Birkaç gün önce siyasi tarihin önde gelen skandallarından Watergate’i konu alan Gaslit dizisiyle ilgili bir tanıtım yazısı kaleme almıştım. Şimdi de dümeni İngiltere sularına kırarak farklı bir skandalı konu alan bir başka dramayla ilgili yazmak istedim.

Mayıs 2018’de BBC, A Very English Scandal adlı bir mini diziyi izleyiciyle buluşturmuştu. Russell T. Davies imzalı üç bölümlük dizi, Thorpe Skandalı‘nı konu alıyor ve başrollerinde rolüyle Emmy ve Altın Küre kazanan Ben Whishaw ile usta aktör Hugh Grant yer alıyor. Aralık 2021’e geldiğimizde ise bir nevi devam dizisi olarak bu sefer “A Very British Scandal” yayınlandı.

BBC için ekrana uyarlanan Agatha Christie uyarlamalarının bir kısmını da kaleme alan Sarah Phelps‘in senaryosunu yazdığı A Very English Scandal, 26-27-28 Aralık tarihleri arasında, üç bölüm halinde yine BBC One’da yayınlandı. Mini diziyi dijitalde (bir kez daha) Amazon Prime Video ekrana getirdi. Yapımını (diğer dizide olduğu gibi) Blueprint Pictures, Amazon Studios ve BBC üstlendi, Anne Sewitsky de bölümleri yönetti.

Konusu:

Skandal ve haliyle dizi, özet haliyle 11. Argyll Dükü Ian Campbell ve eşi Düşes Margaret Campbell arasındaki medyada da geniş yer bulan sansasyonel boşanma sürecini konu alıyor. Çiftin evliliği 1951, boşanması ise 1963. Diziye bunun birkaç sene öncesinden başlıyoruz.

Margaret’in ilk boşanmasına da, halen ikinci eşiyle evli olan Ian’ın ondan ayrılıp Margaret’la evlenmesine giden yola da tanık oluyoruz. Evlilik süreci, boşanmaya götüren ve tabii ki sancılı boşanma dönemi sırasında yaşanan bende kalsın türden “malum” bazı olaylar… Britanya’daki savaş sonrası politik ve sosyal iklim, 1960’lı yıllarda kadınların toplumdaki yeri ve toplumun/medyanın kadına olan bakışı da kendisine yer buluveriyor. Üç bölüm içinde bunları anlatırken yeri geldiğinde zaman atlamasına da başvuruyorlar tabii.

Başrolünde Claire Foy ve Paul Bettany’nin yer aldığı dizide Olwen May, Julia Davis, Richard McCabe, Albertine Kotting McMillan, Amanda Drew, Richard Goulding, Sophia Myles gibi isimler de rol alıyor.

Yorum:

Vakti zamanında A Very English Scandal’ı da izlemiş ve tanıtımını da yazmıştım. ‘British” olanını da es geçmeyerek izledim ve onu da beğendiğimi söyleyebilirim.

Dizinin bir çeşit Claire Foy şovu olduğu söylenebilir. Karakterine gerektiği ölçüde sinir olduğum için Paul Bettany’yi kenara koyuyorum, ona ve dolayısıyla Margaret’a sevgiler. Aslında ‘dışarıdan göründüğü ölçüde’ skandal bir iş değil gibi duruyor ya da bunca zaman neler neler izledik misali öyle gelebilir izleyince. Fakat neden o dönemin medyası ve halkı için sansasyonel olduğu, dizisinin yapıldığı da rahat anlaşılıyor. Yıllara yayılır biçimde her taşından altından bir şey çıkınca, bir de bunu 3 bölüm içerisinde anlatınca belli bir tempoyu da yakalıyorlar haliyle.

Margaret’a yaşananlar nedeniyle direkt olarak hak vermesem dahi dediğim gibi Ian’ın davranışları ve işe yaramazlığı nedeniyle kızamadım da açıkçası. Dizinin dönemsel yargılarının ve kadının gördüğü muamelenin insana yüklediği sinir bozukluğu da cabası, dolayısıyla erkek milletiyle araya mesafe koymak için birebir de olabilir.

Yine farklı bir skandalla tekrar döneceklerse ben varım elbette. Bu dizi de böyle işte. İyi seyirler.