Slow Horses – Tanıtım
68 yorum Vesper 23 Nisan 2022 08:25
Yeni dizileri gittikçe daha popüler olan Apple TV+ 1 Nisan 2022 tarihinde yeni casus dramasını yayınlamaya başladı.
Not 1: Dizinin ilk 6 bölümü, 2010 yılında Mick Herron tarafından aynı adla yayınlanan romandan uyarlanıyor. Uyarlayan kişi ise Veep dizisinde çalışan Will Smith (evet tokat skandalı sonrası Oscar alan Will değil)
Justified ve The Americans dizileri ile tanıdığımız Graham Yost dizinin yürütücü yapımcıları arasında öne çıkıyor. Penny Dreadful ve Genius gibi dizilerde çalışmış olan James Hawes ise dizinin 6 bölümünü yönetiyor. Dizinin müzikleri Daniel Pemberton, Toydrum (The Afterparty ve Being the Ricardos) ikilisinden. Sinematografi ise Danny Cohen (Les Miserables ve The King’s Speech) isminden geliyor.
Konusu:
Dizi, ilk bölümünde bize İngiliz İstihbarat Teşkilatının bir parçası olan Slough House’u tanıtmaya başlıyor. Teşkilatın bir parçası ama utanç kaynağı olmaktan öteye gidemiyor. Teşkilatta göz önünde olması istenmeyen çalışanlar, ceza olarak Slough House binasına atanıyor. Görevden atılmayı gerektirmese de utanç içeren hataları yapanlar, beceriksizlikleri tüm teşkilatın diline dolananlar bu binada resmi göreve başlıyor. Hatta bazıları yıllarca binada kalmaya devam ediyor. İstihbarat birimlerinin verdiği kendilerine yakıştırmadıkları küçük işleri yapan bu isimlerin, sıkıcı görevler karşısında isyan edip mesleklerinden istifa etmeleri hedeflerden biri. Kısaca istihbarat biriminde çalışmayı hayal eden herkes için kabus niteliğinde, utanç veren bir bina.
Dizinin açılışında çömez River Cartwright’ın bu ekibe dahil olduğunu görüyoruz. Çünkü MI5 görevlisi River, bir suçlu takibi sırasında çantasında bomba taşıyan şahsı kaybediyor. 1. bölümün ortasına geldiğimizde River’ın metroda bombayı patlatıp yüzlerce kişinin ölümüne sebep olan suçluyu durduramadığı için o binada olduğunu sanıyoruz.
Bir şeylerin yanlış olduğunu hissederken bölümün ortalarında River’ın aslında bir test operasyonunda görevli olduğunu öğreniyoruz. Yani patlayan bir bomba yok fakat yapılan hatanın büyüklüğü nedeniyle River teşkilatın istenmeyen ismi ilan ediliyor. River, eski görevine geri dönmek için çabalarken İngiliz vatandaşı Hassan Ahmed’in ırkçı bir örgüt tarafından kaçırıldığı haberi geliyor. Bu olay ile birlikte Slough House yıllar sonra ilk kez bir olayın merkezinde yer alıyor.
Jackson Lamb (Gary Oldman): Jackson Lamb, İngiliz istihbaratında efsane olarak anılan bir isim. Bu nedenle dizi başladığında, neden Slough House gibi bir çöplüğün başında olduğunu merak ediyoruz. Karakter ile biraz zaman geçirince bu görevden hiç de rahatsız olmadığını fark ediyoruz. Hatta yaşam tarzı düşünüldüğünde kendisine mükemmel bir görev bulmuş gibi görünüyor.
Elinden içki şişesi düşmüyor ve nasıl giyindiği, nasıl göründüğü konusunda insanların ne düşündüğünü umursadığı söylenemez. Her gün, kendisi için çalışan beceriksizlere, işe yaramaz görevler vermekle geçiyor. Teşkilatın utanç kaynağı olan isimlere ise en sıkıcı ve en zor görevleri ayırıyor. Bunu yapmaktan gayet keyif aldığını da belirtmek gerek.
River ise MI5’tan Slough House’a giriş yaptığı andan beri Lamb’in bir numaralı kurbanı oluyor. Çünkü Lamb, dedesinin torpiliyle teşkilatta kalmayı başaran River’a bunun bedelini ödetmeye çalışıyor. River’ın kaçırılma olayını kendi başına çözmeye çalışması tüm ekibi tehlikeye atınca Lamb’in yeteneklerine ihtiyaç duyuluyor. Oscar ödüllü tecrübeli isim, uzun süre sonra dizi dünyasına döndü. Kendisini Mank ve The Dark Knight gibi ünlü filmlerinde izleyebilirsiniz.
River Cartwright (Jack Lowden): Ceza olarak Slogh House’a yerleştirilen River, yaşanan olay konusunda hatalı olmadığını savunsa da kimseye kendini dinletemiyor. Hatta kariyeri o kadar büyük bir tehlike içine giriyor ki MI5’taki mesleğine devam edebilmek için teşkilatta saygı duyulan dedesinin desteğine ihtiyaç duyuyor. Birkaç ay sonra eski görevine döneceğini hayal eden River, altı ay sonunda geri dönüşün olmadığını fark ediyor. Aktörü War and Peace ve The Long Song mini dizilerinde bulabilirsiniz. River Cartwright’ın dedesi David Cartwright rolünde Jonathan Pryce’ın da kadroda olduğunu belirtelim.
Sidonie ‘Sid’ Baker (Olivia Cooke): Yetenekli bir MI5 ajanı olan Sid’in neden o binadaki işe yaramazlar ile birlikte olduğunu kimse bilmiyor. O isimlerden neden farklı olduğunu her fırsatta gösteriyor. Hatta herkese karşı acımasız davranan Lamb bile Sid’e saygı duyuyor ve önemli görevleri ona teslim ediyor. Sid’in ofiste en fazla keyif aldığı şeylerden biri de River ile uğraşmak. Bu yüzden ikili arasında zamanla bir bağ oluşuyor.
Kariyeri yükselişte olan genç ismi Bates Motel ve House of the Dragon dizilerinde izleyebilirsiniz.
Diana Taverner (Kristin Scott Thomas): Taverner, teşkilattaki üst düzey isimlerin başında geliyor. ‘Second Desk’ kodu ile anılan operasyon bölümünün başında yer alıyor. River’ın görevden alındığı operasyonda da yer alan isimlerden biri. Taverner’ı izlerken River ile aralarında başka bir husumet olduğunu hissedebiliyoruz. Pakistan uyruklu bir İngiliz vatandaşının ırkçı bir grup tarafından kaçırılması Taverner’ın görev alanına giriyor. Hatta Taverner bu durumu birçok açıdan fırsat olarak görüyor. Tıpkı Oldman gibi yıllar sonra dizi dünyasına geri dönen ismi The English Patient ve The Invisible Woman filmlerinde bulabilirsiniz.
Catherine Standish (Saskia Reeves): Standish, Lamb’in asistanı olarak görev yapıyor. Her anlamda zor bir iş. Lamb’in kişiliği, yaptığı acımasız yorumlar ve yaşam tarzı Standish’in işini o kadar zorlaştırıyor ki başka birisinin bu göreve tahammül edemeyeceğini düşünüyoruz. Dizi ilerledikçe Standish’in geçmişinde Lamb’in kritik bir rol oynadığını fark ediyoruz. Kendisini Us ve Roadkill dizilerinde izleyebilirsiniz.
Dizinin geri kalan kadrosuna buradan ulaşabilirsiniz.
Not 2: Dizinin 2. sezon onayını aldığını da söyleyebiliriz. Covid ertelemesi sonrası 12 bölüm arka arkaya çekildiği için ilk başta sezon uzunluğu konusunda karar verilememişti. Geri kalan 6 bölüm Mick Herron’ın ikinci romanı olan Dead Lions kitabından uyarlanacak.
Tırıvırı Bilgiler (Trivia)/Röportajlar:
- Gary Oldman, kariyerinde ilk kez bir dizide düzenli olarak rol alıyor. Kariyerinin başlarında ve sonrasında Friends gibi dizilerde konuk oyunculuğu mevcut. Oldman, rolü kabul etme sebepleri arasında James Bond’un olmadığı, daha sıkıcı görünen bir teşkilat yapısının olmasının etkili olduğunu söylüyor.
- Mick Jagger, dizinin jeneriğinde kullanılan Strange Game şarkısının sözlerini dizi için yazmış.
- Yıllar sonra TV’ye dönen tecrübeli isimler Gary Oldman ve Kristin Scott Thomas röportajı. Olivia Cooke ve Jack Lowden. Gary Oldman ve Jack Lowden röportajı.
Yayınladığı yeni diziler ile önemli bir çizgiyi tutturan Apple TV+, Slow Horses ile de hayal kırıklığı yaratmıyor. Slow Horses aksiyon dolu, hareketli bir dizi değil. Hatta bir kaçırılma olayını izliyor olsak da dizi daha çok İngiliz İstihbaratının belli birimleri arasındaki rekabet üzerinden ilerliyor. Burada çok değişik bir karakteri canlandıran Gary Oldman’ın başrol oynadığı Tinker Tailor Soldier Spy filmini zaman zaman andırdığını da düşünüyorum. Ayrıca Oldman ile Kristin Scott Thomas arasındaki uyum/rekabet de çok iyi yansıtılıyor.
Dizinin ilk bölümleri sonrasında keşke tüm bölümler gelseymiş hissini veriyor olması da dizinin artıları arasında. Son olarak, yardımcı karakter/başrol kısmındaki Jack Lowden ve Olivia Cooke’un da güzel bir iş çıkardığını düşünüyorum. İzleyecek olanlara iyi seyirler dilerim.
Not 3: Dizi daha önce bu yazının altında konuşuluyordu.
yorumlar
2×06 / Sezon finali üzerine:
İlk sezona göre hikaye bazında daha iyi iş çıktığını düşünüyorum. Yine profesyonel birinin bulaşmayacağı yollara girdiler ama bu ekibin böyle olduğunu kabul ettim sayılır.
Sezonun konusunu finalde bayağı toparladılar ama zaten 3. sezon onayı da vardı nasılsa dizinin. Kapanışta fragmanı yayınladılar hatta. Tahminen 3’te bitecek ama kendileri bilir.
Bu ekiple bir sezona daha varım. Thanks.
@aytackara: 4. sezon onayı da var.
Biz bunu @Siyah Giyen Adam ile halledince ben burayı unutmuşum tabii. Ben 2+3 diye hatırlamışım.
Bizim listeye girince önlere alıp ilk sezona daldım dizinin. Gayet güzel bir casusluk öyküsü olmuş bana kalırsa da. İkinci sezonu da kısa sürede hüpletirim. Leziz tadında güzel bir iş, ama tabii yılın enlerine koyar mıyım bilemedim ikinci sezonu daha da beğenirsem olabilir.
İlk sezon ortalama bir hikayeye sahipti ama karakteri sevdiğimden diziyi de sevmiştim. 2. sezon anlatılan hikaye daha iyi olunca dizi yükseldi. Oldukça keyif alarak izledim.
İlk sezon
Bekliyoz 3. sezonu.
Bu arada 3. sezon çekimleri bitmiş.
Sope Dirisu (Gangs of London): İstanbul’daki İngiliz büyükelçiliğinin eski güvenlik şefi Sean Donovan’ı canlandıracak.
2. sezonu da bir çırpıda bitiriverdim. İlk sezonun üstüne çıktı bana kalırsa da keyifliydi izlemesi, Apple ın eli yüzü düzgün dizilerinden kesinlikle. İyi bir ajan dizisi olduğunu düşünüyorum. Sezonların bitiminde de gelecek sezonda ne olacağını göstermeleri güzel oluyor böyle planlı programlı dizileri seviyorum. En azından bildiğimiz şimdilik iki sezon daha izleyeceğimize sevindim.
8/10
ilk sezona başladım ama çok sıkıcı bir konusu var. başta dandik işlere görevlendirilen cezalandırılmış ajanlar konusu çok hoş gelmişti. ama daha ilk bölümün sonundan ekibimizi önemli işlere sokacaklarını belli ettiler. anlaşılan ana ekibin çözemediğini bizim ıskarta ajanlar çözecek. sırf ana 3 karakter hoşuma gittiğinden devam edeceğim.
30dk bölüm süreleri bu dizinin işine çok yarardı.
ikinci bölümün sonunda olanın orada öyle kalacağını öngörememiştim bekle bekle derken sezonun sonu geldi. meğer bu kadarmış. benim için önemli bir izleme sebebiydi. sezondan pek keyif almadığımı düşünürsek benden bu kadar.
2. sezonun daha iyi bir sezon olduğunu söylemeliyim.
Yine ilk sezon kadar iyi ve sağlam bir sezondu. Senaryodaki zigzaglar epey hoştu. Gary Oldman yine döktürdü, diğer oyuncular da üstlerine düşeni yaptılar. Sezonun öyküsü de ilgi çekiciydi bence.
Şu dizinin uyarlandığı kitap serisinin ülkemizde yayımlanmaması cidden eksiklik. Son dönemin en sağlam ajan serilerinden…3.sezon da iyi olacak gibi, sonbaharda yayınlarlar artık.
++
Hugo Weaving, Joanna Scanlan, Ruth Bradley, Tom Brooke, James Callis
Yavaş yavaş, tadını çıkararak izleyip erdim finale. Bence de ilk sezondan daha iyiydi. Keyifle seyrettim. 3. sezon fragmanını görmek de bir yaşasın hissi doğurdu tabii. Ama yine bekleriz bi süre herhalde.
Slow Horses grev ihtimaline karşılık birlik üyesi oyuncuların sahnelerini öne alarak çekim yapmış
Strateji desen var.
Ajan sonuçta adamlar, biliyorlar ne olacağını.
Valla helal, kafalar süper
yuh!
3. sezon first luklar
Season 3 Official Trailer
Keyifle takip ettiğim heyecan ve merakla beklediğim dizi nihayet geliyor
Bunca senedir Ankara’da yaşayan birisi olarak hiç haberim yoktu. (301)
Özlemişim diziyi.
İlk 10 dk. içinde olanlar alışılmadık kaçtı sayılır. Jackson’ın son saniye söyledikleri misali başka bir yere bağlayacaklar ama du’ bakalım.
Not: En azından Türkçe bilen birilerini bulup kullanmalarını sevdim.
“Stadyumu” diye gördüğümüz yerde tabelanın kalanı bilerek kapatılmış gibiydi. İstanbul’u pek bilmediğimden tam olarak neresi, yoksa sahiden uydurdular mı anlamadım. Gerçi bu kadar sahne için niye gelesin?
Belki de gelmedikleri için bilerek uydurma bir isim seçmemişlerdir ya da hoş olmayan şeyler dönüyor görüntüsü mekanda kalmasın diye özellikle sansürlemişlerdir, kim bilir.
Stadyum, Galatasaray’ın Rams Park’ı ama önceden Nef Stadyumu diye geçiyordu. Belki sponsor değişirken çekmişlerdir sahneleri. Belki de reklam topuna girmek istememişlerdir. Orasını bilemedim.
Benim tek itirazım belki şu olurdu: Kadın ajan, Karaköy’de inmişti tekneden. Oradan stada akşam trafiğiyle en az 1 saat sürerdi. Gerçi o kadar da olur.
Ok. Thanks.
Toplamda 10 dk.ya yayılan sahneler, az da değil ama bunun için ülke değiştirdilerse takdir edebilirim, evet. Kapanış jeneriğine bakmak aklıma gelmedi, bakayım. Hatta Twitter’a da yazayım bunu o zaman.
Çekimleri de NEF olduğu dönemde yapmışlardır o zaman. Sponsor topuna girip telif gerektirecek bir şeye girmelerindense bu yol daha kolay olabilir. Zaten “Elini kolunu sallayan birisi stada girdi, neler yaptı; hatta az biraz sonra da kadın ölüverdi.” denmesin diye düşünmek işime de geliyor sanki “Buyurun çekin ama adımız gözükmese daha iyi olur,” demiş olabilirler. O kadarına hakları vardır herhalde.
Trafik meselesine de pek şaşıramadım. Bizim yerli diziler bile bu konuda meh seviyesinde… Bu detayı kim ne yapsın – yabancı izleyici fark etmez bile durumu var sayılır. Bence yabancı ekibin kendisi bile durumdan haberdar olmayabilir ^.^
3. sezonun ilk iki bölümünü izledim, gayet güzel bölümlerle dönmüşler. Diziyi özlemişim.
beklemiyordum.
İsmiyle tezat dört nala devam ediyor. İşler kızışacak…
1×05
Evet,
Standish,
Zaten kısa olan sezon bir çırpıda bitiverdi ama başladığı gibi, çizgisini bozmadan hatta seviyeyi yükselterek. Sezon finalinde tek içime sinmeyen şey Cartwright’ın dedesiyle sahnesiydi. Gerekli miydi bilmiyorum, önümüzdeki sezonda dedesinin günahlarına atıfta bulunacağı için ön hazırlık mıydı onu da bilemiyorum ama final bölümünde çok sırıttı. Tüm sezonu büyük keyif alarak izledim, 4. sezonu merakla bekliyorum. Umarım İngiliz dizilerinde sık sık gördüğümüz gibi yıllarca süren bir iş olur.
3. sezon finalini izledim.
Güzel toparladılar, geçen sezona göre daha güzel gitti hatta. Dizinin sezonlarının 6 bölüm olması da işlerine geliyor muhtemelen, pek sündürmüyorlar. Bu sezonun Jackson Lamb dozu daha fazlaydı, o da yaramış olabilir. Gerçi ben River, Catherine ve Diama dozundan da memnunum.
Sonda 4’ün fragmanı da vardı, onunla da görüşürüz elbet. Gary Oldman’ın daha ne kadar devam etmek isteyeceğinden emin olmasam da gittiği yere kadar devam etme isteğindeyim.
Bu sezon
kavuştu.
4. sezon promosundan
Evet,
3. sezonu bende bitirdim, bana kalırsa ilk iki sezonun altında kaldı ama yine güzel aktığını düşünüyorum. 4. sezonu da merak ediyorum fragmanı merak uyandırdı.
Yakaladığım bazı noktalar;
2. sezonda Rahmetli abimizden kalan bazı elmas yada elmasların Louisa’nın dondurma kabının içinde saklaması başına bir bela geleceğinin ve özellikle kameranın oraya zoom atmasını final bölümüne bir saklanmış malzeme diye düşünmüştüm ancak birşey olmadı fakat ölüme çok yaklaştı. O elmas yüzünden ölecek bence.
Cartwright’ın dosyanın bazı kısımlarını sızdıracağı belliydi, Bu sezon beni en çok hayal kırıklığına uğratan karakterdi, Çok fake yedi. halbuki 2.sezonda daha aklı başında hamleler yapmıştı. Başta Spider fake güzel fakat dosya kısmında yemi yememesi gerekiyordu. Bununla ilgili teorim aslında Iskartalar bölümünün başına geçeceği yönünde bir beklentim mevcut.
Shirley ve Marcus bölümün en iyileriydi bence. Birbirine zıt ama onsuzda yapayan sevgili gibiler. İleride beraber olurlarsa hiç şaşırmam.
Duffy ve ekibinden kurtulduğumuz güzel oldu. Bakalım yerlerine kimler geçecek. Bence gelen gideni aratır.
4.sezon çekimleri tamamlanmış fragman geldiğine göre bu sefer İmaj değişikliğine gidilmiş, Aksiyon tarafına yüklenilmiş ama bende çok heyecan uyandırmadı.
Bu sezon
Season 4 Official Trailer
4×1
Trailer izlemeden daldım bu nasıl bölüm başlangıcı yav
Güzel başladı.
İyi işlenen bir şaşırtmacaydı, bir ara gerildim. Güzel başladı.
Sezon açılışlarında birini harcama trendi yüzünden bir ihtimal dedim. River’ı açıktan göstermemeleri yüzünden belli gibiydi gerçi. Her türlü de fazla iddialı bir hamle olurdu.
İki konuyu birbirine bağlayacaklar herhalde.
İlk bölümde fake atınca piyango gerçekten River’a denk gelir mi diye düşünmedim değil. Oyuncuya yeter gelme ihtimalinden emin olamıyorum. Onun payına “babası” düştü. Piyango ise Marcus’a vurdu. R.I.P.
River’ın dedesini huzurevine yerleştirmesini anlıyorum… da o sahneler iyiydi gerçekten.
Seviyorum bu diziyi. Tabii ki River ve Lamb’i de. 5. sezonda görüşürüz.
@aytackara
5.sezon fragmanı verdiler mi sonda?
Evet.
İyi, sevindim. Bu sezon biraz dağınık gitti ama sona sakladılarsa asıl bombaları, yine iyi iş çıkarmıştır bu dizi.
Evet,
Yalnız
Evet,
River kızamadım valla, zor.
Yeni karakterlerden ufaktan sıyırık JK Coe ve Emma Flyte’ı sevdim.
Dizi inişler gösterse de varlığından memnunum. 10 sezon sürse izlenir.
Evet, güzelce bağladılar; diziye yakışan bir sezon finali oldu. Hugo Weaving, sezonun en büyük artısıydı.
Flyte karakteri bir tek bana mı ‘Bron/Broen’deki Saga Noren’i hatırlattı?… Her an ‘Saga Noren, Lanskrim Malmö’ diyecek diye bekledim
– Şu Harkness’ın elinde madem böyle koz vardı, ne diye Westacres’i River’ın dedesi kendine bağlar diye korktu?
– Marcus zaten saçmalamıştı, çok da üzülmedim ölümüne…
– Flyte’ın arabaya yapılan suikastte, araba farı görmüş tavşan gibi kalması ve iki saat silahını çıkaramaması (herhangi bir hamlede bulunamaması), sezonun en düştüğü noktaydı. Karakterin karizma yerle bir oldu gözümde… Sen nasıl Tazıların başısın? Taverner atar bunu dedim ama atmadı.
– Olivia Cooke bence de gelsin artık…
– Kapüşonlu da bu ekibe fena olmadı, karakter iyi.
– Ho’nun ölüm korkusu güldürmedi değil …
5.sezon da yine sağlam geliyor gibi fragmana göre, bu dizi bir başka cidden…
BBC vakti zamanında buna no demiş.
4. sezon beni doyurmadı ya… 5’i izlerim ama beklentimi düşüreceğim artık.