Lois & Clark: The New Adventures of Superman – Tanıtım
10 yorum pirate 02 Temmuz 2020 08:44
‘Geçmişe Yolculuk’ kuşağının bugünkü konuğu: Lois & Clark: The New Adventures of Superman
Lois & Clark: The New Adventures of Superman, 12 Eylül 1993-14 Haziran 1997 tarihleri arasında ABC kanalında yayınlanmış. 22’şer bölüm uzunluğundaki 4 sezon olmak üzere toplam 88 bölümden oluşuyor. Komedi ve dramayı harmanlayan, aksiyon ve macera unsurlarını etkin bir şekilde kullanan bir fantastik drama olma özelliği taşıyor dizimiz.
Dizinin yaratıcıları Deborah Joy LeVine, Joe Shuster ve Jerry Siegel. Yapımcıları arasında Chris Long, Philip Sgriccia, Brad Buckner, Eugenie Ross-Leming ve Robert Singer gibi isimler yer alıyor.
Hikayeyi Clark Kent’in Smallville’den Metropolis şehrine taşınmasıyla açıyoruz. Büyüdüğü küçük kasaba olan Smallville’de kendi çapında gazetecilik tecrübesi bulunan Clark, büyük şehre şansını denemek için geliyor ve şehrin bir numaralı gazetesi Daily Planet’te işe girmeyi başarıyor. Clark, bir yandan Daily Planet’e ve Metropolis’e uyum sağlamaya çalışırken bir yandan da şehirdeki küçük tehlikeleri kendince çözümlemeyi ihmal etmiyor pek göze batmadan. Büyük şehrin derdi büyük olur misali bu tehlikelerin sayısının fazlalaşmasıyla çok geçmeden Superman bir kıyafete ve bir isme bürünmüş oluyor.
*Clark Kent/Superman karakterine Hit the Floor, Supergirl ve Las Vegas gibi dizilerden de hatırlanabilecek Dean Cain hayat veriyor.
*Clark’ın çalışma arkadaşı ve Superman’ın isim annesi olan Lois Lane karakterinde Desperate Housewives, The Odd Couple ve Supergirl gibi dizilerden tanıdığımız Teri Hatcher‘ı izleme şansı elde ediyoruz.
Lois, çok başarılı bir araştırmacı gazeteci. Daily Planet’in yıldız ismi. İşine büyük tutku duyan, özel hayata çok vakit ayırmayan, hırslı, cesur ve başına buyruk bir kadın. Clark’ı iş arkadaşından öte görmezken Superman’e kalbini kaptırıveriyor Lois.
*Daily Planet’i yöneten kişi olan Perry White karakterini V dizisinden hatırlanabilecek Lane Smith canlandırıyor.
*Daily Planet’te fotoğrafçı olarak çalışan Jimmy Olsen karakterinde Hooten & the Lady ve You Are Wanted dizilerinden hatırlanabilecek Michael Landes‘i izliyoruz dizinin ilk sezonunda. 2. sezondan itibaren ise Justin Whalin hayat vermiş karaktere.
*Daily Planet’te ilişkiler üzerine yazılar yazan bir köşe yazarı olan Cat Grant karakterine Dante’s Cove, Babylon 5 ve The Colbys gibi dizilerden anımsanabilecek Tracy Scoggins hayat veriyor.
Oldukça baştan çıkarıcı bir kadın olan Cat, yakışıklı ve toy gencimiz Clark’ı gözüne kestirmiş durumda.
*Clark’ın Smallville’de yaşamaya devam eden ve sık sık ziyaret ettiği ebeveynleri Martha ve Jonathan karakterlerinde K Callan ve Eddie Jones karşımıza çıkıyor.
*Metropolis’in en ünlü ve en zengin iş adamı olan Lex Luthor karakterini ise Agent X, Mutant X ve Gossip Girl gibi dizilerden anımsanabilecek John Shea canlandırıyor.
Dizinin konuk oyuncu havuzunda Fred Willard, Bruce Campbell, Jon Tenney, Leslie Jordan, Jessica Collins, Peter Boyle, Raquel Welch, Charles Esten, Cress Williams, Melora Hardin, Emily Procter, Morgan Fairchild, Jessica Tuck, Denise Richards, Kristin Bauer van Straten, Dave Coulier, Curtis Armstrong, Peter Scolari, Leann Hunley ve Martin Mull gibi isimler yer alıyor.
Lois & Clark: The New Adventures of Superman, bana Superman’i sevdiren dizidir. Dean Cain de her zaman en sevdiğim Superman olarak kalacaktır. Küçüklüğümde Star TV’de severek izlediğimi anımsıyorum diziyi. Geçen gün de diziyi baştan izlemeye karar verdim ve ilk 5 bölümü geride bıraktım. Hem Dean Cain‘i hem de Teri Hatcher‘ı çok severim. İkisini bir arada izlemek de son derece keyifli. Halkla bazen fazla iç içe bir Superman, doya doya doksanlar ve eğlenceli hikayeler. Dizilerin azaldığı bu yaz döneminde benim gibi eskiyi yad etmeyi seven bir bünyeye iyi geleceği aşikar dizinin.
yorumlar
S02E01—09
Sezonun açılış bölümü fena değildi. 2 ve 3, pek sarmadı. Bölüm kötüsünü beğendiğim 4. bölüm, keyifli geçti. 5. bölüm de pek sarmadı ama Farrah Forke’un karakterinin varlığı renk kattı en azından. 6 da pek sarmadı. 7. bölüm fena başlamadı aslında ama çok geçmeden sıktı o da. 8’e Leslie Jordan’ın konukluğu büyük renk kattı ama hikayenin sonunu pek iyi bağlayamadılar. 9. bölüm ise yine sarmadı. Denise Richards’ı görmek güzeldi ama. Onu bu kadar genç yaşta izlememiştim daha önce.
Yeni Jimmy’yi fazla toy buldum bu arada ben. Keşke oyuncu değişikliğine gidilmeseymiş demeden geçemedim. Cat’in yokluğu da hissediliyor elbette. Ara ara gözüküp renk katıyordu diziye.
S02E10—22 (Sezon Finali)
Güzel konular bulduklarında izlemesi epey keyifli bölümler ortaya çıkabiliyor. 10,11, 12 ve 21. bölümler, öne çıkmayı başaran bölümler oldular bu periyotta. 18. bölümün de konusu fena değildi aslında ama onu pek iyi işleyemediler mesela. Sezon içerisinde 3-4 bölümde karşımıza çıkan Daniel Scardino karakteri aşırı yorucuydu bu arada.
S03E01
Yaklaşık 3 aylık aranın ardından başladım bakalım 3. sezona da. Oluşan yeni dinamikler, uzun vadede diziyi aşağıya mı çeker yukarıya mı bilemedim şu anda.
*O ne berbat bir takımdı be Lois!
*Tru Calling’den Jessica Collins’i görmek güzeldi. Canlandırdığı aptala yatan, manipülatif, seksi sarışın tiplemesi çok bariz ve çok seksenler olsa da.
S03E02
Kim muzdan nefret eder ki? Çok boş bir cümle olmuş cidden.
S03E03
Gözlerim kanıyor resmen! O vakitlerde özel hayatında nasıl bir drama yaşadın da saçlarına bunu yaptın be Teri?
S03E07
Kötü geçen sezonun en güzel bölümü oldu kesinlikle.
‘O şimdi Batman’in özel güçlerine sahip.’ İyiydi.
S03E09
Muhtemelen dizinin en kötü bölümüydü bu.
S03E10
Fena değildi ama 1995 yılında çekilmiş bir Superman hikayesi için biraz fazla kaçtı sanki bunun bilim kurgu dozu.
S03E11
Aptala yatan zeki sarışın Mindy’yi yeniden görmek güzeldi. Robot hikayesi de renk kattı ayrıca bölüme. Sezonun fena olmayan bölümlerinden biriydi.
S03E(12—19)
Berbat saç kesimi, aşırı kötü kıyafet tercihleri ve sağlıksız bir şekilde zayıflayıp bir iskeletora dönüşmüş olmasının da etkisiyle tüm albenisini kaybeden Teri Hatcher‘ı izlemek neredeyse hiç tat vermiyor desem yeridir bu sezon.
İyice dip yaptı dizi bu 8 bölümlük periyotta. Sadece 14. bölüm idare ederdi işte. Geri kalan 7 bölümü atlaya atlaya bitirdim.
S04E10
Berbat ötesi geçen sezonun az da olsa kendini izletebilen ilk bölümüydü. Editörlük konusu fena geçmedi, Jimmy’nin minik hikayesi de renk kattı. Daha fazla süre ayrılabilirdi o konuya. Bölüm suçlusu hikayesi ise sarmadı yine elbette.
S04E12
Sezonun az buçuk izlenebilitesi olan 2. bölümü oldu bu da.
Dikkatimi çekti, şimdi bakındım ve Obama dönemine kadar yasal değilmiş cidden.
S04E13
Sezonun en iyi bölümüydü kesinlikle. Güzel bir konu seçmişler, iyi de işlemişler. Jack Wagner’ı ekranda görmeyi özlemişim. Diğer kadın konuk oyuncu da renk katmış diyebilirim. Ayna sahnesi rezaletti bu arada.
S04E16
Son 2 bölüm hiç sarmamıştı yine ama bu bölüm eğlenceli geçti Jimmy/Superman olayı sayesinde. Kristanna Loken de varlığıyla büyük renk kattı elbette bölüme.
S04E22 (FİNAL)
Final havası yoktu. İptali net bir şekilde hissediliyordu.
İlk 2 sezonu idare ederdi dizinin ama son 2 sezon son derece fuzuliydi. 4. sezon, 3. sezondan da kötüydü.