The Society, Netflix’in 10 Mayıs 2019 tarihinde izleyiciyle buluşturduğu bir drama dizisi. Gençlik draması, psikolojik gerilim, gizem ve bilim kurgu ögelerini harmanlayan dizinin yaratıcısı, Party of Five’ın yaratıcılarından biri olarak tanıdığımız Christopher Keyser. Ona yazar masasında Qui Nguyen ve Anna Fishko; yapımcı koltuğunda ise Marc Webb ve Pavlina Hatoupis gibi isimler eşlik etmiş. Webb, ayrıca dizide yönetmenlik de yapmış.

Proje ilk olarak Showtime’a önerilmiş 2014 yılında. Showtime projeyi karakterlerin kendileri için çok genç olmasını gerekçe göstererek pas geçmiş. Proje yıllar sonra Netflix’e yar olmuş.

The Society‘nin ilk sezonu 10 bölümden oluşmakta. 2. sezonu olup olmayacağı henüz belli değil. Dizinin bölüm süreleri 49-61 dakika arasında değişmekte.

West Ham isimli, son dönemde rahatsız edici ağırlıktaki kokusuyla nam salmış bir kasabadayız. Kasabadaki lisede eğitimlerine devam etmekte olan 16-18 yaşları arasındaki 5 otobüs dolusu genç, kamp yapmak üzere 1 haftalığına kasabadan ayrılırlar. Gençlerimiz için bu yolculuk yağmurlu bir gecede uyku modunda devam ederken otobüslerinin kasabaya geri döndüğünü görürler uyku sersemi bir şekilde. Otobüs şoförlerinden biri kaya kayması sebebiyle yolun kapandığını ve eve geri dönmek zorunda kaldıklarını söyler gençlere. Tüm yolcular indikten sonra otobüsler orayı terk eder. Gençlerimiz olayı anlamlandırmaya çalışırlarken onları çok daha kafa karıştırıcı bir şey beklemektedir. Kasabada onlardan başka hiç kimse bulunmamaktadır. Televizyon, internet, radyo vb. iletişim araçları çalışmamakta, cep telefonlarıyla ise sadece kasaba sınırları içerisinde iletişim kurulabilmektedir. Büyük gizem bulutu bunlarla da sınırlı değildir. Kasabadan çıkış yapılabilecek yollar da artık yerinde değildir.

Gençlerimiz bir yandan içine düştükleri bu gizemli durumu anlamlandırmaya çalışacaklar bir yandan da sıfırdan toplum nasıl olunur onu çözmeye çalışacaklar. Düzen mi hüküm sürecek yoksa kaos mu? İnsanoğlunun ilkel yapısı bu şartlarda ne kadar ve ne derece saklı kalabilecek? Hayatta kalmak mı daha önemli yoksa özgürlükler mi? Bunlar vb. sorular ve cevapları üzerine modern bir bakış açısı getirmeye çalışacak dizimiz sezon içerisinde.

Dizinin genç oyuncu kadrosundan da kısa kısa bahsedecek olursam;

-Dizinin merkez karakterlerinden Allie rolünde Gary Unmarried, Supernatural ve Big Little Lies gibi dizilerden tanıdığımız Kathryn Newton‘ı izleme fırsatı yakalıyoruz.

-Allie’nin insanları yönlendirmeyi seven ve ağzı iyi laf yapan ablası Cassandra rolünde Legion ve Fargo dizilerinden tanıdığımız Rachel Keller karşımıza çıkıyor.

-Allie ve Cassandra’nın sorunlu kuzeni Campbell rolünde Romper Stomper dizisinden anımsanabilecek Toby Wallace‘ı izliyoruz.

-Campbell’in pek anlaşamadığı, sağır ve eş cinsel erkek kardeşi Sam rolünde Switched at Birth dizisinden tanıdığımız Sean Berdy karşımıza çıkıyor.

-Campbell’ın gözüne kestirdiği okulun çekici asosyal kızı Elle rolünde Will dizisinden hatırlanabilecek Olivia DeJonge‘u izleme fırsatı yakalıyoruz.

-Okulun yakışıklı ve popüler zengin çocuğu Harry karakterine Alex Fitzalan hayat veriyor.

-Harry’nin sempatik kız arkadaşı Kelly rolünde The Truth About the Harry Quebert Affair dizisinden hatırlanabilecek Kristine Froseth‘i izleme fırsatı elde ediyoruz.

-Allie’nin en yakın arkadaşı olan ve gizliden gizliye Kelly’den hoşlanan Will karakterini Jacques Colimon canlandırıyor.

-Kasabanın din adamının kızı olma kimliğiyle öne çıkan Helena rolünde Natasha Liu Bordizzo‘yu izliyoruz.

-Cassandra’ya aşık zeki bir çocuk olan Gordie rolünde José Julián‘ı izliyoruz.

-Sam’in en yakın arkadaşı Becca rolünde Pamela Adlon‘ın kızlarından biri olan Gideon Adlon karşımıza çıkıyor.

-Okulun Amerikan futbolu takımının oyun kurucusu olan ve aynı zamanda Helena’nın erkek arkadaşı olan Luke karakterini Transparent dizisinden anımsanabilecek Alex MacNicoll canlandırıyor.

-Luke’un takımdan kankaları Grizz, Clark ve Jason karakterlerine sırasıyla Jack Mulhern, Spencer House ve Emilio Garcia-Sanchez hayat veriyor.

-Clark’ın kız arkadaşı Gwen rolünde Olivia Nikkanen‘i izliyoruz.

-Oldukça geniş kadrosuyla dikkat çeken dizide izleme fırsatı yakaladığımız diğer isimler arasında Madam Secretary dizisinden anımsanabilecek Salena Qureshi, Under the Dome ve Heathers dizilerinden tanıdığımız Grace Victoria Cox, Rise dizisinden hatırlanabilecek Damon J. Gillespie ve The OA dizisinden anımsanabilecek Chloë Levine de bulunuyor.

Bana göre yeterince başarılı bir dizi olmuş The Society. Yapmak istediği şeyi yaptığını, vermek istediği şeyi verdiğini düşünüyorum. Dizinin en zayıf bölümü ilk bölümüydü bana göre. Sonraki bölümlerde açılmaya başladı ve kıvama geldi. Hikayesi akıcı ve sürükleyici bir şekilde ilerledi özellikle 3. bölümden itibaren.

Dizinin başına bilim kurgu ve gizem ağırlıklı bir dizi izleme beklentisiyle oturmamak gerekiyor. İlk sezonda daha çok insan ve toplum ilişkileri üzerinden ilerliyor hikaye. İşin bilim kurgu ve gizem kısmını olması gerektiği üzere 2. sezona bırakmışlar diye düşünüyorum. Bu şekilde yaparak iyi de yapmışlar bana göre.

Birçok tanıdık simayı kadrosunda barındıran dizinin en büyük artılarından biri de bu elbette. Geniş kadroda performansıyla en çok dikkat çeken iki isimin Olivia DeJonge ve Toby Wallace olduğunu söyleyebilirim. Genel olarak herkes kendisine düşen görevi yapmakla birlikte az önce sözünü ettiğim iki isme ek olarak Kathryn Newton ve Kristine Froseth’i izlemesi biraz daha keyifliydi diyebilirim.

Ucu açık bir şekilde bitti ilk sezon. Umarım kısa süre içerisinde yeni sezon onayı gelir. En az iki sezon daha izlemek isterim bu ilgi çekici ve dallanıp budaklanmaya elverişli hikayeyi.

Diziyle ilgili daha önce şu yazının altında yorum yapılıyordu.