American Princess – Tanıtım
6 yorum pirate 07 Şubat 2019 00:33
Lifetime’ın yeni dizisi American Princess, 2 Haziran 2019 tarihinde çift bölümle başladı. Bu da fragmanı:
Hali hazırda 4 bölümü geride kalan ve ilk sezonu 10 bölümden oluşacak olan American Princess‘ın yaratıcısı Jamie Denbo. Yapımcılığını ise Weeds ve Orange Is the New Black dizilerinin yaratıcısı olarak tanıdığımız Jenji Kohan üstleniyor. Bu ikiliye yapımcı koltuğunda Jon Sherman, Tara Herrmann ve Mark A. Burley gibi isimler eşlik ediyor.
American Princess, 41-42 dakikalık bölüm süreleri olan bir komedi drama dizisi.
American Princess, düğün gününde işler onun için yolunda gitmeyince düğün yerinden kaçıp Kraliçe I. Elizabeth döneminde İngiltere’ye dair rol canlandırmalarının yapıldığı ve sirk misali ziyaretçiler üzerinden para kazanma amacı güden bir Rönesans Fuarı’na katılan Amanda Lundy isimli bir genç kadının hikayesi.
Upper East Side sosyetesinin bir ferdi olan Amanda, düğün gününde nişanlısının kendisini aldattığını öğreniyor. Bunun akabinde rüya düğününü ve yaşadığı yeri terk edip yanına telefonunu bile almadan sosyeteden, ailesinden ve sevdiklerinden uzaklara kaçıyor ve tesadüfen denk geldiği bir Rönesans Fuarı’nın içine karışıyor. Kısa bir süre sonra kaçışının magazinde büyük bir patlama etkisi yarattığını öğreniyor, büyük bir sinir krizi geçiriyor ve yaşamını tekrar ölçüp biçmeye başlıyor. Bu beklenmedik uyanış, Amanda’nın önemsediğini düşündüğü her şeyi geride bırakmasına öncülük ediyor. Böylece yeni bir ortama, yeni arkadaşlıklara, yeni aşklara doğru yelken açıyor.
*Lüks hayatına veda edip normal bir yaşama çok da elverişli olmayan bir ortamda kendini yeniden bulmaya çabalayan Amanda karakterine Wentworth ve Anzac Girls dizilerinden hatırlanabilecek Avustralyalı aktris Georgia Flood hayat veriyor. Amanda, son derece tatlı ve sempatik bir genç kadın. Epey de coşkulu bir yapısı var.
*Fuarda Kraliçe I. Elizabeth‘i ve normal yaşantıda Maggie karakterini Men in Trees dizisinden anımsanabilecek Seana Kofoed canlandırıyor. Son derece kibirli bir karaktere sahip Maggie. Ayrıca Brian dışında arkadaş denebilecek kimsesi yok fuarda. Fuarın en eskisi olduğu için kraliçeyi canlandırıyor ve genel olarak fuarda çalışanlar üzerinde bir yaptırım gücü mevcut.
*Amanda’nın fuardaki oda arkadaşı olan Delilah rolünde The Real O’Neals dizisinden anımsanabilecek Mary Hollis Inboden karşımıza çıkıyor. Delilah, epey rahat ve kalesiz bir kadın. Ayrıca son derece pozitif ve güler yüzlü bir insan. Fuarda ‘Çamaşır Yıkayıcı Fahişe’ rolüyle yer alıyor ve fuarda olmaktan çok mutlu.
*Amanda’nın fuarda tanışıp kaynaştığı ilk kişilerden biri olan, iyi bir frekans yakaladığı ve kafa olarak daha rahat bir insan olmasına yardımcı olan David karakterinde Downward Dog ve Raising Hope dizilerinden hatırlanabilecek Lucas Neff‘i izliyoruz. David, son derece rahat bir adam. Aslında eğitimli ve kültürlü biri ama o burada son derece basit bir hayat yaşamayı tercih etmiş. Kendini fuar yaşamına adamış ve insanları güldürüp eğlendirebildiği için mutlu oluyor.
*Maggie’nin fuardaki sağ kolu ve tek arkadaşı olan, fuarda da William Shakespeare karakterine hayat veren, hafiften kibirli, eşcinsel bir adam olan Brian karakterine Partners dizisinden anımsanabilecek Rory O’Malley hayat veriyor.
Amanda’nın annesi Joanntha rolünde In Plain Sight dizisinden hatırlanabilecek Lesley Ann Warren‘ı, Amanda’nın kız kardeşi Erin rolünde Odd Mom Out dizisinden anımsanabilecek Sas Goldberg‘i, Amanda’yı düğün gününde aldatan damat adayı Brett rolünde Under the Dome dizisinden anımsanabilecek Max Ehrich‘i, Amanda’nın eski hayatından en yakın arkadaşları Morgan, Nick, Lexi ve Farah rollerinde sırasıyla Mimi Gianopulos, Tommy Dorfman, Helen Madelyn Kim ve Rana Roy‘u izliyoruz tekrar eden rollerle.
Dizide tekrar eden rollerle izlediğimiz diğer isimlerden bazıları ise şunlar: Patrick Gallagher, Lex King, Juan Alfonso, Steve Agee, Lucas Hazlett, Erin Pineda, Dannah Feinglass Phirman ve Sophie von Haselberg. John Ross Bowie, Rob Corddry ve Natasha Leggero gibi tanıdık simalar da konuk oyuncu olarak yer aldı dizinin ilk 4 bölümünde.
İlk 4 bölüm itibarıyla yeterince keyifli bir şekilde akmakta dizi. Başroldeki Georgia Flood, iyi sürüklüyor diziyi. Yardımcı rollerdeki isimler de ona iyi eşlik ediyor. Tekrar eden rollerle veya konuk oyuncu olarak yer alan isimler de fena sayılmaz. Çok ciddiye almamak kaydıyla izlenebilecek bir dizi American Princess. İlk 4 bölüm itibarıyla 0.07 reyting oranı ve 267.000 izleyici sayısı ortalaması tutturmuş durumda. Bu rakamlarla onay alırsa sürpriz olur biraz. O yüzden olası iptali kabullenip 10 bölümlük sezonun tadını çıkarmak gerek.
yorumlar
Poster
Çift bölümle açmış bu sezonu.
S01E01
Pek kaliteli bir dizi sayılmaz, hatta ara ara burun kıvırttı role playing sahneleri dolayısıyla ama fena da değildi. Ana karakterin bir izlenirliği var. Ara ara eğlendirdi de. Son sahne de iyi oldu. Şimdilik izlemeye devam edeceğim.
S01E02
Bu bölümü ilk bölüme oranla daha fazla sevdim ben. Karakterlere de alışmaya başladım diyebilirim.
Lifetime’ın geçtiğimiz yıl You’da yaptığı otosansür sorunu bunda da mevcut bu arada. Bir ‘fuck’ bile duyamıyoruz.
Buna eklemeler yapıp tanıtıma çevirdim ben.
S01E10 (Sezon Finali)
Sezona fena başlamamıştı aslında ama devamında bozdu. Özellikle sezonun ikinci yarısı için tamamen çöptü diyebilirim.
Delilah başta olmak üzere Brian, O’Belly, Natasha, Lulu, Juan ve Stick gibi çok fazla gereksiz tiplemeye aşırı gereksiz süreler harcadılar. Bu saydığım tipleri tamamen çıkarıp, sadece Amanda-David-Maggie üçlüsünü merkezde kullanıp, Callie, Helen, Erin, Brett ve Morgan gibi karakterleri de dönüşümlü olarak kullanıp, John Ross Bowie, Rob Corddry ve Natasha Leggero gibi bölümlük konuk kontenjanından daha fazla tanıdık sima kullanarak daha cazip bir şekilde işlenebilirdi pekala hikaye. Ama yapamadılar işte.
Daha önce Devious Maids, UnReal, The Lizzie Borden Chronicles, The Red Tent, Witches of East End ve The Client List gibi pek çok Lifetime dizisi izlemiştim. Bu diziye şans verme nedenim de bir Lifetime dizisi olmasıydı zaten ama bu saydığım dizilerin yanına bile yanaşamadı. Tartışmasız izlediğim en kötü, en özensiz Lifetime dizisiydi. Ola ki 2. sezon olursa ben yokum.