Sky Atlantic’in yeni western dizisi TIN STAR, Eylül’de başlıyor. | Mini Tanıtım
14 yorum rpdi 21 Temmuz 2017 22:29
Başrollerinde Tim Roth (Lie to Me) ve Christina Hendricks’in (Mad Men) yer alacağı, gerilim / kara komedi türlerindeki western TIN STAR, 10 bölümlük ilk sezonuyla Eylül’de ekrana gelmeye başlayacak. Amerika’da kendine yuva olarak Amazon’u buldu. Orada ise bu yılın sonlarında başlayacak.
Geçmişini silmek ve daha iyi bir hayat sürmek için ailesini Kuzey Amerika’daki Rocky Mountains’ın ufak ve sakin bir kasabasına getiren, eskiden bir dedektifken şimdilerde bu küçük kasabada polis şefliği yapan İngiliz Jimmy Worth adlı karakteri merkezine koyacak.
Başında gizemli Mrs. Bradshaw’ın (Hendricks) olduğu yeni bir petrol şirketinin çalışanlarının göç akınıyla kasabayı tehdit eden bir suç dalgası yayılır. Worth, kendisine ve ailesine saldıran katillere karşı mücadele verirken, şiddete meyilli ikinci kişiliği Jack Devlin’i yeniden canlandırır. Şimdi bir intikam hikayesi sahnelenmeye başlayacaktır.
Oyuncu kadrosundaki diğer isimler şöyle: Genevieve O’Reilly (The Honourable Woman), Abigail Lawrie (The Casual Vacancy), Oliver Coopersmith (Dickensian), Christopher Heyerdahl (Hell on Wheels), Stephen Walters (Outlander), Ian Puleston-Davies (Coronation Street), Roark Critchlow (Pretty Little Liars), Sarah Podemski (Cashing In), Ryan Kennedy (Hellcats) ve Kevin Hanchard (Orphan Black).
Fragman:
yorumlar
Bu İngiliz kanalıyla ortak bir dizi mi yoksa sadece Amazon un mu ?
Senin dediğin gibiymiş. ITV dizisi, Amerika hakkını Amazon almış. Ben yeni dizi sandım. Düzenlerim yazıyı birazdan.
Çünkü önceki haberlerde öyle gördüm. Keşke Amazon dizisi olsaymış sadece.
Ben de kontrol etmeden haberi paylaşmıştım. Hiç aklımda kalmamış.
Fragmanı izledim de daha ciddi bir şeyler bekliyordum. Gerçi türünde kara komedi varmış.
New Trailer
Christina Hendricks sayesinde radarıma girmişti bu dizi ama bir üstteki fragmanı izledikten sonra beklentimi aşağıya çekmiştim. İyi ki de çekmişim, bu şekilde başına oturunca memnun kalktım ben bölümün başından.
İngiliz dizisi olunca İngiltere’de geçecek bir hikaye sanıyordum ben bunu. Arabayı soldan kullandıkları anda İngiltere’de olmadığımız ortaya çıktı hemen tabi. Ama nerede olduğumuzu söylemeleri için 30 dakika kadar bekletmeleri canımı sıktı biraz. Neyse sonunda öğrendik ki Kanada’daymışız.
Bu yakınlarda Rillington Place’te izlediğim Tim Roth’u burada sağlığı yerinde bir vaziyette izleyince oradaki performansı biraz daha anlam kazandı açıkçası. Büyük iş çıkarmış o gıcık karakterde orada. Sondaki sahne de gösteriyor ki burada da iyi yoğurabileceği bir rol var elinde.
Şu sıralar Glitch’te izlediğim Genevieve O’Reilly ve Christina Hendricks de dizinin diğer artıları elbette. Roth’un karakterinin kızını canlandıran oyuncuyu da sevdim. Yalnız öyle bir hava var ki
2. bölümü de merakla bekliyorum.
İlk bölümün epey altında kalmış hem hikaye olarak hem de tempo olarak. Bir sonraki bölüm daha iyi olur umarım.
Güzeldi bu bölüm. İlk bölümde aldığım tadı aldım tekrardan. İlk bölümdeki olacak bir şeyden başlayıp oraya doğru ilerlemek keyifliydi. Bunu yaparken saatle ileri geri oynamak da renk katmış bölüme. İlk 3 bölümü 3 ayrı yönetmen yönetmiş. 1. ve 3. bölümün yönetmenleri benden tam not alırken 2’nin yönetmeni geçer not bile alamadı açıkçası. Yönetmenin vezir de rezil de edebileceğine örnek teşkil eden bir dizi oluyor Tin Star.
İzlemeye devam.
S01E04
Sevmedim bu bölümü. Savruk bir anlatım tarzı vardı. Varmak istediği noktaya varırken sunduğu şey ilgi çekici değildi. Yine bir yönetmen başarısızlığı vardı açıkçası.
Kapanıştaki şarkı yakışmış.
Güzel bölüm olmuş. Oldukça eğlenceliydi de diyebilirim hatta.
*Bar sahibi hatun ve elemanın sahneleri keyifliydi.
*Jim’in kontağı sıyırmış hallerini izlemesi de keyifliydi. Zenci elemana yaptıkları izlenesiydi. İş bittikten sonra çalan şarkı da güzeldi bu arada.
*Jim ve Angela’nın katilin kanı üzerinde zevke gelmeleri ise bölümün baba sahnesiydi kesinlikle. Bu hatun Jim’den 10 kat daha arızalı kesinlikle.
Fena değildi. 1, 3 ve 5 kadar sevmedim ama 2 ve 4’ten daha iyiydi kesinlikle.
*Kapanışta bombaları patlattılar.
*Açılış sahnesinin devamını o şekilde getirmeleri hoşuma gitmedi. Keltoşa veda edelim isterdim açıkçası bu bölüm.
*Angela Jim’e değil Jack’e aşık olmuş zamanında belli. İçiriyor, baştan çıkarıyor, gazlıyor, ölüm makinasını yola salıyor. Cidden asıl sayko bu kadın!
7 de 8 de güzeldi ama bu bölüm çok daha güzeldi. Geçmişe gidip malum hikayeyi izleme fırsatı yakalamak keyifliydi. Çocuk oyuncunun performansı şahaneydi.
*Jack, sonda çocuğu bırakıp gidince içim ezildi valla. Çok tatlı, çok masum bir çocukmuş. Cidden sevmş de bizim ayyaşı.
Çocuğu da kadını da alıp gitsen ölür müydün a be pislik!
S01E10 (Sezon Finali)
Gayet güzel bir kapanıştı. Kafama yatan tepkiler verdi karakterler. Hiçbirinin verdiği tepki eğreti durmadı. Kapanış sahneleri oldukça sağlamdı. Hakkını verdiler diyebilirim. Sonu da tamamen kapalıydı bana göre. Niye 2. sezon onayı aldı bu anlamadım. Bu şekilde tadında, zamanında veda ediyor olmalıydık diziye.
2. ve 4. bölümleri saymazsam taş gibi bir dizi oldu cidden. Sunum çoğu zaman çok iyiydi. Ustaca sattılar hikayeyi. Kadro iyiydi, oyunculuklar yeterliydi. Müzik kullanımları gayet başarılıydı. Çıplaklık açısından da korkak olmaması başka bir artısıydı. Piyasa Abigail Lawrie gibi ekran enerjisi yüksek bir genç bir oyuncu kazandı. Ryan Kennedy, yüzünü piyasaya tekrar hatırlatmış oldu. Tim Roth çok iyiydi. Genevieve O’Reilly, Sarah Podemski ve Oliver Coopersmith de fena iş çıkarmadı. Christina Hendricks bu küçük ve düz rolü niye kabul etti anlam veremedim doğrusu. Yanlış anlaşılmasın onu görmek güzeldi ama isim olmayan bir oyuncuya da verilebilirmiş gayet bu rol. 9. bölümün yıldızı çocuk oyuncu Jack Veal’i de tez vakitte başka bir dizide izlemek isterim kesinlikle.
Dizi için puanım: 8.2