Mum – Tanıtım
5 yorum pirate 24 Eylül 2020 08:42
Mum, 2016-2019 yılları arasında BBC Two’da yayınlandı ve 3. sezonuyla birlikte final yaptı. Dizinin 3 sezonu da 6’şar bölüm uzunluğunda.
Him & Her‘ün yaratıcısı olarak tanıdığımız Stefan Golaszewski, dizinin yaratıcısı ve tek senaristi konumunda. Golaszewski, son 2 sezonun yönetmenliğini üstlenmiş ayrıca. İlk sezonun yönetmeni ise Him & Her’ün yönetmeni olarak tanıdığımız Richard Laxton. Yapımcı kadrosunda ise Golaszewski ve Laxton dışında Kenton Allen, Lyndsay Robinson ve Matthew Justice gibi isimler yer alıyor.
Stefan Golaszewski, 2017 yılında “En İyi Senaryo Yazarı” ödülü kazanmış BAFTA Ödülleri’nde. Başrol oyuncusu Lesley Manville ise komedi dalında “En İyi Kadın Oyuncu” adayları arasında kendine yer bulmuş aynı sene. 2019 yılı BAFTA Ödülleri’nde de yine aday gösterilmiş Manville. 2019’da Peter Mullan da komedi dalında “En İyi Erkek Oyuncu” adaylığı elde etmiş. Dizi de “En İyi Komedi Dizisi” dalında aday gösterilmiş aynı yıl ayrıca.
Dizinin bölüm süreleri ise 25-30 dakika aralığında değişiklik göstermekte.
Dizinin ilk bölümünü cenaze törenine gitmek üzere toplanan bir kalabalıkla açıyoruz. 59 yaşındaki merkez karakterimiz Cathy’nin kocası, vefat eden kişi konumunda. Cathy’de bir küçük hüzün hali hakim elbette ama eve gelip baş sağlığında bulunan tanıdıklar falan herkes kendi müziğinde takılmakta. Münasebetsizlikler, ayarsızlıklar, gariplikler arasında ayakta durmaya çalışan ve kibarlığını hiç bozmayan, aşırı derecede sabırlı bir kadın portresi çiziyor bize bu atmosferde Cathy karakteri.
Adını ay isimlerinden alan bölümler (3. sezonda gün isimlerine dönmüş.) ilerliyor, işlenen konular değişiyor ama Cathy’nin sabrı ve kibarlığı hiç değişmiyor.
Cathy karakterinde World on Fire, Harlots ve The Crown gibi dizilerden yakinen tanıdığımız Lesley Manville‘i izleme şansı elde ediyoruz.
Cathy’nin onunla birlikte yaşayan, kimin gelip gittiğini umursamaksızın ev ortamında iç çamaşırıyla rahat rahat dolanan, garip, aptal oğlu Jason rolünde Fearless dizisinden anımsanabilecek Sam Swainsbury‘yi izliyoruz.
Jason’ın aptal ve seksi sarışın kontenjanını dolduran, patavatsız, geveze ama bir o kadar da doğal ve sevilesi kız arkadaşı Kelly karakterine Lisa McGrillis hayat veriyor.
Cathy’nin rahmetli kocasının uzun yıllardır en yakın dostu olmuş olan, arkadaşının vefatının ardından ise Cathy’ye göz koyduğu hissedilen, bu konuyu dillendirmeyen ama ortalıkta bir kedi misali fark edilmek için mahçup mahçup dolanan güler yüzlü, garip bir adam olan Michael karakterini Westworld, Ozark ve Top of the Lake gibi dizilerden anımsanabilecek Peter Mullan canlandırıyor.
Cathy’nin erkek kardeşi Derek rolünde Ross Boatman karşımıza çıkıyor.
Derek’in çok beğendiği sevgilisi olan ama onun Derek’ten aynı oranda etkilenmediğini hissettiğimiz ve burnu havada, suratsız, eleştirel ve memnuniyetsiz gibi sıfatlarla tarif edebileceğimiz Pauline karakterine Harlots ve Pennyworth dizilerinden hatırlanabilecek Dorothy Atkinson hayat veriyor.
Rahmetlinin ebeveynleri Maureen ve Reg rollerinde ise Marlene Sidaway ile Karl Johnson karşımıza çıkıyorlar.
Seline Hizli (Grantchester, Land Girls), Aaron Heffernan (Brassic, War of the Worlds), Tanya Franks (Broadchurch, Chewing Gum), Prasanna Puwanarajah (Doctor Foster, You, Me and the Apocalypse), Grace Hogg-Robinson (Flesh and Blood, The Coroner), Matthew Aubrey (Brave New World, Deep Water) ve Daniela Denby-Ashe ise çok fazla konuk oyuncu barındırmayan dizinin konukları konumundalar.
Henüz ilk 3 bölümünü izledim ve bayağı bayağı sevdim ben diziyi. Him & Her misali çoğunlukla evde ve birkaç sabit karakter arasında geçiyor diyaloglar dizide. Muhabbetlerde, ortam yansımalarında ve bazı karakterlerde falan da büyük bir şekilde etkisi hissediliyor söz konusu dizinin. Bu da beni diziye bağlayan şey oldu diyebilirim. O diziyi seven bu diziyi de sever muhtemelen kısacası.
Lesley Manville, Dorothy Atkinson, Peter Mullan ve Lisa McGrillis’ten oluşan dörtlüyü izlemeyi seviyorum cidden dizide. Dördü de oldukça iyi iş çıkarıyorlar bu arada.
Gariplikler, patavatsızlıklar, aptallıklar üzerinden ilerleyen, soğuk ama eğlenceli bir ortamda geçen hikayeler izlemek istiyorsanız deneyebilirsiniz bu diziyi.
Bu dizinin fragmanı:
Bu da dizinin her bölümde, akan hikayede, evin dış görüntüsü eşliğinde etkili bir şekilde servis ettiği jenerik müziği:
yorumlar
S01E04
*Kayınpederin Cathy’nin eline sıkıştırdığı 50 paundu anlamadım ben.
*Kelly’nin kankası da aynı annesi gibi çıktı. Anlattığı o eski sevgilisini de düşünürsek kendini ezdirmekten cidden zevk alıyor bu kız.
*Şu Pauline’in kendini güzel sanan halleri öldürüyor beni. Bir de o eski kocasının zenginliğinden nemalandığı günleri iç geçirerek anlatışı.
S01E06 (Sezon Finali)
Kelly’nin annesini yeniden görmek güzeldi ama süre alabilseydi biraz keşke.
5. bölümü pek yeterli bulmadım ben ama onun dışında güzel sezon oldu cidden. Lesley Manville ile birlikte sezonun parlayan bir diğer ismi olan Lisa McGrillis de o hak ettiği ‘En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu’ adaylığını alabilseymiş bir yerlerden keşke.
S02E06 (Sezon Finali)
Ilk sezonun altinda kalan bir sezon oldu. 1, 2 ve 5. bolumler guzeldi ama diger 3 bolum pek sarmadi. Komedinin altini kisip dramaya abandiklarini soylemek mumkun ayrica bu sezon.
S03E01
`Bir arkadasim icin soruyorum …` bircok konuda bir sekilde sunuldu daha once ama boylesine denk gelmemistim galiba. Bu da Kelly usulu iste. Tatlilikta son nokta cidden bu hatun.
S03E04
Kelly’yi neredeyse hic kullanmadiklari ve dramaya abandiklari bir bolum olmus.
Jason’ın papağana bağlayıp Michael’e sürekli aynı cümleyi/cümleleri kurması yordu artık.
S03E06 (FİNAL)
Bitti gitti bu da. Çok da matah bir bölüm olduğunu iddia edemem. Pauline’i bütün sezon bir karın ağrısıyla ortada dolandırıp sonrasında kayda değer bir açıklama yaptırmadan sezonu kapatmak da hiç yakışmadı. Son sezonu bu şık evde geçirmek yerine ilk 2 sezondaki evde geçirmeyi tercih ederdim bu arada.
İlk sezonu çok çok başarılıydı dizinin. 2. sezonda irtifa kaybetti, 3. sezonda daha da aşağıya düştü. İlk sezonda hüznün tazeliğinin içerisinde lezzetli bir eğlence sunabiliyordu dizi. 2. sezonda dramaya yönelmeye başladılar çoğunlukla. 3. sezonda ise bu işin bokunu iyice çıkardılar ve diziyi komedi dizisi olmaktan çıkardılar iyice. Aynı muhabbetleri ve benzerlerini tekrar tekrar izlemek yordu. İlk sezonda tekrar eden bir rolle izlediğimiz dede ile ninenin son 2 sezonda kadrolu oyuncu yapılışları tamamen anlamsızdı. İlk 2 sezonu eğlenceli kılan 1 numaralı karakter olan Kelly’in 3. sezonda pek kullanılmadığını düşünüyorum ayrıca. Neyse, bu da böyle gelip geçti işte. Lisa McGrillis ile tez vakitte yeni dizilerde görüşmek üzere!