Boy Swallows Universe – Tanıtım
3 yorum pirate 12 Ocak 2024 09:13
Netflix’in Avustralya yapımı yeni limitli dizisi Boy Swallows Universe, 11 Ocak 2024 tarihinde görücüye çıktı. Bu da fragmanı:
Aile draması, suç draması ve dönem draması unsurlarını harmanlayan, duygusal bir atmosferi olan, biraz gerilim, hafif de aksiyon barındıran bir dizi Boy Swallows Universe. Trent Dalton‘un 2018 yılında yayımlanan aynı isimli kitabından uyarlanmış. Senaryoyu John Collee kaleme almış. Ona yapımcı koltuğunda Andrew Mason, Bharat Nalluri ve Toby Bentley gibi isimler eşlik etmiş. Nalluri, dizinin ilk 2 bölümünün yönetmenliğini üstlenmiş aynı zamanda. Son 2 bölümü Kim Mordaunt, kalan 3 bölümü de Jocelyn Moorhouse yönetmiş.
Dizinin çekimleri Brisbane şehrinde yapılmış.
Daha öncesinde 8 bölümlük onay aldığı duyurulan dizi, 7 bölümden oluşmakta. 78 dakikalık final bölümü haricindeki bölüm süreleri 48-57 dakika aralığında değişmekte.
1985 yılında geçiyor hikayemiz. Brisbane şehrindeyiz. Şehirdeki suç oranı gözden kaçmayacak bir oranda artış göstermeye devam etmekte. Hikayemizin merkezinde ise uyuşturucu meretine bulaşmış 4 kişilik bir aile var.
Ailenin babasının belalı adamlar tarafından evden zorla alınıp götürüldüğü bir sahneyle açıyoruz diziyi. Sonra da 6 hafta öncesine gidiyor ve bizi buraya getiren olayları izlemeye başlıyoruz.
Eli Bell isimli, 12-13 yaşlarındaki küçük bir erkek çocuğunun perspektifinden yansıtılan bir hikaye izliyoruz dizide. Yetişkinlerin dünyasının acımasız gerçekliğinin ciddi şekilde farkında olan, yaşıtlarına kıyasla daha erken büyümek zorunda kalmış bir çocuk Eli. Küçücük bedenine çok büyük bir kalp sıkıştırmış durumda. Duygularını yansıtmaktan, fikirlerini dile getirmekten çekinmeyen, merakının peşine düşmekten korkmayan biri. Küçük, hasarlı ailesinin bir nevi tutkalı konumunda.
Karaktere Felix Cameron hayat veriyor.
The Originals, Bloom, Safe Harbour, H2O: Just Add Water ve The Secret Circle gibi dizilerden yakinen tanıdığımız Phoebe Tonkin‘i Eli’ın annesi Frances Bell rolüyle izleme şansı elde ediyoruz dizide. İyileşmekte olan bir uyuşturucu bağımlısı Frances. Çocuklarının babası ile yolları sancılı bir şekilde ayrılmış yıllar önce. Erkek arkadaşı Lyle ile birlikte onun evinde yaşamakta.
Vikings, Raised by Wolves, Black Snow, The Beast ve Tarzan gibi dizilerle tanınan Travis Fimmel, Frances’ın yukarıda sözünü ettiğimiz erkek arkadaşı Lyle Orlik karakterine hayat veriyor. Frances ile karşılıklı olarak birbirlerini sevmekteler. Çocuklarına da babalık yaptığı, onları önemsediği söylenebilir. Hapse girmiş çıkmış daha önce. Uyuşturucu satıcılığı yapmakta.
Crazy Fun Park dizisinden anımsanabilecek Lee Tiger Halley, Eli’ın ondan birkaç yaş büyük ağabeyi Gus Bell rolüyle karşımıza çıkmakta. Sakin bir genç. Bir süredir kendi isteğiyle konuşmamayı tercih etmekteymiş Gus. Kardeşi Eli’a bir şey anlatmak istediğinde boşluğa parmaklarıyla yazı yazıyormuş gibi yapıyor. Zeki bir çocuk olan Eli de onun ne demek istediğini kolayca anlıyor.
Bloom, Darby and Joan, Old School, Hungry Ghosts ve The Thorn Birds gibi dizilerle tanınan Bryan Brown, Lyle’ın hapishanede yattığı dönemde edindiği bir dostu olan Slim Halliday karakterini canlandırıyor. Eli ile arası iyi. Ara sıra bizim çocuklara bakıcılık yapmakta.
The Mentalist ve The Guardian dizilerinden tanıdığımız Simon Baker, çocukların bir süredir ortalıkta olmayan kayıp babaları Robert Bell rolüyle karşımıza çıkacak.
Kadroda ayrıca Sophie Wilde (You Don’t Know Me, Eden, Everything Now), Anthony LaPaglia (Without a Trace, Frasier, Riviera, The Code), Christopher James Baker (Stargirl, Eden, True Detective), HaiHa Le (Hungry Ghosts, Kick, Bed of Roses), Zachary Wan, Deborah Mailman (Total Control, Offspring, Cleverman, The Secret Life of Us), Eloise Rothfield, Millie Donaldson, Jordy Campbell ve Zac Burgess (One Night) gibi isimler mevcut.
Phoebe Tonkin var diye şans verdim açıkçası diziye. İlk bölümünü izledim ve başından memnun ayrıldım. Tarzını sevdim dizinin. Bu ayarda devam edebilmişse yeterli olacaktır benim açımdan.
yorumlar
Ben 2 adet bölüm izledim.
* Yeri geldi mi bu çocukların o ebeveynlerden uzaklaştırılmasını düşünsem de ebeveyn olmadığım için haddime gelmiyor bir yandan da. Rollerinde iyiler, o başka. Çocuklar da keza.
*
Babası kayıp,
erkek kardeşi konuşmuyor,
annesi rehabilitasyon sürecindeki bir bağımlı,
üvey babası bir eroin satıcısı
bakıcısı ise azılı bir suçlu
kombinasyonunu sevdim bu arada Konudan ziyade kadrosu sayesinde başladım gerçi, haftalık bir düzende devam ederim diye düşünüyorum. Temposu fena değil şimdilik. Bölümler de merakla olmasa da izletti bir şekilde.
İlk bölümü açtığımız noktaya 2. bölümün sonunda ulaşmayı beklemiyordum açıkçası. Çok erken oldu.
Bu Ivan Kroll da tam bir manyak çıktı cidden.
S01E03
*
*Baba için nereye gitti bilinmiyor dememiş miydi bunlar? Kayıp olan kişi bu kadar kolay bulunur mu? Bir de yakınlarda oturuyormuş.
Sophie Wilde ve Simon Baker giriş yaptı bu bölümle birlikte diziye. Kate Box da çıktı ayrıca bölümün içinden. Sophie Wilde, You Don’t Know Me dizisinde hoşça bir kızdı. Bu saçlarla ve bu kıyafetlerle baya kötü olmuş. Yazık.
S01E04
*Ne bahtsız bir çocuk bu ya!
Üzüldüm rahmetliye.
*Bu baba da baya egzantrik çıktı yalnız.
S01E06
Zaman atlaması yaptılar. Eli’ı oynayan oyuncuyu da değiştirdiler. Eli, Gus’ın abisi gibi durmaya başlamış biraz. Bir de Shelly’yi oynayan oyuncu değişmiş bu arada.
Ne mal bir kadın bu Frances ya! Uyuşturucu bütün beyin hücrelerini öldürmüş resmen.
S01E07 (FİNAL)
Bitti bu da. İlk 3 bölümü daha çok sevdim ben. Sonrası da idare etti işte.
Simon Baker buradaki performansıyla Avustralya’da bir ödül falan alsa hiç fena olmaz bence.
Sezonu/diziyi bitirdim.
* Beklediğim ölçüde içine girdiğimi iddia edemem. Beğenmedim diyemem ama izlemeseydim kendi adıma bir şey kaybetmezmişim. Kadrosu bonus oldu. Çocuk oyuncu seçimleri de iyi çıktı.
* Sezon finalinin 71 dk. olması da biraz gözüme gözüktü. Sezonu 7 bölüm yapacağınıza 8 yapıverseydiniz madem. Kapanış itibarıyla vardıkları noktadan memnunum bu arada.
Hadi geçmiş olsun.