Kulüp || ‘Öteki’ Olanların Dünyası – Tanıtım
59 yorum aserat 07 Kasım 2021 08:19
Hakan: Muhafız, Atiye, Rise of Empires: Ottoman, Aşk 101, Bir Başkadır, 50M2 ve Fatma dizileri ve birkaç sinema filminin ardından Netflix Türkiye’nin yeni projesi Kulüp de 5 Kasım itibarıyla izleyiciyle buluştu. Hadi gelin, uzun süredir merakla beklenen bu ilgi çekici yapımın detaylarını hep birlikte görelim.
KİMLİK BİLGİLERİ
Tür: Dram |
Sezon/Bölüm Sayısı: 1 sezon 10 bölüm (ilk 6 bölüm yayınlandı) |
Süre: 43-56 dakika |
Yapımcı: O3 Medya |
Yönetmen: Zeynep Günay Tan (1-4, 9-10. bölümler) & Seren Yüce (5-8. bölümler) |
Önemli Bağlantılar: Resmi Site – IMDb – Vikipedi |
KONU
1955’in İstanbul’unda, pek çok farklı millet ve dinden mensup insanın birlikte yaşadığı Beyoğlu’nun renkli dünyasındayız. Kasten adam öldürme suçundan müebbet hapse mahkum edilen Matilda, 17 yıl sonra çıkan af sayesinde özgürlüğüne kavuşur. Tek niyeti memleketi İsrail’e dönmek olsa da kader onu yetimhanedeki kızı Raşel’le bir araya getirince tüm planları yerle yeksan olur. Ele avuca sığmaz genç kızıyla anneliği tecrübe etmeye başlayan Matilda, bu süreçte çalışmaya başladığı Kulüp İstanbul’un sakinleriyle birlikte hayatında yeni bir dönüm noktasına girer.
KARAKTERLER
- Matilda (Gökçe Bahadır): Yıllar önce ailesiyle birlikte İstanbul’a göçmüş Yahudi bir kadın. Önce tüm sevdiklerini, sonra özgürlüğünü kaybetmiş. Hayatın verdiği ikinci şansı değerlendirmek için elinden gelen her şeyi yapmaya hazır, ağırbaşlı ve dirayetli biri.
- Raşel (Asude Kalebek): Matilda’nın kızı. Annesinin hapse girmesinin ardından yetimhanede büyümek zorunda kalmış. Neşeli, kural tanımaz, bazen çılgın ama bir o kadar da yaralı. Aile ve aşk kavramlarının hayatına girmesiyle tüm bildikleri değişiyor.
- İsmet (Barış Arduç): Pera’nın en yakışıklı ve çapkın adamlarından. Taksicilik yaparak geçimini sağlıyor. Kadınları kendine çeken cazibesini kullanmayı iyi biliyor ama kalbinde yatan aslan Raşel. Pervasız gibi görünse de kimseye göstermediği yaraları var.
- Selim (Salih Bademci): Kulüp İstanbul’un assolisti. Mühendislik bölümünden mezun olmasına rağmen hayallerinin peşinden gitmeyi tercih etmiş, bu nedenle ailesiyle arası bozulmuş. Mesleğinin en iyisi olabilmek için canla başla çalışan, mükemmeliyetçi biri.
- Orhan (Metin Akdülger): Kulüp İstanbul’un vizyoner ve idealist sahibi. Gayrimüslimlerin domine ettiği eğlence sektöründe bir Türk olarak ayakta kalıp devrim yapmak istiyor. Bu fırsatı ise kendisiyle aynı hayallere sahip Selim’in gelişi veriyor.
- Çelebi (Fırat Tanış): Kulüp İstanbul’un müdürü. Patronuna son derece sadık ama onun aksine işe para gözüyle bakıyor. Sertliğiyle nam salmış. Kulübü işletirken uyguladığı kendine has, tartışmalı yöntemler nedeniyle Matilda’yla sıkça takışıyor.
SON SÖZ
Netflix Türkiye’de bugüne kadar pek çok hikaye izledik ve yenilerini de izlemeye devam edeceğiz ama bana kalırsa bunlardan en evrenselini Kulüp’te görüyoruz. Yüksek bütçeli prodüksiyonuna rağmen özünde basit duygu/kavramlar (aile, aşk vs.) var ve bunları ele alırken kanırtmadan, üstünü kalın kalın çizmeden kalplere dokunmayı başarıyor. Türkiye’nin yakın tarihini kendine fon ederken Sefarat Yahudisi anne-kız üzerinden hikayesini şekillendirmesi de ülkemizde yapılan dönem dizileri arasında kendine has bir yer edinmesini sağlıyor.
Teknik açıdan kusursuz bir iş izlediğimizi söylemekte de yarar var. Zeynep Günay Tan ve Seren Yüce atmosfer kurma konusundaki tecrübelerini bir kez daha konuştururken setler, kostümler, makyajlar, görüntü yönetmenliği ve müziklerle 6 bölüm adeta görsel şölen tadında geçiyor. Her biri çok yetenekli oyunculardan oluşan kadrosu (özellikle Gökçe Bahadır, Salih Bademci ve Fırat Tanış‘a parantez açmak lazım) da yine beklentilerimizi haksız çıkarmıyor. 6 bölüme sığdırma kaygısı nedeniyle yaşanan birtakım senaryo zafiyetleri göze batsa da dizinin dünyasına kapıldıkça sorun olmaktan çıkıyor.
Sonuç olarak karşımızda sadece yılın değil, son dönemin en parlak dijital projelerinden biri var. Hatta Bir Başkadır’la aşık atabilecek bir seviyede olduğunu da iddia edebilirim. Ne yapın edin ama 2021’i Kulüp’ü izlemeden kapatmayın.
[Not: Dizinin aslında @raninimanini adıyla tanınan TV yazarı Rana Denizer‘in hayatından ilham alınarak, içinde kendisinin de yer aldığı bir senarist ekibi (Necati Şahin, Ayşin Akbulut, Bengü Üçüncü & Serkan Yörük) tarafından hazırlandığını ekleyelim.]
yorumlar
@pirate yorumuna çok katılıyorum.. Raşel karakteri diziye pek gitmemiş. Menejerimi Ara daki Ahsen Eroğlu tarzı olsaydı bence daha doğru olabilirdi diye düşünüyorum. Onun haricinde gerçekten başarılı bir yapım olmuş. Sanırım Netflix platformunun ”Bir Başkadır” ve ”Kulüp” dizisi 2 Dram kategorisinde elle tutulur bir yapımlarımız oldu. Gerçekten Tebrik ederim…
Bana göre 2021 yılının net platformları arasında yapılan yapımlarda Salih Bademci açık ara rolünü üstlenen ve büyük başarı ile altından kalkan bir oyuncu oldu. Dizinin zaman zaman düşen temposunda diziyi sırtlamış Hatta bazı noktalarda Gökçe Bahadır düşük kalmış ardından Salih Bademci sahneleri ile olayı dengeleme yoluna gitmişler. Dönemi, Kostümleri, Çevreyi ve iklimi tadında vermişler. Müzik seçimleri oldukça güzeldi. 2.sezonda görüşmek üzere…. Umarım birazda tempo ve karakter ağırlıklı gider…
Netflix’in Kulüp dizisi için Türkiye Yahudileri ne diyor? – BBC News Türkçe
Zeynep Günay Tan ve Seren Yüce röpörtajı – BantMag
S01E01
Dönem dizisi olarak başardıkları hoşuma gitti. Zaten çok görmediğimiz eski İstanbul’un azınlıkları konusunu işliyor olmalarını da sevdim. Tek sıkıntım, zaten çok az Türk dizisi izliyorum, bunun üstüne bir de Raşel gibi aşırı şımarık karakterlere denk gelmek canımı sıkıyor, yazarken bari azaltsaydınız o kısımları, hiç çekilmiyor karakter. Bunun haricinde bir şikayetim olmadı.
S01B04
Yani 1.bölüm sonrası Raşel çok yoruyor yazdım ama sonraki bölümlerde gelecek olanları da beklemiyordum. Oradan gelen konular iyice her akşam yayınlanan 3 saatlik dizilerin seviyesine düştü. Şu prodüksiyon, şu özen gösterilmişken yazık olmuş. Mesela 3.bölümün ortasında çok hüzünlü, güzel bir sahne var, yaşanan trajedi anlatılıyor fakat oraya gelene kadar izlediğim yarım saatte o kadar gereksiz sahne var ki konudan kopuyorsunuz, gerçekten yazık.
Selim ve Orhan sahneleri dizinin en iyi sahneleri olmaya devam ediyor.
Kesinlikle Bir Başkadır seviyesi falan değil ama yine de genel olarak beğendiğim bir dizi oldu. Her şeyden önce sinematografisi ile övülmesi gerektiğini düşünüyorum, bazı yerlerde hayran bıraktılar çünkü. 2.olarak da seçtikleri özel konular övgüyü hak ediyor. Çok karşılaşmadığımız konuları ele almış olmalarına sevindim, böyle şeylere ihtiyacımız var. 3.olarak da müzikleri atlamamak gerek, o İstanbul görselliğinin yanında gelen melodiler çok güzeldi.
Diğer yorumlarda saydığım sebepler yüzünden dizinin hikaye akışındaki eksileri göze çok battı. Bu kadar güzel bir dizi yapmışken buna ne gerek vardı şimdi dediğim çok sahne vardı. Raşel ile birlikte İsmet sahnelerini de sevmedim, diğer karakterler varken oraya zaman ayırmak çok gereksizdi. Matilda’nın dramasını, Orhan’ın daha fazla sahnesini izleseydik keşke. Bu arada Selim ve sahne performansları da pek etkilemedi. Sezon keşke biraz daha uzun olsaymış dedim, tek seferde 10 bölüm daha iyi olurdu, 4 bölüm verecekler o zaman da o yetmeyecek.
Gökçe Bahadır başrol ama gereksiz sahneler yerine onu daha çok izlemeyi tercih ederdim. Karakterin gençliğini canlandıran oyuncu da kısa sahneleriyle dikkatimi çekmeyi başardı. Salih Bademci’nin aldığı övgüler konusunda abartılar var tabii ama adamın kariyerinde böylesi roller kaç kere denk gelir ki, anlıyorum o yüzden. Metin Akdülger de çok iyiydi, ne güzel yakışmış role.
2.bölümdeyken Fırat Tanış yazıyor hani nerede bu adam tepkisi verdim, ismi görmesem Çelebinin o olduğunu fark edemezdim. Şu an dizide en ilgi çekici karakter Çelebi.
İlk 6 bölüm
Dönem dizisi izleyince ister istemez yaptığım ilk şey arka plana dikkat etmek oldu, ne kadar ciddiye almışlar zaten oradan belli oluyor. Bildiğimiz mekanlar olunca da verilen emeğe saygı daha da büyüyor, işin kötü yanı tarihi bu kadar eskiye dayanan bir medeniyeti kayda almaya tarihi mekanların neredeyse kalmamış olması, yazık!
Hikaye kısmı bir şekilde aktı gitti, hatta binge yaptım sıkılmadan, tavsiyedir, izlenmeli.
Bir de şu “Bir Başkadır” karşılaştırmalarını anlamıyorum cidden, şu koca prodüksiyonla Bir Başkadır’daki tek kişilik oyunculuk performansını karşılaştırmak bile abes bence.
1. sezon ilk kısım üzerine:
6 bölümü bitirdim. Evet, çok güzel bir dönem dizisi olmuş, dramı da baya iyiydi işledikleri konular da güzeldi ama şu anlık moduma çok gittiğini düşünmüyorum ve gitse bile bir iki karşılaştırmasını gördüm Bir Başkadır kadar iyi olduğunu da düşünmüyorum, fazla övüldü abartıldı gibi geldi bana.
Evet, Varlık Vergisi mağdurlarını göstermek işlemek olumluydu, Türkiye adına içler acısı olan bir olaydır bence. Kimileri o dönem İsmet İnönü yü cesur ve kahraman olarak görür aldığı karardan ötürü kimileri de olumsuz ve Türkiye nin ekonomisini aslında rahatlattığı düşünülürken dibe götürdüğünü düşünür. Ekstra aklıma son günlerde bir siyasetçinin Varlık Vergisi mağdurlarıyla da helalleşmek istiyoruz sözü aklıma geldi.
6 Ocak
The Hollywood Reporter, “Tatil sezonunda peş peşe izlenebilecek 15 Uluslararası Dizi,” listesi yapmış. Kulüp de var.
Bu haliyle dizi finali de yaptığı söylenebilir. Ama 2. sezona varım.
+ Orhan ve Selim’in ilk kısımdaki ‘bromance’ini seviyordum. İkinci kısımda aynı şekilde yan yana olma fırsatları yoktu. Bir de ödül gecesiyle ilgili çıkan “normal” polemiği var. Hiç değilse daha farklı kelimelerle anlaşmayı deneseydi.
+ Çelebi’nin Mathilda’ya olan aşkını itiraf etmesine şaşırmadım tabii ki, ilk kısımda da anlaşılıyor sayılırdı. Sezon finalinde kavuştular gibi bir şey oldu hatta. Sayılıyorsa.
+ İshak’ın hayatta olduğu ortaya çıkıp bir de Amerika teklifinde bulununca bir an sezon finalini bununla yaparlar mı diye düşündüm. Ama Raşel’le benzer şekilde ilk kısmı kapattıklarından tekrara düşerler diyordum. Gerek kalmadı.
+ İkinci kısmın belki de göze çarpan bir eksiği başka konulara ağırlık verdikleri için Selim’in performanslarının az olmasıydı. Bir de haliyle depresyona girdi. İlerleyen konu gereği bu sefer bir tık geride kaldı karakter.
+ Mevhibe’nin hem probleme sebep olup hem de çıkardığı sorunları “temizlemesi” aslında takdire şayan bir durumdu
+ Bahtiyar’ın göz koyduğu kızın hem kendisini hem de ‘Dimitri’ diyerek isyancılara onu linç ettirmesi abartı mı oldu yoksa sağlam bir hamle miydi henüz karar veremedim.
+ Sezon finalinin son kısmında bebeğe “Ailem hayatım boyunca hep yanımdaydı, ama bir kişi hariç,” gibisinden bir konuşma yaptırdıklarına göre final yaptıkları düşünülebilir. Gerçi garantili davranmış da olabilirler. Zaten açıkta bir şey kaldıysa o da bir ihtimal Orhan öldü mü meselesidir.
Annesini öldürmesi ben geliyorum diyordu ve çok iyi de bir sahneydi. Sonradan eve saldırdıklarında çıkmadan oturması bir miktar koydu. İsmet’in öldüğünü düşünüyor değilim, öyle bir intiba yok sayılır bende.
2. sezon olursa Orhan hayatta kalsın, kulübü işleterek bir şekilde ilerlerler nasılsa. Beş yıl sonra da askeri darbe oluyor mesela, hikayeyi oradan yürütebilirler belki. Neyse thanks, bye.
Not: Bu arada yıldan kesin emin değilim ama asıl doğum tarihi 15 Temmuz, onu biliyorum. Burada 6-7 Eylül Olayları’na denk getirdiler.
2. kısımdan sonra
@aytackara ya katılmakla beraber ben çok memnun kaldım ya tadı damağımda bile kaldı. 2. sezona bende varım hatta çok bekletmeden bir haber gelse ne güzel olurdu
Benim için aynı şekilde dönmüş, iyi bulduğum kısımlar aynı şekilde iyi gidiyor, kötü bulduğum kısımlar da aynı devam ediyor. Bir değişiklik yok.
Açılış sahnesi iyiydi. Ben de Salih Bademci’nin Selim performansını övüyorum ama karakter bazen çekilmez olabiliyor, bakalım onun hikayesi nereye kadar gidecek. İlginç
Orhan ve annesinin saklı tuttukları olayın draması yetiyordu bana, bir de sondaki ölüme çok gerek var mıydı emin değilim.
Raşel’in sahneleri en baştan beri batıyor ama bu bölümdeki aptallığı yuh dedirtti artık.
Sonunda Matilda ile ilgili en baştan beri beklediğim sahne geldi.
S01E10 Final
İzlediğim için memnunum ama abartılı övenlerden de değilim. Ana konusu bu kadar güzelken öyle klişe, gereksiz dramalara girdiler ki. O yüzden sürekli dışı güzel de içi niye böyle tepkisi verdim. Final olarak kalmasını tercih ederim. Zaten 9 ve 10.bölümler dizinin en iyisiydi, iyi final yaptı.
Diziyi 2 parta bölmeye de gerek yokmuş, son 4 bölüm olaylar çok hızlı ilerledi mesela. Tek parça olsaymış daha iyi olurmuş. Yeni başlayacaklar daha rahat izler.
İlk bölümler Salih Bademci’yi övdüm ama sezonun devamında Fırat Tanış ve Gökçe Bahadır’ı izlemeyi daha fazla sevdim. Diğer karakterlerden dakika çalıp bu ikisine eklemek isterdim. Hatta bir yerden sonra bu ikisi haricindekileri izleyesim bile gelmedi.
Tam konduramadım ama Türkiye olan Netflix sanırım 1 saat kadar önce spoiler verdi
Olan yine
oldu.
Bu son bölüm olaylı geçti ama bundan önceki 2 bölümde baya sıkıldım ben. Keşke çekmeselermiş bu Part 2’yi dedim. 2. sezon çekmeleri taraftarı da değilim. Çekerlerse benden pas.
Merve Şeyma Zengin, daha fazla süre alacağı bir dijital dizisi bulsa keşke tez vakitte.
Son kısımdaki seslendirme Başak Daşman‘ınmış.
Rana Denizer/Ranini, Şalom‘a diziyle ilgili röportaj vermiş. Kendini de göstermiş.
2. sezonu geliyor gibi. Hatta çekimler yazın başlayacakmış.
Burası ise ‘Devam eden Türk dizileri’ listesinden çıkarmış diziyi.
+ Orası kaynaklı olduktan sonra işe yarar bir yer de bu haliyle ne kadar doğru bilemedim. Fatma’ya Pending diyor mesela, biz onun da Burcu Biricik’in festivalde ayaküstü verdiği röportajdan onaylı olduğunu biliyoruz güya.
+ Bu arada Kulüp en pahalı yerli dizi olabilir. Koloğlu’nun yazdığına göre bölüm başı 650 bin dalırs.
Barış Arduç da ikinci sezon gelecek demiş, yazın çekecekler. Geçen gün Gökçe Bahadır da bir yerde ayak üstü aynısını demişti.
+Halil Babür (Soner)
Yine Soner, evet.
yeni sezonda yok gibi.
+Serra Arıtürk
“Raşel, Rana, Matilda. #Kulüp 2. sezon çok yakında.”
+Gürberk Polat
2. sezonun çekimleri bugün bitmiş.
Kulüp 3. Kısım – tanıtım (etkinlik versiyon)
“IEmmy’s tarafından düzenlenen ve İstanbul’da ilk kez gerçekleştirilen Academy Day etkinliği Ay Yapım’ın ev sahipliğinde devam ediyor. 31 Mayıs’ta başlayan etkinlikte, 30 ülkeden televizyon dünyasının önde gelen temsilcileri ile Türkiye’deki televizyon sektörü çalışanları panellerde bir araya geliyor. Bugün gerçekleşen panelin moderatörlüğünü #KeremBürsin üstlenirken; Beren Saat, Ece Yörenç, Sema Ergenekon ve Pelin Diştaş Türk içeriklerinin yurt içinde ve dünyadaki başarısında kadının rolü üstüne konuştular.”
* Pelin Diştaş bu sırada yeni sezonun Eylül ayında geleceğini söylemiş.
* Beren Saat de kış aylarında yeni bir projesi olacağını açıklamış. Ayrıca Beren-Kıvanç filmi Last Call to İstanbul yıl sonuna doğru gelecekmiş.
2. Sezon Tarih Duyurusu
1. sezon kısa özet (Rana’nın dilinden)
Poster
Yeni Sezon Fragmanı
Bir sürü first look
Akşama 2. sezon galası yapıyollağ.
10 bölüm birden gelmiş. 29 dk. da var, 69 dk. da var.
İlk sezonla benzer bir ayarda gidiyor bence, yine iyi. Serra Arıtürk ve Halil Babür gayet de olmuş bu sezona. Çocuk oyuncu da başarılıya benziyor.
Keriman ya da Fikret karakterleri biraz ucuz kötüler gerçi ama dozu kaçmadı şimdilik. 1960 civarında olduğumuz için yakında bir yerde darbeye gelecekler herhalde. Du’ bakalım.
Selim, Zeki Müren’in yandan yemişiyse Keriman da Keriman Köksal’ınki mi? Ya da içine Ajda Pekkan ve Behiye Aksoy’un da katılmışı falan. O değil de 3’ün sonunda böyle bir şey olacağı belliydi… Sorun çıkmasa o zaman şaşacağım zaten.
* Orhan’ın öldüğünü başlamadan önce anlamıştım artık. 5 senelik zaman atlamasıyla gaipllik meselesinin de sonuna gelip yine kulüp savaşına girişmişler. Olur. Peki.
* Raşel de biraz İsmet’in dozunu azaltsa tam olur bu arada. Selim’e kurduğu komplo oturduğum yerden bana ağır geldi yahu.
* 4. bölümün başında olanlar dolayısıyla ben şok.
* Rahmetlinin arkasından konuşmak gibi olmasın ama Raşel bu sezon bir tık sabrımı sınıyor.
Keriman-Fikret zaten bir şekilde yürüyorken Keriman-İsmet’i çıkarmak hem biraz gereksiz hem de pat diye olmadı mı?
İma ettikleri için şüphelenmiştim ama Selim’in ölümünün Keriman’dan olmasının altını çizdikleri iyi oldu. Üstüne Keriman-Raşel konuşması, devamında İsmet’in bunları duyması…
Şimdilik kulüpten başkasının değil de İsmet’in duyması en azından daha mantıklı. Bununla ne halt yiyeceğine de ayrı bakarız.
Ben yine şok? Geliyordu desek… Antenler yolunu mu şaştı, ne oldu şimdi?
Matilda’nın Çelebi ile mutlu bir geleceğinin olmayacağından kendimce emindim. O yüzden ya Çelebi’ye bir şey olacak ya da başka bir şey çıkacak diyordum. Matilda öldü.
A-aa. Hatta oha. 9’un gidişatından, hatta kulübün kapanması derken öncesinden dizinin finale yürüdüğünü anlamıştım da imza da attılar, sağ olsunlar. Bir de bölüm 69 dk. 1 saat daha ne anlatacaksınız canımcım siz? Gerçi daha darbesi var bunun.
Finale yürürken yoldan döndüler de sezon finali yaptılar gibi oldu. Bu haliyle de eksik hissetmiyorum ama sanki fazlasına niyetleri var. Devam etmesini isterim tabii. Yine iyi bir sezon geçirdiler.
Tam bir final oluyor, hissimi aldılar resmen ya Matilda öldü-kulüp kapanıyor gibisinden girmiştim ben zaten o hisse. Böyle de “şey” oldu.
Ranini kendi kurgusal çocukluğunu doğal olarak iyi yazmış ama çocuk oyuncu Ada Erma’nın da hakkını vermek şart. Yaşına göre çok yetenekli bir cimcime, umarım yolu açık olur. İsmet’le Rana’nın ilişkisi de zevk aldığım bir diğer unsurdu ve Barış Arduç’un (gerçek hayatta da baba olmasının etkisiyle) role daha çok asılıp keyif aldığını hissettim.
Raşel/Aysel bu sezon başlarında ve ortalarında yine canımızdan bezdirse de final sürecindeki dönüşümünden memnun kaldım. Asude Kalebek de ilk sezona göre oyunculuğunu daha çok geliştirmiş. 3. sezon olursa yaşadığı psikolojik zorlukları (tokat sahnesiyle az çok gördük) izleyeceğiz gibi görünüyor ama genel kitle Raşel’e soğukken kendisine odaklanacak bir sezona pek sıcak bakar mı bilmem.
Çelebi’nin dönüşümü hala aşırı hızlı yaşanmış olsa da Fırat Tanış’ın oyunculuğu defoların büyük kısmını kapatmayı başarmış. İşin garip tarafı, Mathilda’yla Çelebi’yi izlemek de büyük ölçüde zevk verdiği için son bölümde gittim bir de onun “seni seviyorum” diyemeyişine üzüldüm.
Fikret ve Keriman da ayrı bir olaydı. Halil Babür ve Serra Arıtürk’ün oyunculuklarını takdir etmekle birlikte özellikle Keriman’ı bu kadar kilit bir öneme sokmaya hiç gerek yokmuş. Selim’i öldürür, Mathilda’yı öldürür, önce Fikret’i sonra İsmet’i götürür, Raşel’in yeni kankası olur derken overdose etkisi yarattı. Sezonun en kilit olaylarını onun üstüne yıkmak hem kolaycılık hem de Ranini’nin başka dizileri izlerken eleştirdiği ucuz tuzaklara düşmesinin bir temsili olmuş. En azından Selim’le assolistlik mücadelesi daha uzun sürebilirdi veya bir fotoğraf ve en sonda ağlayan çocuk görmek yerine oğluyla olan meselesi daha önceden açılabilirdi.
Bu arada Başak Daşman da yetişkin Rana olarak mükemmel anlatıcılığıyla sezonun gizli yıldızı olmuş. Başroller tek tek ölürken Tasula ve Hacı’nın sezonu kazasız belasız atlatmasına da gülmüş olabilirim.
Kısacası, 3. sezon olursa yine izlerim ama burada kalırsa da benim açımdan sorun olmaz doğrusu. Bu sezon kalbimi kırsa da dijital platformların çizgi üstü işlerinden biri olarak güzel hatırlayacağım kesin.
Gökçe Bahadır & Fırat Tanış | Rolden Çıkanlar
Kulüp | Ada Erma ile Seti Geziyoruz