Palm Royale – Tanıtım
6 yorum pirate 21 Mart 2024 08:04
Apple TV+’ın yeni mini dizisi Palm Royale, 20 Mart’ta 3 bölümle başladı. Komedi ve dramayı harmanlayan dönem dizisi, haftada 1 bölüm şekilde yayınlanmaya devam edecek ve 8 Mayıs’ta 10 bölümden oluşacak olan sezonu tamamlayacak.
Palm Royale, Juliet McDaniel‘ın 2018 yılında yayımlanan Mr. & Mrs. American Pie isimli romanından uyarlanmış. Abe Sylvia, dizinin yaratıcısı ve yürütücü yapımcısı konumunda. 3 bölümde de yönetmenlik yapmış aynı zamanda kendisi. Sylvia’ya yapımcı koltuğunda Kristen Wiig, Laura Dern, Adam Gomolin, Sheri Holman, Jayme Lemons, Juliet McDaniel, Sharr White, John Norris, Katie O’Connell ve Tate Taylor gibi isimler eşlik etmişler.
1969 senesindeyiz. Florida’da, Palm Beach isimli yerleşim merkezinde konumlanmış olan Palm Royale isimli bir kulüp var hikayemizin merkezinde. Çeşitli sosyal aktivitelerin yapıldığı ve sadece üye insanların girebildiği prestij sahibi bir yer Palm Royale. Kulübe üye olabilmek için sadece zengin olmak, yüksek miktarda bir giriş parası vermek falan da yetmiyor. Kulüp üyesi elit zenginlerden birinin sizi kulüp yönetimine üye olabilmeniz için önermesi gerekiyor.
Hikayemizin merkez kahramanı Maxine Simmons, yukarıda sözünü ettiğimiz kulübe üye olmayı ve sonrasında da sosyetede kendisine önemli bir yer edinmeyi çok ama çok arzulamakta. Bunun için de gereken her şeyi yapmaya meyilli.
Maxine Simmons karakterine MacGruber, The Spoils of Babylon, The Spoils Before Dying, The Last Man on Earth ve Wet Hot American Summer: First Day of Camp gibi dizilerden aşina olduğumuz Kristen Wiig hayat veriyor.
Maxine’in pilot kocası Douglas Simmons rolünde The Firm, The Mysteries of Laura ve Long Slow Exhale gibi dizilerle tanınan Josh Lucas karşımıza çıkıyor. Douglas’ın D’ellacourt soyadıyla sosyetece tanınan, yaşlı, zengin bir yakını (halası veya teyzesi) var. Söz konusu yaşlı kadın (Carol Burnett), şu an bir bakımevinde tepkisiz bir şekilde yatmakta. Bu işlevsiz haliyle de Maxine’in planlarına katkı sağlamakta.
Yukarıda gördüğümüz dörtlü Palm Beach sosyetesinin önemli isimleri ve Palm Royale’in en çok sözü geçen misafirleri konumundalar. Bunlardan ikisine değineceğim sadece.
Mom, Mr. Sunshine, The West Wing ve Masters of Sex gibi dizilerden tanıdığımız Allison Janney, bu grubun lideri konumundaki Evelyn Rollins karakterini canlandırıyor. Douglas’ın yukarıda sözünü ettiğimiz yakınının yattığı bakımevinde kalmakta olan ve yakın zamanda ölümü beklenen bir kocaya sahip. Söz konusu dörtlüden değineceğim ikinci isim ise Dinah Donahue. Karaktere Popular, GCB, American Housewife, About a Boy ve Jupiter’s Legacy gibi dizilerden tanıdığımız Leslie Bibb hayat veriyor. Dinah, 40 yaşını yeni aşmış olan, zengin avcısı, çekici bir kadın. Zengin bir adamla olan ilk evliliği o otuz yaşındayken son bulmuş. Sonrasında da başka bir zengin adam bulup evlenmiş. Şu sıralarda o zengin adamı Latin asıllı tenis antrenörüyle boynuzlamakta ve bu konu dahilinde çok da küçük olmayan bir sorun baş göstermiş durumda. Bu sorun da Maxine’in Palm Royale’e giriş bileti olması için Dinah’yı gözüne kestirmesine sebep olacak.
İki karakterden daha bahsedeyim kısaca son olarak.
İlki Robert. Palm Royale’de servis elemanı olarak çalışmakta. Alaycı bir tip olduğu söylenebilir. Karaktere şarkıcı kimliğiyle dünyaca tanınan, oyuncu kimliğiyle American Crime Story dizisinden hatırlanabilecek Ricky Martin hayat veriyor. Yukarıdaki fotoğrafta gördüğümüz ikinci karakterimiz ise Linda Shaw. Feminist bir aktivist kendisi. Karakteri Enlightened ve Big Little Lies dizilerinden hatırlanabilecek Laura Dern canlandırıyor.
Kadroda ayrıca Kaia Gerber, Amber Chardae Robinson, Julia Duffy, Claudia Ferri, Jordan Bridges, Dominic Burgess, Bellina Logan, Mindy Cohn, Jason Canela ve Rick Cosnett gibi isimler mevcut.
Dizinin ilk bölümünü izledim ve beğendim. Eğlenceli bir iş olmuş denebilir. Temposu da gayet yerinde. Leslie Bibb, Kristen Wiig ve Ricky Martin’in varlığı önemli bir artı özellikle. Umarım ilerleyen bölümlerde de bu seviyesini koruyabilmiştir.
yorumlar
* Güzel bir kadrosu varken denememek olmaz misali bir iş aslında. Şimdilik memnunum.
Böylesi işlerde merkezdeki kadınlar fazla zeki ve/veya sinsi olur, önündeki “engelleri” patır patır atlayarak ilerler. Burada buna yakın bir portre olmamasını sevdim desem yeri.
Maxine ne yeterince zeki ne de yeterince akılsız. Eğlendiğim de oldu, temelini güzel kurmuşlar. El yordamı ya da ittifakla hallettiği işler saçma kaçmadı. Bazen karton bir dünya anlatıyorlarmış gibi geliyor ama 1969 döneminin Amerikan sosyetesini şimdiye göre değerlendirmemek lazım tabii.
Kristin Wiig, Allison Janney ve Leslie Bibb’i daha fazla beğendim. Laura Dern burada bayağı genç duruyor. Dönem imajından mı neyse.
* Ben komadaki kadın üzerinden eve çöküp numara yapacak zannettiydim, o yola girmemeleri de iyi oldu. Kadının mirasını vakfa bağışlaması da ilginç kaçtı. Uzun ömürler
* Evelyn’in fethedilmesi ya da yoldan çekilmesi gereken bir hedef olarak yer almaması da fena olmadı şimdilik. Üstelik Maxine’in kim olduğuna kadar çoğu şeyin farkında birisi olarak ortada.
* İlk bölümde Dinah’ya bayağı yardım edip bunu “tam olarak” kendi çıkarına kullanmaması da biraz ilginç ama hoştu. Sonrasını da feministliğe vardırdılar hatta ^.^
* Şimdi yalan olmasın, Maxine ile Robert’ın atışmaları hoşuma gidiyor. Hatta bir şey olacak mı merakımı cezbediyorlar. 3. bölümle birlikte Linda/Robert da girdi radarıma.
1×07 üzerine:
Bölümün sonuna doğru gelen Prens hamlesi ucuuuuz olduğu kadar iyiydi de.
1×08 üzerine:
* Lan hayvan bu gidişle ölecek mi diye diye koca bölümü geçirdim… Siz niye böylesiniz ay-ol?
* Rick Cosnett beycimi daha düzgün kullandılar bu sefer. Daha fazla görsek diyeceğim de IMDb’ye göre bu sondu.
S01E02
Bunun ilk bölümünü izlememin üzerinden de neredeyse 6 hafta geçmiş.
*Su gibi para harcıyor haspam umursamaz bir şekilde. Küfürlük bir hal almaya başladı durumu. Sert bir şekilde çakılsın da istiyor insan.
*Robert’ın açıklaması bana inandırıcı gelmedi. Başka bir şey var bu adamda. Hasta moruğun genç kapatması mı bu yoksa gayrimeşru oğlu mu?
* Öncelikle bir noktayı düzeltmem gerek. Bu, mini dizi DEĞİL. O kadar değil ki bu kadar olamazmış.
* Son 2-3 bölüm sezonun genel ortalamasına göre daha iyi geçti. Sezonu kapattıkları için hızlandılar ve öteledikleri sırları birer ikişer kullanmaya başladılar. ,
Maxine balo sahnesindeki konuşmasına başladığında toparlanacağını da düşündüm hatta. Sonra tabii… Bıraktıkları nokta da iddialı aslında ama o kadar çok şey karıştı ki… Teessüf etme noktasındayım şimdi. SİZİN YAPACAĞINIZ İŞİ derler ya, ondan oldu bana.
– Başkanı öldürmek isteyen kadının araya Linda girince astronot kostümündeki Robert’ı vurması mı? Aklı olan öldürmez. Bir de o dakika başkanın peşinden gidiyor diye Maxine’i çekiştire çekiştire uzaklaştırmaları araya girdi, tam oldu.
– Polisin türlü yanlış anlamayla öldürme teşebbüsünde bulunanı Linda zannetmesi mi?
– Maxine’in sahnede herkesi bir güzel yerin dibine sokması mı? Douglas, Mitzi, Dinah, Evelyn, o bu derken herkes nasibini aldı sayılır.
– Norma’yla ilgili gerçekler ortaya çıktı derken bir de kadın “Agnes” çıkmasın mı? Asıl şok bu olabilir cidden.
– Robert ve polis Tom’u çift olarak yazma yoluna girmelerini sevdim.
2. sezonu olursa görüşürüz. Özellikle tavsiye değil ama dönem soslu, şık kadrolu pembiş bir drama isteyen bakabilir.
S01E05
Ve sıkıldım ben. Ne hikayesi ilgi çekici bir şekilde ilerleyebildi dizinin ne de eğlenceli tarafı yeterli miktarda beslenmeye devam edebildi. Oyuncu bazında bütün yük Kristen Wiig’in üstüne binmiş gibiydi. O da görevini yaptı layıkıyla. 1-2 bölümde Leslie Bibb de katkı verdi ama diğer tüm yardımcı oyuncular yetersiz kaldı bana göre. Özellikle de Allison Janney ve Laura Dern fazlasıyla yordu beni. Allison Janney’i Mom dizisi dışında izlediğim her yerde istisnasız bir şekilde antipatik bulmaya devam ediyorum bu arada. Neyse, bu bölümün ardından bıraktım gitti diziyi.