RU – Tanıtım
21 yorum pirate 27 Mayıs 2024 08:16
Gain’in yeni dizisi RU, 24 Mayıs’ta çift bölümle başladı. Haftalık olarak yayınlanmaya devam edecek olan sezon, 8 bölümden oluşacak. İlk 2 bölümün süreleri 42-43 dakika uzunluğunda.
RU, geçen yaz Disney+ için çekilmiş Urla’da aslında. Söz konusu platformun Türkiye’de yerli içerik yayınlamayı durdurma kararı alması sonrasında kendisine yeni bir yuva arayıp bulmuş dizi. Söz konusu talihli platform da Gain olmuş.
Dizinin yaratıcısı Taylan Yapıcı. Ona senarist olarak Yeşim Çıtak da eşlik etmiş. Yönetmenliğini Bahadır Karataş ve Burak Çaldır üstlenmiş. Dizinin yapım şirketi ise MEDYAPIM.
Ege Denizi kıyısında bir yerde konumlanmış olan turistik sayılabilecek bir yerleşim yerindeyiz. Ortalık şu an için sakin. Yaz yeni yeni başlamakta.
38 yaşında, olgun, evli ve de çekici bir kadın olan Reyan’ın arkadaşlarıyla oturup sohbet ettiği bir esnada kapıya gelen Uzer isimli 18 yaşındaki bir genci yanına giderek arkadaşlarına çaktırmadan sessizce azarladığı ve de oradan kovduğu bir sahneyle açıyoruz. Reyan’ın ağzından ‘Yarım yamalak ve saçma sapan’ olarak tarif edilen bir yakınlaşma anı yaşandığını duyuyoruz bu ikili arasında.
Sonrasında da ikilinin tanıştığı güne, yani 3 gün öncesine uzanıyoruz. Ertesi gün 18 yaşına basacak olan Uzer’in üniversite sınavı var o gün. Önce sınava girip üstün zekasıyla şipşak soruları çözüyor, sonra da gidip biricik annesini hastaneden çıkarıyor. Sonrasında da eve giderken bir tarla başı satış yerinden domates almak üzere duruyorlar. Reyan ve Uzer, orada tanışıyor ve domates üzerine kısa bir sohbet ediyorlar. Uzer, Reyan’dan çok etkileniyor tabii. Reyan, Uzer’in ilk gerçek kalp çarpıntısı olacak. Uzer de Reyan için üzücü gerçekliğinden küçük birer kaçış anı olmaya başlayacak birbirlerine her denk geldiklerinde önümüzdeki birkaç gün içerisinde. Hikayemiz de böylece başlamış olacak.
Güçlü ve cüretkar bir kadın profili çizen Reyan karakterinde Muhteşem Yüzyıl ve Gecenin Kraliçesi gibi diziler ile Annemin Yarası ve Öteki Taraf gibi filmlerden tanıdığımız Meryem Uzerli‘yi izleme fırsatı yakalıyoruz.
Uzer karakterine daha önce Maria ile Mustafa, Safir ve Destan gibi dizilerde boy göstermiş olan Burak Berkay Akgül hayat veriyor. Annesine, arkadaşlarına ve toprağına bağlı bir genç Uzer. Fotoğrafik hafıza dedikleri şeye sahip. Bir gördüğünü, bir okuduğunu bir daha unutmuyor. İstediği üniversitede istediği bölümü kazanabilecek bir zekaya sahip ama o annesini yalnız başına bırakıp başka bir şehre gitmek istemiyor.
1 Kadın 1 Erkek başta olmak üzere çok sayıda diziden aşina olduğumuz Emre Karayel‘i Reyan’ın kocası Emir karakteriyle izliyoruz. İsim yapmış bir şef Emir. Dizimize ismini veren RU isimli şık restoranı onun için açmış Reyan. Ama o hiçbir zaman Reyan’ın kıymetini bilmemiş. Megolomanlığın zirvesinde bir adam. Asla kendi hatalarını görmez ve son derece de saygısız. Daha ilk dakikalardan itibaren Reyan’ı boynuzladığını da net bir şekilde hissedebiliyorsunuz. Sonra da beklenen gerçek ortaya çıkıyor zaten çok geçmeden.
Uzer’in annesi Aylin rolünde Yasak Elma, Bodrum Masalı, Çocuğun Var Derdin Var, Yine de Aşığım ve Gülbeyaz gibi dizilerden yakinen tanıdığımız Şevval Sam karşımıza çıkıyor. Önemli bir hastalığı var. Hastanede kontrol altında tutulması lazım ama onu orada tutabilene aşk olsun.
Ateşböceği, Acans, Es-Es ve Şaşıfelek Çıkmazı gibi dizilerden tanıdığımız Derya Alabora, Reyan’ın annesi rolünü canlandırıyor. İlk 2 bölüm itibarıyla sadece telefon konuşmaları sırasında sesini duyuyoruz kendisinin.
Yalan Dünya, Anne ve Küçük Sırlar gibi dizilerden tanıdığımız Gonca Vuslateri de ilk 2 bölüm itibarıyla sadece telefon konuşmaları kapsamında sesini duyduğumuz kişilerden. Reyan’ın Emir uğruna bırakıp geldiği memleketinden yakın bir arkadaşı.
İlginç Bazı Olaylar, Hayatımın Aşkı, Üç Kuruş, Muhteşem İkili, Kurtlar Vadisi: Pusu, Beni Böyle Sev ve İntikam‘ın da aralarında bulunduğu çok sayıda diziden ve özellikle Cem Yılmaz ile birlikte çektiği sinema filmlerinden yakinen tanıdığımız Zafer Algöz‘ü Tümer Sekmen, nam-ı diğer Tümsek rolüyle izliyoruz. Çok ünlü bir şef kendisi. Bir takım sebeplerden uzaklaşmış sektörden. Bu Ege kentine yerleşmiş ve Tümsek adıyla yaşamını sürdürmekte. Küçük bir kafe işletmekte sahil kenarında. Uzer’in ve yakın arkadaşlarının sevdiği, değer verdiği biri.
İstanbullu Gelin, Çöp Adam ve Maria ile Mustafa gibi dizilerden tanıdığımız Hira Koyuncuoğlu, Uzer’in yakın arkadaşlarından biri olan Deniz karakterine hayat veriyor. Tümsek’in kafesinde çalışıyor. Kafasına estiğini yapan, birazcık da hoppa bir kız olduğunu söylemek mümkün ama iyi niyetli, saygılı da bir kız tabii. Uzer de Tümsek’e yardımcı oluyor bu arada ara sıra kafede. Bezen malzeme alıyor onun için; keyfi yerindeyse mutfağa da giriyor. Epey hamarat da yani bu yemek işlerinde Uzer.
Börü 2039 isimli diziden anımsanabilecek Gökay Türkmen de Uzer’in yedikleri içtikleri pek ayrı gitmeyen üçlü arkadaş grubunun bir diğer üyesi konumundaki Mete karakterini canlandırmakta. Deniz’e aşık platonik bir şekilde.
Çiçek Açar‘ı Reyan’ın Nurgül isimli bir arkadaşı rolünde izliyoruz. Yosi Mizrahi ise onun kocasını canlandırıyor.
Kadroda ayrıca Beril Kayar, Sevgi Temel ve Kartal Can Ermiş gibi isimler bulunmakta.
Dizinin ilk 2 bölümünü izledim ve de memnun kaldım. Mekan ve sunum açısından yeterince cazip buldum. Hikayesi ise idare eder seviyede. Çıplaklık konusunda yeterli cüretkarlığa sahip olduğunu söylemek mümkün. Bölüm süreleri da gayet tadında. Oyunca kadrosu da oldukça cazip elbette. Muhteşem Yüzyıl dizisinden ve Annemin Yarası filminden çok sevdiğim Meryem Uzerli’yi uzun zaman sonra yeniden bir yerde izleyebilmek çok hoş oldu cidden. En son yılbaşı gecesi yayınlanan bir yarışma programında jüri olarak denk gelme fırsatı yakalamıştım kendisine ve keşke tez vakitte hoş bir diziyle de dönebilse diye düşünmüştüm. Bu isteğim boşa gitmemiş ve temennimdeki o hoş dizi bu olmuş diyebilirim gönül rahatlığıyla.
Dizide gözüme batan en önemli unsuru da belirtmeden geçmeyeyim aklımdayken: Uzer’in üstün zekalı bir genç oluşunun yansımaları. Sadece yarım dakikalığına girdiği restoran mutfağındaki herkesi ve her şeyi ayrıntılarıyla hatırlama ve de yorumlama saçmalığını hadi büyüklük bende kalsın da kenara bırakayım ama kalem kıpırdatmadan sınav kitapçığındaki soruları araya cevap kutucuğu işaretleme sekansı da almaksızın akıldan seri bir şekilde çözüp sonrasında yine seri bir şekilde işaretleme yapmak ve bu işlemin sadece toplam 22 dakika sürmesi? Bırak Türkiye’yi dünyada bile bulamazsın bu tarz bir çözümleme ve işleme koyma hızına sahip bir insan evladını. O yüzden biraz daha hafif uçalım abartırken lütfen.
https://www.youtube.com/watch?v=SwWBVTLdrF4&ab_channel=GA%C4%B0N
yorumlar
İlk iki bölümü izledim.
Hiç de fena olmamış aslında, beklediğimden iyi de çıktı. Tanıdık ve tatlı yanları vardı. Meryem Uzerli 2024’te hala Muhteşem Yüzyıl aksanıyla konuşuyor, o ayrı tabii. Rol konusunda cesur davranmış, hakkını vereyim.
Burak Berkay Akgül’le başka yerlerde de karşılaşabilmek dileğiyle.
*O kulübeye/konteynıra bir kapı şart bence. Gerçek, kilitlenebilen bir kapı.
*Bu sefer de
*Şevval Sam’ın dizideki varlığını bu şekilde uzatmaya devam edecek misiniz cidden?
*
Bu arada; ne gerek vardı cidden bu zincirleme isim tamlamasına?
Yok, 1 bölüm yetmiyor bu dizide bana. Hafta ikişer ikişer ilerleselermiş keşke.
Yoo, belliydi. Sadece adını koydular bu bölümde.
Gelmişken;
Emre Karayel’in karakterine gerek var mı artık? Şevval Sam’ın Burak Berkay’dan büyük, kocaman oğlu var normalde. Öyle bir beyaz peruk şart mıydı?
Bu dizi dijitale uygunmuş, evet.
Emir, Reyan’ı ve RU’yu geri istiyor.
Reyan ile Uzer zaten malum.
Uzer’in gruptaki erkek arkadaşı Uzer’in kız arkadaşına aşık. Kız da durumun farkında.
Kız da zaten Uzer’e aşık, bir de şimdi Reyan’ı öğrendi. Ama ne güzel öğrendi o öyle. Bayıldım. Bir de sona doğru dönüp yatağa baktığında gülmem geldi.
İlk 3 bölümün aksine baya kötüydü bu bölüm. Cidden niye bu kadar kötüydü bu bölüm?
*Reyan’ın annesi niye geldi ki şimdi? Bir de niye Reyan’ın değil de Emir’in annesiymiş gibi davranmakta? Derya Alabora’yı da pek sevmem zaten. 2 sahnesi daha olsa bölümde baygınlık geçirirdim iyice.
*Uzer’in o krizleri de neydi öyle? Karaktere bu tarz gereksiz bir eklenti yapmaya ne gerek vardı şimdi?
*
diye akabinde yaşanan yelkenleri suya indirme vakası neydi öyle? Böyle mal mal sahneler yazmayın arkadaşım!
*
ne haddine? Kim verdi sana böyle bir yetki? ‘Öğrenmenin şok edici yolu’ temalı sahne çekmek adına mantıksız mantıksız senaryo hamleleri … Bugüne kadar o restoranda çalışıp da o ikili arasındaki gerilim hattını hala fark edememiş olanın elektrik trafosuna kedi falan kaçmıştır yani zaten.
Daha 1-2 şey daha sayarım da neyse. 3 bölümde yarattıkları tüm pozitif imajı 1 bölümde yıktılar attılar bende. Umarım hemen toparlarlar bir sonraki bölümde diyeceğim ama genelde bu tarz özensiz bölümlerden sonrası hep yokuş aşağı gider.
1×06 üzerine:
Velhasıl kelam, erkekler kapatılsın.
1×06:
Ya bu bölümde meme göremezsek diye endişeleniyordum ki azcık da olsa gördük
Bana hala bi geçmiyor sanki bunların arasında olanlar ya. Yani öyle aşk, tutku falan hissedemiyorum hiç. Yani Uzer karakteriyle de ilgili belki, soğuk/donuk bi tip. Oyuncudan da tam emin değilim bu arada. 27 yaşındaymış zaten.
Bu bölüm böyle bir bölüm olmamalıydı ya! Sadece 11.5 dakika değil, tüm bölüm exclusive geçmeliydi. Diğer karakterlerden hiçbiri bölümün geri kalanında gözükmemeliydi bence. Gerekiyorsa 15-20 dakika daha kısa tutulmalıydı bölüm süresi ama sadece Uzer ve Reyan’a ait olmalıydı bu bölüm.
-Küçük, güzel bir sahildi. Normal şartlarda boş bırakmıyorlardır tabii böylece orayı. Çekim için tenhalaştırmak adına da uğraşmışlardır baya baya muhtemelen yapım ekibi olarak.
-İyi ki varsın cidden be Meryem! Bizde A sınıfı takılan hiçbir kadın başrol oyuncusunu böyle sahneler çekmeye ikna edemezsin. Özellikle de bir dizi için. Onlar mı doğru olanı yapıyor yoksa sen mi dersen; ben kesinlikle senin tarafındayım.
–Deniz: Ya senin tribin kime ya? Hadsiz!
-Söyleyin artık Reyan’a lütfen
Meryem Uzerli, Burak Berkay Akgül ve Emre Karayel Soğuk Savaş’ın yeni bölümüne katılmışlar. Baya güzel bölüm olmuş.
Diğer üçlüyü tanımıyorum, bu ‘Soğuk espri savaşı’ formatını bu şekilde her gelen konuğa yapıyorlar mı bilmiyorum ama muhtemelen yapıyorlardır diye düşünüyorum. Haliyle konuklarından daha becerikli olmalılardı bu konuda diye düşünüyorum ama değillerdi yani. Emre Karayel’e yaptıkları ‘1 Kadın 1 Erkek’ atakları fena değildi sadece. Onun dışında çok zayıf kaldılar. Hele o şapkalı olan baya baya beceriksizdi. Ru üçlüsü, deplasmana gidip iç sahada gibi sahaya çıkan Türk milli takımı havasındaydı. Diğer ikisi de gayet iyiydi ama Emre Karayel daha bir sivrildi diyebilirim bu arada. Karakteristik yapısında önemli bir yer kaplıyor sanki bu soğuk espri olayı onun. Bıraksalar bir 20 dakikayı daha tek başına götürürmüş sanki. Meryem, yine çok doğal, çok egosuz, çok tatlıydı bu arada. Burak’ın enerjisini de sevdim. Olur yani bu çocuk. Yürür gider muhtemelen bu diziden sonra.
S01E07
Son 2 bölümden daha iyiydi kesinlikle. Daha bir RU idi çünkü.
*‘Çok beklersen hayat da kayıyor.’
Doğru söze ne hacet? Bu kampçı ikili bölüme renk kattılar bence. Ben olsam Reyan gibi ‘Erkek arkadaşlarınız var di mi?’ gibisinden saçma sapan bir soru sormazdım. ‘Çift misiniz?’ diye sorardım. Kızlar da Ryan’ın sorusunu geçiştirdiler zaten. Bana geçen hissiyat, kanka değil çift oldukları yönündeydi.
*Mola vere vere orada mı verdiniz cidden? Allah sizi kahretmesin! Yolu tavuk kümesine düşen tavus kuşu gibi görünüyordunuz orada.
*Mutfağın böyle bir temizliğe/yarılanmaya ihtiyacı vardı sezon başından beri zaten. Beni rahatsız etmedi. Aksine hoşuma gitti.
*Son sahne: Oğlum o nasıl bir tepkiydi? Bir küçük pasta ya da başka bir tatlı falan alıp gelirsin içerden diye bekledim ama … Çoğu zaman süpersin de bazen cidden çok garipsin.
– Aklına gelen başına gelirmiş tipi bir bitişti. Onun dışında soft bir kapanış oldu aslında. Haftaya bölüm var deseler niye demem.
Aslında Reyan dediği gibi gidip çocuğu başka yerde doğursa, Uzer üniversiteyle hayatına devam etse ve birkaç yıl sonra yolları İzmir’de tekrar kesişse çok mu klişe bir devam olurdu?
Bu dediğim de Uzer’in annesi hayattaymış gibi davranmasını boşa çıkaracaktı tabii. Ama hiç kimsenin sezon boyu anneden bahsetmemesi, kadının ev dışı hiç ortaya çıkmaması derken biraz belli ettiler tabii.
E peki şimdi ne olacak? Sona doğru mektubu buruşturan Reyan’ın gideceğini zannedemedim mesela. Mektupta dedikleri de karıştı haliyle. Diyelim ki bırakıp gitmedi + Uzer’e bir şekilde gerçeği söyleyip kriz geçirtip doktora bağlasalar + sonrasında elbet bebeği de doğurdu derken… Aman gerisini de kendileri kursunlar.
– Sezonla ilgili herhalde gözüme batan tek nokta Emir’in ölmeyen bölüm sonu canavarı gibi zırt pırt ortaya çıkıp durmasıydı. Bir noktada dursalar iyiydi.
– Meryem Uzerli başta olmak üzere kadrodan/ekipten razıyım. En azından son döneme oranla izlenesi bir iş çıkmış bence. Umarım 2. sezon gelir.
S01E08 (Sezon Finali)
Reyan’ın ‘Bindik bir alamete, gedeyoz kıyamete!’ bakışı atıp fikrini değiştirmek zorunda olduğunu hissettiği bir sahneyle kapattık sezonu. ‘Haftaya son bir bölüm daha var!’ deseler şaşırmazdım ben de. Cidden öyle bir kapanıştı hissiyat olarak.
*Alkış şarttı.
*Gonca Vuslateri de fiilen teşrif etti bu bölüm nihayet. Baya da renk kattı hatta.
*’Mete is on fire’ bölümüydü. Üzerindeki o konuşulmamış Deniz toprağını atıp silkelenince mutlu oldu, kendini buldu çocuk. Bir yandan Mete, bir yandan Gonca Vuslateri’nin karakteri … (Mete’ninkiler daha iyiydi bu arada.) Soğuk esprilerin havada uçuştuğu ama eğlendirdiği de bir bölüm oldu.
Mekan, zaman, oyuncular, karakterler, hikaye, sunum, diyaloglar … Her şeyiyle memnun etti bu dizi beni. İyi ki çekmişler cidden. Emeği geçen herkesin eline sağlık. Umarım bizi boynu bükük bırakmazlar ve o aç bilaç bekleyeceğim 2. sezonu da çekerler hızlıca.
Ben bu dizideki magazinin farkında değildim valla. Yeni öğrendim. Keşke bunları bilseydim diziyi izlemeye başlamadan önce. Biraz daha farklı gözle izlerdim ikilinin sahnelerini.
Burak Berkay Akgül, ilk dizisi konumundaki 2020 yılı yapımı Maria ile Mustafa dizisindeki rol arkadaşı olan Hira Koyuncuoğlu ile aşk yaşamaya başlamış o vakitlerde. 3 sene sürmüş çiftin ilişkisi. Sonrasında 2023 yılının Eylül ayında Safir dizisi başlamış. (Çekimleri birkaç ay önce başlıyor tabii.) Çekimler devam ederken de hala sevgili tabii Hira Koyuncuoğlu ile. Ama dizinin başladığı ay ayrılıyorlar. Çıkan haberlere göre ayrılık sebebi çekimler sırasında buradaki rol arkadaşı Özge Yağız ile yakınlaşmasıymış Burak Berkay Akgül’ün. Hira, ihanet iddialarını yalanlamamış. Hatta, onaylarcasına bir kısa açıklama yapmış. Özge ise yalanlamış hemen tabii. Çok geçmemiş ve sevgili olmuş tabii Burak ve Özge ve hala da beraberlermiş. Dizi, geçen yaz çekilmişti tanıtım yazısında da bilgisini verdiğim üzere. O vakitlerde hala Hira-Berkay birlikteler. Galası ise bu sene yapıldı ve tüm bu olayların üstüne köşe kapmaca oynamışlar doğal olarak galada ikili. Durumlar böyleyken böyle. Yani ola ki 2. sezon olursa Hira Koyuncuoğlu’nun 2. sezonda olacağını zannetmiyorum bu kadar olayın üstüne.
– Ben bunları biliyordum. Ve evet, bilerek izlemesi daha zevkliydi. Ama burada bahsetmek aklıma gelmedi.
– Dönmemesi de ayrı saçma yalnız. Ha tabii isterlerse üniversite üstünden bağlarlar da normalde dizi tanrıları izin falan vermez.
Hira Koyuncuoğlu demişken; bu nasıl bir kariyer hamlesi diye sorarlar kadına? Bir insanın Ru’dan sonraki ilk dizisi bir gündüz dizisi olur mu lan? Kariyer intiharı resmen. Hayır, yalnız kalmasın diye Sema Öztürk, Gökçe Yanardağ, Suat Sungur, Mert Yavuzcan gibi tanıdık oyuncular da iliştirmişler yanına ama yine de…
Ben yine salça oluciğim.
Bu dizi genel olarak bir acayip. Yani Birand Tunca ya da üstte bahsi geçen kimi oyuncular da gelip gündüz dizisinde oynayacak isimler değil normalde. Zaten ucuz olsun diye tanınırlığı sıfıra yakın insanlar seçiliyor, orada pişip tanınınca başka dizilere geçiyorlar. Kanal 7’dekiler böyle mesela.
Birisi bunun için “100 bölüm çekip çıkacaklar gibi duruyor, maksat yurt dışına pazarlamaya da içerik olsun zaten,” demişti. Bizim günlük dizileri bayağı seviyorlar. Hem primetime gibi bölmüyorsun da, bölünmüş geliyor. Dahası Kanal D’deki bir günlük dizinin 500+ bölüm sürdüğünü hayal edemedim.
Ben bir de ekstradan Fatih Aksoy etkisi diyorum. Çok uzun da sürmeyecekse gir-çık yapmak işlerine gelebilir. Hem yine de aldıkları para fena değildir. Sonuçta günlük dizide tanınırlığı olan kişileri toplamak yapımcı/kanal tercihi de aynı zamanda.
2. sezon gelecek ve çekimler önümüzdeki aylarda başlayacak olabilir.
(Burak Berkay TV’ye yeni dizi yaptığına + Meryem Uzerli de aynı şekilde bir başkasıyla anlaştığına göre normal şartlarda yazı kastediyorsunuz yani. Ok.)
Aynen. Mayıs-Haziran’dan önce olmaz o çekimlere başlanma işi. İptaller peşi sıra gelmezse tabii. Ha sarksın da zaten o vakte. Kışın çekilecek bir sezon istemem ben de. Ru, Ru olmaz o şekilde.
2. sezon çalışmaları başlamış.
(Story, Taylan Yapıcı’nın)
Evet.