The Marvelous Mrs. Maisel — tanıtım
108 yorum rpdi 18 Şubat 2018 09:01
Gilmore Girls yaratıcısı Amy Sherman-Palladino, merakla beklenen yeni dizisini geçtiğimiz sonbaharda bizlerle buluşturdu. 8 bölümlük ilk sezonunu geride bırakan dönem/komedi-drama türlerindeki dizi, 8 bölümlük 2. sezon onayını da başlamadan almıştı. Eleştirmenlerin büyük beğenisini toplayan, Altın Küre ve Critics’s Choice başta olmak üzere birçok ödülü toplamaya başlayan The Marvelous Mrs. Maisel ilginizi çektiyse konusundan bahsedelim:
1958 New York City’sindeyiz. Miriam “Midge” Maisel, kusursuz kocası ve iki çocuğuyla hayal ettiği hayata kavuşmuş bir kadındır. Edebiyat okusa da ev hanımı olmaya ve çocuklarını kendi büyütmeye karar vermiştir. Kocası Joel başarılı bir iş adamı olmasının yanı sıra geceleri küçük stand-up şovlarına çıkıp komedyen olmak için uğraşmaktadır. Midge de onu desteklemektedir fakat Joel’un kendininki gibi pazarlamaya çalıştığı esprilerini aslında komedyen Bob Newhart’tan arakladığını fark eder.
Bir gece, başarısız geçen bir gösteri gecesinin ardından Joel, sekreteriyle onu aldattığını itiraf eder ve Midge’i terk eder. Camiiada saygın yere sahip Yahudi ailesinden destek uman Midge, ayrılıktan kendinin sorumlu tutulduğunu görür. Ailesi onun hislerinden çok komşuların hakkında ne konuşacaklarını dert etmektedir. Çaresiz ve sarhoş Midge, Joel’un çıktığı sahneye bir anda kendini atar ve kendi mizahi üslubuyla hayatında yeni patlak veren krizle ilgili içinde ne var ne yoksa seyirciye boşaltır.
İzleyici onun bu hoş olmayan durumuyla eğlenmiştir. Fakat gecede bir takım terslikler olur ve Midge kendini kodeste bulur. Burada düşünmek için uzun bir zamanı vardır ve bu sırada seyirciyle iyi bir iletişimi olabileceğini, komedyenlik işinde başarılı olabileceğini fark eder.
Ana karakterlere ve oyunculara göz atacak olursak…
Midge Maisel
4 yıldır rüya gibi bir evliliğe ve yaşama sahip Midge, 1950’lerin ideal Amerikan kadını modelinin kusursuz bir örneğiyken hayatı birden tepetaklak olur. Bir kadın olarak komedyenlik yapmanın bütün olumsuzluklarına rağmen bu işe soyunarak hayatında yeni bir şeyler yapabilmek, toplumun onu koyduğu kalıptan kurtulmak ve tam anlamıyla kendini bulmak istemektedir.
Karakteri House of Cards ile dikkat çeken, The Blacklist ve Manhattan gibi dizilerde de yer alan Rachel Brosnahan canlandırıyor.
Joel Maisel
Joel, Midge ile üniversitede tanışmıştır ve çok kısa bir süre içinde evlenmişlerdir. Öğrencilik yıllarından beri Midge’in komedi dünyasına olan ilgisini artırmıştır. Bu zamana kadar Midge’e komedyenliği ciddi olarak düşündürdüğünü hissettirmemiştir. Karısı şovlar sırasında küçük notlar almakta, hobi olarak bunları tartışmakta ve Midge de onun kendini geliştirmesine yardımcı olmaktadır.
Karakteri Rescue Me ve Boardwalk Empire gibi dizilerde boy gösteren Michael Zegen canlandırıyor.
Susie
The Gastlight adındaki mekanda çalışmaktadır. Midge ile tanıştığında onu komedyenlik içgüdülerinin peşinden gitmesi için ikna eder. The Gaslight Cafe’de sahne alabilmesi için yardım eder ve zamanla çok yakın arkadaşlarından biri olur.
Karakteri Gilmore Girls ve Getting On gibi dizilerde izlediğimiz Alex Borstein canlandırıyor.
Rose –Abe Weissman
Midge’in Yukarı Doğu Yakası’nda yaşayan varlıklı anne-babası. Babası Matematik profesörüdür. Annesi Rose ise aile imajına önem veren bir ev hanımıdır. Kızlarını evliliğinden vazgeçmemesi için ikna etmeye çalışırlar.
Monk’tan Tony Shalhoub ile Two and a Half Men ve Speechless gibi dizilerde yer alan Marin Hinkle, karakterlere hayat veren isimler.
Zengin yan karakteriyle ve konuk isimleriyle dikkat çeken dizinin kadrosunun tamamına şuradan bakabilirsiniz.
Amy Sheman ile Dan Palladino’nun kalemine hayran; 1950’ler-60’lar atmosferine, dekoruna, kostümlerine aşık biri olarak merakla beklediğim, büyük hevesle izlediğim bir dizi oldu Maisel. Lorelai Gilmore gibi ta-ta-ta-ta konuşan tatlılık abidesi ana karakteriyle, mizah anlayışıyla Gilmore Girls tadını hafif hafif hissettiğim, diğer konularda da tatmin edici bulduğum ve rahatlıkla tavsiye ettiğim bir dizi olduğunu söyleyebilirim. Sezonlar ilerledikçe izleyenlerin daha çok ısınıp bağlanacağı kült bir yapıma dönüşememesi için şimdilik bir sebep yok.
Seyredecek olan herkese iyi seyirler…
Yazardan konu dışı bir not:
Bu yazı aynı zamanda sitedeki 200. bildirim oldu. Bugüne
kadar yazılarımı okuyan, beğenen ve yenilerini yazmam
için beni motive eden herkese teşekkür ederim.
yorumlar
200. bildiri hayırlı olsun. Daha nice bildirimlere
Amy Sherman-Palladino dizisi olduğunu duyduğumdan beridir izlemeyi düşünüyorum. Dönem dizilerini seven biri olarak boş bir vakitte izleyeceğim.
Tanıtım için teşekkürler, eline sağlık.
Vayyy 200. bildirin hayırlı olsun @rpdi, darısı bizim de başımıza inşallah. :))
Diziyi ben çok sevdim, Midge ve Susie ikilisi bölümler geçtikçe daha iyi oynamaya başladılar, zirveye çıkarttılar rollerini. Geçen sezonun iyi işlerinden biri olduğunu düşünüyorum. Devamını da merakla bekliyorum. :))
Nice bildirimlere @rpdi
İlk sezonun başından hayli memnun kalkmıştım. Çok tatlış bir dizi, Gilmore Girls’te olduğu gibi de çeneleri çok düşük. Nefes almıyorlar konuşurlarken.
Nice bildirimlere. Eline sağlık.
Diziyi ben çok çok beğendim. Rachel Brosnahan epey tatlı oynamış.
Nice niceeee bildirimlere @rpdi!
Fazlasıyla merak ettiğim bir dizi ama bir türlü zaman bulup izleyemedim. İlk fırsatta gireceğim.
Merakımı fazlasıyla arttıran bu güzel tanıtım yazısı için de ayrıca teşekkürler
Bi 200 daha görme dileğiyle…
@rpdi Ellerine sağlık emeklerine bereket. Umarım bi bu kadar daha yazacak takatin, motivasyonun ve zamanın olur.
Diziyle ilgili daha önce şurada yazdığımı yapıştırarak kolaya kaçayım:
The Marvelous Mrs. Maisel‘ın ilk sezonunu bitirdim ve çok sevdim.
Vasat bir beklentiyle oturmuştum başına ama içten içe sevesim vardı bu diziyi. Posterlerinden, kadından ötürü filan. Beklediğimden daha renkli, eğlenceli bir iş buldum karşımda. 50-60’ların kadınlarına zaten hasta olan bünyemi müthiş doyurmasının yanında, hem konu, hem işleniş, hem dönemin kadın sorunlarına dokunuşu ile fethetti gönlümü. Üstüne Rachel Brosnahan’ın cidden döktürmüş oluşu, Tony Shalhoub’un canlandırdığı babaya bayılışım ve üstte necdetcem’in de dediği gibi Susie/Miriam müthiş diyalogları sayesinde sağlam sardırdım diziye.
Ara ara “ya acaba Gilmore Girls izleyenlere önersem mi?” dediğim oldu. (GG yaratıcısının elinden çıktığını bilmiyordum, demin farkettim.)
Güzel zaman geçirmelik, tempolu bir komedi-drama (komedisi biraz daha ağır basan cinsten) olmuş. Bence tatlış bir dizi peşindeyseniz kesin deneyin.
Bu Gilmore Girls epey övülüyor, var mı o kadar hakikaten?