Emily In Paris || Tanıtım
79 yorum necdetcem7 26 Ekim 2020 08:02

Netflix, geçtiğimiz Eylül ayında bizleri yeni bir dizi ile buluşturdu: Emily in Paris
Dizinin ilk olarak Paramount Network’te yayınlanacağıyla ilgili haber almıştık. Daha sonra ise Netflix’e geçti. 2 Eylül’de ekranlara gelen dizinin birinci sezonu 10 bölüm sürdü. Bölüm süreleri 20-30 dakika arası değişiyor. Henüz 2. sezon onayı ile ilgili bir haber yok.
Dizinin mutfağında ise Sex and the City’in yaratıcısı Darren Starr var. Ayrıca dizinin başrol oyuncusu olan Lily Collins de yapımcılardan birisi olarak yer alıyor.

Emily, Chicago’da bir moda şirketinde çalışan başarılı birisidir. Şirketi Fransa’da lüks bir moda şirketini satın aldığı için merkez şubeden oraya birisini gönderecektir. Patronunun önerisi sonucu bu iş Emily’ye kalır. Emily, bunun üzerine yeni şirkette çalışmak için Chicago’daki hayatını bırakarak Paris’e taşınır.
Bu olay onun için tertemiz bir beyaz sayfa açmak gibidir ve Paris yaşanacak en güzel yerdir. Tabii hiç Fransızca bilmemesi onun için büyük bir eksidir ancak Emily çalışkanlığıyla başına gelecek bütün zorlukların üstesinden gelecektir.

Emily Cooper (Lily Collins)
Hayata olumlu yönden bakmayı seven birisidir. İnsan canlısı birisi olduğu için yeni yerleştiği şehre ve oradaki yaşam tarzına uyum sağlamakta fazla zorluk çekmemektedir. İşinde başarılı olmak için elinden geleni yapmaktadır.
Oyuncuyu Les Miserables ve The Last Tycoon dizilerinden hatırlayabilirsiniz.

Mindy Chen (Ashley Park)
Emily’nin bir parkta tanıştığı yeni arkadaşı. Emily ile ortak yanı onun da Fransa’ya sonradan gelmesdir, o da zamanla buraya uyum sağlamıştır. Özgür ruhlu, eğlenceyi seven birisi.
Oyuncuyu Tales of the City ve Nightcap dizilerinden hatırlayabilirsiniz.

Gabriel (Lucas Bravo)
Emily’nin komşusu. Bir yemek dükkanında aşçı olarak çalışmaktadır. Emily ile aralarında belli bir elektriklenme vardır.
Oyuncunun yer aldığı ilk ciddi dizi.

Camille (Camille Razat)
Gabriel’in kız arkadaşı. Emily ile bir şekilde tanışıp bayağı yakın arkadaş oluyorlar.
Oyuncunun ilk ciddi dizisi.

Sylvie Grateau (Philippine Leroy-Beaulieu)
Emily’nin yeni patronu. Emily’yi ilk başta hoş karşılamasa da zamanla ona ısınıyor.
Oyuncuyu Call My Agent dizisinden tanıyabilirsiniz.

Madeline (Kate Walsh)
Emily’nin Chicago’daki patronu. Kendisi yerine Paris’e gitmesi için Emily’yi görevlendiriyor.
Oyuncuyu The Umbrella Academy, 13 Reasons Why, Bad Judge, Fargo ve Private Practice dizilerinden hatırlayabilirsiniz.

Emily in Paris’i bitirdim. Genel olarak başından memnun kalktığımı söyleyebilirim. Özellikle Emily karakterinin canlılığı diziyi ileriye taşıdı. Ayrıca Paris’i de harika gösterdiklerini düşünüyorum. Hatta ilk defa bir diziyi değil de mekanı, çevresini seyrettim. Çok yüksek bir beklentiyle oturmazsanız memnun kalacağınızı düşünüyorum. Bu tarz dizi severlere tavsiye ederim.
İzleyecek olanlara iyi seyirler.
Not: Daha önce dizi hakkında burada yorum yapılıyordu.






yorumlar
Eline sağlık @necdetcem7, ben de bitirdim, çıtır çıtır gidiyor zaten. Aynı elden çıkma 3 dizi içinde sıralama yapmıştım daha önce, gene yapayım: 1. Sex and the City (doğal olarak) 2. Younger (çok seviyorum) 3. Emily in Paris. Bu tarzı sevenlere çok rahat gider hakikaten.
ben de bir çırpıda bitirdim…. bir de kızın kaşlarına takmasaydım iyiydi…
Eline sağlık @necdetcem7
Çıtır çerez bir dizi. Kötü ama eğlenceli bir iş. Kafa dağıtmak için birebir. Bir oturuşta, birçok sahnesini gülümseyerek izledim. Lily’i ve kıyafetlerini ve Paris’i izlemesi keyifliydi.
Tabii dizi Fransa’da geçtiği için 2. sezonunu izlemeyi düşünmüyorum.
Eline sağlıklara ve tutanlara teşekkür ederim.
@abidin77: Sesli güldürdün
@shane: Ben Younger ve Sex and the City izlemedim ama bu diziyi sevdikten sonra özellikle Sex and the City i biraz önlere almaya karar verdim. Younger ı da ondan sonra hallederim diye düşünüyorum.
>>
İlk iki bölümü izledim.
Lily Collins doğru seçim olmuş. Onun ve bölümlerin yarım saat civarı sürmesinin de etkisiyle geçti rahat.
Kültür dersi gibi ilerliyor hatta. Fransa’da yaşayan bir Amerikalı üzerinden gidiyorlar, bazı göndermeler zevkli de oluyor. Fransızlar aşağı yukarı gözümdeki gibi aktarılıyor. Gerçi daha giriş yaptılar, devamı için de planları vardır.
– Fransızların aksine Çinliler gibi arkadan kötü konuşmayı seven halkımızın Amerikalıların aksine tam da Fransızlar gibi yaşamak için çalışması diye bir gerçek var.
* Takipçi artışını nereye bağlayacak diye düşünüyordum. Ucundan bağladılar gibi. Hem şirkete hem de kendisine yardımı oldu sayılır ama bunun gidişatı bir noktada sosyal medya lincine yol açar herhalde.
Elbet bir sorun çıkacak.
* Bir yıllığına Paris’e gideceği belli olduğunda uzun mesafenin bir noktada sonlanacağını tahmin etmiştim. İki bölüm sürdü. Alt komşuyu da yavaştan oyuna sokuyorlar zaten.
Mindy’nin varlığı fena olmamakla birlikte dolgu olarak geliyor bu arada.
1×06 üzerine:
* Gossip Girl’den bahsetmeleri hoştu ama araya en okkalısından spoiler da sıkıştırdılar. Bayağı bilindik hale gelen bir durum olsa bile yine de bu kadarını patadanak ortalığa dökmesek daha iyiydi sanki.
*
Yalnız canım sen de Kuğu Gölü’nü niye gömüverdin hemen öyle? Ayıp.
Haftada ikişer bölüm halinde devam ederek bitirdim. Eğlenceli bir vakit geçirmelikti. Sezonun ucu açık bitti ama dert değil. İkinci sezon onayı almasını isterim.
Fransızların beğenmemiş olmasını anlıyorum, benzeri Türkiye için yapılsa buradakiler de benzer şekilde gömerdi. Younger’ın bundan daha iyi olduğu düşüncesi bende de var. Sex and the City’yi izlemedim ama o da daha iyidir elbet.
Pierre’in şovunu güzel toparladılar.
1. Sezon:
Genelde aldığı pek de iyi olmayan yorumlardan sonra beklentimi ona göre ayarlayıp giriştim. İlk birkaç bölüm so bad, it’s good tarzında epey kötü gelse de sonradan daha bir toparladı bence. Tabii ki abartı yanları var; tabii ki şunlar böyledir, diğerleri böyledir gibi keskin ve saçma ayrımlar yapıyor da onlara çok da takılmazsan çıtır çerezlik gidiyor işte bir şekilde. Tek abartı olmayan yanı sigara konusu herhalde. Bu kadar sigara içilen, yerlerin bu kadar izmarit dolu olduğu bir Avrupa şehri daha görmemiştim. Leş.
* İkinci sezonu çekmeye başlamışlar.
* İlk sezonu 58 milyon üyeye ulaşarak Netflix’in 2020’de en çok izlenen komedi dizisi olmuşmuş.
Lucien Laviscount,
Jeremy O. Harris and
Arnaud Binard
Lily Collins evlenmiş.
S2 First Look
1–2–3–4–5–6–7–8–9
Season 2 | Date Announcement Teaser
2. Sezon Resmi Fragmanı
POSTER
2×03
Aynı tadında ilerliyor gibi. Bu Emily akıllanmaz sayın seyirciler. Neyse ki Gabriel diye birisi var dizide.
Son bölümlere doğru
gelmesi ile ortalık biraz karıştı, iyi de oldu.
Cami yıkılmış ama mihrap yerinde deyimini rahatlıkla kullanabileceğimiz
Philippine Leroy-Beaulieu, bu sezon yine dizinin izlenebilir karakterlerinden oldu. Malum şeylerden
Emily harbiden yoruyor insanı. Hayatımda böyle birisi olsa anında bağlantıları kopartırdım. Gerçi Gabriel de öyle. Kusura bakmasın
Yahu
Bu arada Camille’nin
Finali ise milyonlarca dizide/filmde gördüğümüz şekilde bitti. Tam
Bakalım
Mindy bu sezon biraz öne çıktı. Finalde söylediği şarkı güzeldi.
Bruno Gouery, Luc karakteri ile yine eğlenceliydi bu sezon. Julien de katkı yaptı. Versailles’daki gösteri iyiydi bu arada
Yine Paris’in güzel yerlerini (araya Saint-Tropez kattılar) bol bol gözlerimize soktular. Bu sezon Emily’nin kıyafetlerini bir tık az beğendim. İlk sezonkiler daha iyiydi.
Neyse, Emily’nin özel hayatındaki saçmalıklarla saç baş yolmak üzere 3. sezonda görüşürüz.
Ben de sezonu yarıladım. Pek bir şey fark etmedi gibi henüz, yani bir şeyler oluyor elbette ama olmuyor da sayılır (yine). Ayrıca evet, ilk sezon bir tık daha iyi gibiydi.
İster istemez bunun İstanbul/Ankara/İzmir versiyonunu izliyor olsaydık neler olurdu diye düşünüyorum. Fransızları övdükleri gibi yer yer güzelce giydiriyorlar da ^.^
sağ ol abidin bu iştah açıcı yorumun için.
malum yerimde görünce kızı da seviyorum ama bu kız için de çekilmez ki derken yorumun beni ikna etti hakkatten çekilmezmiş. okuduklarım ilgimi çekmedi. ilk sezona kıyasla bir şey değişmemiş belli.
@ozgun14 Aşağı yukarı aynı. Ya işte kafa yormayan çerezlik dizi isteyenler için birebir. Ekstradan Paris falan var ayrıca.
Canın bir anda böyle bir şey çekerse bakarsın 2. sezona sonradan.
+ Öncelikle ilk sezonun biraz daha altında kaldığını düşünüyorum, o buna göre daha eğlenceliydi.
+ Bu sezonda Sylvie, Luc, Julien ve Mindy’yi daha iyi kullandılar. Emily her zamanki gibi saçma kararlarıyla yer yer insanın içini sıktı. Alfie’nin katkısı pozitif oldu gibi. Gabriel’i ise daha fazla kullanmalarını tercih ederdim.
+ Fasulyenin faydası:
Kabul eder de farklı bir dairede ve şirkette işe girerse de olur, Gabriel’i nasılsa ortada tutmanın yolunu bulurlar.
Bu sefer de Ukrayna Kültür Bakanı Aleksandr Tkaçenko tarafından Petra karakteri üzerinden eleştirilmiş.
2. Sezon
Baya kötü. Yani sağdan aldım sola koydum ama olmadı. İlk sezon en azından hayal satıyordu. Bu sezon onu da yapamamış ve çekilmek için çekilmiş. Görüntü yönetmeni ve birkaç şarkı tercihi dışında beğenmedim. Sylvie dizinin tek sivrilen karakteri olmuş ki o bile ilk sezonun altındaydı. Hepsi bu.
Puan:
İlk iki sezon üzerine…
Bir arkadaşım çıtır çerezlik, tatlış bir dizi deyince başladım. Aslında onun yorumlarına da katılıyorum.
İlk sezondan çok daha fazla keyif alsam da ikinci sezondan da sıkılmadığımı belirtmeliyim. Slyvie, camille ve mindy karakterini yine onların yan hikayelerini seyretmekten de keyif aldım. Şefimiz Gabriel de tatlıştı. İlk sezonda emilynin kaşlarına bir tek ben takılmamışım ona da sevindim.
İzlemeyen hiçbir şey kaybetmez. Ama vakit geçirmelik, şöyle çok kafa yormayan, izlerken başka şeylerle de uğraşayım dizisi arıyorsanız aradığınızı buldunuz.
Dizinin artıları pariste geçmesi, yine Fransızca dilinin kullanılmasıydı benim için. Paris sokaklarında karakterlerle dolaşmak keyifliydi…
İkinci sezon üzerine:
Bir günde bitirverdim sezonu iyi de oldu. İlk sezon ayarında bir sezondu severek izledim, çok yüksek beklenti ile başına oturduğum bir dizi değildi zaten eğleniyorum izlerken. 3. sezon olacağına sevindim, bir iki sezon daha izlenesi diye düşünüyorum diziyi.
Gelecek sezonda görüşürüz.
An.Astrological.Guide.for.Broken.Hearts diye bir dizi var reddit te görüp denemiştim ama benlik çıkmadı 3. bölümden terk ettim. emily in paris in vasat versiyonu gibiydi arayışta olanlara duyrulur.
Netflix olan Türkiye, malum Pera Palas geyiğiyle EiP spoilerı verdi. Hem de “güzelinden” ^.^