Ölene Kadar – Tanıtım
7 yorum pirate 08 Eylül 2024 08:44
Ölene Kadar, ATV’nin 12 Ocak-13 Nisan 2017 tarihleri arasında yayınladığı bir drama dizisi. 13 bölümden oluşmakta olan dizinin bölüm süreleri 111-131 dakika aralığında değişmekte.
Türkiye’de beklediği ilgiyi göremeyen dizi, yayınlanmak üzere 100’den fazla ülkeye satılmış. ABD’de NBC kanalı Eternal adıyla bir uyarlamasının yapılmasıyla ilgili çalışmalara başlamış 2017 yılı sonlarında ama devamı gelmemiş. Dizinin yurt dışı pazarlamalarında kullandığı ismi de yine Eternal bu arada. 2021 yılı içerisinde Tayland’da Barb Ayuttitham isimli bir uyarlaması yayınlanmış dizinin.
Tims Productions imzalı dizinin senaristi Elif Usman Ergüden (Pera Palas’ta Gece Yarısı, Kayıp, Hanımın Çiftliği). Ona yazar masasında Sevgi Yılmaz (Çalıkuşu, Üç Kız Kardeş) da eşlik etmiş. Yönetmenliğini ise Feride Kaytan (Yüksek Sosyete, Elkızı) ve Umur Turagay (Yarım Kalan Aşklar, Şahmaran) üstlenmiş.
Dağhan ve Beril, bundan 11 sene önce yirmili yaşlarının başlarında 2 aşık gençmiş. Beril, zengin bir ailenin kızı. Dağhan ise fakir bir ailenin onurlu oğlu. Bir yandan bir hastanede çalışan bir yandan da okulunun son senesinde olup Tıpta Uzmanlık Sınavı’na girmeye hazırlanan Dağhan, Beril’în kendisinden hamile olduğunu öğrenir ve büyük bir mutlulukla mutlulukla evlenmek için girişimlere başlar hiç vakit kaybetmeden.
Beril’in babası bu evliliğe karşı çıkmaktadır ama bu durum gençlerimizi durdurmaz. Çiftimizin düğün günü olması gereken gün ise hayatlarının en acı günü olacaktır.
Dağhan’a o gün Beril’in babasından bir telefon gelir ve onunla görüşmek üzere nikahtan 1.5 saat kadar önce buluşma yerine gider hayatının komplosuna geldiğinin farkında olmaksızın. Beril’in babası planlı ve programlı bir şekilde öldürülür ve suç itinayla Dağhan’ın üzerine yıkılır.
Ayarlanan kanıtlar ve yalancı bir şahitle birlikte müebbet hapis cezasına çarptırılır Dağhan. Suçsuz olduğunu, oyuna getirildiğini haykırsa da kimseye kendisini dinletemez.
Aradan 11 sene geçmiştir. Bunca yıldır suçsuz yere hapis yatan Dağhan’ı hapishanede Selvi isimli genç bir avukat ziyaret eder. Şu an rahmetli olmuş olan, aynı zamanda Dağhan’ın avukatı da olan üniversiteden eski hocasının bir nevi vasiyeti olarak bu davayı yeniden açma istediğini Dağhan’a iletir ve ondan vekalet ister.
Dağhan bahtsız kaderini kabullenmiş haldedir içerde geçirdiği bunca senenin ardından ve Beril’in bu isteğini reddeder. Ardından Beril bir kez daha onu ziyaret eder yanında getirdiği yeni bir kanıtla birlikte. Dağhan’ın suçsuzluğunu ispatlayacak ve dışarıya çıkmasını sağlayacak bir kanıt. Dağhan bu kez inat etmeyecek ve onu yeni avukatı olarak kabul edecektir.
KARAKTERLER VE OYUNCULAR
Dağhan Soysür karakterine Fatmagül’ün Suçu Ne?, Sefirin Kızı, Kara Para Aşk, Adım Farah, Kaçış ve Yabancı Damat gibi dizilerle tanınan Engin Akyürek hayat veriyor.
Bu dava avukatlık kariyerinin ilk davası olan Selvi Nardan karakterinde Yaprak Dökümü ve Çalıkuşu dizileriyle tanınan Fahriye Evcen Özçivit‘i izliyoruz.
Dağhan’ı dinlemeye bile tenezzül etmemiş olan, babasını onun öldürdüğüne sorgusuz sualsiz inanan ve Dağhan’ı anında hayatından çıkaran Beril Karalı karakterini Bir Çocuk Sevdim, Muhteşem Yüzyıl: Kösem ve Kimler Geldi Kimler Geçti gibi dizilerden hatırlanabilecek olan Gülcan Arslan canlandırıyor.
Dağhan’a söz konusu komployu kuran Ender Yoranel karakterine Emret Komutanım, Gecenin Ucunda, Lise Defteri, Savaşçı, Küçük Ağa ve Gece Gündüz gibi dizilerle tanınan Sarp Levendoğlu hayat veriyor.
Ender ve Beril, birbirlerini çok küçük hallerinden beri tanırlarmış. Çünkü babaları çok yakın iki arkadaşmış. Beril’in babası Ender ile ilgili çok önemli bir şey öğreniyor. Ender, bu bilgiyi babasının asla öğrenmesini istememekte. Beril’in babası da dostu yurt dışından döndüğünde bu bilgiyi ona iletmekte bir hayli kararlı gözükünce Ender onu öldürmek suretiyle ilelebet susturmak maksatlı kapsamlı bir plan hazırlıyor. Suçu üzerine yıkacak en uygun aday konumundaki Dağhan’ın da başını afiyetle yakıyor.
Çok sayıda dizide genel olarak kötü rollerle karşımıza çıkmasına alışkın olduğumuz Taner Turan‘ı burada kötü bir rolle izlemiyoruz sürpriz bir şekilde. Dağhan’ın onun suçsuzluğuna inanmaktan bir an bile vazgeçmemiş ama onu kurtarabilmek için elinden bir şey de gelmemiş olan fakir ama gururlu babası Halil Soysür karakterini canlandırmakta.
Dağhan’ın annesi Sabiha Soysür rolünde Ömer ve Benim İçin Üzülme gibi dizilerden hatırlanabilecek Serpil Gül‘ü izliyoruz. Dağhan hapse girdiğinde 8-10 yaşlarında olan ve şimdi bir genç kız olarak karşımıza çıkan kız kardeşi Ayşe Soysür rolünde ise Hayatımın Neşesi, Maraşlı ve Kül Masalı gibi dizilerden anımsanabilecek Gizem Kala‘yı izliyoruz.
Ender’in söz konusu komplosunda aracı/düzenleyici olarak kullandığı Fahri rolünde Gönül Dağı, Babam Sınıfta Kaldı, Aslan Ailem ve Koca Koca Yalanlar gibi dizilerden tanıdığımız Ferdi Sancar‘ı izliyoruz.
Fahri, para karşılığında keskin nişancılık yeteneği olan Yılmaz isimli yoksul bir adamı tutuyor söz konusu cinayeti işlemesi için. Ayrıca küçük kız kardeşini de yalancı şahitlik yapması için tutuyor.
Karaktere Pera Palas’ta Gece Yarısı, Saygı, Ufak Tefek Cinayetler ve Beş Kardeş gibi dizilerden hatırlanabilecek Tansu Biçer hayat veriyor.
Kısmet, Dip, Bonkis ve Gece Yürüyüşü gibi dizilerden tanıdığımız Lale Mansur, Ender’in annesi Asuman Yoranel karakterini canlandırmış. Deli Yürek ve Haziran Gecesi dizileriyle tanınan Demir Karahan ise Ender’in babası Muzaffer Yoranel rolüyle karşımıza çıkmış.
Kadroda ayrıca Ragıp Savaş, Fatih Dokgöz, Kadriye Kenter, Cihat Suvarioğlu, Aykut Akdere, Eylül Naz Özgen, Senay Dede, Tevfik Erman Kutlu, Mesut Akusta ve Didem Balçın gibi isimler mevcut.
Dizinin varlığından haberim bile yoktu açıkçası şu ana kadar. Yayınlandığı dönemde hiç radarıma girmemiş nedense. Tesadüfen YouTube’da denk gelince ilk bölümünü izleyiverdim ve başından memnun ayrıldım. Sadece 13 bölüm sürmesinin pozitif bir şey olduğunu düşünüyorum. Bizim yerli dizilerin senaryo ciddiyeti 8-13 bölümler arası bir yerde kaybolmakta çoğu zaman. Hikaye cazip, oyuncu kadrosu da fena değil. Güzel bir 13 bölümlük yolculuk olmuştur umarım.
(İlk Bölüm İspiyonu) O yalancı şahitlik yapan kızı ekranda ilk gördüğüm anda o kızın Selvi olduğunu hissettim ve bölüm sonunda bunu teyit edeceklerinden emin olarak izledim. Normalde hukuk aynı kişinin aynı davada bu şekilde hem şahit hem de avukat olmasına kesinlikle izin vermez tabii ama bir ad-soyad değişikliği yaşamış belli ki hayatında bir noktada bu Selvi. Beril ve Ender’i 11 yıl sonrasında evli görmek de son derece beklenen hamlelerden biriydi. Dağhan’ın çocuğu da doğmuştur ve babasını Ender olarak biliyordur muhtemelen. Beklenen hamleler gelse de o beklenen hamleler beni rahatsız değil, memnun etti açıkçası. Bu şekilde karakterler arası ağlar daha cazip bir şekilde örülmüş oluyor senaryoda keza.
1 adet vasat sinema filmi haricinde tüm oyunculuk kariyerini benden uzakta geçiren Fahriye Evcen’in izleyeceğim ilk dizisi olacak bu arada bu. Hayırlısı olsun.
yorumlar
* Öncelikle 80’lerden kalma, 9 bölümde yayından kaldırılmış, tanıtım fotoğrafları bile 144p olan ucuz komedileri dahi izleyip “Yaprak Dökümü” izlemediğin için teessüf ederim. İnsanın hiç değilse içi çekerdi yahu
* Ben bunu bir veya iki bölüm izlemişim, ilk bölüm spoilerını okuyunca dank etti. Sonrasında devam etmemem reyting veya beğenisizlik kaynaklıydı herhalde ya da ikisi birden. 13 bölüm sürdüğüne göre uzun ömürlü olmamış, toplayıp kapatmışlar zaten.
Sonradan Ek: Üstteki kısmı 2. bölümde bıraktığın için şeklinde güncelliyorum. O zaman teknik olarak Fahriye Evcen’in ilk dizisi olmamış ki bu ^.^
1-2 bölüm izleyip bırakınca izlemişten saymıyorum ben onları ya! Hem bu hem de yine yeni başladığım Kurt Seyit ve Şura’nın 2. sezonunda gerçek manada izlemiş olacağım işte.
Bölüm 2
Biri kendince bir şeyleri telafi ettiğini sanır. Diğeri yaptığı şeyin bir özürle unutulup gideceğini zanneder.
Beşi de suçlu benim gözümde. Kimseye de affım yok ve muhtemelen olmayacak da açıkçası. Birine hayat vursun; aç kalsın, açıkta kalsın, yapayalnız kalsın istiyorum. İkisi (Aracı ve yalancı şahit) muhakkak hapse girmeli bence bu hikayenin sonunda. Diğer ikisi ise (Azmettiren ve tetikçi) hapse falan girerlerse benim içim soğumaz. Muhakkak nalları dikmeliler.
Güzeldi bu bölüm de. Ana dörtlünün performansından memnunum şu ana kadarki süreçte. Ragıp Savaş’ın bu bölümde diziye dahil oluşu da fena olmadı. Cihat Süvarioğlu da bu bölümde giriş yapanlardandı. Bıyıksız garip geliyor gözüme.
Bölüm 3
E dendi sana kullanamayacaksan boşuna eline alma diye …
Demir Karahan ve Didem Balçın da giriş yaptı bu bölümle birlikte diziye. Didem Balçın’ın karakteri Şahika’nın o lanet olası ana oğuldan pek haz etmez halleri hoşuma gitti. O iki şeytan çatır çutur yerler ama bunu.
Bölüm 5
Yine mi Eyşan?
Allahtan bizimkisi okumuş etmiş adam. Ömer kadar saf değil. O derece aptal aşık değil.
Bölüm 6
‘İçerdeyim Celal Baba/Müdürüm!’ diyerekten sevinemedik bile …
Ulan Yılmaz; en çok senden nefret ediyorum bi-le-sin!
Senin dilini kessinler de bir daha konuşama emi meymenetsiz Sabiha! Adamın erk(ek)liğine/babalığına laf atmak nedir lan? Bu kadın gibiler cidden nefes israfı bu dünyada.
Kafalarına göre sahneler atmışlar, saçma sapan bir şekilde kesip biçmişler bu bölümü montaj odasında. Hem bu durum hem de ‘
havası yorar insanı.’ durumu nedeniyle şu ana kadarki bölümler arasında en zayıf kalanı oldu diyebilirim bu bölüm için.
Bölüm 8
*Selvi’nin dediği de doğru cidden. Tıp okumuş olması yeterince zeki olduğu anlamıyor gelmiyor. 2 ile 2’yi toplayamıyor.
*Bu Demir Karahan bir dizide de insana hayat verse olmuyor mu?
*Mesut Akusta da giriş yaptı.
rolüyle.
Bölüm 9
*Son sahne/cümle: Hele şükür.
*Dağhan: Sen plan falan yapma ya! Cidden. Bir ortaokul bebesi getirsek senden daha iyi plan yapar.
Bölüm 10
Bölüm 11
Diziyi çekmeye başlamadan önce yazdıkları hazır senaryo 5. veya 6. bölümden sonra bitmişti muhtemelen. Son 4 bölümde uzatmaya çalışıyorlardı öyle işte. Bu bölümde ise savcının Dağhan’a ve Zerdan’ın Selvi’ye yaptığı o hikayede yeni kanal açma hamleleri son derece gereksiz ve sakil hamlelerdi bence. Beril’in Zerdan ile tanıştıktan sonraki bu gevrek gevrek sırıtan halleri de hiç hoşuma gitmemekte. Son 4 bölümdeki uzatma halini bu bölüme tercih ederdim kısacası.
Ender, hiçbir zaman dizideki en çok nefret ettiğim karakter olmadı zaten de sıralamada hızla aşağılara düşmeye devam ediyor. Ama onla alakalı değil bu durum tabii. Diğerlerinin çekilmezlik seviyesi çok yüksek.
1-2- Zerdan & Asuman
3-Yılmaz
4-Sabiha
5-6-7- Kolluk Güçleri (Şu savcıyla çalışan polis & Savcı & Rıdvan)
8-Selvi
9-Ender
10-Muzaffer
11-Fahri
12-Beril
Bölüm 12
*Takmış cidden kafaya kart horoz. Prensip falan diye lakıdıyor ama hiç utanma yok cidden namussuzda.
*Senin de yatacak yerin yok öbür dünyada be Asuman!
Bir final bölümü bile çekmeye tenezzül etmemişler. Normal çektikleri bir bölüme son 20 dakikada falan bir yama yapıp bitirmişler işte.
Mehmet, Dağhan ve Ender öleceğine Zerdan’a ek olarak Asuman, Yılmaz ve Selvi’nin öleceği bir finali tercih ederdim şahsen. Saçma sapan ölümler izledik bence.
Fahri nerelerdeydi bu arada şu son 2 bölümde?
Finali de hiç beğenmedim; genel olarak son 3 bölümü de. 8. bölümden itibaren iyice çakılınca reytinglerde dizi bu son bölümleri isteksiz isteksiz yazıp çekmişler belli ki.
Sarp Levendoğlu’na başrol pek gitmiyor bence. Burada ve Gecenin Ucunda’da olduğu gibi hafiften kafası kırık kötü karakter tiplemesi fena durmuyor ama üzerinde. Gülcan Arslan, Muhteşem Yüzyıl: Kösem’den pek aklımda kalan biri değil. 2 bölüm denediğim ve kötü bulduğum Bir Çocuk Sevdim dizisindeki toy halini de hiç sevememiştim ama bu dizideki varlığından memnun kaldım kesinlikle. Hal şöyle ki karakteri Beril’i Fahriye Evcen’in karakteri Selvi’den daha çekici buldum ben mesela tavır ve giyim-kuşam açısından. Lale Mansur’u Kısmet dizisinden, Serpil Gül’ü de Ömer dizisinden pek sevmezdim zaten ama burada daha da nefret eder oldum ikisinden de. Mesut Akusta, kötü karaktere hayat verme açısından bir klasik zaten. Her dizide canlandırdığı karakterden ciddi seviyede nefret etmemek mümkün olmuyor. Bu açıdan kutlamak lazım tabii kendisini.