindir ve sağlıklı olduğundan emin olmak için bir MRI taramasına girmeye karar verir. Pop müzikten hiç hoşlanmayan biri olarak burada ona dinletilen şarkıyı kapatmak isterken birden bir deprem olur ve çıktığında akıl almaz bir durumla karşı karşıyadır: Çevresindeki insanların en derinlerinde gizledikleri hislerini, düşüncelerini, arzularını, korkularını ve hatta sırlarını, göz alıcı koreografiler eşliğinde, kendi söyledikleri popüler şarkılar aracılığıyla duymaya başlar. Ailesini, iş arkadaşlarını ve hatta kimi zaman yabancıları bile…

Zoey, başta akıl sağlığından şüphe duysa da bunun daha önce hiç başaramadığı biçimde etkili bir iletişim kurma yöntemi olduğunu çok geçmeden anlar. Belki de bu çılgın lanet, kendisine bahşedilen bir hediyedir.

Zoey’i Suburgatory, Castle Rock ve What/If gibi dizilerde yer alan Jane Levy canlandırıyor.

Yan karakterlere göz atacak olursak:

Max (Skylar Astin)

Zoey’nin en yakın arkadaşı ve destekçisi. Aynı zamanda aynı iş yerinde çalışan meslektaşlar ve stresli çalışma koşullarına rağmen güçlü bir bağları var.

Broadway kökenli oyuncu, daha önce Pitch Perfect ve Crazy Ex-Girlfriend’te de müzikal yeteneklerini sergilemişti.

Mo (Alex Newell)

Zoey’i müzik tutkusuyla çıldırtan kapı komşusu. Bu inanılması güç sırrını açtığı ve akıl danıştığı ilk ve tek kişi. Birlikte neler olduğunu çözmeye çalışırken bir yandan da Mo, şarkıların anlamlarını Zoey’e anlatmaya çalışıyor.

Bu oyuncu da Glee’de yeteneğini ispatlayanlardandı.

Simon (John Clarence Stewart)

Zoey’nin şimdiye kadar tam anlamıyla tanışamadığı bir çalışma arkadaşı. Zoey’nin yeni “güçleri” sayesinde aralarında bir etkileşim oluyor ve Zoey, ondan hoşlandığını fark etmeye başlıyor.

Mitch Clarke (Peter Gallagher)

Zoey’in babası. ALS hastalığı sebebiyle konuşamaz ve hareket edemez hale gelmiş durumda. Zoey onunla sağlıklı bir iletişim kurmanın yollarını arıyor.

Maggie Clarke (Mary Steenburgen)

Zoey’nin annesi. Kocası Mitch’i sevgisinden ve ilgisinden mahrum bırakmıyor ama o da daha etkili bir iletişim kurabilmenin çabasında.

Joan (Lauren Graham)

Zoey’nin çalıştığı teknoloji firması SPARQPOINT’in otoriter ve yetinmeyi kabul etmeyen patronu. Endüstride en iyilerden biri olmanın peşinde. Sert tavırlarına rağmen, özellikle kadın dayanışmasının da etkisiyle,  Zoey’e kariyerinde ilerlemesi için yardımcı olmaya çalışıyor.


Michael Thomas Grant, Kapil Talwalkar, Andrew Leeds ve Stephanie Styles, kadrodaki diğer isimlerden bazıları. Tamamı için şuraya bakabilirsiniz.

Zoey’s Extraordinary Playlist, öncelikli olarak her zaman karşılaşacağımız türden bir dizi olmadığı için ilgimi çekiyordu. Ally McBeal’a, Eli Stone’a ve Crazy Ex-Girlfriend’e benzetenler var. Hangisine daha çok benzediğiyle ilgilenmiyorum ve onların boşluğunu doldurmaya çalışan bir dizi yapılmasından dolayı her türlü halimden memnunum. Müzikaller hiçbir zaman rağbet gören ve özellikle TV’de sıkça karşılan işler olmuyor. NBC de böyle bir diziye oluru verirken eminim ki çok iyi reytingler elde edeceğini, milyonları peşinden sürükleyeceğini beklemiyordur. Yine de bu şartlarda bile biz müzikal sevenleri unutmamaları güzel.

Sadece 1 bölüm yayınlandığından detaylı konuşmak için erken olabilir. Yine de ilk bölüm itibarıyla ortada çok inanılmaz bir dizi bulmamakla beraber, vaat ettiğini verebildiğini ve gelecek bölümler için heyecanlandırdığını söyleyebilirim. Başroldeki Jane Levy’le hiçbir zaman yıldızım barışmasa da, her yerde izlemeye doyamadığım Lauren Graham’in düzenli olarak değil de tekrar eden bir rolle yer alacak olması üzse de kadrodaki diğer isimlerden de memnunum.

Netflix’te geçen ay yayınlanan, şarkıların orijinallerine lip sync yapmaya dayalı müzikal dizi Soundtrack’te fazla pop bulduğum şarkı seçimlerinden dolayı tek bölümden öteye gidememiştim. İlk bölümde bu dizinin müzik seçimlerini de başarılı buldum. Hatta merak edenler için ispiyon içine ilk bölümde kullanılan şarkıların listesini iliştireyim:

Wham – Wake Me Up Before You Go-Go
REM – It’s The End Of The World
Celine Dion – All By Myself
Salt N Pepa – A Trio Of Women Sing
The Beatles – Help!
Bill Withers – Lean On Me
Tears For Fears – Mad World
DJ Khaled – All I Do Is Win
Cyndi Lauper – True Colors
The Partridge Family – I Think I Love You

Uzun ömürlü olur mu bilinmez ama muhtemelen müzikal sevenleri ve renkli dizi arayanları bir yerlerden illaki yakalayıp gittiği yere kadar götürebilecektir. Seyredecek olan herkese keyifli seyirler…